Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Japonya'da Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terör örgütü DAEŞ'in iki Japon gazeteciyi öldürmesine ilişkin, "Bu insanlık dışı, barbarca, terörist faaliyetin vermiş olduğu zarar, tahminlerin çok ötesinde. Japon kamuoyunda oluşmuş İslam'a karşı sempati, bir anda tam tersi, bir antipati noktasına gelmeye başlamış. Bunun önlenmesi için Japon muhataplarımızla neler yapılabilir, bunlar üzerinde ayrıntılı olarak konuştuk" dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin Tokyo Büyükelçiliğinde, Sendai kentinde düzenlenen 3. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı ve temaslarına ilişkin, basın mensuplarına bilgi verdi.
Japonya'daki 4 günlük temaslarının yarın sona ereceğini ifade eden Kurtulmuş, ilk gün cuma namazını Tokyo Camisi'nde kıldıktan sonra Japon Müslüman heyetle görüştüğünü, ardından Japonya'da İslamiyet'in yayılmasında büyük katkısı olan, katip, seyyah ve mücahit Abdürreşid İbrahim Efendi'nin mezarını ziyaret ettiğini anlattı.
BM tarafından 10 yılda bir düzenlenen Dünya Afet Risklerini Azaltma Konferansı açılış toplantıları ve diğer oturumlarında bulunmak üzere heyetle Sendai'ye geçtiğini dile getiren Kurtulmuş, ikinci gün burada Yeni Zelanda Savunma ve Canterbury Depremi İnşa Bakanı Gerry Brownlee ve Rusya Federasyonu Sivil Savunma, Acil Durum ve Doğal Afetler Bakanı Vladimir Punchkov ile görüştüklerini bildirdi.
Japon İmparatorunun ev sahipliğinde gerçekleşen, 190 ülkeden devlet başkanları, başkan, başbakan ve başbakan yardımcıları ile bakanlar düzeyinde katılımın gerçekleştiği toplantının açılış oturumunda bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, oturumda Türkiye'nin görüşlerini dile getiren konuşma yaptığını aktardı.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin ev sahipliğindeki öğle yemeğinde birçok meslektaşıyla ikili görüşmeler yapma imkanı olduğunu bildiren Kurtulmuş, daha sonra da Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile Endonezya ve Malezya'dan da yetkililerle görüştüğünü kaydetti.

Okul güvenliğiyle ilgili bir panele ana konuşmacı olarak katılarak, Türkiye'nin hem afetlerin, risklerin azaltılması hem okul güvenliği konusunda yaptığı çalışmaları dinleyicilere aktarma imkanı bulduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Hem Genel Kurul hem de okul güvenliğiyle ilgili konuşmamda hem de bugün başkanlığını yaptığım bakanlar arasındaki toplantıda, sadece Türkiye'nin afet risklerine karşı yaptığı hazırlıkları değil, aynı zamanda insan eliyle yaşanmış çok büyük afetlerden birisi olan Suriye krizini de uluslararası platforma taşıma imkanı oldu. Türkiye'nin yaklaşık 2 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığı, 2011 Nisan'dan bu yana harcamalarının 5,2 milyar doları geçtiği ve bu çerçevede Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası bakımından dünyanın en çok yardım yapan ülkesi durumunda olduğunu anlattık. Ayrıca Suriyeli mülteciler meselesinin sadece mülteci sorunu olmadığını, çok geniş kapsamlı bir politik tartışmanın, politik çatışmanın sonuçlarından birisi olduğunu ifade etme imkanı oldu.
Yine yaptığımız bütün bu görüşmelerde, DAEŞ'in de aynı şekilde Suriye'deki politik istikrarsızlığın, iç savaşın, devlet terörünün, onun ortaya çıkardığı politik istikrarsızlıkların sonucu olduğunu, bir sebep olmadığını, sadece mülteciler meselesi değil aynı zamanda Suriye'deki siyasi krizin çözümlenebilmesi için de uluslararası camianın ortak bir noktaya, sonuca doğru ulaşmasının şart olduğu görüşlerini tekrar bu toplantılarda ifade ettik."
Kurtulmuş, ardından dün akşam Japonya Dışişleri Bakanı Fumio Kişida'nın verdiği akşam yemeğinde, başbakan yardımcıları düzeyinde 10 kişiyle bölgesel ve küresel meseleleri tartıştıklarını anlattı.
Bugün de "afetler sonrası yeniden yapılanmaya" ilişkin yuvarlak masa toplantısına başkanlık ettiğini dile getiren Kurtulmuş, "Burada da çok güzel fikirler ortaya çıktı. Bütün ülkeler tecrübelerini anlattılar, paylaştılar. Ümit ederim ki BM kayıtlarına da geçen bütün bu tecrübeler, bundan sonra afetlerin önlenmesi konusunda daha işbirliğine dayalı bir stratejinin izlenmesi bakımından da faydalı olacaktır" ifadesini kullandı.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) ülkelerinin bakanları ve büyükelçileriyle toplantı yaptıklarını aktaran Kurtulmuş, hem islamofobiye karşı hem de İslam'ın daha doğru temsil edilebilmesi için yapılabilecek ortak faaliyetler konusunu değerlendirdiklerini bildirdi.
Bugün ayrıca Japonya Toprak, Altyapı, Ulaştırma ve Turizm Bakanı Akihiro Ohta ile görüştüğünü belirten Kurtulmuş, "Kendisi 4 Mayıs'ta Türkiye'ye gelecek. Türkiye ile Japonya arasındaki ticari ilişkilerin artırılması, Japonların Türkiye'de daha iyi yatırım, daha üst düzeyde yatırım yapması için görüşmelerde bulunduk. Ayrıca Japon turistlerin Türkiye'ye gelmesi, yine Japonya'da islamofobiye karşı birlikte neler yapılabilir, bunlar üzerinde de uzun konuşmalarımız oldu" diye konuştu.

Yarınki programlarının ardından Türkiye'ye döneceğini söyleyen Kurtulmuş, konferansın Türkiye'nin temsili bakımından çok faydalı olduğunu, çok prestijli oturumlarda Türkiye'ye başkanlıklar verildiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Ayrıca ikili görüşmelerle de birçok ülkeyle Türkiye arasındaki bakış açılarının yakınlaştırılmasına katkıda bulunduğumuzu ümit ediyorum" diye konuştu.

-"Yeni bir müfredatın üzerinde dahi çalışıyoruz"-
"Suriye'de yaşanan insani kriz konusunda, uluslararası toplumun Türkiye'ye daha fazla katkı göstereceği yönünde bir niyet gördünüz mü" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Üst düzey bakanlar, başbakan yardımcıları, uluslararası kuruluşların temsilcileri, Türkiye'ye geldiklerinde takdirlerini, tebriklerini, hatta bir kısmı hayranlıklarını belirtiyor. Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yaptığı bu desteklerin gerçekten BM standartlarının da üstünde olduğunu çoğu biliyor ve bunları itiraf ediyor" görüşünü paylaştı.
Kurtulmuş, Japonya'daki temaslarında şu konuları tekrar gündeme getirdiğini kaydetti:
"Bu kadar çok takdir ve hayranlıkla bahsetmiş olmalarına rağmen maalesef Suriyeli mülteciler konusunda uluslararası camianın hala yeterince duyarlı olmadığını söylemek, herhalde haksızlık olmaz. Bunu da kendileriyle paylaşıyoruz. Türkiye yarım ekmeğinin bir kısmını da paylaşır, yani cebinde ne varsa dostluk, kardeşlik, komşuluk hakkı olarak bunları Suriyeli kardeşlerimizle paylaşır. Her vesileyle zaten gösteriyor. Ama sonuçta uluslararası camianın da duyarlılığını artırması lazım. Sadece 'İyi yapıyorsunuz, aferin' diyerek Türkiye'ye tebriklerini ifade etmeleri yetmez. Herkesin Suriyeli mülteciler konusunda elinden gelen çabayı ortaya koyması gerekiyor."
Suriyeli mültecilerin okul çağında yaklaşık 400 bin çocukları bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bu çocukların eğitim alabilmesi için Türkiye önümüzdeki seneden itibaren, hatta yeni bir müfredatın üzerinde dahi çalışıyoruz. Ama sonuçta bütün bu çocukların eğitim sürelerinin içine katılabilmesi çok yoğun, çok ciddi bir çabayı gerektiriyor" dedi.

Uluslararası camianın bu konuya kulaklarını tıkadığını anlatan Kurtulmuş, ancak hiç olmazsa Suriyeli mülteciler konusunda duyarlılık göstermeleri gerektiğine işaret etti. Kurtulmuş, bunun 21. yüzyılda insan hakkını, hukukunu, onurunu koruma konusunda ortaya konulması gereken asgari düzeyde bir çaba olduğunu vurguladı.
-"Japon turistlerin Türkiye'ye ilgileri, bıçak gibi kesilmiş"-
"İki Japon gazetecinin katledilmesinin, İslam'a dair kuşkuya yol açtığına dair izlenim edindiniz mi" sorusu üzerine de Kurtulmuş, "Maalesef sadece izlenim edinmedik, Japon muhataplarımızla konuşmada da konu zaten bu noktaya geldi" dedi.

Japonlar'ın, gelenekleri, davranışları itibarıyla İslam medeniyetinin barışçıl tavrına en yakın milletlerden olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bu insanlık dışı, barbarca, terörist faaliyetin vermiş olduğu zarar, tahminlerin çok ötesinde. Japon kamuoyunda oluşmuş çok güzel bir İslam'a karşı sempati, bir anda tam tersi, bir antipati noktasına gelmeye başlamış. Bunun da önlenmesi için Japon muhataplarımızla neler yapılabilir, bunlar üzerinde ayrıntılı olarak konuştuk" bilgisini verdi.
Türkiye'nin çok sayıda Japon turist ağırladığını, Japonların ülkeyi çok sevdiğini ve çok uzun süreler kaldıklarını dile getiren Kurtulmuş, "Maalesef bu olaydan sonra birdenbire Japon turistlerin Türkiye'ye ilgileri, bıçak gibi kesilmiş, azalmaya başlamış" diye konuştu.

"Karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin boyutlarını göstermesi bakımından da bu olay fevkalade açık bir örnektir" diyen Kurtulmuş, "Yani sadece DAEŞ üzerinden, onların ortaya koymuş olduğu barbarca, İslam'ı kötü kullanarak, İslam'ın adını bir yerde rezil ederek, yani kafa kesmekle barbarlıkla terörizmle eş anlamlı göstererek vermiş oldukları çok büyük bir tahribat var" değerlendirmesinde bulundu.
Bir tarafta da çok geniş bir İslam düşmanlığı, islamofobi lobilerinin olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bunun Japonya'da da dünyanın birçok yerinde de etkisinin bulunduğuna dikkati çekti.
Bu nedenle yarın Sasakawa Vakfı'ndaki konferansı çok önemsediğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Hayır, İslam, bu adamların göstermeye çalıştığı gibi böylesine barbar, böylesine insanlık dışı, böylesine karanlık bir şey değildir. Tam tersi İslam medeniyeti asırlar boyunca hakim olduğu her yerde, bütün farklı dinlerden insanları, Müslümanları, Hristiyanları, Yahudileri, farklı etnik kökenlerden insanları bir arada yaşatmayı başarmıştır ve bir tane etnik çalışma, din kavgası ya da mezhep çatışması tarihe geçmemiştir. Bu kadar güzel örnekleri olan bir dinin mensuplarını hiç kimsenin böylesine kötü bir şekilde temsil etmeye hakkı yoktur. Bu temsil eden kötü örneklerden yola çıkarak da hiç kimsenin topyekun İslam'ı suçlamaya hakkı yoktur."
Bunun üzerinde çok yoğun çalışmalar yapmaları gerektiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye'ye büyük görevler ve sorumluluklar düştüğünü kaydetti.

Kurtulmuş, "Aynı zamanda Türkiye'nin bu konuda gerçekten uluslararası alanda da müttefikler bulup, bu müttefiklerle birlikte islamofobiye ve İslam'ı terörle eş anlamlı göstermek isteyen bu karanlık çevrelere karşı çalışmalarını yürütmesi gerekiyor" diye konuştu.


Kaynak: AA