'Evden Uzakta, Savaşın Ve Göçün Kadınları'

Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezince düzenlenen, 'Evden Uzakta, Savaşın ve Göçün Kadınları' etkinliğinde, Ankara'da yaşayan sığınmacı kadın ve kız çocuklarına yönelik hizmet ve projelerin tanıtımı yapıldı.

Başkentte yaşayan Suriye ve diğer ülkelerden göçmen kadınlar ile kız çocuklarına, güvenli alanlar sağlama ve sağlık danışmanlığı hizmeti sunma amacıyla yürütülen proje ve çalışmalar, Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezince (HÜKSAM) düzenlenen 'Evden Uzakta, Savaşın ve Göçün Kadınları' etkinliğinde tanıtıldı.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Sıhhiye yerleşkesindeki Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantının açılışında yaptığı konuşmada, projenin, 'topluma dokunma projesi' olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda Ankara'nın Mamak, Altındağ ve Yenimahalle ilçelerinde kurdukları üç merkezde, bazı konularda 3 bin bazı konularda ise 5 bin Suriyeli kadına ulaşabildiklerini belirtti.

Bu merkezlerin daha gelişeceğini umduğunu ifade eden Özen, 'Böylesine çabaların hem Hacettepe Üniversitesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunlarına elinden geldiği kadar duyarlılığını göstermesi, hem bir akademinin bu olaylar içinde yerini daha nesnel biçimde ortaya koyabileceği bir alan olduğu için çok önemsediğimi ifade etmek isterim.' dedi.

- 'Entegrasyon programı hayata geçirilmeli'

HÜKSAM Müdürü Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış da kadınların savaşın öznesi olmadığı halde nesnesi haline geldiğini belirterek, 'Kadın bedenine yönelen şiddet savaş silahı olmakta, savaş ve çatışmalarda kadın bedeni adeta 'fethedilmesi gereken topraklar' gibi taciz, tecavüz ve her türlü şiddetin hedefi olmaktadır.' diye konuştu.

Ankara'da yaşayan Suriyeli kadın ve kız çocuklarına yönelik güvenli alanlar oluşturmaya çalıştıklarını bildiren Özvarış, bu kapsamda üç merkezde hizmet verdiklerini anlattı. Özvarış, kendilerine destek olan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilciliği ve Ankara Halk Sağlık Müdürlüğüne teşekkür etti.

Sığınmacıların ayrımcılığa, sömürüye ve cinsel istismara maruz kalmaması için en kısa sürede ulusal düzeyde bir entegrasyon programının hayata geçirilmesi talebini dile getiren Özvarış, 'İstanbul Protokolü'ne uygun bir şekilde toplumsal cinsiyete duyarlı, hak temelli bir anlayışla, savaştan zarar gören kadın ve çocukların özel olarak korunmasının sağlanmasını istiyoruz.' dedi.

- Projenin amacı

Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezinin, Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü ile yaptığı protokol doğrultusunda ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun finansal desteği ile yürüttüğü 'Kadın ve Kız Çocukları İçin Güvenli Alanlar ve Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri Oluşturmak Suretiyle Suriyeli ve Diğer Göçmen Kadınların Üreme Sağlığı ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet Hizmetlerine Erişimlerini Güçlendirme Projesi' Ankara’da yerleşik, Suriye ve diğer ülkelerden gelen göçmen kadınlar ile kız çocuklarına güvenli alanlar sağlamayı ve sağlık danışmanlığı hizmeti sunmayı amaçlıyor.

Projenin ana faaliyet alanlarını, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve aile planlaması hizmetleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme çalışmaları, şiddete uğrayan kadınları destekleme ve göçmen kadınları güçlendirme çalışmaları oluşturuyor.

Mart 2015'te tek merkez ile başlayan projede, merkez sayısı şubat 2016'da 3'e yükseldi.

Ulubey, Gülveren ve Yenimahalle'de kurulan 'Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri'nde Arapça bilen psikolog ve kadın doktorlar da görev yapıyor.
Kaynak: AA