Askeri Casusluk Sanıklarının 'Müstehcenlik' Davası
İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'nın sanıklarından emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde bulunduğu öne sürülen dijital verilerde müstehcen görüntüler yer aldığı gerekçesiyle beşer yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 5 sanık hakkında beraat kararı verildi.
Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Albay İbrahim Sezer, Astsubay Yiğit Ali Adlığ ve avukatları katıldı.
Sanıklar Binbaşı Zeki Mesten, Binbaşı Fırat Güner ve Astsubay Adnan Yılmaz ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme hakimi, bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğunu tutanağa geçirdi. Raporda, suça konu dijital verilere "ekleme, serpme" yapıldığına dair şüphelerin bulunduğu kaydedildi.
Bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunan Sezer'in avukatı Mahir Işıkay, İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'na ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararı verdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi dijital veride yer alan 9 görüntünün aynı programdan yapıldığı tespit edilmiştir. Değişik sanıkların oluşturduğu iddia edilen bu 9 görüntünün aynı programdan yapılması mümkün değildir. Bu da görüntülerin emniyetçe oluşturulduğunu göstermektedir."
Duruşmada son sözü sorulan tutuksuz sanık İbrahim Sezer de "4 yıldır bu yargılamanın kumpas olduğunu söyledik. Bizi yargılayan mahkemenin başkanı Metin Özçelik ve soruşturmayı yapan ekibin başındaki polis müdürü Nazmi Ardıç şu an örgüt suçundan soruşturulmaktadır. Beraatımı talep ederim" dedi.
Diğer sanık Yiğit Ali Adlığ ise suç tarihinde mesleğe yeni başladığını ifade ederek, "Yargılamanın başından beri kumpas olduğunu söylüyorduk. Kumpas olduğu ortaya çıktı. Benim gibi yargılanan pek çok komutanım, mağdur olmuştur. Bir kısmı ordudan, adaptasyon sorunu olduğu belirtilerek, ayrılmak zorunda kalmıştır. Mağduriyetimin sona ermesini ve beraatımı talep ederim" diye konuştu.
Duruşmaya son verdiğini açıklayan mahkeme hakimi Gülden Filiz Tüysüz, sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, Binbaşı Zeki Mesten, Binbaşı Fırat Güner, Astsubay Yiğit Ali Adlığ ve Astsubay Adnan Yılmaz'ın üzerlerine atılı suçlardan beraatlerine karar verdi.
Hakim Tüysüz, soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak arama yapmayan ve delil toplamayan ilgililer hakkında gereğinin yapılması için beraat kararının bir örneğini Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine hükmetti.
- Davanın geçmişi
İstanbul'daki Askeri Casusluk davası sanıklarından emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde 3 Ağustos 2010 tarihinde, soruşturma aşamasında yapılan aramalarda çeşitli dijital verilere ulaşılmıştı.
Dijital verilerin içerisinde müstehcen görüntülerin yer aldığı iddiası üzerine Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 asker hakkında, ayrı bir esas numarası üzerinden dava açılmıştı.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 askerin "Çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek, ihraç etmek" ile "Şiddet kullanarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni ile ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak" suçlarından beşer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Kaynak: AA
Sanıklar Binbaşı Zeki Mesten, Binbaşı Fırat Güner ve Astsubay Adnan Yılmaz ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme hakimi, bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğunu tutanağa geçirdi. Raporda, suça konu dijital verilere "ekleme, serpme" yapıldığına dair şüphelerin bulunduğu kaydedildi.
Bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunan Sezer'in avukatı Mahir Işıkay, İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'na ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararı verdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi dijital veride yer alan 9 görüntünün aynı programdan yapıldığı tespit edilmiştir. Değişik sanıkların oluşturduğu iddia edilen bu 9 görüntünün aynı programdan yapılması mümkün değildir. Bu da görüntülerin emniyetçe oluşturulduğunu göstermektedir."
Duruşmada son sözü sorulan tutuksuz sanık İbrahim Sezer de "4 yıldır bu yargılamanın kumpas olduğunu söyledik. Bizi yargılayan mahkemenin başkanı Metin Özçelik ve soruşturmayı yapan ekibin başındaki polis müdürü Nazmi Ardıç şu an örgüt suçundan soruşturulmaktadır. Beraatımı talep ederim" dedi.
Diğer sanık Yiğit Ali Adlığ ise suç tarihinde mesleğe yeni başladığını ifade ederek, "Yargılamanın başından beri kumpas olduğunu söylüyorduk. Kumpas olduğu ortaya çıktı. Benim gibi yargılanan pek çok komutanım, mağdur olmuştur. Bir kısmı ordudan, adaptasyon sorunu olduğu belirtilerek, ayrılmak zorunda kalmıştır. Mağduriyetimin sona ermesini ve beraatımı talep ederim" diye konuştu.
Duruşmaya son verdiğini açıklayan mahkeme hakimi Gülden Filiz Tüysüz, sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, Binbaşı Zeki Mesten, Binbaşı Fırat Güner, Astsubay Yiğit Ali Adlığ ve Astsubay Adnan Yılmaz'ın üzerlerine atılı suçlardan beraatlerine karar verdi.
Hakim Tüysüz, soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak arama yapmayan ve delil toplamayan ilgililer hakkında gereğinin yapılması için beraat kararının bir örneğini Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine hükmetti.
- Davanın geçmişi
İstanbul'daki Askeri Casusluk davası sanıklarından emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde 3 Ağustos 2010 tarihinde, soruşturma aşamasında yapılan aramalarda çeşitli dijital verilere ulaşılmıştı.
Dijital verilerin içerisinde müstehcen görüntülerin yer aldığı iddiası üzerine Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 asker hakkında, ayrı bir esas numarası üzerinden dava açılmıştı.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 askerin "Çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek, ihraç etmek" ile "Şiddet kullanarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni ile ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak" suçlarından beşer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.