Londra'da 'Türkiye'nin Somali'deki Dış Politikası' Paneli
Türkiye'nin eski Mogadişu Büyükelçisi Dr. Kani Torun, Somali'de alınan riskleri Somali halkının anladığını ve değer verdiğini söyleyerek, "Eğer risk alırsanız, insanlar bunu takdir eder. Bizim için bu, yürekten gelen birşeydi" dedi.
Londra Üniversitesi, Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) "Türkiye'nin Somali'deki Dış Politikası" başlıklı bir konferans düzenlendi.
Daily Sabah Politika Çalışmaları Merkezi ile öğrencilerin oluşturduğu SOAS Somali topluluğu tarafından ortaklaşa düzenlenen panele, Kani Torun'un yanı sıra Müslüman Yardım Kuruluşları Forumu'nun direktörü Abdurahman Sharif ve Chatham House düşünce kuruluşunun Afrika Programı araştırmacısı Jason Mosley de konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin Somali'de yaptığı yardımları ve altyapı çalışmalarını anlatan Dr. Kani Torun, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Ağustos 2011'de ailesiyle birlikte Mogadişu'ya yaptığı ziyaretin ardından yardım kampanyasına yoğunlaşıldığını kaydetti.
Erdoğan'ın Mogadişu ziyaretinin önemine dikkat çeken Torun, bu ziyaretten sonra Türkiye'nin Mogadişu'da büyükelçilik açtığını ve yardım kampanyasının başladığını belirtti.
Torun, Türkiye'nin Somali'ye ulaşım, eğitim, sağlık, ticaret gibi alanlarda destek verdiğini ve yatırım yaptığını anlatarak, "Ne yaptıysak, Somali hükümetiyle işbirliği halinde yaptık. Doğrudan yardım sağladık, bunu Birleşmiş Milletler ya da başka bir uluslararası yardım kuruluşu aracılığıyla yapmadık. Çünkü bu kuruluşlar etkin değiller" diye konuştu.
- "Eş-Şebab 3 kilometre uzaktaydı"
Türk Hava Yolları'nın (THY) 6 Mart 2012 tarihinden bu yana Mogadişu'ya uçtuğunu belirten Torun, Mogadişu'da Türkiye'nin yaptığı resmi binaların ve hastanelerin fotoğraflarını sunumunda gösterdi. En iyi yardımın ticaret yoluyla yapılacağına inandığını dile getiren Torun, ticaretin artmasıyla insanların iş sahibi olacağını ve yardıma ihtiyaçlarının kalmayacağını söyledi.
Torun, şöyle konuştu:
"Somali konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok duygulandırıyor. Erdoğan için Somali konusu Müslüman dayanışmasıyla ilgili bir konudur. Bu konu Türkiye'de parti politikası konusu değildir. Türkiye'de politikleşmemiş iki konu vardır, bunlar Filistin ve Somali'dir. Mogadişu'da büyükelçiliği olan hala hiçbir Batı ülkesi yok. Mogadişu'da büyükelçiliği açtığımızda, Eş-Şebab kontrol noktası büyükelçilik binasından 3 kilometre uzaktaydı. Her akşam havan mermisi seslerini duyuyorduk. Eğer risk alırsanız, insanlar bunu takdir eder. Büyükelçiliğimize saldırıldı ve korumam öldürüldü, dolayısıyla risk aldık, Somali halkı bunu anladı ve değer verdi. Bizim için bu yürekten gelen birşeydi."
Müslüman Yardım Kuruluşları Forumu'nun direktörü Abdurahman Sharif ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Somali'deki yardım sistemi ve anlayışını değiştirdiğini ifade ederek, insani yardımın her zaman siyasi amaçlardan arındırılmış şekilde yapılması gerektiğini belirtti.
Sharif, yardımın Türkiye ile Somali arasında güven ve kardeşlik ilişkilerine çok olumlu katkısı olduğunu kaydetti.
Chatham House düşünce kuruluşunun Afrika Programı araştırmacısı Jason Mosley de, Erdoğan'ın 2011'deki Somali ziyaretinin bu ülkeye yapılan yardımlar açısından büyük etkisi olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Somali'deki yaklaşımı birçok Batı ülkesinden farklı oldu. Türkiye'nin yaklaşımı çok daha meşruydu" dedi.
Kaynak: AA
Daily Sabah Politika Çalışmaları Merkezi ile öğrencilerin oluşturduğu SOAS Somali topluluğu tarafından ortaklaşa düzenlenen panele, Kani Torun'un yanı sıra Müslüman Yardım Kuruluşları Forumu'nun direktörü Abdurahman Sharif ve Chatham House düşünce kuruluşunun Afrika Programı araştırmacısı Jason Mosley de konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin Somali'de yaptığı yardımları ve altyapı çalışmalarını anlatan Dr. Kani Torun, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Ağustos 2011'de ailesiyle birlikte Mogadişu'ya yaptığı ziyaretin ardından yardım kampanyasına yoğunlaşıldığını kaydetti.
Erdoğan'ın Mogadişu ziyaretinin önemine dikkat çeken Torun, bu ziyaretten sonra Türkiye'nin Mogadişu'da büyükelçilik açtığını ve yardım kampanyasının başladığını belirtti.
Torun, Türkiye'nin Somali'ye ulaşım, eğitim, sağlık, ticaret gibi alanlarda destek verdiğini ve yatırım yaptığını anlatarak, "Ne yaptıysak, Somali hükümetiyle işbirliği halinde yaptık. Doğrudan yardım sağladık, bunu Birleşmiş Milletler ya da başka bir uluslararası yardım kuruluşu aracılığıyla yapmadık. Çünkü bu kuruluşlar etkin değiller" diye konuştu.
- "Eş-Şebab 3 kilometre uzaktaydı"
Türk Hava Yolları'nın (THY) 6 Mart 2012 tarihinden bu yana Mogadişu'ya uçtuğunu belirten Torun, Mogadişu'da Türkiye'nin yaptığı resmi binaların ve hastanelerin fotoğraflarını sunumunda gösterdi. En iyi yardımın ticaret yoluyla yapılacağına inandığını dile getiren Torun, ticaretin artmasıyla insanların iş sahibi olacağını ve yardıma ihtiyaçlarının kalmayacağını söyledi.
Torun, şöyle konuştu:
"Somali konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok duygulandırıyor. Erdoğan için Somali konusu Müslüman dayanışmasıyla ilgili bir konudur. Bu konu Türkiye'de parti politikası konusu değildir. Türkiye'de politikleşmemiş iki konu vardır, bunlar Filistin ve Somali'dir. Mogadişu'da büyükelçiliği olan hala hiçbir Batı ülkesi yok. Mogadişu'da büyükelçiliği açtığımızda, Eş-Şebab kontrol noktası büyükelçilik binasından 3 kilometre uzaktaydı. Her akşam havan mermisi seslerini duyuyorduk. Eğer risk alırsanız, insanlar bunu takdir eder. Büyükelçiliğimize saldırıldı ve korumam öldürüldü, dolayısıyla risk aldık, Somali halkı bunu anladı ve değer verdi. Bizim için bu yürekten gelen birşeydi."
Müslüman Yardım Kuruluşları Forumu'nun direktörü Abdurahman Sharif ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Somali'deki yardım sistemi ve anlayışını değiştirdiğini ifade ederek, insani yardımın her zaman siyasi amaçlardan arındırılmış şekilde yapılması gerektiğini belirtti.
Sharif, yardımın Türkiye ile Somali arasında güven ve kardeşlik ilişkilerine çok olumlu katkısı olduğunu kaydetti.
Chatham House düşünce kuruluşunun Afrika Programı araştırmacısı Jason Mosley de, Erdoğan'ın 2011'deki Somali ziyaretinin bu ülkeye yapılan yardımlar açısından büyük etkisi olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Somali'deki yaklaşımı birçok Batı ülkesinden farklı oldu. Türkiye'nin yaklaşımı çok daha meşruydu" dedi.