Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu bölgede DAİŞ yok, kimse kimseyi aldatmasın
İSEDAK toplantısının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, düşürülen Rus uçağıyla ilgili, "Orada DAİŞ'e karşı bulunduklarını iddia ediliyor. Bu bölgede bir kere DAİŞ terör örgütü yok, kimse kimseyi aldatmasın" dedi.
Erdoğan, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesine ve Rusya'nın Suriye'deki operasyonlarına değindi.
Esad rejimini desteklediği gerekçesiyle Rusya'ya yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, operasyon yapılan bölgede söylendiğinin aksine IŞİD'in değil, Türkmenlerin bulunduğu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
'Dün hava sahamızı ihlal eden milliyeti belirsiz iki uçak Yayladağı'da sınırlarımızı 5 dakika içinde 10 kez ihlal edilmiştir. İkaz üzerine uçaklardan biri Suriye'ye dönmüş diğeri ise ihlale devam etmiştir.
Bunun üzerine F-16'larımız ateş açarak uçağı düşürmüştür. Daha sonradan Rus yapımı uçağın Rusya Federasyonu'na ait olduğu yapılan açıklamalarla anlaşılmıştır. Uçağın bazı parçaları sınırlarımız içerisine düşmüş ve bu nedenle iki vatandaşımız yaralanmıştır.
NATO bünyesinde gerekli bilgilendirmeleri hemen yaptık. Şu söyleniyor. Orada DAİŞ'e karşı bulundukları ifade ediliyor. Bir defa Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu Lazkiye ve kuzeyi bu bölgede DAİŞ terör örgütü yoktur. Kimse kimseyi aldatmasın. Şu anda DAİŞ terör örgütünün bulunduğu bölge Cerablus ve doğusudur.
Erdoğan'ın katıldığı toplantıda Rusya Devlet Başkanı Putin'in Özel Temsilcisi Büyükelçi Konstantin Shuvalov da vardı.
Uzun süre böyle bir hadisenin yaşanmaması için çaba harcadık. Gerekli uyarıları yaptık. Bugüne kadar böyle bir olayın vuku bulmamasının nedeni Türkiye'nin sabretmesidir. Türkiye her zaman diplomasinin yanında yer alacaktır. Kimse kimseyi aldatmasın, devlet terörü estiren bir kişinin yanıda olmak zulümdür. Biz sınırın her iki yanında da insani faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.'
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
'Maalesef, televizyon ekranlarına yansıyan açlık, kıtlık ve sefalet görüntülerini önemli bir kısmı teşkilat üyesi ülkelerde vuku buluyor. Mesela, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerde her bin çocuktan 54'ü daha 5 yaşına varmadan hayata gözlerini yumuyor.
Bugün giderek İslam coğrafyası bir ilim, irfan ve medeniyet coğrafyasından bir zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüşüyorsa bunun en büyük sebebi kardeşlik ahlakı ve hukukunun ihlalidir, yok sayılmasıdır. Çocukların açlıktan, susuzluktan, yokluktan en basit ihtiyaçları karşılanamadığı için öldüğü bir dünyada hiç kimsenin huzur bulamayacağı, hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği açıktır.
Barış dini İslamı kendi emelleri için araç olarak kullanan bir avuç cinayet şebekesi Müslümanları katlediyor. Bu terör örgütlerinin önceliklli hedefleri kendileriyle aynı görüşü paylaşmayan Müslümanlardır. Bu örgütler en büyük zararı, İslam ülkelerine medeniyetimize ilim ve irfan yurdumuza vermiştir. Bu örgütlere karşı hepimizin kararlı bir duruş sergilemesi şarttır.
İslam değerlerini yok etmeye çalışan, gençlerimizi zehirleyen bu kanser hücrelerini söküp atmak öncelikli olarak Müslümanların görevidir. Terör karşısında ilkeli tavır sergilenmeli.
Teröristin kimliğine bakılarak bir dinin töhmet altında bırakılması kabul edilemez. İslamla terörü kimse bir arada ifade edemez. Terörü İslam'a sıfat olarak kullanamaz.'