Danıştay'dan Hes Projesi Raporu

Danıştay 13. Dairesi, bir baraj ve HES projesi için “ÇED olumlu kararı” verilmesinin tek başına su kullanım hakkı anlaşmasını hukuka uygun hale getirmeyeceğini, su kullanım hakkı anlaşması imzalanırken bir akarsu havzasında projelendirilmiş tüm baraj ve HES projelerinin birlikte nazara alınması gerektiğine hükmetti.

Danıştay'dan Hes Projesi Raporu
Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Avukat Barış Yıldırım tarafından Tunceli-Elazığ-Bingöl sınırları içerisinde bulunan Peri Suyu üzerinde inşa edilecek Pembelik HES ile ilgili olarak taraflar arasında imzalanan Su Kullanım Hakkı Anlaşması’nın iptali istemiyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne dava açtı. Ancak dava Ankara 10. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine Yıldırım, konuya Danıştay’a taşıdı.

Danıştay 13. Daire tarafından görülen davada oy birliğinde alınan ara kararda “Bir Baraj ve HES Projesi için ÇED olumlu kararı verilmesinin tek başına su kullanım hakkı anlaşmasını hukuka uygun hale getirmeyeceği; su kullanım hakkı anlaşması imzalanırken bir akarsu havzasında projelendirilmiş tüm baraj ve HES Projeleri’nin birlikte nazara alınması gerektiği” belirtildi.

Karar nedeniyle Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi’nin çağrı üzerine Devlet Su İşleri (DSİ) 93. Şube Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.

Açıklamaya Tunceli Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun, Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Avukat Barış Yıldırım, Dersim Halk Müziği Sanatçısı Kemal Kahraman, HDP; EMEP İl başkanları, il genel meclis üyeleri, Pembelik Barajı ve HES nedeniyle yaklaşık bir yıldır köylerinde mahsur kalan Ayhan ve Adile Arduç çifti ve çevreciler katıldı.

Açıklamada yürüttükleri hukuki mücadele hakkında bilgi veren Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Avukat Barış Yıldırım, Danıştay’ın “ÇED olumlu kararı” verilmesinin tek başına su kullanım hakkı anlaşmasını hukuka uygun hale getirmeyeceğini, su kullanım hakkı anlaşması imzalanırken bir akarsu havzasında projelendirilmiş tüm baraj ve HES projelerinin birlikte nazara alınması gerektiğine ilişkin kararının son derece önemli ve Türkiye’de bu yönlü ilk karar olduğunu söyledi.



DSİ 93. Şube Müdürlüğü önünde düzenlenen ortak açıklamayı, Pembelik Barajı ve HES’in su tutmasının ardından köprü ve yolları su altında kaldığı için yaklaşık bir yıldır Nazımiye ilçesi Dallıbahçe köyü Ilısu mezrasında mahsur kalan Adile Arduç okudu. Avukatları aracılığıyla daha önce açtıkları davanın Ankara 10. İdare Mahkemesi tarafından reddedildiğini hatırlatan Arduç, “Red kararının temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesi 05 Haziran 2015 tarihinde oy birliği ile aldığı karar ile her ne kadar mahkemece, projeye verilen, ÇED olumlu kararının ve üretim lisansının iptali veya geri alındığı yolunda herhangi bir verinin söz konusu olup olmadığı yönlerinden yapılan araştırma sonucunda, ÇED olumlu kararının ve elektrik üretim lisansının iptali yönünde herhangi bir karar bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde projenin bulunduğu havzada mevcut, inşa halinde ve mutasavver projeler ile havzadaki mevcut ve gelecekteki bütün ihtiyaçları, menba developmanı ve mansap su haklarını göz önünde bulundurarak son yılları da kapsayan hidrolojik verilere göre bir araştırma yapılıp yapılmadığı, bu hususları göz önüne alan bir fizibilite raporu hazırlanıp hazırlanmadığı, rapor hazırlanmış ise DSİ tarafından bu raporun belirtilen kriterler çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilmediği yönlerinden herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmakta olup, eksik incelemeye dayalı olarak verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır diyerek Ankara 10. İdare Mahkemesi kararını bozmuştur” dedi.

Peri Suyu üzerinde 9 baraj, HES ve regülatör projesi bulunduğunu hatırlatan Adile Arduç, “Hukuksal olarak Havza Planlaması yapılmadan su kaynakları tahsis edilememektedir. Fakat Peri Suyu için henüz Havza Planı yapılmamıştır. Bu sebeple de Peri Suyu üzerinde projelendirilen Pembelik Barajı HES için su kullanım hakkı anlaşması yapılması hukuksal olarak mümkün değildir. Peri Vadisi ve Peri Suyu’nun eko-sistem devamlılığı ile sürdürülebilir çevre açısından ekolojisinin korunması hukuksal zorunluluk iken birbiri ardı sıra neredeyse bitişik baraj, HES projelerini hayata geçirmek tamamen anlaşılamazdır. Su kullanım hakkı anlaşması yapılırken Peri Suyu Vadisi’nde evvelden inşaatı tamamlanan baraj, HES Projeleri’nin de dikkate alınması gerekmekteydi. Mevcut durumda bile neredeyse Peri Suyu diye coğrafik bir alan kalmamıştır. Çevre, ekoloji hukuku açısından bir havzada hayata geçirilecek her bir projenin ayrı ayrı değil ama aynı havzadaki tüm projelerin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve su kullanım hakkının buna göre verilmesi gerekmektedir. Zira bir havzadaki tüm projeler çevresel etkileri yönünden ayrı ayrı ele alındığında sağlıklı bir değerlendirme yapmak olası değildir. Bu bakımdan Danıştay 13. Dairesi kararı son derece önemlidir. Zira, Danıştay kararında bir baraj ve HES Projesi için ÇED olumlu kararı verilmesinin tek başına su kullanım hakkı anlaşmasını hukuka uygun hale getirmeyeceği; su kullanım hakkı anlaşması imzalanırken bir akarsu havzasında projelendirilmiş tüm baraj ve HES Projeleri’nin birlikte nazara alınması gerektiği açıkça belirtilmektedir. Pembelik Barajı ve HES için imzalanan su kullanım hakkı anlaşmasının iptaline karar verilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Kaynak: İHA