Medya Derneği, YSK Ve RTÜK Cezaları İçin Toplandı
Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) bazı televizyon kanallarına verdiği cezalara ilişkin, "Onlarca televizyon kanalı arasından sadece bazılarının seçilmesi, diğerlerinin görmezden gelinmesi bir anlamda YSK ve RTÜK'ün sadece bu televizyonları susturma gayretiyle çalıştığını düşündürüyor. Televizyonların belli kurallara uymaları, birtakım şeyleri yapmaları gerekliliktir ama TRT'nin tabi olduğu kanunları özel radyo ve televizyonlara uygulamaya kalkışmak yanlıştır" dedi.
Kızıltaş, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, TGRT Haber Koordinatörü Nazif Özcan ile Medya Derneği Genel Sekreteri İbrahim Altay, YSK ve RTÜK'ün bazı televizyon kanallarına verdiği cezalara ilişkin toplandı.
Kanal 24 Televizyonu'nda yapılan toplantıya ilişkin bilgi veren Kızıltaş, YSK ve RTÜK'ün özelikle 7 Haziran seçimlerinden sonra bazı televizyon kanallarını hedef alarak verdiği cezaların yanlış olduğuna ilişkin çalışmalar yaptıklarını ancak YSK ve RTÜK'ün ellerinde biriktirdikleri dosyalarla son birkaç güne kadar A Haber, 24 TV, Ülke TV, TGRT Haber ve TV Net'e cezalar verdiğini, yayın durdurma, uyarı ve para cezaları uyguladığını aktardı.
Bunun, kanunlardan doğan mecburiyet olduğu için yapıldığı şeklinde bir savunma getirildiğini ifade eden Kızıltaş, "Kanunlarda problem var. Tek kanallı TRT döneminden kalma kanunlar, üzerinde ufak tefek oynamalarla bugüne adapte edilmeye çalışılıyor. Anayasa'ya göre, devletin katkıda bulunduğu yayınların tarafsızlığı esastır ama özel televizyon ve radyolarla alakalı bu türden bir düzenleme yapılmadığı için YSK'nın ve RTÜK'ün mevzuatı da bir anlamda çarpık bir anlayışla özel radyo ve televizyonların da sanki TRT kanununa tabi olması gibi bir netice ortaya getiriyor. Seçimlerde yapılan yayınları YSK ve RTÜK, bu gözle denetlemeye kalkışıyor" diye konuştu.
Ekrem Kızıltaş, Türkiye'de onlarca haber kanalı bulunduğunu, bunların da seçimlerde kendi dünya görüşlerine uygun partileri destekleyerek yayın yaptıklarını, diğerlerini ise eleştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"YSK ve RTÜK, sadece A Haber, 24 TV, Ülke TV, TGRT Haber ve TV Net gibi belli başlı, teknik tabirle yerli bakış açısına sahip kanalları hedef alarak cezalar yağdırıyor. Diğer kanallarla alakalı herhangi bir cezalandırma görmüyoruz. Bu, 'onlara da ceza verilsin' demek değil. Eğer ceza verilmeyebiliyorsa, bu kanallara da vermesin. YSK ve RTÜK, her ne bakışla bu işi yapıyor, anlayabilmiş değiliz ama ısrarlı bir şekilde her oturumlarında bu televizyon kanallarına art arda cezalar veriyor. YSK, anayasal bir kuruluş, kararları mutlaka uygulanmak zorunda. İtirazı, temyizi yok. Dolayısıyla YSK, aslında objektif bir bakışla, hakkaniyetsiz ve adaletsiz kararları dikte ediyor, biz de uymak zorunda kalıyoruz. Bu, yanlış bir şey. Bunu defalarca haykırdık. YSK, bu konuda geri adım atmadı. Hemen her toplantısında yeni yeni cezalar vermeye devam etti. 10, 50, 100 saat yayın durdurma cezaları var. Özel televizyonların varlığının temeli, reklamlardır. Bu da seyredilme oranlarıyla ilgilidir. Sürekli belgeseller yayınlamak durumunda kaldığında bu televizyonlarda seyirci kayıpları olur. Kaldı ki bir de para cezası var."
- "Sansürü aşan yaptırımlar"
YSK'nın her önüne gelen dosyaya yayın durdurma, uyarı ya da para şeklinde ceza verdiğini dile getiren Kızıltaş, bunun arka planında art niyet olduğunu savundu.
Özel ve ticari yayıncılık ayrımının kanunlarda yapılmadığını belirten Kızıltaş, özel yayıncılığın YSK ve RTÜK'ün tasallutundan kurtarılması gerektiğini söyledi.
Bugünkü toplantılarında kanunları inceleyeceklerini ve yapılabilecek değişikliklerle ilgili ortak bir metin hazırlanacağını belirten Kızıltaş, ilgili bakanlık ve birimlerle görüşerek, bunun temin edilmesine çalışacaklarını vurguladı.
Ekrem Kızıltaş, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri nedeniyle televizyonlara verilen cezaların sansür kavramını aşan yaptırımlar gibi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Onlarca televizyon kanalı arasından sadece bazılarının seçilmesi, diğerlerinin görmezden gelinmesi bir anlamda YSK ve RTÜK’ün sadece bu televizyonları susturma gayretiyle çalıştığını bize düşündürüyor. Bu, adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir şeydir. Televizyonların belli kurallara uymaları, birtakım şeyleri yapmaları gerekliliktir ama TRT'nin tabi olduğu kanunları özel radyo ve televizyonlara uygulamaya kalkışmak yanlıştır. Bunlar arasında farklı muamele yapmak, bazılarını tercih ederek onlara aşırı cezalar vermek, diğerlerini görmezden gelmek çok daha büyük bir yanlıştır. Bunların giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Arkadaşlarla görüşeceğiz. En azından ana hatlarıyla ortak bir teklifi ilgililere aktaracağız."
YSK'nın seçimlere 2-3 ay kala sanki bütün kanalların genel yayın müdürlüğünü üstlenmiş gibi bir havaya büründüğünü öne süren Kızıltaş, neredeyse devlet ve ülkeye karşı suçlar kapsamında yayın yapan televizyonlara bakılmayıp sadece belirli kanalların özel olarak takip edildiğini, her oturumundan cezalar çıkarıldığını savundu.
Kaynak: AA
Kanal 24 Televizyonu'nda yapılan toplantıya ilişkin bilgi veren Kızıltaş, YSK ve RTÜK'ün özelikle 7 Haziran seçimlerinden sonra bazı televizyon kanallarını hedef alarak verdiği cezaların yanlış olduğuna ilişkin çalışmalar yaptıklarını ancak YSK ve RTÜK'ün ellerinde biriktirdikleri dosyalarla son birkaç güne kadar A Haber, 24 TV, Ülke TV, TGRT Haber ve TV Net'e cezalar verdiğini, yayın durdurma, uyarı ve para cezaları uyguladığını aktardı.
Bunun, kanunlardan doğan mecburiyet olduğu için yapıldığı şeklinde bir savunma getirildiğini ifade eden Kızıltaş, "Kanunlarda problem var. Tek kanallı TRT döneminden kalma kanunlar, üzerinde ufak tefek oynamalarla bugüne adapte edilmeye çalışılıyor. Anayasa'ya göre, devletin katkıda bulunduğu yayınların tarafsızlığı esastır ama özel televizyon ve radyolarla alakalı bu türden bir düzenleme yapılmadığı için YSK'nın ve RTÜK'ün mevzuatı da bir anlamda çarpık bir anlayışla özel radyo ve televizyonların da sanki TRT kanununa tabi olması gibi bir netice ortaya getiriyor. Seçimlerde yapılan yayınları YSK ve RTÜK, bu gözle denetlemeye kalkışıyor" diye konuştu.
Ekrem Kızıltaş, Türkiye'de onlarca haber kanalı bulunduğunu, bunların da seçimlerde kendi dünya görüşlerine uygun partileri destekleyerek yayın yaptıklarını, diğerlerini ise eleştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"YSK ve RTÜK, sadece A Haber, 24 TV, Ülke TV, TGRT Haber ve TV Net gibi belli başlı, teknik tabirle yerli bakış açısına sahip kanalları hedef alarak cezalar yağdırıyor. Diğer kanallarla alakalı herhangi bir cezalandırma görmüyoruz. Bu, 'onlara da ceza verilsin' demek değil. Eğer ceza verilmeyebiliyorsa, bu kanallara da vermesin. YSK ve RTÜK, her ne bakışla bu işi yapıyor, anlayabilmiş değiliz ama ısrarlı bir şekilde her oturumlarında bu televizyon kanallarına art arda cezalar veriyor. YSK, anayasal bir kuruluş, kararları mutlaka uygulanmak zorunda. İtirazı, temyizi yok. Dolayısıyla YSK, aslında objektif bir bakışla, hakkaniyetsiz ve adaletsiz kararları dikte ediyor, biz de uymak zorunda kalıyoruz. Bu, yanlış bir şey. Bunu defalarca haykırdık. YSK, bu konuda geri adım atmadı. Hemen her toplantısında yeni yeni cezalar vermeye devam etti. 10, 50, 100 saat yayın durdurma cezaları var. Özel televizyonların varlığının temeli, reklamlardır. Bu da seyredilme oranlarıyla ilgilidir. Sürekli belgeseller yayınlamak durumunda kaldığında bu televizyonlarda seyirci kayıpları olur. Kaldı ki bir de para cezası var."
- "Sansürü aşan yaptırımlar"
YSK'nın her önüne gelen dosyaya yayın durdurma, uyarı ya da para şeklinde ceza verdiğini dile getiren Kızıltaş, bunun arka planında art niyet olduğunu savundu.
Özel ve ticari yayıncılık ayrımının kanunlarda yapılmadığını belirten Kızıltaş, özel yayıncılığın YSK ve RTÜK'ün tasallutundan kurtarılması gerektiğini söyledi.
Bugünkü toplantılarında kanunları inceleyeceklerini ve yapılabilecek değişikliklerle ilgili ortak bir metin hazırlanacağını belirten Kızıltaş, ilgili bakanlık ve birimlerle görüşerek, bunun temin edilmesine çalışacaklarını vurguladı.
Ekrem Kızıltaş, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri nedeniyle televizyonlara verilen cezaların sansür kavramını aşan yaptırımlar gibi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Onlarca televizyon kanalı arasından sadece bazılarının seçilmesi, diğerlerinin görmezden gelinmesi bir anlamda YSK ve RTÜK’ün sadece bu televizyonları susturma gayretiyle çalıştığını bize düşündürüyor. Bu, adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir şeydir. Televizyonların belli kurallara uymaları, birtakım şeyleri yapmaları gerekliliktir ama TRT'nin tabi olduğu kanunları özel radyo ve televizyonlara uygulamaya kalkışmak yanlıştır. Bunlar arasında farklı muamele yapmak, bazılarını tercih ederek onlara aşırı cezalar vermek, diğerlerini görmezden gelmek çok daha büyük bir yanlıştır. Bunların giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Arkadaşlarla görüşeceğiz. En azından ana hatlarıyla ortak bir teklifi ilgililere aktaracağız."
YSK'nın seçimlere 2-3 ay kala sanki bütün kanalların genel yayın müdürlüğünü üstlenmiş gibi bir havaya büründüğünü öne süren Kızıltaş, neredeyse devlet ve ülkeye karşı suçlar kapsamında yayın yapan televizyonlara bakılmayıp sadece belirli kanalların özel olarak takip edildiğini, her oturumundan cezalar çıkarıldığını savundu.