Kapanma Kararı Alan Anadolu Partisi'nin Genel Başkanı Tarhan Açıklaması
MEHMET TOSUN - Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, partinin kapatılmasına yönelik aldıkları kararla ilgili, "Bir tabela partisi olarak devam etmenin anlamı yoktu. Anadolu Partisi'ne halkın umudu başta çok büyüktü. Ancak 'bu seçim çok önemli, bölüyorlar' paranoyasıyla neredeyse aforoz edildik. Muhteris muhalefet linç kampanyası yürüttü. Oysa başta cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere bütün seçimler çok önemliydi. Ama ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı, bu muhalefet yapılanmasıyla kırk seçim de geçse sonuç değişmez" dedi.
Tarhan, 14 Kasım 2014'te kurdukları Anadolu Partisi'nin siyasi faaliyetlerine son verme kararına ilişkin, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'de kör, topal da olsa işleyen çoğulcu demokratik sistemin, egemen tek parti sistemine kaydığını ileri süren Tarhan, 14 yıla yakın bir iktidar sürecinin, çok partili dönemde ilk kez olduğunu hatırlattı.
Bu durumda, mevcut muhalefetin durumuna dikkati çeken Tarhan, "Bu normal mi? Mutlak bir iktidar var, peki ya muhalefeti konuşan var mı? İktidar partisi zaferden zafere koşarken bile üç kez genel başkan değişebilmişken, muhalefet hala salı müsamereleri ile uğraşıp koltuk koruma derdinde. Bir mebus koltuğu, bir iki küçük belediye ihalesi uğruna değerler feda ediliyor ki, maalesef gerçekler bunlar. Bu tek parti yönetiminden muhalefet hiç mi sorumlu değil" ifadelerini kullandı.
Hukukun ve medyanın sustuğu, savaş rüzgarlarının estirildiği bir dönemde, muhalefetin yenilenip, refleks geliştiremediğini savunan Tarhan, herkesin seyrettiği bir dönemde, Anadolu Partisi'ni kurduklarını anımsattı.
Tarhan, partisinin beklenen oyu alamamasında, "konjonktürün ve seçimin, HDP'nin seçimine dönüştürülmesi"nin etkili olduğunu belirterek, "Ama başka şeyler de var. 'Siz tertemiz, şeffaf bir insansınız, sizi onun için seviyoruz' diyenler, gün oldu 'siyaset için para lazım, nereden geldiği önemli değil' diyebildiler. Birilerine göre insanın özgürlüğünün önemi olmasa da paraların özgür olması havada uçuşması lazımmış. Oysa ben paranın değil insanın gücüne ve özgürlüğüne inananlardanım. Hala buna inanıyorum. Siyasetin finansmanı tertemiz olmalı" diye konuştu.
- "Algı oluşturmaya çalışanlar kısmen başarılı oldu"
Kendi güçleri, mütevazı bütçeleri ve imece usulü ile ayakta kalmaya çalıştıklarını vurgulayan Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tabela partisi olarak devam etmenin anlamı yoktu. Başkalarından farkımız da buydu. Anadolu Partisi'ne halkın umudu başta çok büyüktü, doğrudur. Ancak 'bu seçim çok önemli, bölüyorlar' paranoyasıyla neredeyse aforoz edildik. Muhteris muhalefet linç kampanyası yürüttü. Oysa başta cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere bütün seçimler çok önemliydi. Ama ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı, bu muhalefet yapılanmasıyla kırk seçim de geçse sonuç değişmez, zerre kadar siyaset bilgisi olanlar bunu bilmek durumundadırlar, buyursunlar."
Seçimlerde, bazı güçlerin, "mevcut iktidardan kurtuluş yolu olarak HDP'yi işaret ettiğini", medyanın kendilerine kapatıldığını iddia eden Tarhan, "CHP'yi bölüyorsunuz, gizli güçler tarafından kuruldunuz" algısı oluşturmaya çalışanların ise kısmen başarılı olduğunu kaydetti.
Halkın kararına saygılı olduğunun altını çizen Tarhan, "Çünkü bizi tanıyamadılar dahi. Barajın zihinlerde yarattığı bariyer de doğal olarak barajı geçme ihtimali olan tanıdıkları partilere yönlendirdi onları" dedi.
- "Kar altında deniz düşü kurmak"
Bu yola çıkarken, "Dizlerimin üstünde sürünmektense, ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim" dediğini anlatan Tarhan, şunları söyledi:
"Hala öyle düşünüyorum. Biz siyasetçilik oynamak için yola çıkmadık. Birileri particilik yapsın senelerce bir koltukta oturalım, dostlar alışverişte görsün diye bu işe girişmedik. Bir kavgaya girdik, elbet hedefimiz iktidar olmaktı. Koca koca partilerin ağzına alamadığı iktidar sözünü söylemeye en azından niyetlendik, 'kar altında deniz düşü kurmak' gibi. Olmadıysa da onurumuzla çekilmeyi biliriz, umarım bizim bu davranışımızdan birileri ders çıkarır da kalkarlar oturmaktan çürüttükleri koltuklarından. Umarım bizi karartmaya çalışanlar, neredeyse emperyalist güçler tarafından kurulduğumuzu ima eden paranoyaklar derslerini almışlardır. Soruyorum, 1 Kasım seçimlerine katılmadık, bölmedik de ne oldu? İktidar değişti de haberimiz mi yok. Ne yazık ki, başkanlığa ramak kaldı. Onlarsa karanlık düşüncelerinin altında kaldılar."
Tarhan, yaptıkları şeyin, siyasi tarihte bir kilometre taşı olduğunu ifade ederek, "Anadolu Partisi'ni kurduğuma asla pişman değilim. Yapılması gerekeni yaptık. Kilitlenmeyi, kimlik, inanç ve mezhep siyasetinin ülkeyi felakete sürüklediğini görüp, cesaretle gereğini yaptık. Alternatifi gerçek anlamda biz ortaya koyduk. Ama kitlelere ulaşamadık. Sonucuna da katlanırız" diye konuştu.
- "Mevcut hiçbir parti ilgi alanımda değil"
Yaptıklarının, hiçbir güce boyun eğmeyen bir kadının, ilkeleri uğruna linç kampanyalarına, "bölüyorsun" paranoyalarına, sermaye ve medyanın parmak şaklatmasına 'eyvallah' etmeden, Edirne'den Van'a 78 ilde siyasi parti örgütleyebileceğini, az da olsa Türkiye'nin her bölgesinden oy alabileceğini göstermesi bakımından anlamlı olduğunu dile getiren Tarhan, risk alabilen, yüreği ülkesi için titreyen, ilkeli insanlarla dostluğunun ve bağlantısının süreceğini belirtti.
"Siyasi faaliyetlerime keşke CHP'de devam etseydim" demediğinin altını çizen Tarhan, CHP'den ayrılma gerekçelerinde hiçbir değişiklik olmadığını kaydetti.
Emine Ülker Tarhan geçmiş mücadelelerinin kendisini siyasi bir figür haline getirdiğini anımsatarak, geleceğinden, eğitiminden, mutluluğundan endişe duyduğu, savunulmayan insanların olduğunu, uğruna mücadele edilmeyi hak eden değerlerinin bulunduğunu, bu kapsamda mücadelesinin süreceğini vurguladı.
İktidarın yanlış uygulamalarına karşı, içeride muhalefet dinamiklerinin pes etmemesi gerektiğini savunan Tarhan, "Yoksa dış dinamikler devreye girebilir ve ülkemiz daha büyük zarar görebilir. Hepsi bir yana, bundan sonra bir avukat olarak ezilenlerin haklarını savunmak, artık görünmez olan hukuku arama çalışmalarına katılmak bile aslında siyasetin ta kendisi. Ancak mevcut hiçbir siyasi parti ilgi alanımda değil" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Türkiye'de kör, topal da olsa işleyen çoğulcu demokratik sistemin, egemen tek parti sistemine kaydığını ileri süren Tarhan, 14 yıla yakın bir iktidar sürecinin, çok partili dönemde ilk kez olduğunu hatırlattı.
Bu durumda, mevcut muhalefetin durumuna dikkati çeken Tarhan, "Bu normal mi? Mutlak bir iktidar var, peki ya muhalefeti konuşan var mı? İktidar partisi zaferden zafere koşarken bile üç kez genel başkan değişebilmişken, muhalefet hala salı müsamereleri ile uğraşıp koltuk koruma derdinde. Bir mebus koltuğu, bir iki küçük belediye ihalesi uğruna değerler feda ediliyor ki, maalesef gerçekler bunlar. Bu tek parti yönetiminden muhalefet hiç mi sorumlu değil" ifadelerini kullandı.
Hukukun ve medyanın sustuğu, savaş rüzgarlarının estirildiği bir dönemde, muhalefetin yenilenip, refleks geliştiremediğini savunan Tarhan, herkesin seyrettiği bir dönemde, Anadolu Partisi'ni kurduklarını anımsattı.
Tarhan, partisinin beklenen oyu alamamasında, "konjonktürün ve seçimin, HDP'nin seçimine dönüştürülmesi"nin etkili olduğunu belirterek, "Ama başka şeyler de var. 'Siz tertemiz, şeffaf bir insansınız, sizi onun için seviyoruz' diyenler, gün oldu 'siyaset için para lazım, nereden geldiği önemli değil' diyebildiler. Birilerine göre insanın özgürlüğünün önemi olmasa da paraların özgür olması havada uçuşması lazımmış. Oysa ben paranın değil insanın gücüne ve özgürlüğüne inananlardanım. Hala buna inanıyorum. Siyasetin finansmanı tertemiz olmalı" diye konuştu.
- "Algı oluşturmaya çalışanlar kısmen başarılı oldu"
Kendi güçleri, mütevazı bütçeleri ve imece usulü ile ayakta kalmaya çalıştıklarını vurgulayan Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tabela partisi olarak devam etmenin anlamı yoktu. Başkalarından farkımız da buydu. Anadolu Partisi'ne halkın umudu başta çok büyüktü, doğrudur. Ancak 'bu seçim çok önemli, bölüyorlar' paranoyasıyla neredeyse aforoz edildik. Muhteris muhalefet linç kampanyası yürüttü. Oysa başta cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere bütün seçimler çok önemliydi. Ama ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı, bu muhalefet yapılanmasıyla kırk seçim de geçse sonuç değişmez, zerre kadar siyaset bilgisi olanlar bunu bilmek durumundadırlar, buyursunlar."
Seçimlerde, bazı güçlerin, "mevcut iktidardan kurtuluş yolu olarak HDP'yi işaret ettiğini", medyanın kendilerine kapatıldığını iddia eden Tarhan, "CHP'yi bölüyorsunuz, gizli güçler tarafından kuruldunuz" algısı oluşturmaya çalışanların ise kısmen başarılı olduğunu kaydetti.
Halkın kararına saygılı olduğunun altını çizen Tarhan, "Çünkü bizi tanıyamadılar dahi. Barajın zihinlerde yarattığı bariyer de doğal olarak barajı geçme ihtimali olan tanıdıkları partilere yönlendirdi onları" dedi.
- "Kar altında deniz düşü kurmak"
Bu yola çıkarken, "Dizlerimin üstünde sürünmektense, ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim" dediğini anlatan Tarhan, şunları söyledi:
"Hala öyle düşünüyorum. Biz siyasetçilik oynamak için yola çıkmadık. Birileri particilik yapsın senelerce bir koltukta oturalım, dostlar alışverişte görsün diye bu işe girişmedik. Bir kavgaya girdik, elbet hedefimiz iktidar olmaktı. Koca koca partilerin ağzına alamadığı iktidar sözünü söylemeye en azından niyetlendik, 'kar altında deniz düşü kurmak' gibi. Olmadıysa da onurumuzla çekilmeyi biliriz, umarım bizim bu davranışımızdan birileri ders çıkarır da kalkarlar oturmaktan çürüttükleri koltuklarından. Umarım bizi karartmaya çalışanlar, neredeyse emperyalist güçler tarafından kurulduğumuzu ima eden paranoyaklar derslerini almışlardır. Soruyorum, 1 Kasım seçimlerine katılmadık, bölmedik de ne oldu? İktidar değişti de haberimiz mi yok. Ne yazık ki, başkanlığa ramak kaldı. Onlarsa karanlık düşüncelerinin altında kaldılar."
Tarhan, yaptıkları şeyin, siyasi tarihte bir kilometre taşı olduğunu ifade ederek, "Anadolu Partisi'ni kurduğuma asla pişman değilim. Yapılması gerekeni yaptık. Kilitlenmeyi, kimlik, inanç ve mezhep siyasetinin ülkeyi felakete sürüklediğini görüp, cesaretle gereğini yaptık. Alternatifi gerçek anlamda biz ortaya koyduk. Ama kitlelere ulaşamadık. Sonucuna da katlanırız" diye konuştu.
- "Mevcut hiçbir parti ilgi alanımda değil"
Yaptıklarının, hiçbir güce boyun eğmeyen bir kadının, ilkeleri uğruna linç kampanyalarına, "bölüyorsun" paranoyalarına, sermaye ve medyanın parmak şaklatmasına 'eyvallah' etmeden, Edirne'den Van'a 78 ilde siyasi parti örgütleyebileceğini, az da olsa Türkiye'nin her bölgesinden oy alabileceğini göstermesi bakımından anlamlı olduğunu dile getiren Tarhan, risk alabilen, yüreği ülkesi için titreyen, ilkeli insanlarla dostluğunun ve bağlantısının süreceğini belirtti.
"Siyasi faaliyetlerime keşke CHP'de devam etseydim" demediğinin altını çizen Tarhan, CHP'den ayrılma gerekçelerinde hiçbir değişiklik olmadığını kaydetti.
Emine Ülker Tarhan geçmiş mücadelelerinin kendisini siyasi bir figür haline getirdiğini anımsatarak, geleceğinden, eğitiminden, mutluluğundan endişe duyduğu, savunulmayan insanların olduğunu, uğruna mücadele edilmeyi hak eden değerlerinin bulunduğunu, bu kapsamda mücadelesinin süreceğini vurguladı.
İktidarın yanlış uygulamalarına karşı, içeride muhalefet dinamiklerinin pes etmemesi gerektiğini savunan Tarhan, "Yoksa dış dinamikler devreye girebilir ve ülkemiz daha büyük zarar görebilir. Hepsi bir yana, bundan sonra bir avukat olarak ezilenlerin haklarını savunmak, artık görünmez olan hukuku arama çalışmalarına katılmak bile aslında siyasetin ta kendisi. Ancak mevcut hiçbir siyasi parti ilgi alanımda değil" değerlendirmesinde bulundu.