Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması

'(Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğindeki değişiklik) Bu düzenleme yapıldıktan sonra daha önce cenazeleri almayan belediyeler, cenazeleri teslim alan ailelerden aldı ve cenazeleri mezbahaneye koydular. Şu anda defin için ailelere teslim edilen cenazelerin, aileler tarafından defin işlemi yapılmadı. Bunun terör örgütünün aileler üzerine kurduğu baskı nedeniyle yapılmadığı çok açık' 'Maalesef cenazelerin hem defnine izin vermiyorlar hem de alan ailelerin elinden cenazeleri baskıyla alarak oradan mezbahaneye cenazeleri koymuş durumdalar. O nedenle yönetmelikte yeni bir değişiklik yapma ihtiyacı hissettik. Bu değişiklik de bugün, yarın Resmi Gazete'de yayımlanabilir. Bundan sonraki süreçte yeni yönetmeliğe göre adım atılacaktır' 'Türkiye'de hem gazetecilerin hem milletvekillerinin hem de başka meslek gruplarının suç işleme hakkı ve özgürlüğü yoktur. Kim suç işlerse, onunla ilgili ceza muhakemesi ve ceza kanunu hükümleri neyi gerektiriyorsa, elbette onlar yapılacaktır. Buna dair kimseye bir ayrıcalık yapılması mümkün değil. Aynı şey milletvekilleri için de söz konusudur' 'Şu anda Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olanlar arasında sırf gazeteci olduğu için tutuklanmış veya ceza almış kimse bulunmamaktadır'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğindeki değişikliğin ardından, sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgelerdeki belediyelerin, daha önce almadıkları cenazeleri, ailelerinden alarak mezbahaneye koyduğunu ve terör örgütünün aileler üzerinde kurduğu baskı nedeniyle bu cenazelerin defnedilemediğini belirterek, 'O nedenle yönetmelikte yeni bir değişiklik yapma ihtiyacı hissettik. Bu değişiklik de bugün, yarın Resmi Gazete'de yayımlanabilir. Bundan sonraki süreçte yeni yönetmeliğe göre adım atılacaktır' dedi.

Bozdağ, AA'ya Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nde otopsi işlemi tamamlanmış ve kimliği tespit edilmiş cenazelerin aileleri tarafından teslim alınmaması durumunda 3 gün içinde mülki idare amirliği aracılığıyla defnedilmesine izin verilmesine ilişkin düzenlemeye karşı, HDP tarafından iptal davası açılması konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Diyarbakır Sur'da, Cizre'de, Silopi'de devam eden sokağa çıkma yasakları uygulandığını anımsatan Bakan Bozdağ, burada PKK terör örgütü teröristleriyle güvenlik güçleri arasında çatışmaların sürdüğünü, güvenlik güçlerinin, terör eylemlerine vatandaşların can ve mal emniyetini korumak, kamu düzeni ve güvenliğini tesis için canı pahasına mücadele yürüttüğünü belirtti.

Bozdağ, 'Bu mücadele sırasında şehit edilen askerimiz, polisimiz var ama hayatını kaybeden teröristler de var. Hayatını kaybeden teröristlerin bir kısmı terör örgütünün teröristleri tarafından alınıyor. Bir kısmı da güvenlik güçleri tarafından alınıyor, adli tıp incelemesi, otopsi yapılmak üzere ilgili yerlere veriliyor' ifadesini kullandı.

Otopsilerden sonra kimlikleri belirlenenlerin ailelerine teslim edildiğini anlatan Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

'Maalesef aileler, terör örgütünün baskıları nedeniyle cenazelerini gelip almadılar. Bu durumda yönetmelik cenazelerin belediyeye verilmesini de öngörüyor. Belediyelere cenazeleri alın diye teklif ediliyor, belediyelerin hiçbirisi cenazeleri almıyor. Ama bu arada HDP milletvekilleri, PKK terör örgütüne müzahir çevrelerin hepsi, devlet bize cenazelerimizi vermiyor diye halka propaganda yapıyor. Cenazeleri ailelere teklif ediliyor, aile kabul etmiyor, belediyeye veriyor, belediye kabul etmiyor ama öte yandan da cenazelerimiz ortada kaldı, devlet bize cenazelerimizi vermiyor diye propaganda yürütülüyor.'

- 'Cenazelere orada saygı göstermiyorlar'

Bunun üzerine, Adli Tıp Kurumu Yönetmeliğinde bir değişiklik yapıldığını ve bu değişikliğe göre kimliği tespit edilen cenazelerin aileleri tarafından 3 gün içinde teslim alınmadığı takdirde, defnedilmek üzere belediyeye veya mülki amirliğe verileceğini kaydeden Bozdağ, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

'Belediye almıyor, o zaman kime vereceğiz, yönetmeliğe mülki amirleri ilave ettik. Mülki amire vereceğiz. Mülki amir de bu defin işlemlerini, bu konudaki düzenlemelere uygun şekilde yapacaktır. Bu düzenleme yapıldıktan sonra cenazeler gelindi, alındı ama ne oldu, defin işlemi yapıldı mı, yapılmadı. Daha önce cenazeleri almayan belediye, cenazeleri teslim alan ailelerden aldı ve cenazeleri mezbahaneye koydular. Şu anda defin için ailelere teslim edilen cenazelerin, aileler tarafından defin işlemi yapılmadı. Bunun terör örgütünün aileler üzerine kurduğu baskı nedeniyle yapılmadığı çok açık. Daha önce gelip cenazeleri morgdan almayan, kendine teklif edilmesine rağmen, kabul etmeyen belediyeler, bu sefer cenazeleri aldılar ama morga koydular, odada bekletiyorlar. Resmen çok açık söylüyorum, PKK terör örgütü ve bölgedeki belediye başkanları bu cenazelerin üzerinden ayrı bir propaganda yapmak için çalışma yürütüyorlar. Cenazelere orada saygı göstermiyorlar.'

Bölgede yaşayanların inancı gereği, cenazelerin toprakla buluşturulması, bir an olsun bekletilmemesi gerektiğini vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

'Maalesef cenazelerin hem defnine izin vermiyorlar hem de ailelerin elinden cenazeleri baskıyla alarak oradan mezbahaneye cenazeleri koymuş durumdalar. O nedenle yönetmelikte yeni bir değişiklik yapma ihtiyacı hissettik. Bu değişiklik de bugün, yarın Resmi Gazete'de yayımlanabilir. Bundan sonraki süreçte yeni yönetmeliğe göre adım atılacaktır. Şu anda devletin elinde olup da ailesine teslim edilmeyen cenaze yoktur. Devlet, elindeki cenazeleri ailelerine teslimini teklif etmiştir, alan bütün ailelere de cenazelerini teslim etmiştir. Cenazeleri defnettirmeyen, PKK terör örgütüdür. Terör örgütü cenazelerin üzerinden siyaset yapmak, halkı devlete karşı kışkırtmak için bir planlama içerisindedir. Cenazeleri kullanmak için bu definlere engel olmaktadır.'

- 'Sırf gazeteci olduğu için tutuklanmış kimse bulunmamaktadır'

Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmaları ve tutukluluklarına yapılan itirazların reddedilmesi üzerine gazetecilerin tutuksuz yargılanması yönünde kanun teklifleri verildiği hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulan Adalet Bakanı Bozdağ, tutuklu ve hükümlü gazetecilerle ilgili Türkiye'ye dönük, ülke içinden ve dışından çok önemli eleştiriler bulunduğunu ancak bu eleştirilerin haksız olduğunu bildirdi.

'Şu anda Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olanlar arasında sırf gazeteci olduğu için tutuklanmış veya ceza almış kimse bulunmamaktadır' diyen Bozdağ, cezaevlerinde bulunanların Türk Ceza Kanunu veya özel ceza kanunları bakımından kendilerine suç isnadı yapılan kişiler olduğunu belirtti.

Bunlardan bir kısmının yargılandığını, cezasının kesinleştiğini anlatan Bozdağ, bir kısmı hakkında da yargılama veya soruşturmanın devam ettiğini ifade etti.

Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

'İsnat edilen suçlara baktığımız zaman, bunların içerisinde adam öldürme var, dolandırıcılık var, karakolu, silahla tarama var, silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı var ve pek çok suç isnadı var bunlarla alakalı. Bu isnatta bulunulan kişinin mesleği gazeteciyse, bizim gazetecilerimiz, 'bir gazeteci tutuklandı' diyor. Peki niye tutuklandı veya ceza aldı? Sanki ceza alan veya tutuklanan kişi sırf gazetecilik yaptığı için veya gazeteci olduğu için tutuklanmış veya ceza almış gibi bir hava oluşturuluyor. Türkiye'de hem gazetecilerin hem milletvekillerinin hem de başka meslek gruplarının suç işleme hakkı ve özgürlüğü yoktur. Kim suç işlerse onunla ilgili ceza muhakemesi ve ceza kanunu hükümleri neyi gerektiriyorsa, elbette onlar yapılacaktır. Buna dair kimseye bir ayrıcalık yapılması mümkün değil. Aynı şey milletvekilleri için de söz konusudur.'

Avrupa'dan gelen yetkililere, gazeteci olarak meslek ifa edenlere isnat edilen suçları saydığında onların da şaşırdığını aktaran Bozdağ, 'Bunların içerisinde adam öldürmek gazetecilik faaliyeti mi diye ben soruyorum. Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütüne üye olmadan terör örgütü adına eylemler yapmak, karakol taramak, silah kaçakçılığı yapmak, uyuşturucu ticareti yapmak, bunlar gazetecilik mesleğiyle ilgili faaliyetler değildir. Bunların hepsi suçtur ve ona göre de yaptırımları vardır. Kim işlerse işlesin, bunlarla ilgili hukukta karşılığı neyse o yapılır, yapılmak zorundadır' ifadelerini kullandı.

Can Dündar ve Erdem Gül'in durumuyla ilgili konu yargı aşamasında olduğu için bir değerlendirme yapmayı şu aşamada doğru görmediğini belirten Bozdağ, gazetecilere dair, Türkiye'deki algı nedeniyle bu değerlendirmeleri paylaşmak istediğini bildirdi.

- 'Kimse birine küfretmeyi bir hak olarak görmemelidir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili Türk Ceza Kanunu'nun 299. maddesi nedeniyle eleştiriler yapıldığını belirten Bakan Bozdağ, 'Tweet attı, tutuklandı', 'Cumhurbaşkanı hakkında eleştiri yaptı, tutuklandı', 'Cumhurbaşkanı hakkında haber yaptı, tutuklandı' gibi haberler yapıldığını, bunları okuyan vatandaşların yanlış bir izlenime sahip olduğunu kaydetti.

Türkiye'de Tweet atmaktan, haber yapmaktan dolayı tutuklanan kimse bulunmadığını vurgulayan Bozdağ, atılan Tweet'in içeriği nedeniyle bir değerlendirme yapıldığını bildirdi.

Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

'Sayın Cumhurbaşkanı'na sinkaflı küfür yapma bir fikir midir, eleştiri midir, gazetecilik midir, habercilik midir? Attığı Tweet'te sinkaflı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizzat şahsına, eşine, çocuklarına, ailesine küfürler yapıyor. Bizim yasalarımız da bu küfürlere karşı birtakım müeyyideler öngörüyor. Dünyanın her ülkesinde benzer şeyler var. Bunu konuştuğumuz zaman muhataplarımıza örnekleri ortaya koyduğumuzda hepsinin yüzü kızarıyor. Kimse küfretmeyi gazetecilik konusunda bir imtiyaz olarak görmemelidir veya herhangi birine küfretmeyi bir hak olarak görmemelidir. Onun için bu konularda maalesef bazı basın yayın organları ciddi algı operasyonları yapıyorlar.'

'Tweet attı, tutuklandı' haberleriyle ilgili, atılan Tweet içeriklerine bakılmasını isteyen Bozdağ, bunların içinde sinkaflı küfürler bulunduğunu aktardı.

Bozdağ, kimsenin kimseye küfür etme hakkı bulunmadığını, bunun suç olduğunu ve bu çerçevede soruşturma yapıldığını belirterek, 'Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük de maalesef böylesi bir kirli kampanya yürütülmektedir. Yani siz küfredeceksiniz, size hiç kimse bir şey yapmayacak ve bu küfretmek, düşünce eleştiri olarak nitelenecek, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Küfür sadece küfredenin fikirsizliğinin ve ahlaksızlığının göstergesidir, bir fikir ve eleştiri asla değildir' dedi.

Fikir ve eleştiriye sonuna kadar açık olduklarını, fikir ve eleştirinin yasalar tarafından korunduğuna vurgu yapan Bozdağ, Ceza Kanunu'nda da çok açık şekilde, 'eleştiri maksadıyla yapılan düşünce açıklamaları suç olmaz' ifadesinin bulunduğunu ve eleştirinin suç olmadığını kaydetti.
Kaynak: AA