Aile Bütünlüğünün Korunmasını Araştırma Komisyonu
Ankara 1. Aile Mahkemesi Hakimi Öksüzoğlu:'Evlilik sırasındaki eşcinsel ilişkiler de zina kapsamına alınmalı'
Ankara 1. Aile Mahkemesi Hakimi Zeynep Öksüzoğlu, evlilik sırasındaki eşcinsel ilişkilerin de zina kapsamına alınması gerektiğini söyledi.
Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir başkanlığında toplandı.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil Daire Başkanı hakim Figen Benek, yaptığı sunumda, Türkiye genelinde 2004 yılında açılan boşanma davası sayısının 156 bin 450, karara bağlanan dava sayısının ise 157 bin 336 olduğunu kaydetti.
2014 yılında ise açılan dava sayısının 202 bin 17, karara bağlanan dava sayısının da 202 bin 170 olduğunu aktaran Benek, 2004 yılı baz alındığında, boşanma davası sayısında yüzde 29 oranında bir artışın gözlendiğini anlattı.
Benek, 2014 yılında açılan boşanma davalarına bakıldığında, İstanbul'un 44 bin 469 dava ile ilk sırada yer aldığını, bu ili sırasıyla Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Adana, İçel, Konya, Kocaeli ve Gaziantep'in izlediğini aktardı. Figen Benek, en az boşanma davası açılan illerin ise Hakkari, Bayburt, Ardahan, Bitlis, Gümüşhane, Siirt, Şırnak, Muş, Tunceli ve Bingöl olduğunu söyledi.
Mağdur Hakları Daire Başkanı hakim Muhittin Özdemir ise 64 ilde ve 93 ağır ceza merkezinde 257 aile mahkemesinin kurulduğunu anımsattı.
Aile mahkemesi sayısının artırılması gerektiğini belirten Özdemir, bu mahkemelerdeki uzmanların ve bu kişilerin fiziki çalışma koşullarının da yetersiz olduğunu dile getirdi.
Süresiz nafaka ödenmesi yerine sosyal yardım modelinin geliştirilebileceğini ifade eden Özdemir, boşanma süreçlerinde ise çocukların velayeti üzerinden ayrılan eşlerin birbirine hasmane bir tutum takındıklarını, bu nedenle ortak velayet üzerinde de çalışmaların yapılabileceğini kaydetti.
-Evli hükümlü ve tutukluların, eşleriyle mahrem görüşme sayısı arttı
Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden tetkik hakimi Osman Çakır da Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında, 2013 yılında 9 bin 204 olan kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli hükümlü ve tutuklulara kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın eşleri ile mahrem görüşme ödülü sayısının 2015 yılında 23 bin 894'e çıktığını aktardı.
Çakır, aynı yönetmelik çerçevesinde 2013 yılında 574 olan çocuk tutuklu veya hükümlünün, anne ve babasıyla veya vasisi ile aile görüşme ödülü sayısının 2015 yılında 725'e ulaştığını söyledi.
Ankara 1. Aile Mahkemesi Hakimi Zeynep Öksüzoğlu ise aile hakimliğinin diğer hakimlik branşlarından çok farklı olduğunu vurgulayarak, 'İnsanların hayatlarına dokunuyoruz, evlerinin içine giriyoruz, yatak odalarına giriyoruz, çocuklarını elinden alıyoruz, belki evlerinden uzaklaştırıyoruz. Çok önemli bir görev yapıyoruz. Manevi yönü çok ağır bir meslek bu bence' değerlendirmesinde bulundu.
Kürsüde zaman zaman gözlerinin dolduğunu dile getiren Öksüzoğlu, aile duyarlılığı olan hakimlerin aile mahkemelerinde görevlendirilmesi ve hakimlerin de özellikle kadın hakim olması gerektiğini söyledi.
Boşanma nedenlerinden biri olan zinanın karşı cinsten biriyle birlikte olunduğunda geçerli olduğunu dile getiren Öksüzoğlu, eşcinsel ilişkilerin de zina kapsamına alınması gerektiğini kaydetti.
Evlenme yaşının İstanbul Sözleşmesi uyarınca 18 yaş ve üzerinde olması gerektiğini kaydeden Öksüzoğlu, aile hukukuna ilişkin davaların gizli görülmesinin gereğine işaret etti.
-'Yoksulluk nafakasının ömür boyu ödenmesi haksız ve adaletsiz'
Ankara Aile Mahkemesi Hakimi Nevin Birinci de aile hakimliğinin yorucu ve fedakarlık isteyen bir görev olduğunu belirterek, öncelikle bir hakimin aile hakimliği için istekli ve bu alanda ihtisas yapmış olmasının önemine dikkati çekti. Birinci, yoksulluk nafakasının, ömür boyu ödenmesinin haksız ve adaletsiz bir uygulama olduğunu dile getirdi.
Ankara Adliyesinde görevli sosyal hizmet uzmanı Yıldız Çakmak ise evlenme veya boşanma süreçlerinin bireylerin hayatlarındaki en zor dönemlerden biri olduğunu söyledi.
Ankara 2. Çocuk Mahkemesinde görevli psikolog Oya Özbek de adliyelerdeki psikologların çalışma şartlarındaki yetersizlikleri anlattı.
Kaynak: AA
Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir başkanlığında toplandı.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil Daire Başkanı hakim Figen Benek, yaptığı sunumda, Türkiye genelinde 2004 yılında açılan boşanma davası sayısının 156 bin 450, karara bağlanan dava sayısının ise 157 bin 336 olduğunu kaydetti.
2014 yılında ise açılan dava sayısının 202 bin 17, karara bağlanan dava sayısının da 202 bin 170 olduğunu aktaran Benek, 2004 yılı baz alındığında, boşanma davası sayısında yüzde 29 oranında bir artışın gözlendiğini anlattı.
Benek, 2014 yılında açılan boşanma davalarına bakıldığında, İstanbul'un 44 bin 469 dava ile ilk sırada yer aldığını, bu ili sırasıyla Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Adana, İçel, Konya, Kocaeli ve Gaziantep'in izlediğini aktardı. Figen Benek, en az boşanma davası açılan illerin ise Hakkari, Bayburt, Ardahan, Bitlis, Gümüşhane, Siirt, Şırnak, Muş, Tunceli ve Bingöl olduğunu söyledi.
Mağdur Hakları Daire Başkanı hakim Muhittin Özdemir ise 64 ilde ve 93 ağır ceza merkezinde 257 aile mahkemesinin kurulduğunu anımsattı.
Aile mahkemesi sayısının artırılması gerektiğini belirten Özdemir, bu mahkemelerdeki uzmanların ve bu kişilerin fiziki çalışma koşullarının da yetersiz olduğunu dile getirdi.
Süresiz nafaka ödenmesi yerine sosyal yardım modelinin geliştirilebileceğini ifade eden Özdemir, boşanma süreçlerinde ise çocukların velayeti üzerinden ayrılan eşlerin birbirine hasmane bir tutum takındıklarını, bu nedenle ortak velayet üzerinde de çalışmaların yapılabileceğini kaydetti.
-Evli hükümlü ve tutukluların, eşleriyle mahrem görüşme sayısı arttı
Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden tetkik hakimi Osman Çakır da Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında, 2013 yılında 9 bin 204 olan kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli hükümlü ve tutuklulara kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın eşleri ile mahrem görüşme ödülü sayısının 2015 yılında 23 bin 894'e çıktığını aktardı.
Çakır, aynı yönetmelik çerçevesinde 2013 yılında 574 olan çocuk tutuklu veya hükümlünün, anne ve babasıyla veya vasisi ile aile görüşme ödülü sayısının 2015 yılında 725'e ulaştığını söyledi.
Ankara 1. Aile Mahkemesi Hakimi Zeynep Öksüzoğlu ise aile hakimliğinin diğer hakimlik branşlarından çok farklı olduğunu vurgulayarak, 'İnsanların hayatlarına dokunuyoruz, evlerinin içine giriyoruz, yatak odalarına giriyoruz, çocuklarını elinden alıyoruz, belki evlerinden uzaklaştırıyoruz. Çok önemli bir görev yapıyoruz. Manevi yönü çok ağır bir meslek bu bence' değerlendirmesinde bulundu.
Kürsüde zaman zaman gözlerinin dolduğunu dile getiren Öksüzoğlu, aile duyarlılığı olan hakimlerin aile mahkemelerinde görevlendirilmesi ve hakimlerin de özellikle kadın hakim olması gerektiğini söyledi.
Boşanma nedenlerinden biri olan zinanın karşı cinsten biriyle birlikte olunduğunda geçerli olduğunu dile getiren Öksüzoğlu, eşcinsel ilişkilerin de zina kapsamına alınması gerektiğini kaydetti.
Evlenme yaşının İstanbul Sözleşmesi uyarınca 18 yaş ve üzerinde olması gerektiğini kaydeden Öksüzoğlu, aile hukukuna ilişkin davaların gizli görülmesinin gereğine işaret etti.
-'Yoksulluk nafakasının ömür boyu ödenmesi haksız ve adaletsiz'
Ankara Aile Mahkemesi Hakimi Nevin Birinci de aile hakimliğinin yorucu ve fedakarlık isteyen bir görev olduğunu belirterek, öncelikle bir hakimin aile hakimliği için istekli ve bu alanda ihtisas yapmış olmasının önemine dikkati çekti. Birinci, yoksulluk nafakasının, ömür boyu ödenmesinin haksız ve adaletsiz bir uygulama olduğunu dile getirdi.
Ankara Adliyesinde görevli sosyal hizmet uzmanı Yıldız Çakmak ise evlenme veya boşanma süreçlerinin bireylerin hayatlarındaki en zor dönemlerden biri olduğunu söyledi.
Ankara 2. Çocuk Mahkemesinde görevli psikolog Oya Özbek de adliyelerdeki psikologların çalışma şartlarındaki yetersizlikleri anlattı.