Arazi Bozulumuna Çözüm İçin İşbirliği Çağrısı
Türkiye'de ilk kez Orman ve Su İşleri Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı'ndan çıkan ortak deklarasyonda, arazi bozulumunun dengelenmesi için iş dünyası, hükümetler ve toplum gibi tüm paydaşların işbirliği yapması gerektiği bildirildi.
"Parlamento Üyeleri Deklarasyonu" ile "Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu Ankara Deklarasyonu"na ilişkin konferansta alınan kararlarla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akca, konferansın 12 Ekim'de, delegeler bazında uzmanların katılımıyla başladığını ve görüşmelerin yapıldığını anımsattı.
Akca, bütün uluslararası süreçlerde olduğu gibi bu konferansta da ülkelerin, farklı ihtiyaçları, öncelikleri, hassas noktaları açısından konuya baktığını ve buna bağlı olarak farklı görüşler ortaya çıktığını söyledi.
Yapılan görüşmeler sonrası "çölleşme" kavramının genişletildiğini, bu kavramın yerine dokümanlara "arazi bozulması" kavramının geçtiği bilgisini paylaşan Akca, konferansta alınan önemli kararlardan birinin de arazi bozulmasının dengelenmesi olduğunu belirtti.
- Parlamento üyelerinin deklarasyonu
Parlamento üyelerinin yaptığı toplantıların sonucuna değinen Akca, sözleşmenin uygulanması için siyasi iradeyi ve daha güçlü bir parlamenter desteği harekete geçirerek, yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde arazi bozulumunun dengelenmesi için hedeflerin taahhüt edildiğini bildirdi.
Akca'nın, parlamento üyelerinin aldığı kararlara ilişkin verdiği bilgiye göre, kararda Rio Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), Biyolojik, Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) ve BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) ile çalışacak entegre bir yaklaşımın gerçekleştirilmesi ve bunlar arasındaki sinerjinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Sözleşmeler arasında ortak göstergelerin kullanımının onaylanmasının gerektiğinin belirtildiği kararlarda, şunlar kaydedildi:
"Özellikle araziye erişim ve kullanma hakkı konuları ile ilişkili, yerel halkların haklarını göz önünde bulundurma ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile insan hakları temelinde yaklaşımların uygulanmasını dahil eden iyileştirilmiş arazi yönetişimi hayati önem taşımaktadır.
Çölleşme, arazi bozulumunu önlemek ve tersine çevirmek amacıyla uygulanan faaliyetleri desteklemek ve özellikle Afrika'da kuraklık etkilerini hafifletmek için önemli, uygun, güncel ve öngörülebilir mali kaynaklar gerekmektedir."
- İklim risk sigortaları yaygın olarak kullanılmalı
Özel sektörün, arazi bozulumuna neden olan uygulamalarından vazgeçirilmesine dikkat çekilerek, özel sektör yatırımlarının sürdürülebilir arazi yönetimi ve kendine özgü pazar fırsatları ile arazinin büyük ölçekte rehabilitasyonuna çevrilmesini sağlayarak finansal araç ve mekanizmaların geliştirmesine vurgu yapıldı.
Kararlarda parlamenterlerin, erken uyarı sistemleri ve arazi bazlı alt yapılara yatırım yapmanın iklim değişimlerine karşı dayanıklılık oluşturduğunu ve bunun maliyet, etkin bir tedbir olduğunu kabul ettiği bildirildi.
Mevcut iklim risk sigortalarının, hava koşulları ile ilişkili riskler ve ciddi kuraklık gibi engellenemez durumları kapsadığı belirtilerek, bunlara karşı koruma sağlayarak, insanların çölleşmenin olumsuz etkilerine ve kuraklığa karşı uyumlarını güçlendirmeyi amaçladığı kaydedildi. İklim risk sigortalarının yaygın olarak kullanılabilir olması ve kapsamının da genişletilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Parlamenterlerin, seçim bölgeleri düzeyinde, arazi bozulumunun dengelenmesi ve bu yaklaşımın yerel kalkınma amaçlarına entegre edilmesinin tartışılacağı toplantılar düzenleyeceği bildirildi.
Kararda, parlamenter ağının, arazilerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığının arttırılması bağlamında, korunma ve rehabilite edilmesi için gerekli mevzuat çerçevesinin çizilmesi konularını teşvik edecek bir platform şeklinde potansiyelinin arttırılması gerektiği de vurgulandı.
- "Eş güdümlü küresel çabalara ihtiyaç var"
Akca'nın, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu Ankara Deklarasyonuna ilişkin alınan karlarla ilgili de verdiği bilgilere göre ise kararda, BM Genel Kurulunda 2015 Eylül ayında alınan "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi" kapsamında Arazi Bozulumunun Dengelenmesi ile ilgili kabul edilen hedefe değinildi. Bu hedefin, uluslararası topluluğun arazi bozulumunun dengelenmesi konusunun önemini kabul etmesi bakımından hayati bir dönüm noktası teşkil ettiğine dikkat çekildi.
Arazi bozulumunun durdurulması ve tersine çevrilmesi, bozulmuş ekosistemlerin eski durumlarına döndürülmesi ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için eş güdümlü küresel çabalara ihtiyaç olduğu belirtildi.
Yenilikçi çözümler getirilerek, işletmelerin, ekonomilerin arazi bozulumu açısından dengeli hale gelecek şekilde dönüşüm geçirmesine önemli ölçüde katkıda bulunabileceği aktarıldı.
İşletmelerin bir yandan rüzgar, güneş ya da biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etme taahhüdünde bulunurken, diğer yandan da sürdürülebilir turizm ve doğal altyapıya yatırım yaptığı kaydedildi.
- "Bu deklarasyon bir ilk adım"
Arazi bozulumunun dengelendiği ekonomilerin tesis edilmesi için arazi bozulumunun tersine çevrilmesi ve sürdürülebilir arazi yönetiminin ölçeğinin büyütülmesine yönelik olarak iş dünyasının desteğinin gerektiği ifade edildi.
Kararlarda, "Arazi bozulumunun dengelenmesi alanına özel sektörün katılımının sağlanması ve yatırımlarının teşvik edilmesi amacıyla hükümetlerin tüm aktörlere eşit imkanlar sağlayan, uzun vadeli öngörülebilir politikalar ve sağlam bir mevzuat çerçevesi ortaya koyması gerekmektedir" önerisine de yer verildi.
Arazi bozulumu zorluğunun üstesinden gelinmesi için iş dünyası, hükümetler ve toplum gibi tüm paydaşlar arasında daha önce benzeri görülmemiş bir işbirliğine ihtiyaç olduğu belirtildi.
Bu deklarasyonun arazi bozulumunun dengelenmesi uygulamasına yönelik bir ilk adım niteliğinde olduğu, sahada tüm taraflarca gerçek eylemlerle desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
Tüm firmalara, sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları ve arazi restorasyonunun uygulanmasına yönelik ortak çaba için çağrıda bulunuldu. Atılacak adımların, sürdürülebilir bir küresel ekonomiye geçişin gerçekleştirilmesi açısından kritik olacağı ifade edildi.
- "Özel sektör aktif rol almalı"
Özel sektörün teşviklerle, desteklerle çölleşme konusunda aktif rol almasının hedeflendiğini anlatan Akca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tarım sektörünün Afrika'ya açılması büyük bir fırsat. Eğer iyi değerlendirebilirsek, hem orada problem var hem iyileştirilecek arazi var, sulanabilecek arazi var hem de ciddi bir tarımsal üretim potansiyeli var. Özel sektörümüz orada sulama tesisleri, hem arazileri gerektiği yerde rehabilite eder hem de kiraladığı arazilerde gıda üretimi yapar, ziraatçılık yapar. Afrika açılımının önemli bir ayağı, oradaki toprak ve su kaynakları konusunda onlara yardımcı olmamız, bizim yürüttüğümüz baraj projeleri var, Tunus'ta, Cibuti'de var, eğitim de veriyoruz. Eğer bunun zemini iyi oluşturulursa oralarda barajlar, sulama projeleri, erozyonla mücadele projeleri dolayısıyla sonra da tarımsal üretim projelerini hep birlikte entregre bir bütün olarak özel sektörle çok rahat gerçekleştirebiliriz. Ankara İnisiyatifi de bu konuda bize bir fırsat sunabilir, değerlendirmemiz lazım."
Kaynak: AA
Akca, bütün uluslararası süreçlerde olduğu gibi bu konferansta da ülkelerin, farklı ihtiyaçları, öncelikleri, hassas noktaları açısından konuya baktığını ve buna bağlı olarak farklı görüşler ortaya çıktığını söyledi.
Yapılan görüşmeler sonrası "çölleşme" kavramının genişletildiğini, bu kavramın yerine dokümanlara "arazi bozulması" kavramının geçtiği bilgisini paylaşan Akca, konferansta alınan önemli kararlardan birinin de arazi bozulmasının dengelenmesi olduğunu belirtti.
- Parlamento üyelerinin deklarasyonu
Parlamento üyelerinin yaptığı toplantıların sonucuna değinen Akca, sözleşmenin uygulanması için siyasi iradeyi ve daha güçlü bir parlamenter desteği harekete geçirerek, yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde arazi bozulumunun dengelenmesi için hedeflerin taahhüt edildiğini bildirdi.
Akca'nın, parlamento üyelerinin aldığı kararlara ilişkin verdiği bilgiye göre, kararda Rio Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), Biyolojik, Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) ve BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) ile çalışacak entegre bir yaklaşımın gerçekleştirilmesi ve bunlar arasındaki sinerjinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Sözleşmeler arasında ortak göstergelerin kullanımının onaylanmasının gerektiğinin belirtildiği kararlarda, şunlar kaydedildi:
"Özellikle araziye erişim ve kullanma hakkı konuları ile ilişkili, yerel halkların haklarını göz önünde bulundurma ve toplumsal cinsiyet eşitliği ile insan hakları temelinde yaklaşımların uygulanmasını dahil eden iyileştirilmiş arazi yönetişimi hayati önem taşımaktadır.
Çölleşme, arazi bozulumunu önlemek ve tersine çevirmek amacıyla uygulanan faaliyetleri desteklemek ve özellikle Afrika'da kuraklık etkilerini hafifletmek için önemli, uygun, güncel ve öngörülebilir mali kaynaklar gerekmektedir."
- İklim risk sigortaları yaygın olarak kullanılmalı
Özel sektörün, arazi bozulumuna neden olan uygulamalarından vazgeçirilmesine dikkat çekilerek, özel sektör yatırımlarının sürdürülebilir arazi yönetimi ve kendine özgü pazar fırsatları ile arazinin büyük ölçekte rehabilitasyonuna çevrilmesini sağlayarak finansal araç ve mekanizmaların geliştirmesine vurgu yapıldı.
Kararlarda parlamenterlerin, erken uyarı sistemleri ve arazi bazlı alt yapılara yatırım yapmanın iklim değişimlerine karşı dayanıklılık oluşturduğunu ve bunun maliyet, etkin bir tedbir olduğunu kabul ettiği bildirildi.
Mevcut iklim risk sigortalarının, hava koşulları ile ilişkili riskler ve ciddi kuraklık gibi engellenemez durumları kapsadığı belirtilerek, bunlara karşı koruma sağlayarak, insanların çölleşmenin olumsuz etkilerine ve kuraklığa karşı uyumlarını güçlendirmeyi amaçladığı kaydedildi. İklim risk sigortalarının yaygın olarak kullanılabilir olması ve kapsamının da genişletilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Parlamenterlerin, seçim bölgeleri düzeyinde, arazi bozulumunun dengelenmesi ve bu yaklaşımın yerel kalkınma amaçlarına entegre edilmesinin tartışılacağı toplantılar düzenleyeceği bildirildi.
Kararda, parlamenter ağının, arazilerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığının arttırılması bağlamında, korunma ve rehabilite edilmesi için gerekli mevzuat çerçevesinin çizilmesi konularını teşvik edecek bir platform şeklinde potansiyelinin arttırılması gerektiği de vurgulandı.
- "Eş güdümlü küresel çabalara ihtiyaç var"
Akca'nın, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu Ankara Deklarasyonuna ilişkin alınan karlarla ilgili de verdiği bilgilere göre ise kararda, BM Genel Kurulunda 2015 Eylül ayında alınan "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi" kapsamında Arazi Bozulumunun Dengelenmesi ile ilgili kabul edilen hedefe değinildi. Bu hedefin, uluslararası topluluğun arazi bozulumunun dengelenmesi konusunun önemini kabul etmesi bakımından hayati bir dönüm noktası teşkil ettiğine dikkat çekildi.
Arazi bozulumunun durdurulması ve tersine çevrilmesi, bozulmuş ekosistemlerin eski durumlarına döndürülmesi ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için eş güdümlü küresel çabalara ihtiyaç olduğu belirtildi.
Yenilikçi çözümler getirilerek, işletmelerin, ekonomilerin arazi bozulumu açısından dengeli hale gelecek şekilde dönüşüm geçirmesine önemli ölçüde katkıda bulunabileceği aktarıldı.
İşletmelerin bir yandan rüzgar, güneş ya da biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etme taahhüdünde bulunurken, diğer yandan da sürdürülebilir turizm ve doğal altyapıya yatırım yaptığı kaydedildi.
- "Bu deklarasyon bir ilk adım"
Arazi bozulumunun dengelendiği ekonomilerin tesis edilmesi için arazi bozulumunun tersine çevrilmesi ve sürdürülebilir arazi yönetiminin ölçeğinin büyütülmesine yönelik olarak iş dünyasının desteğinin gerektiği ifade edildi.
Kararlarda, "Arazi bozulumunun dengelenmesi alanına özel sektörün katılımının sağlanması ve yatırımlarının teşvik edilmesi amacıyla hükümetlerin tüm aktörlere eşit imkanlar sağlayan, uzun vadeli öngörülebilir politikalar ve sağlam bir mevzuat çerçevesi ortaya koyması gerekmektedir" önerisine de yer verildi.
Arazi bozulumu zorluğunun üstesinden gelinmesi için iş dünyası, hükümetler ve toplum gibi tüm paydaşlar arasında daha önce benzeri görülmemiş bir işbirliğine ihtiyaç olduğu belirtildi.
Bu deklarasyonun arazi bozulumunun dengelenmesi uygulamasına yönelik bir ilk adım niteliğinde olduğu, sahada tüm taraflarca gerçek eylemlerle desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
Tüm firmalara, sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamaları ve arazi restorasyonunun uygulanmasına yönelik ortak çaba için çağrıda bulunuldu. Atılacak adımların, sürdürülebilir bir küresel ekonomiye geçişin gerçekleştirilmesi açısından kritik olacağı ifade edildi.
- "Özel sektör aktif rol almalı"
Özel sektörün teşviklerle, desteklerle çölleşme konusunda aktif rol almasının hedeflendiğini anlatan Akca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tarım sektörünün Afrika'ya açılması büyük bir fırsat. Eğer iyi değerlendirebilirsek, hem orada problem var hem iyileştirilecek arazi var, sulanabilecek arazi var hem de ciddi bir tarımsal üretim potansiyeli var. Özel sektörümüz orada sulama tesisleri, hem arazileri gerektiği yerde rehabilite eder hem de kiraladığı arazilerde gıda üretimi yapar, ziraatçılık yapar. Afrika açılımının önemli bir ayağı, oradaki toprak ve su kaynakları konusunda onlara yardımcı olmamız, bizim yürüttüğümüz baraj projeleri var, Tunus'ta, Cibuti'de var, eğitim de veriyoruz. Eğer bunun zemini iyi oluşturulursa oralarda barajlar, sulama projeleri, erozyonla mücadele projeleri dolayısıyla sonra da tarımsal üretim projelerini hep birlikte entregre bir bütün olarak özel sektörle çok rahat gerçekleştirebiliriz. Ankara İnisiyatifi de bu konuda bize bir fırsat sunabilir, değerlendirmemiz lazım."