Bozkuş, Türkiye'deki ET Pahalılığının Nedenlerini Açıkladı
Bereket Döner, 80. restoranını açmaya hazırlanıyor. 2014 yılında 3 bin 130 ton karkas et işleyen Bereket Döner’in Genel Müdür Yardımcısı Kemal Bozkuş, Türkiye’deki kırmızı etin son durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yıl sonuna kadar 100 restorana ulaşmayı hedefleyen Bereket Döner bugün 1 milyon 50 kişiye istihdam sağlıyor ve yıl sonu hedeflerine bakılırsa bu sayıyı bin 250 kişiye çıkarmayı hedefliyor.
2014 yılında 3 bin 130 ton karkas et işleyen Bereket Döner’in Genel Müdür Yardımcısı Kemal Bozkuş, Türkiye’deki kırmızı etin son durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kırmızı et fiyat artışının birçok sebebi varken en büyük sebebi sütün değerinde satılamaması ve yem materyalinin pahalı alınması kaynaklı dişi hayvan kesimlerinin çok olması olduğunu belirten Kemal Bozkuş, şunları söyledi: "Yine inek ve düve eti dana etinden daha ucuz olması sebebiyle özellikle imalatçıların tercih etmesi, bu durumu tetiklemektedir. Anayı keser, kaynağı kurutursanız sonuç kaçınılmaz olur. Dünya genelinde kırmızı et üretim oranlarını yaklaşık olarak 79 milyon ton, AB ülkelerinde 9 milyon ton ve ülkemizde yapılan son araştırmalar neticesinde yıllık kırmızı et üretimimiz 1 milyon tonun üzerinde. Türkiye’de kırmızı et tüketimi AB ülkelerinin 5 te 1 i kadar. AB ülkelerinde yıllık 60 kilogram üzerinde iken ülkemizde bu sayı 12 kilogram civarında. Yine özellikle Avrupa’da kırmızı et şarküteri ürünü olarak tüketilirken, ülkemizde bu pazar son yıllarda gelişmektedir."
"HAYVANCILIK İÇİN AYRILAN TEŞVİKLER YETERLİ Mİ?"
Bozkuş, şöyle devam etti: "Özellikle son 5 yıldır hükümetin verdiği teşvikler hayvancılığın gelişmesine ciddi katkı sağlamıştır. Bu desteklerin devam etmesi önümüzdeki yıllarda hem sürü popülasyonunu artıracak hem de büyükbaş sürüsünün kayıt altına girmesini sağlayacaktır. Öte yandan, hayvanların daha düşük maliyetle beslenebilmesi ve tüketiciye daha ucuza et sunulabilmesi için yem bitkilerinde çiftçimize verilen desteklerin gözden geçirilmesi, doğrudan destek sistemine geçilmesi ve desteklerin hasattan önce değil ekimden önce açıklanması gerekir. Besiciler olarak en büyük gider ve maliyet kalemi yem ham maddeleridir. Yeni destek paketlerinde yem bitkileri için çiftçimize verilen desteklerin yeterli düzeyde olmadığını düşünüyoruz."
İTHALATIN ANA SEBEPLERİ
İthalatın ana sebeplerine de değinen Bozkuş, "Tamamen fiyatların kontrol altında tutulamamasıdır maalesef. Yine besilik hayvan ithalatı ise; etçil ırk hayvanların ülkemizde beslenmesi, hayvan varlığı ve üretimin artırılması amaçlı yapılmaktadır. Et ve Balık Kurumu ithal edeceği bu ürünleri, askeri birlikler ve kendi perakende mağazalarında satışını yapmak adına ithal ediyor. Et ve Balık Kurumu’nun iç pazardan ürün aldığı zamanda da kendi özel anlaşmalı kurumlarından aldığından ötürü özel sektöre çok fazla etki etmiyor. Ancak gerçekleştirilecek olan bu ithalat sürecinin var olan aşırı fiyatlara bir nebzede olsa etki edeceğine inanıyoruz. Var olan yüksek fiyatların aşağı doğru ivme kazanması adına bakanlığın özel sektöre yönelik yapacağı çalışmaların daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Dişi kesimlerinin önüne geçilmesi, desteklerin daha çok yem bitkileri üzerine yapılması gibi kısa vadeli tedbirler ile beraber, toprak reformu gibi uzun vadeli alınacak tedbir ve kararlar yeterli olacaktır" dedi.
HAYVAN YEMİNİN DURUMU VE ET FİYATLARINA ETKİSİ NELERDİR?
Bozkuş, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Hayvancılıkta girdi maliyetlerinin yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan kaba yem ham maddesinin yaklaşık yüzde 41’i ithalat yoluyla karşılanıyor. Buna mazot, aşı, ilaç gibi diğer ithal girdileri de eklerseniz dolar kurunun 2,75 TL seviyelerini gördüğü bir ortamda ucuza kırmızı et tüketmek hayal gibi görünüyor. Yem materyaline destek tek çözüm yolu gibi duruyor maalesef."
Kaynak: İHA
2014 yılında 3 bin 130 ton karkas et işleyen Bereket Döner’in Genel Müdür Yardımcısı Kemal Bozkuş, Türkiye’deki kırmızı etin son durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kırmızı et fiyat artışının birçok sebebi varken en büyük sebebi sütün değerinde satılamaması ve yem materyalinin pahalı alınması kaynaklı dişi hayvan kesimlerinin çok olması olduğunu belirten Kemal Bozkuş, şunları söyledi: "Yine inek ve düve eti dana etinden daha ucuz olması sebebiyle özellikle imalatçıların tercih etmesi, bu durumu tetiklemektedir. Anayı keser, kaynağı kurutursanız sonuç kaçınılmaz olur. Dünya genelinde kırmızı et üretim oranlarını yaklaşık olarak 79 milyon ton, AB ülkelerinde 9 milyon ton ve ülkemizde yapılan son araştırmalar neticesinde yıllık kırmızı et üretimimiz 1 milyon tonun üzerinde. Türkiye’de kırmızı et tüketimi AB ülkelerinin 5 te 1 i kadar. AB ülkelerinde yıllık 60 kilogram üzerinde iken ülkemizde bu sayı 12 kilogram civarında. Yine özellikle Avrupa’da kırmızı et şarküteri ürünü olarak tüketilirken, ülkemizde bu pazar son yıllarda gelişmektedir."
"HAYVANCILIK İÇİN AYRILAN TEŞVİKLER YETERLİ Mİ?"
Bozkuş, şöyle devam etti: "Özellikle son 5 yıldır hükümetin verdiği teşvikler hayvancılığın gelişmesine ciddi katkı sağlamıştır. Bu desteklerin devam etmesi önümüzdeki yıllarda hem sürü popülasyonunu artıracak hem de büyükbaş sürüsünün kayıt altına girmesini sağlayacaktır. Öte yandan, hayvanların daha düşük maliyetle beslenebilmesi ve tüketiciye daha ucuza et sunulabilmesi için yem bitkilerinde çiftçimize verilen desteklerin gözden geçirilmesi, doğrudan destek sistemine geçilmesi ve desteklerin hasattan önce değil ekimden önce açıklanması gerekir. Besiciler olarak en büyük gider ve maliyet kalemi yem ham maddeleridir. Yeni destek paketlerinde yem bitkileri için çiftçimize verilen desteklerin yeterli düzeyde olmadığını düşünüyoruz."
İTHALATIN ANA SEBEPLERİ
İthalatın ana sebeplerine de değinen Bozkuş, "Tamamen fiyatların kontrol altında tutulamamasıdır maalesef. Yine besilik hayvan ithalatı ise; etçil ırk hayvanların ülkemizde beslenmesi, hayvan varlığı ve üretimin artırılması amaçlı yapılmaktadır. Et ve Balık Kurumu ithal edeceği bu ürünleri, askeri birlikler ve kendi perakende mağazalarında satışını yapmak adına ithal ediyor. Et ve Balık Kurumu’nun iç pazardan ürün aldığı zamanda da kendi özel anlaşmalı kurumlarından aldığından ötürü özel sektöre çok fazla etki etmiyor. Ancak gerçekleştirilecek olan bu ithalat sürecinin var olan aşırı fiyatlara bir nebzede olsa etki edeceğine inanıyoruz. Var olan yüksek fiyatların aşağı doğru ivme kazanması adına bakanlığın özel sektöre yönelik yapacağı çalışmaların daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Dişi kesimlerinin önüne geçilmesi, desteklerin daha çok yem bitkileri üzerine yapılması gibi kısa vadeli tedbirler ile beraber, toprak reformu gibi uzun vadeli alınacak tedbir ve kararlar yeterli olacaktır" dedi.
HAYVAN YEMİNİN DURUMU VE ET FİYATLARINA ETKİSİ NELERDİR?
Bozkuş, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Hayvancılıkta girdi maliyetlerinin yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan kaba yem ham maddesinin yaklaşık yüzde 41’i ithalat yoluyla karşılanıyor. Buna mazot, aşı, ilaç gibi diğer ithal girdileri de eklerseniz dolar kurunun 2,75 TL seviyelerini gördüğü bir ortamda ucuza kırmızı et tüketmek hayal gibi görünüyor. Yem materyaline destek tek çözüm yolu gibi duruyor maalesef."