Mülteci Hakları Alt Komisyonu

AK Parti'li Dülger: 'Suriyeliler gitmeyecek. Medeniyet farkının olduğu, medeniyetin düşük olduğu, yaşam alanının kalmadığı yere gidiş olmayacaktır' 'Gelenlerden yüzde 20 dönerse bunu büyük bir rakam olarak kabul edelim ve çalışmaları bu temelde yapalım' Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal Rehabilitasyon Hizmetleri Daire Başkanı Emin Eraslan: 'Geçici barınma merkezleri bünyesinde 290 çocuk hem anne hem babasını, 3 bin 969 çocuk babasını, 390 çocuk da annesini kaybetti'

AK Parti Kilis Milletvekili Mustafa Hilmi Dülger, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin büyük çoğunluğunun Türkiye'den ayrılmayacaklarının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, 'Suriyeliler gitmeyecek. Medeniyet farkının olduğu, medeniyetin düşük olduğu, yaşam alanının kalmadığı yere gidiş olmayacaktır. Gelenlerden yüzde 20 dönerse bunu büyük bir rakam olarak kabul edelim ve çalışmaları bu temelde yapalım' dedi.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Mülteci Hakları Alt Komisyonu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bürokratlarından Suriyeli sığınmacılara yapılan hizmetler hakkında bilgi aldı.

Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, mültecilerin sorunlarına yönelik çalışmaları araştırdıklarını ifade ederek sahada araştırma yapacaklarını, izin verildiği takdirde Avrupa ülkelerinde mülteciler konusundaki çalışmaları inceleyeceklerini söyledi.

Komisyon üyelerine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının çalışmaları hakkında Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü İnci Sezer Becel ve bazı bürokratlar sunum yaptı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Daire Başkanı Rahime Beder, Suriyeliler başta olmak üzere geçici koruma altındaki yabancılara özellikle psikososyal destek çalışmaları yaptıklarını anlatarak Türkiye'deki 25 geçici barınma merkezinde 2014 yılında 15 bin 958, 2015 yılında ise 71 bin 698 Suriyeli'ye psikososyal destek hizmeti verildiğini bildirdi.

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal Rehabilitasyon Hizmetleri Daire Başkanı Emin Eraslan da Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün resmi rakamlarına göre son 1 haftaki girişler hariç Türkiye'de 2 milyon 540 bin 784 Suriyeli bulunduğunu aktararak bu kişilerden 269 bin 193'ünün geçici barınma merkezinde, 2 milyon 271 bin 591'inin de toplum içinde yaşadığını kaydetti. Suriyeli nüfusunun yüzde 53'ünün çocuklardan oluştuğunu, şu anda resmi rakamlara göre 1 milyon 250 bin kadın ve çocuk Suriyeli'nin Türkiye'de bulunduğuna dikkati çeken Eraslan, geçici barınma merkezleri bünyesinde 290 çocuğun hem anne hem babasını, 3 bin 969 çocuğun babasını, 390 çocuğun da annesini kaybettiği bilgisini verdi.

Bakanlığın çocuklara yönelik önceliğinin anne ve babasını kaybetmiş çocuklar olduğunu dile getiren Eraslan, kamplar dışında tek ebeveynli çocuk sayısının 53 bin 253 olduğunu, bu sayının büyük çoğunluğunu babasını kaybeden ve annesinin yanında kalan çocukların oluşturduğunu söyledi.

-Çocuklarla duygu istismarı

Yabancı uyruklu refakatsiz çocuklar için 8 ilde çocuk destek merkezi bulunduğunu, buralarda 288 çocuğun kaldığını belirten Eraslan, büyükşehirlerde çalıştırılan ve dilendirilen çocukların büyük bölümünün Suriyeli olmadığının tespit edildiğini, Suriyeli olanların ise kamplara gönderilmelerine rağmen kamplardan ayrıldıklarını kaydetti.

Çocuklarını çalıştıran ya da dilendiren Suriyeli ailelerin toplumun duygularını istismar ederek büyük gelir sağladıklarının altını çizen Eraslan, Ankara Dikmen Vadisi'nde çadırlarda yaşayan ailelerin birçok defa Osmaniye Düziçi'ndeki kampa gönderildikleri halde tekrar çadırdaki kötü yaşam koşullarına döndüklerini anlattı. Bu kişilere yönelik toplumun ve kolluk güçlerinin dikkatli olması gerektiğini söyleyen Eraslan, bu Suriyeli ailelerin çocuklarını kullanarak istismara yönelik kazançlarına devam ettiklerini belirtti.

Eraslan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Hatay Reyhanlı'da bir de çocuk köyü oluşturduğunu, 2016 yılının ikinci yarısında hizmete açılması planlanan köyün 55 villadan oluşacağını ve 990 çocuğa hizmet vereceğini bildirdi.

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı Umut Pınar Büyükkayaer de Suriye uyruklu engelli ve yaşlılara danışmanlık, rehabilitasyon ve destek hizmetleri verdiklerini aktararak Suriyelilerin rehabilitasyon merkezlerini, bakım ve huzur evlerini tercih etmediklerini, bu insanların yaşlı ve engellilerine aile içinde bakmayı seçtiklerini anlattı.

-'Eğitim içinde manevi değerlerin olması kesinlikle gerekiyor'

Komisyon üyesi AK Parti Isparta Milletvekili Sait Yüce, sunumun ardından Türkiye’de insanların evliliğe değil, eve hazırlık yaptıklarını söyledi.

Türkiye vatandaşı ya da yabancı uyruklu kim olursa olsun herkesin evliliğe hazırlanması gerektiğini dile getiren Yüce, 'Mültecilere verilen eğitim içinde manevi değerlerin olması da kesinlikle gerekiyor. Aile içi şiddet konusu başta olmak üzere bu eğitimler verilmeli. Suçlara karşı kalplere manevi yasakçı yerleştirilmesi gerekir. Bütün kurumlarda eğitim içeriklerinde bu meseleye önem vermek lazım' diye konuştu.

AK Parti Kilis Milletvekili Mustafa Hilmi Dülger de başta kadınlar olmak üzere Suriyelilere sosyal hayata ilişkin olarak da eğitim verilmesi gerektiğini kaydetti. Dülger, 'Her bir Suriyeli kadın Kilis’te yerli vatandaşlarımız tarafından potansiyel kuma olarak görülüyor. Bu programlarda bunların zorunluluktan dolayı burada olduğunu, kuma olarak Türkiye'de bulunmadığını göstermemiz lazım. Kilisli ve Suriyeli kadınları bir çatı altında toplarsak bunların birbirlerine karşı evliliklerini tehlikeye atacak potansiyeli olmadığını eğitimle göstermeliyiz' değerlendirmesini yaptı.

-'Türkiye'den ayrılmayacakları kabul edilmeli'

Suriyelilerin büyük çoğunluğunun Türkiye'den ayrılmayacaklarının da kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Dülger, şöyle konuştu:

'Suriyeliler gitmeyecek. Bizim Almanya'ya gidenlerimizden birinci kuşaktan yüzde kaç, ikinci kuşaktan yüzde kaç döndü? Üçüncü kuşaktan yüzde kaçı Türkçe biliyor? Medeniyet farkının olduğu, medeniyetin düşük olduğu, yaşam alanının kalmadığı yere gidiş olmayacaktır. Gelenlerden yüzde 20 dönerse bunu büyük bir rakam olarak kabul edelim ve çalışmaları bu temelde yapalım. Kaynaştırma bizim insanımızın da psikososyal eğitimden geçmesini içeriyor. Bizim çocuklarımız bunları tanımıyorlar, çocuklarımıza bunların bir şekilde tanıtılması lazım. Toplumun temeli çocuklardır ve Suriyeli çocukları anne ve babalarından önce topluma kazandırmazsak 20-25 sene içinde çok büyük güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalırız. 56 bin öksüzün sadece 3 bini bizim kontrolümüzde, 53 binini düşünmek bile istemiyorum. Medeniyetler göçünde bu kadar insan göç etmedi, dolayısıyla birlikte çalışmaya mecburuz.'

Komisyon Başkanı Uslu da Suriyelilere çalışma izninin gelmesinin bu kişilerin mobilitesini yavaşlatacağını belirterek, 'Bunun işlerimizi daha da kolaylaştıracağını düşünüyorum. İş yerlerinde bu kişilere eğitimler verilebilir. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına bu eğitimleri sokabiliriz' dedi.
Kaynak: AA