'İstikrar Sağlayabilecek Bir Hükümet, Büyümeye Fayda Sağlayacak'
İSTANBUL - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in raporunda, kasım seçimlerinden istikrar sağlayabilecek bir hükümetin çıkmasının, yapısal reformlar ve büyüme anlamında fayda sağlayacağı bildirildi.
Fitch Ratings'in, İstanbul'da düzenlediği yıllık Türkiye Konferansı'nda "Türkiye ülke riskleri büyük oranda dengede kalmaya devam ediyor" başlıklı bir rapor açıklandı.
Raporda, dış finansman ihtiyacının çok yüksek oluşunun, Türkiye'yi, yatırımcı algısındaki değişimlere karşı hassas hale getirerek potansiyel bir risk oluşturduğu belirtilerek, Türkiye'nin yüzde 70,3'lük uluslararası likidite rasyosunun, "BBB" notunun medyanı olan yüzde 146,3 seviyesinin yaklaşık yarısına karşılık geldiği aktarıldı.
Bu haliyle Türkiye'nin dış likiditesinin kendi not kategorisindeki diğer ülkelerden daha zayıf durumda olduğuna işaret edilen raporda, "Ancak yine de küresel finansal krizden bu yana piyasada görülen dalgalanmalar esnasında sermaye akışında herhangi bir ani duraklama söz konusu olmamıştır" ifadelerine yer verildi.
Raporda, kasım seçimlerinden istikrar sağlayabilecek bir hükümetin çıkmasının, yapısal reformlar ve büyüme anlamında fayda sağlayacağı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Türkiye ülke kredi profili, bir taraftan küresel finansal piyasaların durumu ve diğer yapısal zayıflıklara yüksek oranda maruz kalırken, diğer taraftan da güçlü kamu finansmanını sürdürüyor ve son dönemde oluşan dış şoklara gösterdiği direnci korumaya devam ediyor. Türkiye'nin geçen ay teyit ettiğimiz 'BBB-' ülke notu ve durağan görünümü bu durumu yansıtmaktadır."
- "Seçim kampanyalarındaki harcama vaatleri, OVP hedeflerine kıyasla yüksek"
Raporda, Türkiye'nin kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranla düşük seyretmesinin, ülke notuna destek sağlayan temel faktörlerden biri olduğu belirtilerek, "2015 için yüzde 35,5 olarak öngörülen kamu borcu/GSYH oranı, 'BBB' medyanı olan yüzde 42,7 seviyesinin altında olup, aradaki farkın önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye lehine daha da açılması beklenmektedir" denildi.
"Kamuoyu yoklamalarının benzer sonuçlara işaret ettiği ve 1 Kasım'da yinelenecek olan genel seçimlerle şekillenen yüksek siyasi belirsizlik ortamında dahi, mali disipline bağımlılık anlamında, farklı kesimlerin siyasi desteği olduğu görülmektedir" denilen raporda, öne çıkan partilerin seçim kampanyalarındaki harcama vaatlerinin, haziran seçimleri öncesine ve geçici hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine kıyasla yüksek kalsa da orta seviyelerde seyrettiği belirtildi.
Raporda, dış bilançonun alınan bazı önlemlerle güçlendirilmiş durumda olduğu vurgulanarak, şu görüşler aktarıldı:
"2014 yılında GSYH'ye oranı yüzde 5,8 olarak gerçekleşen cari açığın bu yıl yüzde 4,8'e gerileyeceğini tahmin etmekteyiz. Ancak cari açıktaki bu iyileşme rekabetçilik ya da iç tasarruftaki yapısal kazanımlardan ziyade, düşük seyreden petrol fiyatlarından kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin daha yüksek doğrudan dış finansman gibi farklı seçenekler içeren daha iyi bir cari açık finansmanı sağladığına dair göstergeler çok zayıftır. Tüketimin GSYH’deki büyümeye oranının önemi ve yatırım seviyelerinde süregiden zayıflık yapısı, reform eksikliğine işaret etmektedir."
Enflasyonun hedeflerin üzerinde seyretmesinin para politikası anlamında arz ettiği zorluğun, liranın değer kaybı ile daha da artabileceğine işaret edilen raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dünkü açıklaması ile faiz oranlarının değiştirilmediği anımsatıldı.
Raporda, Fed'in faiz oranlarında beklenen artışı gerçekleştirmesi ile TCMB'nin de politika faizlerinde artışa gideceği ve karmaşık para politikası çerçevesinde planlanan normalizasyona dair nasıl bir yaklaşım seçeceğinin böylelikle netleşeceği öngörüsü paylaşıldı.
Bu arada Fitch tarafından hazırlanan bir bilgi notunda da Türkiye'de büyümenin 2015'te yüzde 2,8, 2016'da yüzde 3, 2017'de ise yüzde 3,5 olarak gerçeklemesinin beklendiği belirtilirken, enflasyonun 2015'te yüzde 7,1, 2016'da yüzde 6,4, 2017'de ise yüzde 6 olacağı tahmini yer aldı.
Kaynak: AA
Raporda, dış finansman ihtiyacının çok yüksek oluşunun, Türkiye'yi, yatırımcı algısındaki değişimlere karşı hassas hale getirerek potansiyel bir risk oluşturduğu belirtilerek, Türkiye'nin yüzde 70,3'lük uluslararası likidite rasyosunun, "BBB" notunun medyanı olan yüzde 146,3 seviyesinin yaklaşık yarısına karşılık geldiği aktarıldı.
Bu haliyle Türkiye'nin dış likiditesinin kendi not kategorisindeki diğer ülkelerden daha zayıf durumda olduğuna işaret edilen raporda, "Ancak yine de küresel finansal krizden bu yana piyasada görülen dalgalanmalar esnasında sermaye akışında herhangi bir ani duraklama söz konusu olmamıştır" ifadelerine yer verildi.
Raporda, kasım seçimlerinden istikrar sağlayabilecek bir hükümetin çıkmasının, yapısal reformlar ve büyüme anlamında fayda sağlayacağı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Türkiye ülke kredi profili, bir taraftan küresel finansal piyasaların durumu ve diğer yapısal zayıflıklara yüksek oranda maruz kalırken, diğer taraftan da güçlü kamu finansmanını sürdürüyor ve son dönemde oluşan dış şoklara gösterdiği direnci korumaya devam ediyor. Türkiye'nin geçen ay teyit ettiğimiz 'BBB-' ülke notu ve durağan görünümü bu durumu yansıtmaktadır."
- "Seçim kampanyalarındaki harcama vaatleri, OVP hedeflerine kıyasla yüksek"
Raporda, Türkiye'nin kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranla düşük seyretmesinin, ülke notuna destek sağlayan temel faktörlerden biri olduğu belirtilerek, "2015 için yüzde 35,5 olarak öngörülen kamu borcu/GSYH oranı, 'BBB' medyanı olan yüzde 42,7 seviyesinin altında olup, aradaki farkın önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye lehine daha da açılması beklenmektedir" denildi.
"Kamuoyu yoklamalarının benzer sonuçlara işaret ettiği ve 1 Kasım'da yinelenecek olan genel seçimlerle şekillenen yüksek siyasi belirsizlik ortamında dahi, mali disipline bağımlılık anlamında, farklı kesimlerin siyasi desteği olduğu görülmektedir" denilen raporda, öne çıkan partilerin seçim kampanyalarındaki harcama vaatlerinin, haziran seçimleri öncesine ve geçici hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine kıyasla yüksek kalsa da orta seviyelerde seyrettiği belirtildi.
Raporda, dış bilançonun alınan bazı önlemlerle güçlendirilmiş durumda olduğu vurgulanarak, şu görüşler aktarıldı:
"2014 yılında GSYH'ye oranı yüzde 5,8 olarak gerçekleşen cari açığın bu yıl yüzde 4,8'e gerileyeceğini tahmin etmekteyiz. Ancak cari açıktaki bu iyileşme rekabetçilik ya da iç tasarruftaki yapısal kazanımlardan ziyade, düşük seyreden petrol fiyatlarından kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin daha yüksek doğrudan dış finansman gibi farklı seçenekler içeren daha iyi bir cari açık finansmanı sağladığına dair göstergeler çok zayıftır. Tüketimin GSYH’deki büyümeye oranının önemi ve yatırım seviyelerinde süregiden zayıflık yapısı, reform eksikliğine işaret etmektedir."
Enflasyonun hedeflerin üzerinde seyretmesinin para politikası anlamında arz ettiği zorluğun, liranın değer kaybı ile daha da artabileceğine işaret edilen raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dünkü açıklaması ile faiz oranlarının değiştirilmediği anımsatıldı.
Raporda, Fed'in faiz oranlarında beklenen artışı gerçekleştirmesi ile TCMB'nin de politika faizlerinde artışa gideceği ve karmaşık para politikası çerçevesinde planlanan normalizasyona dair nasıl bir yaklaşım seçeceğinin böylelikle netleşeceği öngörüsü paylaşıldı.
Bu arada Fitch tarafından hazırlanan bir bilgi notunda da Türkiye'de büyümenin 2015'te yüzde 2,8, 2016'da yüzde 3, 2017'de ise yüzde 3,5 olarak gerçeklemesinin beklendiği belirtilirken, enflasyonun 2015'te yüzde 7,1, 2016'da yüzde 6,4, 2017'de ise yüzde 6 olacağı tahmini yer aldı.