Demir Sopalı Saldırıya Uğrayan Otobüs Şoförüne İkinci Şok
Antalya’da özel halk otobüsü şoförü Ali Yılmaz’ı otobüste demir çubuklarla ölesiye darp ettiği iddia edilen zanlı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yılmaz, kararın adaletli olmadığını, hayati tehlikesinin bulunduğunu belirterek, zanlının tutuklanmasını istedi.
Antalya’da 4 yıldır özel halk otobüsü şoförlüğü yapan 1 çocuk babası 31 yaşındaki Ali Yılmaz, 4 Kasım günü saat 06.00 sıralarında Kundu otobüs depolama alanında otobüsünü temizlerken, iki kişinin demir çubuklu saldırısına uğradı. Ölesiye dövülen Ali Yılmaz’ın kafasına 10 dikiş atılırken, sağ kolu da kırıldı. Saldırganların yakalanmaması üzerine Yılmaz, 18 Kasım’da, otobüsteki güvenlik kamerası görüntülerinden iki saldırgana ait fotoğrafları bir afişe bastırıp, durak ve otobüslere astı. Gelen ihbarlar ve polisin çalışmaları sonucu saldırganlardan biri 26 Kasım Cumartesi günü gözaltına alındı. Emniyette sorgusu tamamlanan zanlı ertesi gün sevk edildiği adliyede, basit yaralama suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İKİNCİ ŞOK
Kendisini ölümüne darp eden zanlılardan birinin serbest bırakılmasına anlam veremeyen Yılmaz, karara itiraz etmek için Antalya Adliyesine geldi. İtiraz hakkının olmadığını öğrendiğini söyleyen Yılmaz, büyük bir şok daha yaşadığını anlattı. Ali Yılmaz, olayın ardından 22 gün sonra gözaltına alınan zanlının aynı gün içinde basit yaralama suçundan adli kontrol şartıyla bırakıldığını söyledi.
Savcılığın zanlıyı basit yaralama suçu nedeniyle serbest bırakmasına isyan eden Yılmaz, "Bu olaydan sonra saldırganın bırakıldığına inanamıyorum. Olayla ilgili görüntüler ortada, hiçbir delile ihtiyacı yok. Diyecek bir şey bulamıyorum. Eğer ben FETÖ’cü olsaydım, direkt hapse tıkarlardı. FETÖ’cü mü olmam gerekiyor. Ben halk otobüsü şoförüyüm ve ekmeğimin peşindeyim. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza sesleniyorum, bu olay böyle kapatılmamalı" dedi.
"CAN GÜVENLİĞİM YOK"
Karara itiraz etmeye geldiğini ama bu hakkının dahi olmadığını öğrenen Yılmaz, "Basit yaralamadan dolayı zanlı serbest bırakılmış. Mahkeme gününe kadar serbest kalacakmış. Benim can güvenliğim yok. Bana bunu sağlamışlar mı? Zanlıyı serbest bırakıyorlar. Evimin önünde gece arabayla gürültü yapıyorlar. Can güvenliğim yok, beni kim savunacak. Benim o otobüsün içinde ölmem mi gerekiyordu. Zanlı dışarıda, gidip öldüreyim mi? Bunu mu istiyorlar. Adalete sığındım. Ama sonuç alamadım" diye konuştu.
"DİĞER ZANLININ YAKALANMASINA GEREK YOK Kİ"
Firari olan diğer şüphelinin de yakalanmasına gerek olmadığını kaydeden Yılmaz, "Kimliğini belirlediler, yakalamak için uğraşıyorlar. Yakalanmasına gerek yok ki, onu da serbest bırakacaklar. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, evimin etrafında mı nerede bilmiyorum. Sabahın köründe beni demirle darp eden şahıslar, yarın beni öldürebilir. Benim ailem var. İşe başlama sürem az kaldı. Nasıl çalışacağım bilemiyorum. Kafamda 20 dikiş var, kolum kırık, vücudumda darp izleri var. Beni öldürmeye çalışan zanlı serbest. Başımıza bir iş gelecek diye korkuyoruz. Ya bana koruma versinler ya da zanlı tutuklansın. Bu adalet değil" ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA
İKİNCİ ŞOK
Kendisini ölümüne darp eden zanlılardan birinin serbest bırakılmasına anlam veremeyen Yılmaz, karara itiraz etmek için Antalya Adliyesine geldi. İtiraz hakkının olmadığını öğrendiğini söyleyen Yılmaz, büyük bir şok daha yaşadığını anlattı. Ali Yılmaz, olayın ardından 22 gün sonra gözaltına alınan zanlının aynı gün içinde basit yaralama suçundan adli kontrol şartıyla bırakıldığını söyledi.
Savcılığın zanlıyı basit yaralama suçu nedeniyle serbest bırakmasına isyan eden Yılmaz, "Bu olaydan sonra saldırganın bırakıldığına inanamıyorum. Olayla ilgili görüntüler ortada, hiçbir delile ihtiyacı yok. Diyecek bir şey bulamıyorum. Eğer ben FETÖ’cü olsaydım, direkt hapse tıkarlardı. FETÖ’cü mü olmam gerekiyor. Ben halk otobüsü şoförüyüm ve ekmeğimin peşindeyim. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza sesleniyorum, bu olay böyle kapatılmamalı" dedi.
"CAN GÜVENLİĞİM YOK"
Karara itiraz etmeye geldiğini ama bu hakkının dahi olmadığını öğrenen Yılmaz, "Basit yaralamadan dolayı zanlı serbest bırakılmış. Mahkeme gününe kadar serbest kalacakmış. Benim can güvenliğim yok. Bana bunu sağlamışlar mı? Zanlıyı serbest bırakıyorlar. Evimin önünde gece arabayla gürültü yapıyorlar. Can güvenliğim yok, beni kim savunacak. Benim o otobüsün içinde ölmem mi gerekiyordu. Zanlı dışarıda, gidip öldüreyim mi? Bunu mu istiyorlar. Adalete sığındım. Ama sonuç alamadım" diye konuştu.
"DİĞER ZANLININ YAKALANMASINA GEREK YOK Kİ"
Firari olan diğer şüphelinin de yakalanmasına gerek olmadığını kaydeden Yılmaz, "Kimliğini belirlediler, yakalamak için uğraşıyorlar. Yakalanmasına gerek yok ki, onu da serbest bırakacaklar. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, evimin etrafında mı nerede bilmiyorum. Sabahın köründe beni demirle darp eden şahıslar, yarın beni öldürebilir. Benim ailem var. İşe başlama sürem az kaldı. Nasıl çalışacağım bilemiyorum. Kafamda 20 dikiş var, kolum kırık, vücudumda darp izleri var. Beni öldürmeye çalışan zanlı serbest. Başımıza bir iş gelecek diye korkuyoruz. Ya bana koruma versinler ya da zanlı tutuklansın. Bu adalet değil" ifadelerine yer verdi.