Elazığ'da Emeklilere Sağlık Semineri Verildi

Medical Park Elazığ Hastanesi Tüm İşçi Emeklileri Derneği’ne sağlık semineri verdi.

Elazığ'da Emeklilere Sağlık Semineri Verildi
Medical Park Elazığ Hastanesi kalp sağlığı, prostat ve diyabet hakkında Tüm İşçi Emeklileri Derneği’ne sağlık seminer verdi. Hastanenin konferans salonunda düzenlen seminere, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adil Orman, Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür, Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ahmet Görgel, hastane personelleri, Tüm İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Mehmet Kayabaş ve dernek üyeleri katıldı.

Seminerde Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adil Orman, Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür, Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ahmet Görgel tarafından katılımcılara seminer verildi.

Kalp Sağlığı hakkında bilgi veren Orman, “Önemli olan var olan problemi çözdükten sonra hasta olmamak. Hasta olmamak için ilk önce sigara içmiyoruz. Çünkü sigara içen insanlarda damarların içerisinde dolaşan kanın içindeki yapışkanlık artıyor. Daha yapışkan oluyor. Gidip damarı daha da tıkar hale geliyor. Onun üstüne aynı zamanda damarlarımızı yapısı lastik gibi elastiktir. Sigara içtiğimizde sert boru gibi sertleşmeye başlar ve büktüğün zaman kırılabilir hale geliyor ve daha çabuk çatlıyor. Bu sadece kalple olan zararı değil. Bunun ciğerlerinize ve diğer organlarımıza da zararı var. Prostattan tutun akciğere kadar bütün organlara zararı var. O yüzden kontrollerimizden geçtik. Baktık kontrollerimizde mevcut probleminiz yoksa hasta olmamak için gerekeni yapıyoruz. Eğer sorunumuz varsa tedavi oluyoruz. Ondan sonra bu hastalık artmasın diye 2. madde olarak sigarayı bırakıyoruz. Özellikle bayanlarda sigara içtikleri zaman kalp hastalığından koruyan kadınlık hormonunun da öldürdüğü için onlar daha çabuk erkekler gibi hızlı hasta olmaya başlıyorlar” dedi.

“BOL BOL SU İÇİN”

Prostatı büyüten etkenin erkeklik hormonu olduğunu belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Serhat Yentür, “Neden büyüyor dersek, bunu erkeklik hormonu büyütüyor. Yani biz erkek olduğumuz sürece bizim ürettiğimiz hormondan dolayı prostat büyüyecektir. Ama herkte aynı şikayete yol açmaz. Kimisinde büyümeye de bilir. Kimisinde büyüdüğü halde idrar kanalını kapatmadığı için herhangi bir şikayete yol açmaz. Ama bazısında çok hafifte büyüse o idrar kanalını kapattığı için hastalar idrarını yapamaz. Bu hastalarda şikayet olarak, hasta sık sık idrara gittiğini söylüyor. Sık sık idrara gitmesinin sebebi, bu hasta idrara gittiği zaman idrar torbasında biriken idrarını yarısını yaparken yarısı içeride kalıyor. Bu kalan idrar enfeksiyona yol açar. Orada kalsiyumun çökmesine bağlı taş oluşumuna yol açar. Hastanın şikayetlerini daha da artırır. Daha da şiddetlendirir. Bol bol su içmeliyiz ki vücut artık maddeleri rahat atsın. Az içersek o artık maddeler idrar yolu enfeksiyona sebep olur. Çöker taş oluşur. Bir çok ürolojik problemler sebebe yol açar. Bu yüzden su içmek çok önemlidir. Böbrekler idrarı süzdü, onları aşağı idrar torbasına indiriyor. İdrar torbasında biriken idrar, belli bir miktardan sonra sıkışma hissi veriyor ve gidip normalde idrarımızı yapıyoruz. Bu sistem herhangi bir yerden tıkanırsa aşağıdan başlayarak yukarı doğru bütün sistemi bozar. Bu yüzden bu sistemi açık tutmamız gerekir” diye konuştu.

“DİYABET TEK BİR ŞEKER HASTALIĞI DEĞİLDİR”

Diyabet halk arasında yaygın bilinen adıyla şeker hastalığı olduğunu ve yüksek kan şekeri olarak ifade edildiğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ahmet Görgel ise, “Tabi diyabet hastalığı sadece yüksek kan şekeri ama bu kadar değil. Bununla bitmiyor. Diyabet kan şekeri yüksekliğiyle birlikte seyreden yani temelindeki bozukluğun vücutta ki kan şekerinin yüksekliği olduğu bilinir ama sadece bununla da yetinilmeyen içerisinde birçok farklı bozukluğun olduğu bir grup hastalığın ortak kısmıdır. Yani diyabet hastalığı dediğimiz zaman tek bir diyabet hastalığı ya da tek bir şeker hastalığından bahsetmiyoruz. Farklı tiplerde olan belli onlarca çeşit diyabet vardır. Ama biz bunları ana kategorize olarak düşündüğümüzde 4 ana grupta toparlıyoruz. Bunlardan en sık görünen bizim yaş grubu olarak bugün burada bulunan kitleye hitap ettiğimizde tip 2 dediğimiz, bütün dünyadaki diyabetlerin yaklaşık yüzde 90’nın oluşturan bir gruptur. Geri kalan yüzde 10’luk büyük kısmını tip 1 diyabet oluşturmaktadır. Tip 1 diyabet daha çok çocukluk veya ilk gençlik dönemlerinde ortaya çıkar. Mutlaka hayat boyu insülin kullanılmasını gerektiren bir diyabettir. 3. gurup diyabet de çok özel, istisnai durumlarda görülen diyabettir. Çeşitli hormonal hastalıklara bağlı özel diyabet türleridir. Bunları ayrı bir grupta değerlendirmek lazımdır. 4. grup ise tamamen farklı gebelik şekeri olarak bilinen daha önceki durumunda şeker hastalığı olmadığı bilinen bir kişide gebelikte şeker hastalığı ortaya çıkmasıdır” dedi.

Seminer daha sonra karşılık soru cevap şeklinde sona erdi.
Kaynak: İHA