Terör Örgütüne Katılan Çocuklar Hakkında Dava
Terör örgütü PKK'nın yurt dışındaki kampına katıldıktan sonra yaşları küçük olduğu iddiasıyla ailelerine teslim edilen 2 çocuk için 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Kasım 2014'te evlerinden kaçarak terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki kampına katılan, 3 gün sonra da yaşları küçük olduğu iddiasıyla ailelerine teslim edilen 14 yaşındaki M.O. ve 13 yaşındaki B.T. hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Cumhuriyet savcısının hazırladığı 2 sayfalık iddianameyi kabul eden Van Çocuk Mahkemesi, çocuklar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Deliller bölümünde, güvenlik güçleri tarafından tutulan tutanaklar, suça sürüklendiği belirtilen çocukların savunmaları, çocukların nüfus ve sabıka kayıtları bulunan iddianamede, Van'dan terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki kampına giden çocukların, burada 3 gün kaldıktan sonra yaşlarının küçük olması nedeniyle kabul edilmedikleri belirtildi.
Çocuklardan M.O'nun babasının, terör örgütünün kampına giderek iki çocuğu da teslim aldığı ifade edilen iddianamede, suça sürüklenen çocukların savunmalarında üzerilerine atılı eylemi kabul ettikleri, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibarıyla suça sürüklenen çocukların örgüt hiyerarşisi içerisine dahil oldukları ancak suç oluşturacak herhangi bir eyleme katıldıklarına dair delil bulunmadığı yer aldı.
İddianamede, TCK'nın 221/2 maddesi kapsamında, etkin pişmanlığın mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğine değinilerek, şöyle denildi:
"Her ne kadar suça sürüklenen çocukların farik ve mümeyyiz olmadığı bildirilmişse de Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. ve 5237 sayılı TCK'nın 56. maddeleri göz önüne alındığında, bu yaş grubu içerisindeki çocukların işledikleri fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadıklarının ve davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin gelişip gelişmediği hususunun hakim tarafından belirlenmesi gerekir. Hakim bu belirlemeyi yaparken Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesine göre alınacak sosyal inceleme raporunu göz önünde bulunduracaktır. Dolayısıyla soruşturma evresinde bu yaş grubundaki çocuklar hakkında kamu davası açılması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı da bu yöndeki olumsuz rapora rağmen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veremez."
Kaynak: AA
Cumhuriyet savcısının hazırladığı 2 sayfalık iddianameyi kabul eden Van Çocuk Mahkemesi, çocuklar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Deliller bölümünde, güvenlik güçleri tarafından tutulan tutanaklar, suça sürüklendiği belirtilen çocukların savunmaları, çocukların nüfus ve sabıka kayıtları bulunan iddianamede, Van'dan terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki kampına giden çocukların, burada 3 gün kaldıktan sonra yaşlarının küçük olması nedeniyle kabul edilmedikleri belirtildi.
Çocuklardan M.O'nun babasının, terör örgütünün kampına giderek iki çocuğu da teslim aldığı ifade edilen iddianamede, suça sürüklenen çocukların savunmalarında üzerilerine atılı eylemi kabul ettikleri, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibarıyla suça sürüklenen çocukların örgüt hiyerarşisi içerisine dahil oldukları ancak suç oluşturacak herhangi bir eyleme katıldıklarına dair delil bulunmadığı yer aldı.
İddianamede, TCK'nın 221/2 maddesi kapsamında, etkin pişmanlığın mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğine değinilerek, şöyle denildi:
"Her ne kadar suça sürüklenen çocukların farik ve mümeyyiz olmadığı bildirilmişse de Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. ve 5237 sayılı TCK'nın 56. maddeleri göz önüne alındığında, bu yaş grubu içerisindeki çocukların işledikleri fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadıklarının ve davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin gelişip gelişmediği hususunun hakim tarafından belirlenmesi gerekir. Hakim bu belirlemeyi yaparken Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesine göre alınacak sosyal inceleme raporunu göz önünde bulunduracaktır. Dolayısıyla soruşturma evresinde bu yaş grubundaki çocuklar hakkında kamu davası açılması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı da bu yöndeki olumsuz rapora rağmen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veremez."