'Atom Tedavisi Doğurganlığı Etkilemiyor'
Halk arasında 'atom' olarak bilinen ve tiroid kanseri hastaları için kullanılan radyoaktif iyot tedavisinde, kısırlık ya da menopoz riskinin bulunmadığı belirtildi AÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güllü: 'Bu tedavi yönteminde, insanlarda 'kısırlık yapar mı ya da menopoza sokar mı' korkusu var. Bu yanlış bir algı. Bu tedavi yöntemi, doğurganlığı kesinlikle etkilemiyor' 'Tedavide sadece ağız ve göz kuruluğu görülme ihtimali var ancak biz bunun da önüne geçecek tedbirleri alıyoruz'
Uzmanlara göre halk arasında 'atom' olarak bilinen ve tiroid kanseri hastaları için uygulanan radyoaktif iyot tedavisi, kısırlık ya da menopoz riski oluşturmuyor.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiroid kanserinin, tiroid bezi hücrelerinde oluştuğunu ve nadir görüldüğünü belirtti.
Tiroid kanserinde ortalama yaşam süresinin diğer kanser türlerine oranla daha uzun olduğunu anlatan Prof. Dr. Güllü, 'Bazı kanserler 6 ayda, 1 yılda insanın hayatını bitirebilir ama tiroid kanseri daha uzun yaşam beklediğimiz bir kanser türü' dedi.
Gençlerde hastalık seyrinin, ileri yaştakilere göre daha iyi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güllü, ileri yaşlarda hastalığın seyrinin hızlı olması halinde, yaşam süresinin kısalma riskinin arttığını ve tiroid kanserinin dünyada giderek yaygınlaştığını kaydetti.
Prof. Dr. Güllü, tiroid kanserinin meme kanseriyle doğrudan ilişkili olmadığını, bir arada görülme riskinin bulunduğuna işaret ederek, 'Aralarında bilimsel olarak kanıtlanmış kesin bir bağlantı yok ancak bir arada görülme sıklıklarında artış var' diye konuştu.
Tiroid kanserinde, kişiye en az zarar verecek tedavinin seçildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Güllü, şunları söyledi:
'Tanı koyduğumuz zaman uyguladığımız tedavi yöntemi, bugün için cerrahidir. Kişinin bünyesinde çok yüksek dozlara çıkılmadığı sürece atom tedavisi problem oluşturmaz. Bu tedavi yönteminde insanlarda 'kısırlık yapar mı ya da menopoza sokar mı' korkusu var. Bu yanlış bir algı. Benim radyoaktif iyot alıp, doğum yapan bir sürü hastam var. Bu tedavi yöntemi, doğurganlığı kesinlikle etkilemiyor. Tedavide sadece ağız ve göz kuruluğu görülme ihtimali var ancak biz bunun da önüne geçecek tedbirleri alıyoruz.'
Prof. Dr. Güllü, atom tedavisinin daha çok yüksek riskli gruplara uygulandığını, düşük riskli gruplarda ise tercih edilmediğini ya da çok düşük dozlarda verildiğini kaydetti.
Kaynak: AA
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiroid kanserinin, tiroid bezi hücrelerinde oluştuğunu ve nadir görüldüğünü belirtti.
Tiroid kanserinde ortalama yaşam süresinin diğer kanser türlerine oranla daha uzun olduğunu anlatan Prof. Dr. Güllü, 'Bazı kanserler 6 ayda, 1 yılda insanın hayatını bitirebilir ama tiroid kanseri daha uzun yaşam beklediğimiz bir kanser türü' dedi.
Gençlerde hastalık seyrinin, ileri yaştakilere göre daha iyi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güllü, ileri yaşlarda hastalığın seyrinin hızlı olması halinde, yaşam süresinin kısalma riskinin arttığını ve tiroid kanserinin dünyada giderek yaygınlaştığını kaydetti.
Prof. Dr. Güllü, tiroid kanserinin meme kanseriyle doğrudan ilişkili olmadığını, bir arada görülme riskinin bulunduğuna işaret ederek, 'Aralarında bilimsel olarak kanıtlanmış kesin bir bağlantı yok ancak bir arada görülme sıklıklarında artış var' diye konuştu.
Tiroid kanserinde, kişiye en az zarar verecek tedavinin seçildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Güllü, şunları söyledi:
'Tanı koyduğumuz zaman uyguladığımız tedavi yöntemi, bugün için cerrahidir. Kişinin bünyesinde çok yüksek dozlara çıkılmadığı sürece atom tedavisi problem oluşturmaz. Bu tedavi yönteminde insanlarda 'kısırlık yapar mı ya da menopoza sokar mı' korkusu var. Bu yanlış bir algı. Benim radyoaktif iyot alıp, doğum yapan bir sürü hastam var. Bu tedavi yöntemi, doğurganlığı kesinlikle etkilemiyor. Tedavide sadece ağız ve göz kuruluğu görülme ihtimali var ancak biz bunun da önüne geçecek tedbirleri alıyoruz.'
Prof. Dr. Güllü, atom tedavisinin daha çok yüksek riskli gruplara uygulandığını, düşük riskli gruplarda ise tercih edilmediğini ya da çok düşük dozlarda verildiğini kaydetti.