'Ermeni Milisleri, Korumasız İnsanları Vahşice Öldürdü'
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Arslan, "Osmanlı askeri savaş hattındayken bunu fırsat bilen Ermeni milisleri, sivilleri, silahsız ve korumasız insanları savaş hattı gerisinde vahşice öldürdü" dedi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan olaylar ve Ermenilerin yürüttüğü faaliyetlerle ilgili yaklaşık 40 yıldır araştırmalar yapan Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ermenilerin kendi yaptıkları katliamları sanki Türkler yapmış gibi anlattıklarını söyledi.
Ermenilerin Kars'ta ve Erzurum'da katliamlar yaptığını belirten Arslan, "Avrupa Parlamentosu ve Papa'nın söyledikleri bir talihsizliktir. Papa, bir dini liderdir ve dini liderler uzlaştırıcı olmalıdır" diye konuştu.
Türklerin tarihte hiçbir zaman sivillere karşı bir katliam uygulamadığını ifade eden Arslan, şöyle devam etti:
"Savaş alanında askerle savaşan Türkler, galip geldiklerinde ilerlemiştir. Halka hiçbir zaman katliam uygulamamıştır. Haçlılar öyle değildi, Ermeniler de öyle değil. Osmanlı askeri savaş hattındayken bunu fırsat bilen Ermeni milisleri, sivilleri, silahsız ve korumasız insanları savaş hattı gerisinde vahşice öldürdü. İnsanların derilerini yüzüp, gözlerini oyup canlı canlı ölümlerini bir şevkle seyretmişlerdir. Aynısını 1992'de Hocalı katliamında da yaptılar. Bu suç failleri suç mahallinde aynı katliamları tekrar etmişlerdir. Koçaryan sorumsuzca Karabağ'ı işgal ederken 'Azeriler bizim sivillere saldıracağımızı beklemiyorlardı' demiştir."
İkinci Dünya Savaşında ABD'nin Japonları, Almanların da Yahudileri kamplarda topladığını aktaran Arslan, Osmanlı'nın ise tehcir zamanında sadece Ermeni vahşetlerinin olduğu bölgedeki Ermenileri büyük bir güvenlikle Suriye'nin kuzeyine yerleştirdiğini kaydetti.
Ailesi katledilen Türklerden bazılarının tehcir edilen Ermenileri aramaya çıktığını ancak Osmanlı'nın bunlara dahi izin vermediğine işaret eden Arslan, "Hatta Osmanlı, o tarihlerde bin 397 kişiyi tutuklamış, 76'sını asmıştır. Sevk sırasında saygısız davrandığı iddia edilen bir vali ve kaymakamı, sadece Ermenilerin sözde şahitlerinin iddiasına dayanarak suçsuz yere asmıştır" dedi.
Tehcirin yaşandığı yıllarda 1 milyon 300 bin civarında Ermeni nüfus bulunduğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Ermeniler, tehcire uğrayanları ölü kabul ediyorlar. Böyle bir şey olmadı, çoğu da salimen yerlerine ulaştı. Yolda açlık ve hastalıktan dolayı 30-35 bini öldü. Bu açlığın sebebi de Ermenilerin kendisi. Çünkü buğday ve tahılları gasbetmişler, bazılarını ekili tarlaları da yakmışlardır. Bu memleket bu yüzden 7 yıl kıtlık çekti. Köyleri talan ettiler. Köylüler geven otu, çayırlar ve zehirli zerdali çekirdekleriyle yaşamını sürdürmeye çalışmışlardır. Savaş hattında Osmanlı askerlerinin şehit olması yüzünden Osmanlı ordusu bu yüzden Çanakkale'de yaşları 13, 14, 15 olan çocukları askere aldı. Bu çocuklar, gelip de bu kadar insanı toplayıp tam teşekküllü Ermeni milislerine mi katliam yapacak. Böylesi katliam anlayışı Türkler de hiç olmamıştır. Ermeniler erkeklerin azlığını ve yetersiz savunma imkanlarının yokluğunu fırsat bilerek savunmasız sivil Türk ve Müslümanlara katliamlar yapmışlardır. Ermeni katliamı yapılsaydı öbek öbek kalıntıları çıkardı. Bunlar buharlaşıp uçmadı ya. Bulunan toplu mezarların hepsi Türklere ait."
- "Geçmişte yaptıklarını itiraf edeceklerdir"
Arslan, Ermeni ve Hristiyan misyonerleri tarafından yapılan şikayetler üzerine Osmanlı'nın müttefik güçlerinden konunun araştırılması için bir heyet istediğini söyledi.
Heyetin sunduğu raporlarda Türklerin soykırım veya katliam yaptığına dair bir buluntuya rastlamadıklarını, aksine Ermenilerin Türkleri katlettiklerinin ve hatta aç ve sefil Türk insanının kırık dökük öküz kağnılarıyla kaçışlarını rapor ettiklerini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
"Sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı Avrupa Türkleri dinlemeyecek. Topyekun olarak elimizden geldiği kadar bunları yazıp bilgilendirmek gerekiyor. Biz Müslümanız, Ermenilerin arkasındaki güçlerden birisi de Batılı Hristiyan misyonerleri olduğundan Avrupa bizi dinlemez ama bir gün bu tarih değişecektir. Bir gün o Ermenilerden insanlık hesap soracaktır. Onlar da geçmişte yaptıklarını itiraf edeceklerdir."
Rus Bolşevik raportörlerinin 1928 ve 1929 yıllarında Moskova'ya gönderdikleri raporlarda da Erivan'a giden Ermenilerin açlıktan ve salgın hastalıklardan öldüklerinin not edildiğine işaret eden Arslan, "O raporlarda, Ermeni devletinin cesetleri bile kaldıramadığı, leş kokularının o yörede uzun müddet hakim olduğu not edilmiştir. O kadar masum Türk ve Müslümanın canına kast edip mallarını yağmaladıkları, yüz binlerce ölümü engelleyecek tedbirleri yürütemedikleri aşikardır. Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni sunduğu raporunda bunları açıkça dile getirmiştir. 1914 öncesi, 1915 ve sonrasında yaşanan olaylar tamamıyla Ermenilerin Türklere yaptığı soykırımla ilgilidir" şeklinde konuştu.
Kurduğu internet sitesi üzerinden Ermenilerle ilgili bilgi ve belgeleri yıllarca yayınladığını dile getiren Arslan, sitenin Ermenilerin yaptığı siber saldırılar sonrası bir süre önce çökertildiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Ermenilerin Kars'ta ve Erzurum'da katliamlar yaptığını belirten Arslan, "Avrupa Parlamentosu ve Papa'nın söyledikleri bir talihsizliktir. Papa, bir dini liderdir ve dini liderler uzlaştırıcı olmalıdır" diye konuştu.
Türklerin tarihte hiçbir zaman sivillere karşı bir katliam uygulamadığını ifade eden Arslan, şöyle devam etti:
"Savaş alanında askerle savaşan Türkler, galip geldiklerinde ilerlemiştir. Halka hiçbir zaman katliam uygulamamıştır. Haçlılar öyle değildi, Ermeniler de öyle değil. Osmanlı askeri savaş hattındayken bunu fırsat bilen Ermeni milisleri, sivilleri, silahsız ve korumasız insanları savaş hattı gerisinde vahşice öldürdü. İnsanların derilerini yüzüp, gözlerini oyup canlı canlı ölümlerini bir şevkle seyretmişlerdir. Aynısını 1992'de Hocalı katliamında da yaptılar. Bu suç failleri suç mahallinde aynı katliamları tekrar etmişlerdir. Koçaryan sorumsuzca Karabağ'ı işgal ederken 'Azeriler bizim sivillere saldıracağımızı beklemiyorlardı' demiştir."
İkinci Dünya Savaşında ABD'nin Japonları, Almanların da Yahudileri kamplarda topladığını aktaran Arslan, Osmanlı'nın ise tehcir zamanında sadece Ermeni vahşetlerinin olduğu bölgedeki Ermenileri büyük bir güvenlikle Suriye'nin kuzeyine yerleştirdiğini kaydetti.
Ailesi katledilen Türklerden bazılarının tehcir edilen Ermenileri aramaya çıktığını ancak Osmanlı'nın bunlara dahi izin vermediğine işaret eden Arslan, "Hatta Osmanlı, o tarihlerde bin 397 kişiyi tutuklamış, 76'sını asmıştır. Sevk sırasında saygısız davrandığı iddia edilen bir vali ve kaymakamı, sadece Ermenilerin sözde şahitlerinin iddiasına dayanarak suçsuz yere asmıştır" dedi.
Tehcirin yaşandığı yıllarda 1 milyon 300 bin civarında Ermeni nüfus bulunduğunu vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"Ermeniler, tehcire uğrayanları ölü kabul ediyorlar. Böyle bir şey olmadı, çoğu da salimen yerlerine ulaştı. Yolda açlık ve hastalıktan dolayı 30-35 bini öldü. Bu açlığın sebebi de Ermenilerin kendisi. Çünkü buğday ve tahılları gasbetmişler, bazılarını ekili tarlaları da yakmışlardır. Bu memleket bu yüzden 7 yıl kıtlık çekti. Köyleri talan ettiler. Köylüler geven otu, çayırlar ve zehirli zerdali çekirdekleriyle yaşamını sürdürmeye çalışmışlardır. Savaş hattında Osmanlı askerlerinin şehit olması yüzünden Osmanlı ordusu bu yüzden Çanakkale'de yaşları 13, 14, 15 olan çocukları askere aldı. Bu çocuklar, gelip de bu kadar insanı toplayıp tam teşekküllü Ermeni milislerine mi katliam yapacak. Böylesi katliam anlayışı Türkler de hiç olmamıştır. Ermeniler erkeklerin azlığını ve yetersiz savunma imkanlarının yokluğunu fırsat bilerek savunmasız sivil Türk ve Müslümanlara katliamlar yapmışlardır. Ermeni katliamı yapılsaydı öbek öbek kalıntıları çıkardı. Bunlar buharlaşıp uçmadı ya. Bulunan toplu mezarların hepsi Türklere ait."
- "Geçmişte yaptıklarını itiraf edeceklerdir"
Arslan, Ermeni ve Hristiyan misyonerleri tarafından yapılan şikayetler üzerine Osmanlı'nın müttefik güçlerinden konunun araştırılması için bir heyet istediğini söyledi.
Heyetin sunduğu raporlarda Türklerin soykırım veya katliam yaptığına dair bir buluntuya rastlamadıklarını, aksine Ermenilerin Türkleri katlettiklerinin ve hatta aç ve sefil Türk insanının kırık dökük öküz kağnılarıyla kaçışlarını rapor ettiklerini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
"Sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı Avrupa Türkleri dinlemeyecek. Topyekun olarak elimizden geldiği kadar bunları yazıp bilgilendirmek gerekiyor. Biz Müslümanız, Ermenilerin arkasındaki güçlerden birisi de Batılı Hristiyan misyonerleri olduğundan Avrupa bizi dinlemez ama bir gün bu tarih değişecektir. Bir gün o Ermenilerden insanlık hesap soracaktır. Onlar da geçmişte yaptıklarını itiraf edeceklerdir."
Rus Bolşevik raportörlerinin 1928 ve 1929 yıllarında Moskova'ya gönderdikleri raporlarda da Erivan'a giden Ermenilerin açlıktan ve salgın hastalıklardan öldüklerinin not edildiğine işaret eden Arslan, "O raporlarda, Ermeni devletinin cesetleri bile kaldıramadığı, leş kokularının o yörede uzun müddet hakim olduğu not edilmiştir. O kadar masum Türk ve Müslümanın canına kast edip mallarını yağmaladıkları, yüz binlerce ölümü engelleyecek tedbirleri yürütemedikleri aşikardır. Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni sunduğu raporunda bunları açıkça dile getirmiştir. 1914 öncesi, 1915 ve sonrasında yaşanan olaylar tamamıyla Ermenilerin Türklere yaptığı soykırımla ilgilidir" şeklinde konuştu.
Kurduğu internet sitesi üzerinden Ermenilerle ilgili bilgi ve belgeleri yıllarca yayınladığını dile getiren Arslan, sitenin Ermenilerin yaptığı siber saldırılar sonrası bir süre önce çökertildiğini sözlerine ekledi.