Eğitim Fakültesi Dekanları Toplandı
Eğitim Fakültesi Dekanlar Konseyi (EFDEK) Yürütme Kurulu, 7’inci İstişare ve 3’üncü Genel Kurul Toplantısı İnönü Üniversitesinde yapıldı.
İnönü Üniversitesi Kalegöl Otel’de gerçekleştirilen toplantıya YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK Kalite Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuba Yanpar, MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı, EFDEK Başkanı ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez ile çok sayıda Eğitim Fakültesi Dekanlar Konseyi üyeleri katıldı.
Toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Programı öğrencilerinin seslendirdiği Malatya türküleri müzik dinletisi ile başladı.
Daha sonra toplantının açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen EFDEK Başkanı ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez, Eğitim Fakültesi Dekanlar Konseyi hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Dönmez, “Düzenlediğimiz toplantılar ile Eğitim Fakültelerinin sorunlarını bilimsel veriler çerçevesinde değerlendirmek, fakültelerin eğitim-öğretim, araştırma ve topluma hizmet faaliyetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak, eğitim ile ilgili konularda bilimsel bir zeminde politikalar üretmek ve bu politikaların hayata geçirilmesi yönünde gerekli girişimlerde bulunmak, değerlendirme ve akreditasyon çalışmalarının alt yapısını oluşturmak, bu amaçla kurulacak kurum, kuruluş ve kurulların faaliyetlerini desteklemek ve izlemek amaçlanmaktadır” dedi.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, özellikle son dönemde yükseköğretimin sorunlarını çözme noktasında hızlandırılmış bir çaba içerisine girildiğini belirtti.
Çelik, “Bu aşamada bize düşen eksikliklerimizi giderme hususunda çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdürmektir. Ayrıca tüm eksikliklerimize rağmen hem ülkemiz hem de üniversitelerimiz gelişmeye devam etmektedir. Bundan 20 yıl öncesinde bugün devletin üniversitelerine bu kadar yatırım yapacağını hayal bile edemezdik. Her gün daha da gelişen ve birçok alanda uluslararasılaşan bir Anadolu üniversitesi olarak İnönü Üniversitesi, son 7,5 yılda tam 600 milyon TL yatırım yapmış, bunun 400 milyon TL’sini devletten, 150 milyon TL’sini öz gelirlerinden, diğer 50 Milyon TL’sini ise Malatyalı iş adamlarından almıştır. Cumhurbaşkanımızın ve YÖK Başkanımızın da zaman zaman vurguladıkları gibi, üniversiteler artık belli bir alanda kendilerini geliştirerek rol model olmalıdırlar. İşte şu an misafir olduğunuz üniversite bu bağlamda ilerlemektedir. İnönü Üniversitesi karaciğer naklinde Avrupa birincisi ve dünyada ikinci konumdadır. Daha birçok organ naklinin gerçekleştirildiği İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde kurulan Karaciğer Nakli Hastanesi dünyada tek organa ait hastane olma özelliği taşımaktadır. Sağlıkta ön plana çıkan İnönü Üniversitesi ayrıca sosyal sorumluluk projelerine de son derece önem vermiş ve bu konularda da ciddi projeler hayata geçirmişti. Teknopark, Güneş Enerjisi Santrali, Hastane Oteli gibi projelerle toplumunun sorunlarına duyarlı ve çözüm üreten bir hale gelmiştir. Eğer biz, tembelleşmeden ve yerelleşmeden ülkemizin değerlerini, tüm dinamitlerini seferber edersek çok kısa bir süre içerisinde büyük sorunları da çözebileceğimizi düşünüyorum. Bu duygularla toplantının başarılı geçmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin ise mevcut norm fazlası öğretmenlerin gerçekte ihtiyacı olan okullara dağıtılması halinde Türkiye’nin gerçekte öğretmen açığının 7 bin olduğunu söyledi.
Aktekin, “Ancak öğretmenlerin eş, engel vs. durumlarından dolayı bunu yapmak çok mümkün olmuyor. Şu anki haliyle öğretmen ihtiyacımız yaklaşık 60 bin civarındadır. Tabii ki bunların hepsine de çeşitli nedenlerden dolayı tayin yapılamıyor. Şu an itibari ile atamayı bekleyen öğretmenlerin ve mezun edilecek olan öğretmen adayların ezici bir kısmı kamuda öğretmen olarak istihdam edilemeyecektir. Böyle bir ihtimal de imkan da yoktur. Dolayısıyla eğitim fakültelerinin geleceklerini tartışırken bu gerçeği görerek yola devam etmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Toplantıda son olarak konuşan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK olarak temel sloganlarının eğitimde nitelik ve kaliteyi arttırmak olduğunu ifade etti.
Türkiye’de yükseköğretimin artık belli bir nicel ivmeye ulaştığını kaydeden Şişman, “Kitleleşme ötesi noktaya gelmiştir. Bundan böyle artık kalite ve nitelik üzerinde yoğunlaşmamız gerekmektedir. Rektörümüzün ifade ettiği gibi, üniversitelerimiz şu an daha çok imkana ve bütçeye sahiptir. Artık eğitim ve öğretimde kalite ve nitelik olmalıdır. Gerçekten de üniversiteler rol model olmalıdır. YÖK olarak radikal reformlar yerine küçük küçük yenilikler ve iyileştirmelerle yol almayı düşündük. Hatta bazı düzenlemeleri askıya çıkarıyoruz. Yani yaptığımız düzenlemelere paydaşlarımızın ve ilgililerin düşüncesini aldıktan sonra nihai şeklini veriyoruz” diye konuştu.
Yapılan konuşmalardan sonra toplantı, YÖK Kalite Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuba Yanpar’ın “Yükseköğretimde Kalite Güvencesi ve Eğitim Fakültelerine Yansımaları” başlıklı sunumu ile devam etti.
Kaynak: İHA
Toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Programı öğrencilerinin seslendirdiği Malatya türküleri müzik dinletisi ile başladı.
Daha sonra toplantının açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen EFDEK Başkanı ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Dönmez, Eğitim Fakültesi Dekanlar Konseyi hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Dönmez, “Düzenlediğimiz toplantılar ile Eğitim Fakültelerinin sorunlarını bilimsel veriler çerçevesinde değerlendirmek, fakültelerin eğitim-öğretim, araştırma ve topluma hizmet faaliyetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak, eğitim ile ilgili konularda bilimsel bir zeminde politikalar üretmek ve bu politikaların hayata geçirilmesi yönünde gerekli girişimlerde bulunmak, değerlendirme ve akreditasyon çalışmalarının alt yapısını oluşturmak, bu amaçla kurulacak kurum, kuruluş ve kurulların faaliyetlerini desteklemek ve izlemek amaçlanmaktadır” dedi.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, özellikle son dönemde yükseköğretimin sorunlarını çözme noktasında hızlandırılmış bir çaba içerisine girildiğini belirtti.
Çelik, “Bu aşamada bize düşen eksikliklerimizi giderme hususunda çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdürmektir. Ayrıca tüm eksikliklerimize rağmen hem ülkemiz hem de üniversitelerimiz gelişmeye devam etmektedir. Bundan 20 yıl öncesinde bugün devletin üniversitelerine bu kadar yatırım yapacağını hayal bile edemezdik. Her gün daha da gelişen ve birçok alanda uluslararasılaşan bir Anadolu üniversitesi olarak İnönü Üniversitesi, son 7,5 yılda tam 600 milyon TL yatırım yapmış, bunun 400 milyon TL’sini devletten, 150 milyon TL’sini öz gelirlerinden, diğer 50 Milyon TL’sini ise Malatyalı iş adamlarından almıştır. Cumhurbaşkanımızın ve YÖK Başkanımızın da zaman zaman vurguladıkları gibi, üniversiteler artık belli bir alanda kendilerini geliştirerek rol model olmalıdırlar. İşte şu an misafir olduğunuz üniversite bu bağlamda ilerlemektedir. İnönü Üniversitesi karaciğer naklinde Avrupa birincisi ve dünyada ikinci konumdadır. Daha birçok organ naklinin gerçekleştirildiği İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde kurulan Karaciğer Nakli Hastanesi dünyada tek organa ait hastane olma özelliği taşımaktadır. Sağlıkta ön plana çıkan İnönü Üniversitesi ayrıca sosyal sorumluluk projelerine de son derece önem vermiş ve bu konularda da ciddi projeler hayata geçirmişti. Teknopark, Güneş Enerjisi Santrali, Hastane Oteli gibi projelerle toplumunun sorunlarına duyarlı ve çözüm üreten bir hale gelmiştir. Eğer biz, tembelleşmeden ve yerelleşmeden ülkemizin değerlerini, tüm dinamitlerini seferber edersek çok kısa bir süre içerisinde büyük sorunları da çözebileceğimizi düşünüyorum. Bu duygularla toplantının başarılı geçmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin ise mevcut norm fazlası öğretmenlerin gerçekte ihtiyacı olan okullara dağıtılması halinde Türkiye’nin gerçekte öğretmen açığının 7 bin olduğunu söyledi.
Aktekin, “Ancak öğretmenlerin eş, engel vs. durumlarından dolayı bunu yapmak çok mümkün olmuyor. Şu anki haliyle öğretmen ihtiyacımız yaklaşık 60 bin civarındadır. Tabii ki bunların hepsine de çeşitli nedenlerden dolayı tayin yapılamıyor. Şu an itibari ile atamayı bekleyen öğretmenlerin ve mezun edilecek olan öğretmen adayların ezici bir kısmı kamuda öğretmen olarak istihdam edilemeyecektir. Böyle bir ihtimal de imkan da yoktur. Dolayısıyla eğitim fakültelerinin geleceklerini tartışırken bu gerçeği görerek yola devam etmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Toplantıda son olarak konuşan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK olarak temel sloganlarının eğitimde nitelik ve kaliteyi arttırmak olduğunu ifade etti.
Türkiye’de yükseköğretimin artık belli bir nicel ivmeye ulaştığını kaydeden Şişman, “Kitleleşme ötesi noktaya gelmiştir. Bundan böyle artık kalite ve nitelik üzerinde yoğunlaşmamız gerekmektedir. Rektörümüzün ifade ettiği gibi, üniversitelerimiz şu an daha çok imkana ve bütçeye sahiptir. Artık eğitim ve öğretimde kalite ve nitelik olmalıdır. Gerçekten de üniversiteler rol model olmalıdır. YÖK olarak radikal reformlar yerine küçük küçük yenilikler ve iyileştirmelerle yol almayı düşündük. Hatta bazı düzenlemeleri askıya çıkarıyoruz. Yani yaptığımız düzenlemelere paydaşlarımızın ve ilgililerin düşüncesini aldıktan sonra nihai şeklini veriyoruz” diye konuştu.
Yapılan konuşmalardan sonra toplantı, YÖK Kalite Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuba Yanpar’ın “Yükseköğretimde Kalite Güvencesi ve Eğitim Fakültelerine Yansımaları” başlıklı sunumu ile devam etti.