Baransu'nun 'Devletin Gizli Belgelerini İfşa Etme' Davası
Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu ile eski sorumlu yazı işleri müdürü Murat Şevki Çoban'ın "Gülen'i Bitirme Kararı 2004'te MGK'da Alındı" başlıklı haber nedeniyle yargılanmasına devam edildi
Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu ile eski sorumlu yazı işleri müdürü Murat Şevki Çoban'ın "Gülen'i Bitirme Kararı 2004'te MGK'da Alındı" başlıklı haber kapsamında, "devletin gizli belgelerini ifşa etikleri" iddiasıyla 30 yıl 2'şer aydan 50 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.
Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Çoban ile başka suçtan tutuklu bulunan Baransu ve avukatları katıldı.
Duruşmada, Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliğinin avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada söz alan Baransu'nun avukatı Sercan Sakallı, usule ilişkin itirazları olduğunu belirterek, davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle düşme kararı verilmesini talep etti.
Savunmasını yapan Baransu ise yargılamaya konu belgenin dava dosyasına girmesi gerektiğini savunarak, "Benim savunma yapmam için bu belgenin dosyaya girmesi gerekiyor. Usul yönünden bütün belgelerin gelmesi lazım ki kendimi savunabileyim. Kaldı ki savunma yapmama da gerek yok, dava zaman aşımına uğramıştır. Ben gazete kupürüyle yargılanıyorum. MGK'dan ve MİT'ten suça konu olan belgelerin hepsinin gelmesi gerekiyor ki ben esasa ilişkin savunmamı yapayım" dedi.
MGK Genel Sekreterliği 1. Hukuk Müşavirliği avukatı Emel Bulak ise, bu yargılamada basın yoluyla işlenen bir suç olmadığını belirterek, "TCK'nın devlet sırları başlığı altında düzenlenen 326. maddesi ilgili iddianame düzenlenmiştir. Bu nedenle usule ilişkin itirazların yersiz olduğunu düşünüyoruz. Bu dava Türkiye'de ilktir. Devletin 3 ayrı kurumu MİT, MGK ve Başbakanlık tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur. Dolayısıyla buradan çıkacak karar tarihi bir karar olacaktır" diye konuştu.
Baransu'nun avukatlarından Ömer Kavili ise, sanığın aleyhine olan tüm belgelerin özellikle de söz konusu MGK belgesinin duruşma öncesi dosyada hazır edilmesi gerektiğini savunarak, "Evrakın aslı mahkemeye getirilmeden muhakeme yapılamaz. Çünkü sanık belgenin ele geçirilmesi ve belgede yazılı bilgiyi ifşa etmek suçlarıyla yargılanmakta. Sanığa gösterilmeyen belgeden sanıktan savunma istenmesi yumurtasız omlet pişirmek gibidir" ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Mahir Merdun ise, sanık ve avukatlarının usule ilişkin taleplerinin reddine karar verdi. Merdun daha sonra sanık Baransu'ya "İddianameyle ilgili savunma yapmak isterseniz yapın. Susma hakkınızı da kullanabilirsiniz" dedi.
Baransu da, "İddianamede neyle suçlandığımı tam olarak öğrenebilir miyim?" diye sordu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Merdun, Baransu'ya iddianamede isnat edilen suçları okudu.
Yeniden söz alan Baransu, "Cezaevinden saat 11.00'de alındım yemek de yiyemedim. 7 saat oldu, saatlerdir buradayım. Benden savunma yapmam isteniyor. Bu şartlar altında nasıl savunma yapacağım. Ayakta durmakta zorlanıyorum. Duruşmanın ertelenmesini ve savunma yapmak için süre verilmesini istiyorum" dedi.
- "Haberin içeriğini okurlarla birlikte öğrendim"
Duruşmada savunmasını yapan sanık Murat Şevki Çoban ise davaya konu haberlerin yapıldığı dönemde Taraf gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu haberlerin yazılmasında veya yapılmasında benim dahlim yoktur. Haberin içeriğini yayınlandıktan sonra okurlarla birlikte öğrendim. Fakat ben bu haberin bir habercilik faaliyeti olduğunu, ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dava konusu haberlere soruşturma açılmasını bile hukuksuzluk olarak yorumluyorum."
MİT Müsteşarlığı avukatı Melek Serap Kara ise, sanık avukatlarının usule ilişkin itirazlarını nedeniyle duruşmanın geç saate kadar uzadığını öne sürerek, "Esasa ilişkin savunma vermemek için adeta mahkemeyi oyalamışlardır. Davanın medyatik bir dava olması nedeniyle sanık avukatı tribünlere oynamaktadır" ifadesini kullandı.
- Mahkemenin ara kararı
Mahkeme heyeti, sanık Çoban'ın duruşmalardan vareste tutulmasına ve sanık Mehmet Baransu'ya savunmasını yapması için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verdi.
Dava konusu belgelerin temin edilmesine ilişkin adli ve idari soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulması amacıyla MİT'e, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ve İçişleri Bakanlığı'na müzekkere yazılmasını kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aydın tarafından hazırlanan iddianamede, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısı kararının, Taraf gazetesinin 28 Kasım 2013 tarihli nüshasında Baransu'ya ait "Gülen'i Bitirme Kararı 2004'te MGK'da Alındı" başlıklı haberle manşetten yayımlandığı kaydedildi.
İddianamede, gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Çoban ve Baransu'nun, MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri istihsal ve ifşa ettikleri belirtilerek, sanıkların "devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları temin etme", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme" ve "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri istihsal ve basın yoluyla ifşa etme" suçlarından 30 yıl 2'şer aydan 50 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Kaynak: AA
Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık Çoban ile başka suçtan tutuklu bulunan Baransu ve avukatları katıldı.
Duruşmada, Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliğinin avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada söz alan Baransu'nun avukatı Sercan Sakallı, usule ilişkin itirazları olduğunu belirterek, davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle düşme kararı verilmesini talep etti.
Savunmasını yapan Baransu ise yargılamaya konu belgenin dava dosyasına girmesi gerektiğini savunarak, "Benim savunma yapmam için bu belgenin dosyaya girmesi gerekiyor. Usul yönünden bütün belgelerin gelmesi lazım ki kendimi savunabileyim. Kaldı ki savunma yapmama da gerek yok, dava zaman aşımına uğramıştır. Ben gazete kupürüyle yargılanıyorum. MGK'dan ve MİT'ten suça konu olan belgelerin hepsinin gelmesi gerekiyor ki ben esasa ilişkin savunmamı yapayım" dedi.
MGK Genel Sekreterliği 1. Hukuk Müşavirliği avukatı Emel Bulak ise, bu yargılamada basın yoluyla işlenen bir suç olmadığını belirterek, "TCK'nın devlet sırları başlığı altında düzenlenen 326. maddesi ilgili iddianame düzenlenmiştir. Bu nedenle usule ilişkin itirazların yersiz olduğunu düşünüyoruz. Bu dava Türkiye'de ilktir. Devletin 3 ayrı kurumu MİT, MGK ve Başbakanlık tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur. Dolayısıyla buradan çıkacak karar tarihi bir karar olacaktır" diye konuştu.
Baransu'nun avukatlarından Ömer Kavili ise, sanığın aleyhine olan tüm belgelerin özellikle de söz konusu MGK belgesinin duruşma öncesi dosyada hazır edilmesi gerektiğini savunarak, "Evrakın aslı mahkemeye getirilmeden muhakeme yapılamaz. Çünkü sanık belgenin ele geçirilmesi ve belgede yazılı bilgiyi ifşa etmek suçlarıyla yargılanmakta. Sanığa gösterilmeyen belgeden sanıktan savunma istenmesi yumurtasız omlet pişirmek gibidir" ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Mahir Merdun ise, sanık ve avukatlarının usule ilişkin taleplerinin reddine karar verdi. Merdun daha sonra sanık Baransu'ya "İddianameyle ilgili savunma yapmak isterseniz yapın. Susma hakkınızı da kullanabilirsiniz" dedi.
Baransu da, "İddianamede neyle suçlandığımı tam olarak öğrenebilir miyim?" diye sordu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Merdun, Baransu'ya iddianamede isnat edilen suçları okudu.
Yeniden söz alan Baransu, "Cezaevinden saat 11.00'de alındım yemek de yiyemedim. 7 saat oldu, saatlerdir buradayım. Benden savunma yapmam isteniyor. Bu şartlar altında nasıl savunma yapacağım. Ayakta durmakta zorlanıyorum. Duruşmanın ertelenmesini ve savunma yapmak için süre verilmesini istiyorum" dedi.
- "Haberin içeriğini okurlarla birlikte öğrendim"
Duruşmada savunmasını yapan sanık Murat Şevki Çoban ise davaya konu haberlerin yapıldığı dönemde Taraf gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu haberlerin yazılmasında veya yapılmasında benim dahlim yoktur. Haberin içeriğini yayınlandıktan sonra okurlarla birlikte öğrendim. Fakat ben bu haberin bir habercilik faaliyeti olduğunu, ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dava konusu haberlere soruşturma açılmasını bile hukuksuzluk olarak yorumluyorum."
MİT Müsteşarlığı avukatı Melek Serap Kara ise, sanık avukatlarının usule ilişkin itirazlarını nedeniyle duruşmanın geç saate kadar uzadığını öne sürerek, "Esasa ilişkin savunma vermemek için adeta mahkemeyi oyalamışlardır. Davanın medyatik bir dava olması nedeniyle sanık avukatı tribünlere oynamaktadır" ifadesini kullandı.
- Mahkemenin ara kararı
Mahkeme heyeti, sanık Çoban'ın duruşmalardan vareste tutulmasına ve sanık Mehmet Baransu'ya savunmasını yapması için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verdi.
Dava konusu belgelerin temin edilmesine ilişkin adli ve idari soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulması amacıyla MİT'e, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ve İçişleri Bakanlığı'na müzekkere yazılmasını kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aydın tarafından hazırlanan iddianamede, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısı kararının, Taraf gazetesinin 28 Kasım 2013 tarihli nüshasında Baransu'ya ait "Gülen'i Bitirme Kararı 2004'te MGK'da Alındı" başlıklı haberle manşetten yayımlandığı kaydedildi.
İddianamede, gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Çoban ve Baransu'nun, MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri istihsal ve ifşa ettikleri belirtilerek, sanıkların "devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları temin etme", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme" ve "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri istihsal ve basın yoluyla ifşa etme" suçlarından 30 yıl 2'şer aydan 50 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.