FETÖ Ticarette Söz Sahibi Olmak İçin Zenginler Kulübü Kurmuş
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün, tabandaki insanları istismar ederek kaynak ve meşruiyet devşirdiği, devlet modeline uygun paralel örgütlenme ile gizlice devletin tüm kılcal damarların sızmayı amaçladığı belirtilerek, örgütün devlet dışında kendisine bağlı bir ekonomik sistem ile şirket birlikleri ve konfederasyonlar kurup zenginler kulübü oluşturarak ulusal ve uluslararası ticarette söz sahibi olmayı amaçladığı yer alıyor Örgütün, 'beyin yıkama yöntemi ile sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan insan tipi yetiştirmeye yöneldiği' belirtilen iddianamede, örgütün, dinler arası diyalog çerçevesinde semavi dinlerin temsilcileri ile görüşerek İslam adına muhatap gösterilmeye çalışıldığı ifade ediliyor.
FETÖ/PDY soruşturmasını yürüten Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca, kapatılan Erzurum Girişimci İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi (ERGİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat hakkında hazırlanan ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 27 sayfalık iddianamede, 'örgütün amaca göre örgütlenme stratejisi' bölümünde, örgütün 1970'li yıllardan itibaren uyguladığı 'örgütlenme yöntemleri, taktik ve stratejileri' hakkında önemli detaylara yer verildi.
Örgütün 46 yıldır temel hedefinin Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğunu işaret edilen iddianamede, FETÖ'nün, tabandaki insanları istismar ederek kaynak ve meşruiyet devşirdiği, devlet modeline uygun paralel örgütlenme ile gizlice devletin tüm kılcal damarların sızma, devlet dışında kendisine bağlı bir ekonomik sistem ile şirket birlikleri ve konfederasyonlar kurup zenginler kulübü oluşturarak ulusal ve uluslararası ticarette söz sahibi olmayı amaçladığına yer verildi.
İddianamede, örgütün, 'beyin yıkama yöntemi ile sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan insan tipi yetiştirmeye yöneldiği' belirtilerek, örgütün, dinler arası diyalog çerçevesinde semavi dinlerin temsilcileri ile görüşerek İslam adına muhatap göstermeye çalışıldığı ve sınav sorularını hukuka aykırı yollarla ele geçirip kendi mensuplarının sınavlarda başarılı olarak kamu kurumlarına girmesini sağladığı' anlatıldı.
Örgütün ürettiği sahte belge ve delillerle kendilerine mensup olmayan kişiler hakkında soruşturmalar açılmasını sağlayarak devlet kadrolarında kendi örgüt elemanlarını yetiştirmeye çalıştığı ifade edilen iddianamede, örgütün böylece devlet içine sızmaya çalıştığına vurgu yapıldı.
İddianamede, örgütün devlet içerisine sızarak özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya gittiğinin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in vaazları, röportajları ile kitapları, taktik ve stratejilerinden anlaşıldığına işaret edilerek, Gülen'in örgüt mensuplarına yönelik şu ifadelerine yer verildi:
'Esnek olun, sivrilmeden can damarlarında dolanın. Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin. Türkiye'deki güç ve kuvveti, cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır. Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır.'
İddianamede, Gülen'in geçmişteki bir açıklamasında da 'her yerde, hususen geri kalmış yerlerde mafyanın ağzına azıcık bal sürülebilir' dediği de aktarıldı.
Gülen'in devletin içine sızmak için örgüt mensuplarına dengeli olmaları talimatı verdiğine de değinilen iddianamede, denge gözetilmediğinde hezimet ve mağlubiyetin kaçınılmaz olduğunu ve bu şartlardaki kahramanlık gösterisinin de örgüte ihanet olduğunu dile getirdiği belirtildi.
- 'Bize 'Orta Asya'ya açılın' diyen sağ ABD Cumhuriyetçileri kaybetti'
İddianamede, Gülen'in geçmişte yaptığı bir konuşmada da 'kendi düşünce sistemim adına her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim. Zaman henüz uygun değil.' dediği de aktarılarak, örgüt mensuplarına şöyle seslendiği belirtildi:
'Bütün dünyayı omuzlayıp taşıyabileceğimiz zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek beklemelisiniz. Bilhassa haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır. 1950'li yıllardan beri tam 40-45 yıl geçmiştir. O dönemde. 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60-65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reisi cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti. Bize 'Orta Asya'ya açılın' diyen sağ ABD Cumhuriyetçileri kaybetti. Yeni iktidarla Türkiye yalnız kaldı.'
İddianamede, FETÖ mütevelli heyetinden olduğu, örgüte en fazla himmet yardımında bulunan kişiler arasında yer aldığı belirtilen kapatılan ERGİAD Yönetim Kurulu Üyesi de olan tutuklu sanık Mustafa Polat'ın 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyor.
Polat'ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.