Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (4)

'(Bin 128 akademisyenin yayınladığı bildiri) Allah için azıcık mı izan ve insafınız yok. Hiç mi terör örgütüne söyleyecek bir cümle lafınız yok? Burada kalkar böyle bir ortamda sadece devleti suçlarsanız bu hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği, son derece tarafgir, son derece yanlı, son derece yanıltıcı, yanlı da olur bir de yanıltıcı bir bildiridir. Bizim karşı çıktığımız husus budur' '(HDP) Talimatı nereden aldıklarını bilmem ama oyu milletten alıyorlar. Öncelikle oy aldıkları millet karşı ihanet etmemeleri lazım. Millet niçin kendilerine oy verdiyse ona göre hareket etsinler. Nereden alırlar bilmem onu kendileri biliyorlar. Burada en çok mağdur olan kitle HDP'ye oy veren kitledir' '(Terör mağdurlarına yönelik destek) Milli eğitimden, sağlık alanına kadar, esnaf sanatkarın durumundan okulların yeniden yapılanmasına kadar bu anlamamda yeniden kentsel dönüşümle ilçelerin, şehirlerin imarına kadar çok kapsamlı bir rehabilitasyon süreci olacak' 'Şu anda ki 82 Anayasası'nın siyaset felsefesi 'faşist' bir felsefedir. Otokratik bir felsefedir. Askeri darbe ürünü olan bir felsefe üzerine bina edilmiş, bir sistem inşa etmiştir. Şimdi biz sistemin aparatlarını değiştirmeye çalışarak, bu işi yapamayız'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bin 128 akademisyenin yayınladığı bildiriye ilişkin, 'Allah için azıcık mi izan ve insafınız yok. Hiç mi terör örgütüne söyleyecek bir cümle lafınız yok? Burada kalkar böyle bir ortamda sadece devleti suçlarsanız bu hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği, son derece tarafgir, son derece yanlı, son derece yanıltıcı, yanlı da olur bir de yanıltıcı bir bildiridir. Bizim karşı çıktığımız husus budur' dedi.

Kurtulmuş, Habertürk televizyonunda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Terörden dolayı mağdur olan esnafa ve işçilere yönelik çalışmalarının olup olmadığına ilişkin soru üzerine, Kurtulmuş, çalışmaların devam ettiğini ve bazı kolaylıkların da sağlandığını belirtti.

Terörle mücadelenin bitmesinin ardından normalleşmenin başlayacağına işaret eden Kurtulmuş, “Kentsel dönüşümden, bu süre içerisinde insanların karşılaşmış olduklarını zarar ve ziyanın karşılanmasına kadar çok çeşitli alanlardan faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bunları, zamanlamasını da tespit ettiğimiz bir stratejik plan haline getireceğiz. Bakanlıklar arasında bu koordinasyonu yapmaya çalışıyoruz. Milli eğitimden, sağlık alanına kadar, esnaf sanatkarın durumundan okulların yeniden yapılanmasına kadar bu anlamda yeniden kentsel dönüşümle ilçelerin, şehirlerin imarına kadar çok kapsamlı bir rehabilitasyon süreci olacak' diye konuştu.

Kurtulmuş, herkesi sürece sokarak bu ağır tablonun rehabilite edilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi. 'Bölgedeki belediye başkanlarının görevden alınması ve kayyum atanmasına' yönelik soruya karşılık Kurtulmuş, büyükşehir belediye yasasının bütün hizmetlerin il düzeyinde tek elden yürütülmesi ve bütünleşik bir hizmet çerçevesinin ortaya çıkması için yapıldığını ifade etti.Ancak bu iyi niyetli girişimlerinin hepsinin yanlış bir şekilde kullanıldığını vurgulayan Kurtulmuş, oradaki vatandaşların bu belediye başkanlarına hendek kazmaları ve içine bomba koymaları için oy vermediğine dikkati çekti.Bu konuda özellikle HDP'ye tarihi bir sorumluluk düştüğüne değinen Kurtulmuş, bu çukur siyaseti yapmak yerine parlamentoda görüşlerini söylemeleri gerektiğini dile getirdi.

Kurtulmuş, 'Talimatı nereden aldıklarını bilmem ama oyu milletten alıyorlar. Öncelikle oy aldıkları millet karşı ihanet etmemeleri lazım. Millet niçin kendilerine oy verdiyse ona göre hareket etsinler. Nereden alırlar bilmem, onu kendileri biliyorlar. Burada en çok mağdur olan kitle HDP'ye oy veren kitledir. Az değil 7 Haziran'da 6 milyona yakın, 1 Kasım'da da 5 milyona yakın insan oy verdi. Bu insanlar bunun için oy vermedi. Bu insanlar daha insanca yaşam şartlarının oluşması, daha özgürlüklerin artırılması için bir siyasi mücadele versin diye oy verdiler' ifadesini kullandı.

- Bildiri 'yanıltıcı ve yanlı'

'Bin 128 akademisyenin yayınladığını bildiriye' ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, herkesin fikrini tek başına veya topluca açıklayabileceğini söyledi.Ancak terörü desteklememek ve insan hak ve onurunun alenen çiğnememek gerektiğini belirten Kurtulmuş, 'Bunu yapmadığınız sürece bütün fikrinizi açıklayın, dersiniz ki benim fikrimdir. Ama kusura bakmayın bu rapor son derece yanlı, son derece kamuoyunu yanıltıcı' dedi.

Güvenlik güçlerinin bir tatbikat için oraya gitmediğini asayişi sağlamak için orada bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, 'Allah için azıcık mı izan ve insafınız yok. Hiç mi terör örgütüne söyleyecek bir cümle lafınız yok? Burada kalkar böyle bir ortamda sadece devleti suçlarsanız, bu hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği, son derece tarafgir, son derece yanlı, son derece yanıltıcı, yanlı da olur bir de yanıltıcı bir bildiridir. Bizim karşı çıktığımız husus budur' diye konuştu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'yeni anayasa konusunda uzlaşma sağlanmadığı takdirde neler olacağına ilişkin' görüşlerinin sorulması üzerine 'Önce şu tespiti yapmak lazım, herhangi bir partinin demiyorum, bu parlamentonun üzerine düşen en büyük sorumluluklardan birisi yeni anayasa yapma mecburiyetidir. Türkiye'de hangi meselemizi tartışırsak sonuçta iş geliyor, dolaşıyor anayasa meselesine geliyor' ifadesini kullandı.

Anayasanın sadece bir hukuk metni olmadığını, siyaset felsefesi içerdiğini ve bu siyaset felsefesi üzerinde de toplum yapısını öngördüğünü anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Şu anda ki 82 Anayasası'nın siyaset felsefesi 'faşist' bir felsefedir. Otokratik bir felsefedir. Askeri darbe ürünü olan bir felsefe üzerine bina edilmiş, bir sistem inşa etmiştir. Şimdi biz sistemin aparatlarını değiştirmeye çalışarak, bu işi yapamayız. Eğer öyle olmuş olsaydı 1982'den bu yana bu anayasa kaç kere değiştirilirdi. Bir yamalı bohçaya döndü. Her parti ortak, şu anda parlamentodaki 4 parti de diyor ki 'yeni bir anayasa.' Ama yeni anayasanın aparatlarından birisini mi değiştireceğiz? Yeni anayasayla yeni Türkiye'ye yakışır, Türkiye'yi daha ileriye götürecek, demokratik, devletin değil, milletin esas olduğu bir sistemi kuracak mekanizmaları mı geliştireceğiz. İhtiyaç budur. Yoksa çok net söylüyorum. Kozmetik bir anayasa değişikliğine Türkiye'nin ihtiyacı yok. Yani 3-5 maddesini değiştirelim, dostlar alışverişte görsün değiştirdiniz mi, 'değiştirdik' zaten yaptık bunları. Ben şahsen ümitliyim.'

Kurtulmuş, Turgut Özal döneminde, yeni anayasa talebinin, 'Bu anayasa değişmelidir' fikrinin ve başkanlık tartışmalarının gündeme geldiğini anımsattı. Kurtulmuş, 'Biz meseleyi sadece başkanlık tartışması olarak görmüyoruz. Bu bir anayasa, anayasal bir reform sürecidir. Bu reform sürecine ilişkin hiç bir önyargımız yok, kendi görüşlerimiz var. Bütün partilere de söylüyoruz, 'Gelin hiçbirinizin bir önyargısı olmasın, oturalım, konuşalım, uzlaşalım, millet bizden bunu bekliyor' Uzlaşamazsak zaten işin sahibi millettir. O zaman millete döneriz, 'buyrun bizim anayasa teklifimiz budur, biz bu anayasayı siz de uygun görürseniz yapmak istiyoruz' deriz' değerlendirmesinde bulundu.

'Bütün yollar tıkandı, seçim der misiniz?' sorusu üzerine ise Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Biz seçimlerin hepsinin vaktinde yapılmasını isteyen bir siyasi hareketiz. Dolayısıyla Türkiye'nin önümüzde 4 yıl seçim süreci görünmüyor, inşallah da Türkiye vaktinde bunu yapar. Parlamentoda anayasa değişikliklerinin partilerin grup kararlarıyla olmuyor. Sadece parlamentodaki partiler değil, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, araştırma merkezleri, Türkiye'nin bütün siyasi fikri birikimi ortaya konulup, tartışılır, paneller yapılır, arama konferansları yapılır, insanlar, 'fikrim var' diyen fikrini söyler. Geçmişte yapıldı bunlar, bütün bunlar ortaya konulur. Mesela odalar birliğinin yaptığı böyle bir çalışmayı hatırlıyorum geçmişte; şehir şehir anayasa görüşmeleri yapıldı. Ayrıca 2010 referandumu sırasında Türkiye'nin her yerinde bu referandumla ilgili konuşmalar, paneller konferanslar yapıldı. Halk bilgilendirilir, fikri olanları sürece katılır, bir noktada uzlaşma sağlanır ve sonuçta parlamentoda oylanır, anayasa parlamentoda geçecek bir çoğunluk alırsa alır, almazsa 330'u alırsa o zaman gideriz millete, millet kararı verir.'

(Bitti)

Kaynak: AA