TİKA'dan Terör Mağduru Iraklı Türkmen Kadınlara Destek
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA ) tarafından Erbil, Altınköprü’de yaşayan terör mağduru Telafer ve Hawice’den gelen Türkmen kadınlara dikiş makinesi, dikiş setleri ve kumaş gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yardımlarda bulunuldu.
Dünyanın dört bir yanında kadınlara yönelik farklı birçok projeye imza atan TİKA, Iraklı ihtiyaç sahibi Türkmen kadınları yalnız bırakmadı. Altınköprü Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen ve Irak Türkmen Cephesi Erbil Milletvekili Aydın Maruf, Irak Türk Kızılayı Sorumlusu ,TİKA heyeti ve birçok yerel basın mensubunun katıldığı tören etkinliğinde dikiş makineleri, kumaşlar ve dikiş setleri sahiplerine teslim edildi. Törenden sonra kısa bir konuşma yapan Aydın Maruf “ TİKA, KIZILAY ve AFAD gibi kurumlarıyla hiçbir ayrım yapmadan bölgedeki herkese yardım elini uzattığı için, Türkiye’ye minnet ve şükranlarımı Irak Türkmen Cephesi adına bildirmek isterim.” diye açıklamada bulundu.
Osmanlı ‘dan yadigar olan 20 bin nüfuslu Altınköprü beldesinde Türkmen-Kürt, Sünni -Şii barış içinde ve kardeşçe bir arada yaşıyorlar. TİKA ihtiyaç sahibi Türkmen kadınlara dikiş makinesi, dikiş setleri ve kumaş dağıtarak tarıma bağlı ayakta kalmaya çalışan ailelerin kaderini değiştirmeye çalışıyor. Erkeklerin çoğunun asker olarak cephede görev aldığı Altınköprü’de kadınlar toplumsal hayatta önemli bir rol oynuyor.
Tüm zorluklara rağmen hayata tutunmaya çalışan Türkmen kadınların çalışkanlığı ve mücadelesi yöre halkının da takdirini kazanmış. Onlardan biri olan Esin Hanım, “Türkiye olmasaydı ayakta kalamazdık, Türkiye bizimde vatanımız.” diyor. Altınköprü’de Sünni, Şii, Türkmen, Kürt savaşın insanları sürüklediği bütün bu nefret, acı ve gözyaşına inat beraber kardeşçe yaşıyorlar. Firdevs Hanım “Bütün Irak Altınköprü gibi olsaydı hiç kan dökülmezdi.” diye hayıflanıyor.
TİKA uzmanları ve beraberindeki heyet Altınköprü Türkmen Şehitliği’nide ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Yakın dönemdeki terör vahşetinden kaçan 4000 bin göçmene ev sahipliği yapan Altınköprü acılarla dolu bir geçmişe sahip. Altınköprülüler, 1991 yılının 28 Mart sabahı Saddam Hüseyin yönetimindeki askerlerin kapı kapı dolaşıp evlerden zorla aldığı ve genç yaşlı ayırt etmeden infaz ettiği şehitlerinin acısını unutabilmiş değiller. 2003’ten beri Irak Türkmen Cephesi Altınköprü Başkanlığını yürüten Adnan Hurşitzade “ O günden beri Türkiye hep yanımızda oldu. Bize bu zor şartlarda sırtını dönmeyen Türkiye’ye teşekkür ediyoruz.” diyerek acıların yanında umutlarının da sürdüğünü ifade ederken bizlere aynı zamanda büyük bir sorumluluk yüklüyor.
Kaynak: İHA
Osmanlı ‘dan yadigar olan 20 bin nüfuslu Altınköprü beldesinde Türkmen-Kürt, Sünni -Şii barış içinde ve kardeşçe bir arada yaşıyorlar. TİKA ihtiyaç sahibi Türkmen kadınlara dikiş makinesi, dikiş setleri ve kumaş dağıtarak tarıma bağlı ayakta kalmaya çalışan ailelerin kaderini değiştirmeye çalışıyor. Erkeklerin çoğunun asker olarak cephede görev aldığı Altınköprü’de kadınlar toplumsal hayatta önemli bir rol oynuyor.
Tüm zorluklara rağmen hayata tutunmaya çalışan Türkmen kadınların çalışkanlığı ve mücadelesi yöre halkının da takdirini kazanmış. Onlardan biri olan Esin Hanım, “Türkiye olmasaydı ayakta kalamazdık, Türkiye bizimde vatanımız.” diyor. Altınköprü’de Sünni, Şii, Türkmen, Kürt savaşın insanları sürüklediği bütün bu nefret, acı ve gözyaşına inat beraber kardeşçe yaşıyorlar. Firdevs Hanım “Bütün Irak Altınköprü gibi olsaydı hiç kan dökülmezdi.” diye hayıflanıyor.
TİKA uzmanları ve beraberindeki heyet Altınköprü Türkmen Şehitliği’nide ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Yakın dönemdeki terör vahşetinden kaçan 4000 bin göçmene ev sahipliği yapan Altınköprü acılarla dolu bir geçmişe sahip. Altınköprülüler, 1991 yılının 28 Mart sabahı Saddam Hüseyin yönetimindeki askerlerin kapı kapı dolaşıp evlerden zorla aldığı ve genç yaşlı ayırt etmeden infaz ettiği şehitlerinin acısını unutabilmiş değiller. 2003’ten beri Irak Türkmen Cephesi Altınköprü Başkanlığını yürüten Adnan Hurşitzade “ O günden beri Türkiye hep yanımızda oldu. Bize bu zor şartlarda sırtını dönmeyen Türkiye’ye teşekkür ediyoruz.” diyerek acıların yanında umutlarının da sürdüğünü ifade ederken bizlere aynı zamanda büyük bir sorumluluk yüklüyor.