TBMM Genel Kurulu
TBMM - AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, "17 Aralık; emir ve talimatı yasadan ve Anayasa'dan alması gereken hakimlerin, savcıların ve kolluk güçlerinin; Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hedef alan, millet iradesine gem vurmak isteyenlerin yolsuzluk adı altında darbe girişiminde bulunmasının adıdır" dedi.
MHP, "rüşvet ve yolsuzlukların önlenmesi amacıyla verilen araştırma önergesinin bugün görüşülmesi" önerisini TBMM Genel Kurulu'na getirdi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Türkiye'nin 2 yıl önce 17 Aralık sabahına, ülke tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu iddiasıyla uyandığını iddia etti.
Bu olaya dikkati çekmek için her yıl 17 Aralık haftasını, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele haftası olarak anacaklarını belirten Günal, "Ama biz etkinliklere başlamadan AK Parti etkinliklere katılmış, Can Dündar'ı adliyeye çağırmış, emniyet mensupları hakkında da yakalama kararı çıkartılmış, size teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Günal, o zamanki tapeler hakkında, "paralel yaptı" denildiğini ama kimsenin, "Böyle bir şey olmadı" demediğini kaydetti. AK Parti sıralarından laf atılması üzerine Günal, "Madem yolsuzluk yoktu, o zaman dört bakanı niye istifa ettirdiniz? Şu anda da vekil değiller, cezayı çektiler" karşılığını verdi.
AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, "17 Aralık operasyonu, seçimler yoluyla AK Parti'yi iktidardan düşüremeyeceğini anlayan, Türkiye'nin güçlenmesinden, kalkınmasından rahatsız olan uluslararası çevrelerin, onların yerli işbirlikçilerinin ve emir erliğini yapanların hukuku ayaklar altına alanların 'Dönemin Başbakanı' ifadesini kullanacak kadar alçalmak suretiyle fezleke hazırlamalarının adıdır. 17 Aralık; hakim ve savcılık yeminlerini yok saymak suretiyle, emir ve talimatı yasadan ve Anayasa'dan alması gereken ve hukuka en fazla saygılı olması gereken hakimlerin, savcıların ve kolluk güçlerinin AK Parti kurucu Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan, millet iradesine gem vurmak isteyenlerin yolsuzluk adı altında darbe girişiminde bulunmasının adıdır" ifadelerini kullandı.
Adalet dağıtan yargı organlarının, mensuplarının ve kolluk kuvvetlerinin suç işleme özgürlüğünün olmadığını hep söylediklerini kaydeden Başer, şöyle konuştu:
"17 Aralık operasyonu darbe girişiminin adıdır ve inşallah bundan sonra AK Parti ile birlikte eski Türkiye alışkanlıkları artık tarihin çöp sepetine atılmıştır. Bundan sonra darbe Türkiye'de olmayacaktır. 17 Aralık soruşturması, ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, üye olmak, yardım etmek, rüşvet almak ve vermek, rüşvete aracılık etmek, mal varlığı değerlerini aklamak, fuhuşa aracılık etmek suçlarını işledikleri iddiasıyla açılmış olmasına rağmen, maalesef soruşturma dosyalarında bu suçların yüzde 90'ı ile ilgili hiçbir araştırma yapılmamıştır. Bu operasyon yargı eliyle, seçilmiş Hükümete darbe girişiminin adıdır. 17 Aralık operasyonu, hukuku katletme operasyonudur. AK Parti dün olduğu gibi bugün de hukuku katletme operasyonuna ve darbe girişimlerine dur diyecek.
Eğer Soruşturma Komisyonuyla ilgili raporlarımızı okumuş olsaydınız, bununla ilgili Meclis'e tekrar 17 Aralık operasyonuyla ilgili yeni bir araştırma önerisi getirmezdiniz. Okumadınız, dosyayı bilmiyorsunuz, sadece ahkam kesmeye devam ediyorsunuz. Eğer Soruşturma Komisyonu raporlarını okumuş olsaydınız şu an burada 'cek cek cek' konuşmayacaktınız."
AK Parti'li Başer, kendisine laf atan CHP'lilere, "Haddinizi bilin, terbiyenizi kullanın. Terbiyeye davet ediyorum sizi" karşılığını verdi.
Kolluk kuvvetlerinin soruşturmaya başlamak için Cumhuriyet savcısına haber vermesi gerekirken vermediğini, yapılan ihbarları UYAP sistemine işlemesi gerekirken işlemediğini belirten Başer, "AK Parti olarak biz, dün olduğu gibi bugün de hukuk, adalet diyeceğiz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Başer'in konuşmasını ibretle dinlediklerini ifade ederek, "Daha önce yapılan basmakalıp ve genel olarak bürokratlar tarafından hazırlanmış, çoğaltılarak milletvekillerine dağıtılmış, 'bu konuda ne gelirse dönüp dönüp bunları söyleyin' diyen konuşmalardan bir tanesini dinledik" diye konuştu.
AK Parti'nin CHP'ye, "Paralelle işbirliği yaptı" dediğini belirten Özel, "Asıl işbirliğini siz yaptınız. Paralel o zaman taşerondu, esas işveren sizdiniz" ifadelerini kullandı.
- "Adınız gibi ak olmalısınız"
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, AK Parti Grubunda dürüst ve namuslu milletvekilleri bulunduğunu ifade ederek, "Ama haram ve hırsızlıkla anılan AK Parti'li bazı bakanlara yazıklar olsun" diye konuştu.
AK Parti'li milletvekillerinin bu sözlerine cevap vermesi üzerine, Sertel, "Namuslu olanlar ve hırsızlıkla anılmayan insanlar tepki göstermez. Hırsız hırsızlığını yapar bundan asla utanmaz ama asıl sorun hırsızların savunulmasıdır" sözlerini sarf etti.
CHP'li Sertel, hırsızların mutlaka yargı önüne çıkarılması gerektiğine işaret ederek, "Eğer hırsızlık yoksa bağırarak, çağırarak, 'yok' diyerek aklayamazsınız. Adınız gibi olmanız gerekir, ak olmalısınız. Ak olmak için de siz bizden çok bu olayların sonuçlanması için karar almalısınız, yoksa hepiniz zan altında kalırsınız" dedi.
Atila Sertel, 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcılar ve hakimlerin görevden alındığını, 97 hakim ve savcının yerinin değiştirildiğini iddia etti.
- "Onlar hukuk istemiyor, onlar kendi hukuklarını istiyorlar"
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise 17 Aralık soruşturmasındaki bütün süreçlerin hukuka uygun olduğunu söyleyerek, "Onlar hukuk istemiyor, onlar kendi hukuklarını istiyorlar. 'Biz bunu böyle görüyoruz. Burada bir hırsızlık var, buna biz karar verdik. Ey Meclis, bize tabi olun ve bu hükmü verin' diyor. Bu Meclis, sizin iradenize tabi olmayacak. Bu Meclis, kendi hür iradesiyle karar verdi, dün öyle verdi, yarın da öyle verecek. Keyfe göre hukuk olmaz" diye konuştu.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise MHP'nin araştırma komisyonu kurulması istediği konunun, iki yıl önce Meclis'te tartışıldığını ve komisyonun raporunu Genel Kurul'a sunduğunu belirtti.
Üç muhalefet partisinin de bu konu hakkında, Meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ettiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Ama AK Parti, 'böyle iddialar mademki kamuoyunda dillendiriliyor, o zaman biz bu iddiaların gerçek olup olmadığını anlamak için soruşturma komisyonu kuralım' dedi. 'Sorumlular varsa, bu iddialar gerçekse, Yüce Divan kararı da vermek gerekiyorsa araştırma önergesiyle Yüce Divan kararı verilmez' dedik. AK Parti, 77 AK Parti'li milletvekiliyle 'soruşturma komisyonu kurulsun' diye ilk önergeyi veren partidir. Komisyon kurulduktan sonra, o komisyona üye seçilen muhalefet milletvekilleri çeşitli mazeretler sunarak komisyondan çekildiklerini açıkladı. CHP'nin komisyon üyesi olan savcı kökenli üyesi İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz, 'ben savcıyım, hukuka göre karar vermemiz gerekir. Dosyalar böyle iken böyle karar veremeyiz. Ben hukuki olarak, arkadaşlarımız siyasi olarak bakıyor' diyerek komisyondan istifa etti. Biz incelemek için 2 ay daha ek süre istedik, isteseydik 2 ayda kapatırdık.
Komisyon raporunu hanginiz okudu? Hukuka aykırı delillerin nasıl toplandığını, farklı suçlamaların nasıl bir araya getirildiğini, farklı kişilerle ilgili dosyalar hakkında aynı anda operasyonların nasıl başladığını ve bu operasyonların canlı yayınlarda nasıl sunulduğunu gördük. Ceza yargılaması böyle mi olur? Bu rapor Meclis'in benimsediği bir rapor ve herkesin incelemesine de açıktır. Her birinin hangi gerekçeyle Yüce Divan'a gitmemesi yönündeki kararlar hukukidir."
Konuşmaların ardından, MHP'nin önerisi kabul edilmedi.
- Usul tartışması
Meclis Başkanlığı, MHP'nin bu önergesini Anayasa ve İçtüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle önce reddetti. Daha sonra MHP'nin gerekli düzeltmeyi yaptıktan sonra tekrar göndermesi üzerine işleme aldı.
MHP, önergelerinin önce reddedilmesi nedeniyle, Meclis Başkanlığı'nın tutumu hakkında usul tartışması açılmasını istedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Doğan Kubat, önergenin, gerekçesindeki bir cümleden dolayı iade edildiğini, fakat sonra düzeltme yapıldıktan, Meclis Başkanlığı'na gönderildikten sonra işleme alındığını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM Başkanlığı'nın parlamenter faaliyetleri engelleme ve sansür yetkisi olmadığını iddia ederek, "Kendisini kimin yerine koyuyor? Bir önergede 'yolsuzluk' kelimesi geçti, kaba ve yaralayıcı söz... Kimseyi yolsuzlukla suçlayamayacak mıyız? Bunu kaba ve yaralayıcı olarak değerlendiriyorsanız, o zaman yolsuzluk yapmayın. Ben bir davayı sorgulamıyorum Sayın İsmail Kahraman, ben iddiada bulunuyorum" dedi.
CHP İçel Milletvekili Aytuğ Atıcı, "Meclis Başkanı bunu reddetmeyip de ne yapsın? Demoklesin kılıcı tepesinde. Böyle önerge verilir mi? Yiğit mi bu kadar? Yolsuzluk var mı diye mazallah bir araştırılsa ne olur? Doğru çıkarsa ne olacak? Ben olsam, ben de reddederim" sözlerini sarf etti.
TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, konuşmaların ardından, Meclis Başkanlığı'nın sözkonusu işlemi hakkında Başkanlık Divanı olarak yapacakları bir işlem bulunmadığını açıkladı.
Kaynak: AA
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Türkiye'nin 2 yıl önce 17 Aralık sabahına, ülke tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu iddiasıyla uyandığını iddia etti.
Bu olaya dikkati çekmek için her yıl 17 Aralık haftasını, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele haftası olarak anacaklarını belirten Günal, "Ama biz etkinliklere başlamadan AK Parti etkinliklere katılmış, Can Dündar'ı adliyeye çağırmış, emniyet mensupları hakkında da yakalama kararı çıkartılmış, size teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Günal, o zamanki tapeler hakkında, "paralel yaptı" denildiğini ama kimsenin, "Böyle bir şey olmadı" demediğini kaydetti. AK Parti sıralarından laf atılması üzerine Günal, "Madem yolsuzluk yoktu, o zaman dört bakanı niye istifa ettirdiniz? Şu anda da vekil değiller, cezayı çektiler" karşılığını verdi.
AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, "17 Aralık operasyonu, seçimler yoluyla AK Parti'yi iktidardan düşüremeyeceğini anlayan, Türkiye'nin güçlenmesinden, kalkınmasından rahatsız olan uluslararası çevrelerin, onların yerli işbirlikçilerinin ve emir erliğini yapanların hukuku ayaklar altına alanların 'Dönemin Başbakanı' ifadesini kullanacak kadar alçalmak suretiyle fezleke hazırlamalarının adıdır. 17 Aralık; hakim ve savcılık yeminlerini yok saymak suretiyle, emir ve talimatı yasadan ve Anayasa'dan alması gereken ve hukuka en fazla saygılı olması gereken hakimlerin, savcıların ve kolluk güçlerinin AK Parti kurucu Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan, millet iradesine gem vurmak isteyenlerin yolsuzluk adı altında darbe girişiminde bulunmasının adıdır" ifadelerini kullandı.
Adalet dağıtan yargı organlarının, mensuplarının ve kolluk kuvvetlerinin suç işleme özgürlüğünün olmadığını hep söylediklerini kaydeden Başer, şöyle konuştu:
"17 Aralık operasyonu darbe girişiminin adıdır ve inşallah bundan sonra AK Parti ile birlikte eski Türkiye alışkanlıkları artık tarihin çöp sepetine atılmıştır. Bundan sonra darbe Türkiye'de olmayacaktır. 17 Aralık soruşturması, ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, üye olmak, yardım etmek, rüşvet almak ve vermek, rüşvete aracılık etmek, mal varlığı değerlerini aklamak, fuhuşa aracılık etmek suçlarını işledikleri iddiasıyla açılmış olmasına rağmen, maalesef soruşturma dosyalarında bu suçların yüzde 90'ı ile ilgili hiçbir araştırma yapılmamıştır. Bu operasyon yargı eliyle, seçilmiş Hükümete darbe girişiminin adıdır. 17 Aralık operasyonu, hukuku katletme operasyonudur. AK Parti dün olduğu gibi bugün de hukuku katletme operasyonuna ve darbe girişimlerine dur diyecek.
Eğer Soruşturma Komisyonuyla ilgili raporlarımızı okumuş olsaydınız, bununla ilgili Meclis'e tekrar 17 Aralık operasyonuyla ilgili yeni bir araştırma önerisi getirmezdiniz. Okumadınız, dosyayı bilmiyorsunuz, sadece ahkam kesmeye devam ediyorsunuz. Eğer Soruşturma Komisyonu raporlarını okumuş olsaydınız şu an burada 'cek cek cek' konuşmayacaktınız."
AK Parti'li Başer, kendisine laf atan CHP'lilere, "Haddinizi bilin, terbiyenizi kullanın. Terbiyeye davet ediyorum sizi" karşılığını verdi.
Kolluk kuvvetlerinin soruşturmaya başlamak için Cumhuriyet savcısına haber vermesi gerekirken vermediğini, yapılan ihbarları UYAP sistemine işlemesi gerekirken işlemediğini belirten Başer, "AK Parti olarak biz, dün olduğu gibi bugün de hukuk, adalet diyeceğiz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Başer'in konuşmasını ibretle dinlediklerini ifade ederek, "Daha önce yapılan basmakalıp ve genel olarak bürokratlar tarafından hazırlanmış, çoğaltılarak milletvekillerine dağıtılmış, 'bu konuda ne gelirse dönüp dönüp bunları söyleyin' diyen konuşmalardan bir tanesini dinledik" diye konuştu.
AK Parti'nin CHP'ye, "Paralelle işbirliği yaptı" dediğini belirten Özel, "Asıl işbirliğini siz yaptınız. Paralel o zaman taşerondu, esas işveren sizdiniz" ifadelerini kullandı.
- "Adınız gibi ak olmalısınız"
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, AK Parti Grubunda dürüst ve namuslu milletvekilleri bulunduğunu ifade ederek, "Ama haram ve hırsızlıkla anılan AK Parti'li bazı bakanlara yazıklar olsun" diye konuştu.
AK Parti'li milletvekillerinin bu sözlerine cevap vermesi üzerine, Sertel, "Namuslu olanlar ve hırsızlıkla anılmayan insanlar tepki göstermez. Hırsız hırsızlığını yapar bundan asla utanmaz ama asıl sorun hırsızların savunulmasıdır" sözlerini sarf etti.
CHP'li Sertel, hırsızların mutlaka yargı önüne çıkarılması gerektiğine işaret ederek, "Eğer hırsızlık yoksa bağırarak, çağırarak, 'yok' diyerek aklayamazsınız. Adınız gibi olmanız gerekir, ak olmalısınız. Ak olmak için de siz bizden çok bu olayların sonuçlanması için karar almalısınız, yoksa hepiniz zan altında kalırsınız" dedi.
Atila Sertel, 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcılar ve hakimlerin görevden alındığını, 97 hakim ve savcının yerinin değiştirildiğini iddia etti.
- "Onlar hukuk istemiyor, onlar kendi hukuklarını istiyorlar"
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise 17 Aralık soruşturmasındaki bütün süreçlerin hukuka uygun olduğunu söyleyerek, "Onlar hukuk istemiyor, onlar kendi hukuklarını istiyorlar. 'Biz bunu böyle görüyoruz. Burada bir hırsızlık var, buna biz karar verdik. Ey Meclis, bize tabi olun ve bu hükmü verin' diyor. Bu Meclis, sizin iradenize tabi olmayacak. Bu Meclis, kendi hür iradesiyle karar verdi, dün öyle verdi, yarın da öyle verecek. Keyfe göre hukuk olmaz" diye konuştu.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise MHP'nin araştırma komisyonu kurulması istediği konunun, iki yıl önce Meclis'te tartışıldığını ve komisyonun raporunu Genel Kurul'a sunduğunu belirtti.
Üç muhalefet partisinin de bu konu hakkında, Meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ettiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Ama AK Parti, 'böyle iddialar mademki kamuoyunda dillendiriliyor, o zaman biz bu iddiaların gerçek olup olmadığını anlamak için soruşturma komisyonu kuralım' dedi. 'Sorumlular varsa, bu iddialar gerçekse, Yüce Divan kararı da vermek gerekiyorsa araştırma önergesiyle Yüce Divan kararı verilmez' dedik. AK Parti, 77 AK Parti'li milletvekiliyle 'soruşturma komisyonu kurulsun' diye ilk önergeyi veren partidir. Komisyon kurulduktan sonra, o komisyona üye seçilen muhalefet milletvekilleri çeşitli mazeretler sunarak komisyondan çekildiklerini açıkladı. CHP'nin komisyon üyesi olan savcı kökenli üyesi İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz, 'ben savcıyım, hukuka göre karar vermemiz gerekir. Dosyalar böyle iken böyle karar veremeyiz. Ben hukuki olarak, arkadaşlarımız siyasi olarak bakıyor' diyerek komisyondan istifa etti. Biz incelemek için 2 ay daha ek süre istedik, isteseydik 2 ayda kapatırdık.
Komisyon raporunu hanginiz okudu? Hukuka aykırı delillerin nasıl toplandığını, farklı suçlamaların nasıl bir araya getirildiğini, farklı kişilerle ilgili dosyalar hakkında aynı anda operasyonların nasıl başladığını ve bu operasyonların canlı yayınlarda nasıl sunulduğunu gördük. Ceza yargılaması böyle mi olur? Bu rapor Meclis'in benimsediği bir rapor ve herkesin incelemesine de açıktır. Her birinin hangi gerekçeyle Yüce Divan'a gitmemesi yönündeki kararlar hukukidir."
Konuşmaların ardından, MHP'nin önerisi kabul edilmedi.
- Usul tartışması
Meclis Başkanlığı, MHP'nin bu önergesini Anayasa ve İçtüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle önce reddetti. Daha sonra MHP'nin gerekli düzeltmeyi yaptıktan sonra tekrar göndermesi üzerine işleme aldı.
MHP, önergelerinin önce reddedilmesi nedeniyle, Meclis Başkanlığı'nın tutumu hakkında usul tartışması açılmasını istedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Doğan Kubat, önergenin, gerekçesindeki bir cümleden dolayı iade edildiğini, fakat sonra düzeltme yapıldıktan, Meclis Başkanlığı'na gönderildikten sonra işleme alındığını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM Başkanlığı'nın parlamenter faaliyetleri engelleme ve sansür yetkisi olmadığını iddia ederek, "Kendisini kimin yerine koyuyor? Bir önergede 'yolsuzluk' kelimesi geçti, kaba ve yaralayıcı söz... Kimseyi yolsuzlukla suçlayamayacak mıyız? Bunu kaba ve yaralayıcı olarak değerlendiriyorsanız, o zaman yolsuzluk yapmayın. Ben bir davayı sorgulamıyorum Sayın İsmail Kahraman, ben iddiada bulunuyorum" dedi.
CHP İçel Milletvekili Aytuğ Atıcı, "Meclis Başkanı bunu reddetmeyip de ne yapsın? Demoklesin kılıcı tepesinde. Böyle önerge verilir mi? Yiğit mi bu kadar? Yolsuzluk var mı diye mazallah bir araştırılsa ne olur? Doğru çıkarsa ne olacak? Ben olsam, ben de reddederim" sözlerini sarf etti.
TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, konuşmaların ardından, Meclis Başkanlığı'nın sözkonusu işlemi hakkında Başkanlık Divanı olarak yapacakları bir işlem bulunmadığını açıkladı.