Orta Asya Yatırım Forumu
Başbakan Yardımcısı Şimşek: 'Biz Rusya'yı bir düşman olarak görmüyoruz. Rusya bizim komşumuzdur. Rusya ile biz güzel dostluk, komşuluk ilişkileri içinde yolumuza devam etmek istiyoruz' 'Bizim Orta Asya ile olan dostluğumuz, ilişkilerimiz, tarihi bağlarımız başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır' 'Birinci nesil reformlar sayesinde hükümetimiz Türkiye'yi yüksekorta gelir grubuna çıkardı, yeni yapılacak reformlarla da üst gelir grubuna ulaştırmak istiyoruz'
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 'Biz Rusya'yı bir düşman olarak görmüyoruz. Rusya bizim komşumuzdur. Rusya ile biz güzel dostluk, komşuluk ilişkileri içinde yolumuza devam etmek istiyoruz. Ama bizim Orta Asya ile olan dostluğumuz, ilişkilerimiz, tarihi bağlarımız başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır' dedi.
Şimşek, İstanbul'da düzenlenen 'Orta Asya Yatırım Forumu'na katıldı. Forum dün akşam Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı.
Bakan Şimşek, forumun açılış konuşmasında, Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arasında çok derin ve güçlü tarihi, kültürel bağlar olduğuna işaret ederek, bu ülkelerin gelişmesi için Türkiye olarak her türlü desteği Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile birlikte vermeye hazır olduklarını söyledi.
Yaptığı sunumda katılımcılara Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeler ve reform paketlerine ilişkin bilgi veren Şimşek, küresel ekonomiye bakıldığında büyümenin yavaşladığını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin daha düşük büyüme ile yoluna devam ettiğini anımsattı.
Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde küresel para politikasındaki süreçlerin Türkiye, Orta Asya dahil tüm dünyayı önemli sorunlarla karşı karşıya bırakacağını belirterek, şunları kaydetti:
'Her ne kadar Amerika'daki faiz artışı 25 baz puan gibi gözükse de, aslında 2013 yılının ortasına oranla 300 baz puanın üzerinde bir sıkılaştırma söz konusu. Yani, başka bir hesapla, FED'in faiz artışından önce de bir sıkılaştırma söz konusu. Kaygıların, endişelerin nerdeyse zirveyi bulduğu bir dönemdeyiz.
Böyle bir ortamda gelişmekte olan ülkelere de eskiden olduğu gibi bir fon akışı yok. Tam aksine ilk defa uzun bir aradan sonra gelişmekte olan ülkelerden çok ciddi bir sermaye çıkışı var. Böyle bir resim, bu küresel arka plan ister istemez, hem Türkiye'yi hem Orta Asya ülkelerini etkiliyor.
Orta Asya ülkelerine baktığınızda orada da büyüme yavaşlıyor, dış denge biraz kötüleşmeye başlamış, eskiden olduğu gibi transferler güçlü değil, para birimleri değer kaybediyor, enflasyon nisbeten yüksek, bütçe dengelerinde bozulma, borçlarda bir artış var.'
-'Orta Asya'da bir yandan coğrafi çeşitlendirme, bir yandan ürün bazında çeşitlendirmeye ihtiyaç var'
Şimşek, bu durumların Orta Asya ülkelerinde bir ekonomik çeşitlendirme ihtiyacını ortaya çıkardığını belirterek, 'Ve yatırım ortamını iyileştirip, yatırım çekmeleri lazım. Orta Asya ülkelerinin bir avantajı aslında eğitimde ilerdeler, insan kaynağına yatırımda iyi noktadalar. Girişimciliğin, yatırım ortamının ve altyapının iyileştirilmesi lazım' dedi.
Orta Asya ülkelerinde ekonomide pazar ve ürün çeşitlendirilmesine gidilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, emtia ihtiyacına olan yüksek bağımlılığa işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti:
'Aynı şekilde coğrafi anlamda da aslında yakın ülkelere büyük bir bağımlılık söz konusu. Ama o bölgedeki ülkeler aynı global trendlerden etkilendiği için, hep beraber etkileniliyor. O yüzden bir yandan coğrafi anlamda bir çeşitlendirme, bir yandan ürün bazında bir çeşitlendirme gerekiyor.
Bütün dünyanın yatırıma ihtiyacı var. Bizim G20 dönem başkanlığında önceliklendirdiğimiz konulardan biri yatırımlardı. Yatırımlar olmadan, verimliliği, üretken kapasiteyi, istihdamı artıramayız. Bu yüzden yatırımlar çok önemli.
Aslında Türkiye bu konuda güzel bir deneyime sahip. Özel sektör dinamizmini kullanıp, kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde aslında birçok yatırım yapılabilir. Yeter ki bu yatırımlar nakit akışı belli, çerçevesi belli olan, öngörülebilirliği olan yatırımlar olsun. Özel sektörde kaynak çok.'
-'Reformlar temenniler listesi değil'
Gelişmekte olan ülkelere para akışının sınırlı olduğunu belirten Şimşek, bu yüzden yatırım ortamının iyileştirilmesinin gerekliliğine işaret ederek, 'Yatırım ortamında öngörülebilirlik ve eşit rekabet konuları son derece önemli. Türkiye bu konuda mesafe katetti ama biz bile arzuladığımız yerde değiliz, şu an ciddi bir reform çabası içindeyiz' dedi.
Dünyada kaynağın bol olduğunu, doğru makroekonomik politikaların uygulanması, reform yapılması ve ülkenin öngörülebilir hale getirilmesi halinde kaynak kıtlığı diye bir şeyin söz konusu olmayacağını belirten Şimşek, 90'lı yıllarda da aynı sıkıntıların yaşandığını ve o dönemde reform yapan ülkelerin muazzam yatırım çektiğini hatırlattı.
Mehmet Şimşek, Orta Asya ülkelerini 'Son yıllarda büyük başarı hikayesi' şeklinde tanımlayarak, bu başarının önemli ölçüde emtia fiyatları ile ilişkili olduğunu, bundan sonrasında bu başarının nasıl kalıcı hale getirileceğinin düşünülmesi ve çalışılması gerektiğini söyledi.
Burada ilham kaynağı olması adına Türkiye'nin reform çabalarından bahseden ve reformların içeriğine ilişkin Orta Asyalı katılımcılara değerlendirmelerde bulunan Şimşek, 'Biz Avrupa'ya özellikle demokratikleşme, hukuk devleti olma, kurumların kalitesi gibi alanlarda ilham kaynağı olarak bakıyoruz. Bizim için referans Batı Avrupa, Avrupa Birliği'dir. Çünkü Avrupa'da kurumların kalitesi daha iyi, hukuk devleti daha iyi işliyor ve demokratik standartlar daha yüksek. Bunlarda yatırım ikliminin olmazsa olmaz parçalarıdır' ifadelerini kullandı.
-'Yeni yapılacak reformlarla Türkiye'yi üst gelir grubuna ulaştırmak istiyoruz'
Şimşek, Türkiye'nin reform paketinin içeriği hakkında katılımcılara detaylı bilgi verirken, reform programının mikro, makro ve AB süreci olarak açıkladığı 3 ayağının kapsadığı içerikleri de anlattı.
Reformların 'temenniler listesi' olmadığının altını çizen Şimşek, her konuda tartışılıp konuşularak iyi bir yol haritası çıkarıldığını aktardı. Yargı sistemi, yolsuzlukla mücadele, eğitim, kamu finansmanı ve yönetimi başta olmak üzerek birçok alanda reform yapıldığını anımsatan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin yaklaşık 50 yıl düşük gelir grubunda, 25-30 yıl da düşük orta gelir grubunda kaldığını aktardı.
Şimşek, şimdi birinci nesil reformlar sayesinde hükümetin Türkiye'yi yüksek-orta gelir grubuna çıkardığını, yeni yapılacak reformlarla da üst gelir grubuna ulaştırmak istediklerini belirterek, bunun içinde kurumların kalitesi, demografik yapı ve verimliliğin çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'de demografik yapının çok elverişli olduğu değerlendirmesinde bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları kaydetti:
'Çok açık ve net bu konuda iyi noktadayız, Avrupa ile arayı kapatırız. Kurumların kalitesi arzuladığımız seviyede değil, birçok noktada iyileşme var ama istediğimiz başarıyı henüz yakalayamadık, o yüzden 'Daha çok reform' diyoruz. Verimlilikte hızlı bir artış var ama daha katedeceğimiz mesafe var.
Özetle biz, bu dönüşümden Türkiye olarak geçtik. Petrolümüz, doğalgazımız yok. Türkiye yakın dönemde yıllık 50-60 milyar dolar petrol faturası ödüyordu, ona rağmen Türkiye üst orta gelir grubuna çıkmayı başardı. Orta Asya'daki kardeşlerimizde bugünkü emtia şokuna rağmen bunu başarabilir.
Buradaki en büyük partnerlerimizden biri EBRD. Çünkü EBRD, Dünya Bankası gibi ülke ihtiyaçları ile paralel programlar yapabiliyor. Biz Türkiye olarak deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. Reform konusunda her türlü desteğe, karşılıksız şekilde her türlü teknik desteğe hazırız.'
-'Orta Asya ile olan dostluğumuz başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır'
Şimşek, EBRD'nin donör programına da katılmayı düşündüklerini bildirerek, Orta Asya'nın başarısından Türkiye'nin duyacağı memnuniyeti dile getirdi.
Rusya ile Türkiye arasında yaşananların Orta Asya tarafından bir sorun olarak görülmemesi gerektiğini belirten Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Biz Rusya'yı bir düşman olarak görmüyoruz. Rusya bizim komşumuzdur. Rusya ile biz güzel dostluk, komşuluk ilişkileri içinde yolumuza devam etmek istiyoruz. Fikir farklılıklarımız olabilir, Suriye konusunda farklı düşünebiliriz ama bu bizi Rusya ile düşman yapmaz. Biz Rusya ile iyi dostluk, komşuluk ilişkilerimizi, ticaretimizi, karşılıklı yatırımlarımızı daha da geliştirmek istiyoruz.
İnşallah bu çerçevede onlar da son krizden sonra biraz daha sakinleşir, aklı selim şekilde konulara yaklaşırlar. Ama bizim Orta Asya ile olan dostluğumuz, ilişkilerimiz, tarihi bağlarımız başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır, güçlüdür. Dolayısıyla o konuda en ufak bir tereddüt olmasın.'
Kaynak: AA
Şimşek, İstanbul'da düzenlenen 'Orta Asya Yatırım Forumu'na katıldı. Forum dün akşam Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı.
Bakan Şimşek, forumun açılış konuşmasında, Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arasında çok derin ve güçlü tarihi, kültürel bağlar olduğuna işaret ederek, bu ülkelerin gelişmesi için Türkiye olarak her türlü desteği Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile birlikte vermeye hazır olduklarını söyledi.
Yaptığı sunumda katılımcılara Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeler ve reform paketlerine ilişkin bilgi veren Şimşek, küresel ekonomiye bakıldığında büyümenin yavaşladığını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin daha düşük büyüme ile yoluna devam ettiğini anımsattı.
Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde küresel para politikasındaki süreçlerin Türkiye, Orta Asya dahil tüm dünyayı önemli sorunlarla karşı karşıya bırakacağını belirterek, şunları kaydetti:
'Her ne kadar Amerika'daki faiz artışı 25 baz puan gibi gözükse de, aslında 2013 yılının ortasına oranla 300 baz puanın üzerinde bir sıkılaştırma söz konusu. Yani, başka bir hesapla, FED'in faiz artışından önce de bir sıkılaştırma söz konusu. Kaygıların, endişelerin nerdeyse zirveyi bulduğu bir dönemdeyiz.
Böyle bir ortamda gelişmekte olan ülkelere de eskiden olduğu gibi bir fon akışı yok. Tam aksine ilk defa uzun bir aradan sonra gelişmekte olan ülkelerden çok ciddi bir sermaye çıkışı var. Böyle bir resim, bu küresel arka plan ister istemez, hem Türkiye'yi hem Orta Asya ülkelerini etkiliyor.
Orta Asya ülkelerine baktığınızda orada da büyüme yavaşlıyor, dış denge biraz kötüleşmeye başlamış, eskiden olduğu gibi transferler güçlü değil, para birimleri değer kaybediyor, enflasyon nisbeten yüksek, bütçe dengelerinde bozulma, borçlarda bir artış var.'
-'Orta Asya'da bir yandan coğrafi çeşitlendirme, bir yandan ürün bazında çeşitlendirmeye ihtiyaç var'
Şimşek, bu durumların Orta Asya ülkelerinde bir ekonomik çeşitlendirme ihtiyacını ortaya çıkardığını belirterek, 'Ve yatırım ortamını iyileştirip, yatırım çekmeleri lazım. Orta Asya ülkelerinin bir avantajı aslında eğitimde ilerdeler, insan kaynağına yatırımda iyi noktadalar. Girişimciliğin, yatırım ortamının ve altyapının iyileştirilmesi lazım' dedi.
Orta Asya ülkelerinde ekonomide pazar ve ürün çeşitlendirilmesine gidilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, emtia ihtiyacına olan yüksek bağımlılığa işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti:
'Aynı şekilde coğrafi anlamda da aslında yakın ülkelere büyük bir bağımlılık söz konusu. Ama o bölgedeki ülkeler aynı global trendlerden etkilendiği için, hep beraber etkileniliyor. O yüzden bir yandan coğrafi anlamda bir çeşitlendirme, bir yandan ürün bazında bir çeşitlendirme gerekiyor.
Bütün dünyanın yatırıma ihtiyacı var. Bizim G20 dönem başkanlığında önceliklendirdiğimiz konulardan biri yatırımlardı. Yatırımlar olmadan, verimliliği, üretken kapasiteyi, istihdamı artıramayız. Bu yüzden yatırımlar çok önemli.
Aslında Türkiye bu konuda güzel bir deneyime sahip. Özel sektör dinamizmini kullanıp, kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde aslında birçok yatırım yapılabilir. Yeter ki bu yatırımlar nakit akışı belli, çerçevesi belli olan, öngörülebilirliği olan yatırımlar olsun. Özel sektörde kaynak çok.'
-'Reformlar temenniler listesi değil'
Gelişmekte olan ülkelere para akışının sınırlı olduğunu belirten Şimşek, bu yüzden yatırım ortamının iyileştirilmesinin gerekliliğine işaret ederek, 'Yatırım ortamında öngörülebilirlik ve eşit rekabet konuları son derece önemli. Türkiye bu konuda mesafe katetti ama biz bile arzuladığımız yerde değiliz, şu an ciddi bir reform çabası içindeyiz' dedi.
Dünyada kaynağın bol olduğunu, doğru makroekonomik politikaların uygulanması, reform yapılması ve ülkenin öngörülebilir hale getirilmesi halinde kaynak kıtlığı diye bir şeyin söz konusu olmayacağını belirten Şimşek, 90'lı yıllarda da aynı sıkıntıların yaşandığını ve o dönemde reform yapan ülkelerin muazzam yatırım çektiğini hatırlattı.
Mehmet Şimşek, Orta Asya ülkelerini 'Son yıllarda büyük başarı hikayesi' şeklinde tanımlayarak, bu başarının önemli ölçüde emtia fiyatları ile ilişkili olduğunu, bundan sonrasında bu başarının nasıl kalıcı hale getirileceğinin düşünülmesi ve çalışılması gerektiğini söyledi.
Burada ilham kaynağı olması adına Türkiye'nin reform çabalarından bahseden ve reformların içeriğine ilişkin Orta Asyalı katılımcılara değerlendirmelerde bulunan Şimşek, 'Biz Avrupa'ya özellikle demokratikleşme, hukuk devleti olma, kurumların kalitesi gibi alanlarda ilham kaynağı olarak bakıyoruz. Bizim için referans Batı Avrupa, Avrupa Birliği'dir. Çünkü Avrupa'da kurumların kalitesi daha iyi, hukuk devleti daha iyi işliyor ve demokratik standartlar daha yüksek. Bunlarda yatırım ikliminin olmazsa olmaz parçalarıdır' ifadelerini kullandı.
-'Yeni yapılacak reformlarla Türkiye'yi üst gelir grubuna ulaştırmak istiyoruz'
Şimşek, Türkiye'nin reform paketinin içeriği hakkında katılımcılara detaylı bilgi verirken, reform programının mikro, makro ve AB süreci olarak açıkladığı 3 ayağının kapsadığı içerikleri de anlattı.
Reformların 'temenniler listesi' olmadığının altını çizen Şimşek, her konuda tartışılıp konuşularak iyi bir yol haritası çıkarıldığını aktardı. Yargı sistemi, yolsuzlukla mücadele, eğitim, kamu finansmanı ve yönetimi başta olmak üzerek birçok alanda reform yapıldığını anımsatan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin yaklaşık 50 yıl düşük gelir grubunda, 25-30 yıl da düşük orta gelir grubunda kaldığını aktardı.
Şimşek, şimdi birinci nesil reformlar sayesinde hükümetin Türkiye'yi yüksek-orta gelir grubuna çıkardığını, yeni yapılacak reformlarla da üst gelir grubuna ulaştırmak istediklerini belirterek, bunun içinde kurumların kalitesi, demografik yapı ve verimliliğin çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'de demografik yapının çok elverişli olduğu değerlendirmesinde bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları kaydetti:
'Çok açık ve net bu konuda iyi noktadayız, Avrupa ile arayı kapatırız. Kurumların kalitesi arzuladığımız seviyede değil, birçok noktada iyileşme var ama istediğimiz başarıyı henüz yakalayamadık, o yüzden 'Daha çok reform' diyoruz. Verimlilikte hızlı bir artış var ama daha katedeceğimiz mesafe var.
Özetle biz, bu dönüşümden Türkiye olarak geçtik. Petrolümüz, doğalgazımız yok. Türkiye yakın dönemde yıllık 50-60 milyar dolar petrol faturası ödüyordu, ona rağmen Türkiye üst orta gelir grubuna çıkmayı başardı. Orta Asya'daki kardeşlerimizde bugünkü emtia şokuna rağmen bunu başarabilir.
Buradaki en büyük partnerlerimizden biri EBRD. Çünkü EBRD, Dünya Bankası gibi ülke ihtiyaçları ile paralel programlar yapabiliyor. Biz Türkiye olarak deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. Reform konusunda her türlü desteğe, karşılıksız şekilde her türlü teknik desteğe hazırız.'
-'Orta Asya ile olan dostluğumuz başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır'
Şimşek, EBRD'nin donör programına da katılmayı düşündüklerini bildirerek, Orta Asya'nın başarısından Türkiye'nin duyacağı memnuniyeti dile getirdi.
Rusya ile Türkiye arasında yaşananların Orta Asya tarafından bir sorun olarak görülmemesi gerektiğini belirten Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Biz Rusya'yı bir düşman olarak görmüyoruz. Rusya bizim komşumuzdur. Rusya ile biz güzel dostluk, komşuluk ilişkileri içinde yolumuza devam etmek istiyoruz. Fikir farklılıklarımız olabilir, Suriye konusunda farklı düşünebiliriz ama bu bizi Rusya ile düşman yapmaz. Biz Rusya ile iyi dostluk, komşuluk ilişkilerimizi, ticaretimizi, karşılıklı yatırımlarımızı daha da geliştirmek istiyoruz.
İnşallah bu çerçevede onlar da son krizden sonra biraz daha sakinleşir, aklı selim şekilde konulara yaklaşırlar. Ama bizim Orta Asya ile olan dostluğumuz, ilişkilerimiz, tarihi bağlarımız başka ülkelerle yaşadığımız geçici sıkıntılara karşı dayanıklıdır, güçlüdür. Dolayısıyla o konuda en ufak bir tereddüt olmasın.'