Davutoğlu'nun Başdanışmanı Yetiş Açıklaması
"Suriye meselesini sadece bir dış politika meselesi olarak değil bir toplumsal mesele olarak, hatta birçok yönüyle artık bu ülkenin iç politika meselesi olarak da görüyoruz"
KONYA - Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Muhammed Murtaza Yetiş, Suriye meselesini sadece bir dış politika meselesi olarak değil bir toplumsal mesele olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Yetiş, Konya Valiliğince düzenlenen ve bölgedeki sığınmacıların sorunlarının ele alındığı değerlendirme toplantısına katıldı.
Toplantının ardından açıklama yapan Yetiş, Türkiye'nin oldukça sıkıntılı ve kaos ortamındaki bir coğrafyanın içerisinde "huzur adası" olarak istikrarını koruduğunu söyledi.
Mültecilik meselesinin başlı başına bir insan hakları meselesi olduğunu belirten Yetiş, bir insanın kendi vatanından çıkıp mülteci haline gelmesinin uluslararası sistemin zafiyetini gösterdiğini dile getirdi.
Yetiş, bu meseleyi komşuluk, akrabalık hukuku ve inanç bağı olarak gördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye, Suriye meselesinde bütün gücünü ortaya koyarak, devletiyle kamu kurumları ve sivil toplumuyla kadim medeniyetimizin bize emrettiği neyse onu yerine getirmeye çalıştı. Son günlerde basında Makedonya, Sırbistan, Suriye sınırında yaşanan, maalesef acı ve ızdırap dolu, insanın yüreğini yakan manzaralar görüyorsunuz. Türkiye'de sadece 2 milyon Suriyeli misafirimiz varken, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında toplam 130 bin Suriyeli var. Türkiye'de yaşayan misafirlerimiz için kamu ve sivil toplumuyla yaklaşık 6-7 milyar kamu harcaması yapılmışken, AB ülkelerinin tamamının yine ülkemizdeki Suriyeliler için yaptığı harcama 450 milyon civarında. Bu rakamlar bile başlı başına aslında medeniyet kökenimizle, bugün maalesef dünyada demokrasiyi ve insan haklarını gündem olarak ortaya koyan ülkelerin davranışını ve yaklaşımını sergiliyor."
Yetiş, hedeflerinin bu coğrafyanın istikrara kavuşması, her ülkenin kendi halkının inancı ve demokratik hukuku çerçevesinde yeniden inşa edilmesi olduğuna işaret etti.
- "Siyasi bir kazanım elde etmeye çalışmıyoruz"
Sınırların anlamsızlaştığı, bütün coğrafya hatlarının kardeşliğini ortaya koyabildiği ve her ülkenin kendi içerisinde halkıyla bütünleşebildiği bir yapı oluşmasını arzu ettiklerini aktaran Yetiş, şöyle devam etti:
"Bu yönüyle Suriye meselesine biz hep Sayın Başbakanımızın önderliğinde çıkar eksenli değil değer eksenli bir politika ortaya koyarak baktık. Bu bakışımızı, işin maliyeti ne olursa olsun bugüne kadar devam ettirdik. Suriye meselesini sadece bir dış politika meselesi olarak değil bir toplumsal mesele olarak hatta birçok yönüyle artık bu ülkenin iç politika meselesi olarak da görüyoruz ama biz bu mesele üzerinden siyasi bir kazanım elde etmeye çalışmıyoruz, bu meseleyi insan hakları ve ortak inanç meselesi olarak görüyoruz. Siyasi yıpratmaya dönük birtakım çalışmalara da fırsat verilmeyeceğini ortaya koymak istiyoruz. 4 yılı aşan ve ne kadar süreceğini tahmin edemediğimiz bu meselenin ancak toplumsal destek ve insanımızın kadirşinaslığını ortaya koymasıyla, sorunlar kısmını en aza indirgeyebileceğimizi düşünüyoruz."
Yetiş, Konya'da yaklaşık 45 bin Suriyeli bulunduğunu, kentteki sivil toplum ve ekonomik gücü daha da maksimum seviyeye çıkararak, en üst verimliliği alma çabasında olduklarını ifade ederek, buradan alınacak güzel örnekleri diğer illere taşıyıp, toplumsal dengeyi oluşturmak istediklerini bildirdi.
Konya Valisi Muammer Erol ise toplantıda, kamu kurum ve kuruluşlarının Suriyelilere yönelik son 3 yılda ne tür yardımlar yaptığı ve neler yapılacağı konusunda istişarelerde bulunulduğunu aktardı.
Kaynak: AA
Yetiş, Konya Valiliğince düzenlenen ve bölgedeki sığınmacıların sorunlarının ele alındığı değerlendirme toplantısına katıldı.
Toplantının ardından açıklama yapan Yetiş, Türkiye'nin oldukça sıkıntılı ve kaos ortamındaki bir coğrafyanın içerisinde "huzur adası" olarak istikrarını koruduğunu söyledi.
Mültecilik meselesinin başlı başına bir insan hakları meselesi olduğunu belirten Yetiş, bir insanın kendi vatanından çıkıp mülteci haline gelmesinin uluslararası sistemin zafiyetini gösterdiğini dile getirdi.
Yetiş, bu meseleyi komşuluk, akrabalık hukuku ve inanç bağı olarak gördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye, Suriye meselesinde bütün gücünü ortaya koyarak, devletiyle kamu kurumları ve sivil toplumuyla kadim medeniyetimizin bize emrettiği neyse onu yerine getirmeye çalıştı. Son günlerde basında Makedonya, Sırbistan, Suriye sınırında yaşanan, maalesef acı ve ızdırap dolu, insanın yüreğini yakan manzaralar görüyorsunuz. Türkiye'de sadece 2 milyon Suriyeli misafirimiz varken, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında toplam 130 bin Suriyeli var. Türkiye'de yaşayan misafirlerimiz için kamu ve sivil toplumuyla yaklaşık 6-7 milyar kamu harcaması yapılmışken, AB ülkelerinin tamamının yine ülkemizdeki Suriyeliler için yaptığı harcama 450 milyon civarında. Bu rakamlar bile başlı başına aslında medeniyet kökenimizle, bugün maalesef dünyada demokrasiyi ve insan haklarını gündem olarak ortaya koyan ülkelerin davranışını ve yaklaşımını sergiliyor."
Yetiş, hedeflerinin bu coğrafyanın istikrara kavuşması, her ülkenin kendi halkının inancı ve demokratik hukuku çerçevesinde yeniden inşa edilmesi olduğuna işaret etti.
- "Siyasi bir kazanım elde etmeye çalışmıyoruz"
Sınırların anlamsızlaştığı, bütün coğrafya hatlarının kardeşliğini ortaya koyabildiği ve her ülkenin kendi içerisinde halkıyla bütünleşebildiği bir yapı oluşmasını arzu ettiklerini aktaran Yetiş, şöyle devam etti:
"Bu yönüyle Suriye meselesine biz hep Sayın Başbakanımızın önderliğinde çıkar eksenli değil değer eksenli bir politika ortaya koyarak baktık. Bu bakışımızı, işin maliyeti ne olursa olsun bugüne kadar devam ettirdik. Suriye meselesini sadece bir dış politika meselesi olarak değil bir toplumsal mesele olarak hatta birçok yönüyle artık bu ülkenin iç politika meselesi olarak da görüyoruz ama biz bu mesele üzerinden siyasi bir kazanım elde etmeye çalışmıyoruz, bu meseleyi insan hakları ve ortak inanç meselesi olarak görüyoruz. Siyasi yıpratmaya dönük birtakım çalışmalara da fırsat verilmeyeceğini ortaya koymak istiyoruz. 4 yılı aşan ve ne kadar süreceğini tahmin edemediğimiz bu meselenin ancak toplumsal destek ve insanımızın kadirşinaslığını ortaya koymasıyla, sorunlar kısmını en aza indirgeyebileceğimizi düşünüyoruz."
Yetiş, Konya'da yaklaşık 45 bin Suriyeli bulunduğunu, kentteki sivil toplum ve ekonomik gücü daha da maksimum seviyeye çıkararak, en üst verimliliği alma çabasında olduklarını ifade ederek, buradan alınacak güzel örnekleri diğer illere taşıyıp, toplumsal dengeyi oluşturmak istediklerini bildirdi.
Konya Valisi Muammer Erol ise toplantıda, kamu kurum ve kuruluşlarının Suriyelilere yönelik son 3 yılda ne tür yardımlar yaptığı ve neler yapılacağı konusunda istişarelerde bulunulduğunu aktardı.