Yaşam Hakkının Kutsallığı Ötanaziye Engel Oluyor
Türkçe çevirisi ‘iyi ölüm’ olan ve acıları olan bir kişinin bu acıları hızlıca dindirmek için daha kaliteli bir ölümü tercih etmesi anlamına gelen Ötanazi ve hastanın kendi geleceğini belirlemesi konusu Kadir Has Üniversitesi’nde masaya yatırıldı. Sempozyuma katılan Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, hemen hemen hiçbir yerde yüzde 100 aktif ötanaziye izin verilmemesinin yaşam hakkının kutsallığından kaynaklandığını söyledi.
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi, III. Ulusal Sağlık Hukuku etkinlikleri kapsamında ‘Kendi Geleceğini Belirleme ve Ötanazi Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal’in de hazır bulunduğu sempozyumda konunun uzmanları ve öğrenciler bir araya geldi. İki oturum halinde gerçekleşen sempozyumun, ‘Hastanın Kendi Geleceğini Belirleme Hakkı ve Ötanazi’ başlıklı ilk oturumunu Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bihterin Dinçkol yaptı. Oturuma konuşmacı olarak katılan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arın Namal; ‘Ötanazinin Etik Açıdan Değerlendirilmesi’, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Hamide Tacir; ‘Hastanın Kendi Geleceğini Belirleme Hakkı’, Yrd. Doç. Dr. Aysun Altunkaş ise ‘Ötanazi Türleri ve Ötanazinin Türk Ceza Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi’ başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi. ‘Medeni Hukuk Perspektifinden Kendi Geleceğini Belirleme Hakkı ve Ötanazi’ başlıklı ikinci oturuma ise Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Erman başkanlık yaptı. Oturumda Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fulya İlçin Gönenç; ‘Özel Hukuk Boyutuyla Kendi Geleceğini Belirleme Hakkı’, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal; ‘Hastanın Tedaviyi Reddetmesi ve Hekimin Hukuki Sorumluluğu’ ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selma Hülya İmamoğlu ise ‘Hasta Vasiyeti’ konulu sunumlarını gerçekleştirdi.
“SAĞLIK HUKUKU BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Sağlık Hukuku yeni gelişen ancak büyük önem taşıyan alanlardan biri olduğuna dikkat çeken Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, “Herkesin başına gelebilecek olan ‘Hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı ve ötanazi’ konusunu tartışmayı tercih ettik. Hukuk bu duruma aslında çok farklı açılardan bakıyor. Konuyu ilk olarak etik açıdan, daha sonra da anayasa hukuku, ceza hukuku ve özel hukuk bağlamında ele almaya çalıştık. Bizim hukukumuzda hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı vardır, ancak ötanazi noktasına geldiğinde yasalarımız ‘Hayır’ demektedir” diye konuştu.
Dünyada bazı ülkelerde ötanaziye kısmen de olsa izin verildiğini belirten Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, “Dünyada bazı ülkelerde ötanaziye kısmen de olsa izin verilmesine karşın hemen hemen hiçbir yerde yüzde 100 aktif ötanazi serbest değildir. Çünkü yaşama hakkı çok önemlidir. Tam da bu noktada ince bir çizgi var. Kişinin yaşama hakkından yaşamamayı tercih etmesi ve bir başkasının desteğiyle ölme noktasına gelmesi çok zor bir karardır. Bu durumun hukuki, tıbbi, etik, felsefi ve sosyolojik boyutları var” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
“SAĞLIK HUKUKU BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Sağlık Hukuku yeni gelişen ancak büyük önem taşıyan alanlardan biri olduğuna dikkat çeken Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, “Herkesin başına gelebilecek olan ‘Hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı ve ötanazi’ konusunu tartışmayı tercih ettik. Hukuk bu duruma aslında çok farklı açılardan bakıyor. Konuyu ilk olarak etik açıdan, daha sonra da anayasa hukuku, ceza hukuku ve özel hukuk bağlamında ele almaya çalıştık. Bizim hukukumuzda hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı vardır, ancak ötanazi noktasına geldiğinde yasalarımız ‘Hayır’ demektedir” diye konuştu.
Dünyada bazı ülkelerde ötanaziye kısmen de olsa izin verildiğini belirten Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, “Dünyada bazı ülkelerde ötanaziye kısmen de olsa izin verilmesine karşın hemen hemen hiçbir yerde yüzde 100 aktif ötanazi serbest değildir. Çünkü yaşama hakkı çok önemlidir. Tam da bu noktada ince bir çizgi var. Kişinin yaşama hakkından yaşamamayı tercih etmesi ve bir başkasının desteğiyle ölme noktasına gelmesi çok zor bir karardır. Bu durumun hukuki, tıbbi, etik, felsefi ve sosyolojik boyutları var” ifadelerini kullandı.