AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Çelik Açıklaması (3)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Oslo görüşmesine ilişkin iddialarına yanıt verdi. Çelik, "Bu şekilde devlet adına milletin kabul etmeyeceği bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içerisinde bir basın toplantısıyla bu belgeler nelermiş, biz de merak ediyoruz, altında kimin imzası varmış, burada neler vadedilmiş, bunu açıklasınlar, biz gereğini yaparız" dedi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Esed'le yaptığı görüşmenin olası sonuçlarına ilişkin soru üzerine Çelik, "Rusya ziyareti bağlamında ortaya çıkan tablo iki tür şeye işaret edebilir. Biri şu; bu iç savaş başladığından beri Esad ilk defa Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Zaten ülkesine dönünceye kadar da Rusya bu ziyareti duyurmadı. Esad ülkesine döndükten sonra duyurdu. Dolayısıyla Esad'ın kendi ülkesinde böylesine büyük bir katliam şebekesini yönetirken yurt dışına çıkabilmesi, kendisini bu kadar güvende hissedebilmesi uluslararası toplumun önüne büyük bir soru işareti olarak konulmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Sorunun çözümünün sadece askeri yöntemlerle mümkün olmadığını, siyasi çözüm de gerektiğini ifade eden Çelik, "Bu tip görüntüler eğer Suriye'deki katliamın sona ermesine, toplumun iradesinin yönetime yansımasına dönük olarak bir işlev üretecekse tabii ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine Esad'a bir meşruiyet görüntüsü verme şeklinde sonuçları olursa, Esad tarafından bu şekilde istismar edilmesine ya da bu şekilde kullanılmasına dönük bir çerçevenin ortaya çıkması söz konusu olursa tabii ki bu, oradaki halkın meşru demokratik mücadelesine büyük zarar vermiş olur" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Putin'i arayarak bilgi aldığını hatırlatan Çelik, Türkiye açısından buradaki temel meselenin, Esed'in artık Suriye'nin geleceğinde yerinin bulunmaması olduğunu söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim ne derse desin, nasıl bir tablo ortaya çıkarsa çıksın siyasi çözüm için aranması gereken birinci şart, bunun arkasında Suriye halkının bir iradesi var mıdır? Geçmişte olduğu gibi bir takım fiili yönetimler kurarak Suriye halkının iradesini arkasına almaksızın hiçbir yapının ayakta kalması ya da Suriye'nin geleceğini inşa etmesi mümkün olmaz. Önemli olan Suriye halkının iradesinin orada ne söylediğidir. Aksi takdirde kendi iradesini yönetime yansıtmak için bu kadar bedel ödemiş, can vermiş, kan vermiş halkın bundan sonra, bir takım büyük devletler belli çözüm formülleri üzerinde anlaştı diye buna razı olacağını düşünmek çok büyük bir hayal olur."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bütün bu siyasi çözüm arayışlarının Suriye halkının beklentilerine karşılık vermesi temennisinde bulundu.
- "En büyük arzularımızdan biri çağdaş, modern anayasa yapmak"
Bir gazetecinin, "Bülent Arınç'ın 'Sizden 400 vekil istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmak istemiyorum, yapmayacağım' şeklinde açıklamaları oldu. Bu AK Parti politikalarıyla ayrışmanın işareti mi, Arınç'ın değerlendirmelerini nasıl yorumlarsınız" sorusu üzerine Çelik, en büyük arzularından birinin çağdaş, modern bir anayasa yapılması olduğunu belirtti.
Yeni Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacak ekonomik, demokratik gelişmelerin çok önemli olduğunu, bunların da hukuki altyapısının bulunması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Hukuki altyapı olmazsa, bu hukuki altyapının anası olan anayasa konusunda biz çağdaş normlara kavuşamazsak bunun gerçekleşmesinin önünde ciddi engeller bulunduğunu düşünüyoruz. Gerekli hızı alabilmemiz, iradeyi ortaya çıkarabilmemiz için, 2023 hedeflerine hızlı ilerleyebilmemiz için muhakkak surette yeni bir anayasa yapılması gerekiyor" dedi.
AK Parti'de yeni anayasa çalışmalarına ilişkin bir heyetin olduğunu, heyetin koordinatörlüğünü de kendisinin yürüttüğünü hatırlatan Çelik, bu konuda çok iyi bir donanımları ve hazırlıkları bulunduğunu ifade etti.
TBMM'deki Uzlaşma Komisyonu'nda, eşit üye verilmesine rağmen muhalefet partilerinin "uzlaşmaz" tutumu nedeniyle yeni anayasa yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Çelik, "400 vekil meselesi de gerek Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, partimizdeki bazı arkadaşlarımız tarafından Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturma, Türkiye'nin istikrarını pekiştirme, Türkiye'yi 7 Haziran sonrasındaki türbülanslardan koruma şeklinde bir temenninin ifadesi olarak söylenmiştir. Dolayısıyla bu, Türkiye'yle ilgili gerek anayasa gerek istikrar konusunda iyi dileklerin ifadesidir. Bununla ilgili bir polemik yapılması söz konusuysa bunu ifade eden kişilere sorarsınız ne şekilde bunu ifade ettiklerini" diye konuştu.
- "İspat edemiyorsa da istifası gerekir"
"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümetin Oslo ve İmralı'da vaatlerde bulunduğunu, bazılarını kendisinin de belgelerde gördüğünü ifade etti. Devletin taahhütlerde bulunduğunu ve bunun altında ezildiğini söyledi. Bu iddia için ne dersiniz" sorusu üzerine Çelik, dünyanın çağdaş demokrasilerinde muhalefetin kendisini iktidar alternatifi olarak gördüğünü, gölge kabine kurarak topluma "yönetime hazırım" imajı verdiğini anlattı.
Bunun için muhalefetin güven inşa etmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, "Türkiye'nin bu kadar önemli bir meselesinde 'Ben Oslo belgelerini gördüm, hükümet bunun altında eziliyor' gibi açıklamalar yapan birisinin ilk yapması gereken, hiç gizli kapaklı bir şeyin peşinde koşmaksızın çıkmalı kamuoyunun önüne, 'Bunun altında dönemin başbakanının, bakanlarının imzası var, bu belgelerle şu sözler verilmiş' demeli. Bunu ispat ettiği takdirde hükümet ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama böyle bir iddia ortaya atıldıktan sonra eğer ispat edilemiyorsa da çağdaş demokrasilerde mekanizma bellidir. Bu kadar büyük bir sorumluluk gerektiren iddianın, ülkenin bu kadar önemli meselesinde bu kadar ileri bir tezin, radikal bir tezin sahibinin ispat edemiyorsa da istifası gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
- "Açıklasınlar biz gereğini yaparız"
Çelik, bu ülkenin yönetim sorumluluğunu üstlendikleri günden beri yaptıkları hiçbir işin altında ezilmediklerini söyledi.
Doğru yaptıkları işlerin olduğunu, "her şeyi de doğru yaptık" demediklerini, yanlış yaptıkları iş olursa düzelttiklerini anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Bu şekilde devlet adına milletin kabul etmeyeceği bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içerisinde bir basın toplantısıyla bu belgeler nelermiş, biz de merak ediyoruz, altında kimin imzası varmış, burada neler vaat edilmiş. Bunu açıklasınlar, biz gereğini yaparız. 'Ben bu belgeleri gördüm' diyerek bu kadar büyük iddiaların arkasından bir ispat söz konusu değilse de bu iddiayı öne süren kişilerin ne yapması gerektiğini vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz."
Ülkenin sorumluluğunun sadece iktidar partisinin sırtında olmadığını hatırlatan Çelik, Meclis'te bulunan her partinin bu sorumluluk içinde olması gerektiğini dile getirdi.
Çelik, bu belgeleri kimlerin getirdiğinin ve gösterdiğinin de açıklanmasını isteyerek, "Bu kadar büyük bir iddia ortaya atıldıktan sonra bunu açıklamamak da iddiayı ortaya atanın sorumsuzluğu olarak tarihe geçer" dedi.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Esed'le yaptığı görüşmenin olası sonuçlarına ilişkin soru üzerine Çelik, "Rusya ziyareti bağlamında ortaya çıkan tablo iki tür şeye işaret edebilir. Biri şu; bu iç savaş başladığından beri Esad ilk defa Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Zaten ülkesine dönünceye kadar da Rusya bu ziyareti duyurmadı. Esad ülkesine döndükten sonra duyurdu. Dolayısıyla Esad'ın kendi ülkesinde böylesine büyük bir katliam şebekesini yönetirken yurt dışına çıkabilmesi, kendisini bu kadar güvende hissedebilmesi uluslararası toplumun önüne büyük bir soru işareti olarak konulmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Sorunun çözümünün sadece askeri yöntemlerle mümkün olmadığını, siyasi çözüm de gerektiğini ifade eden Çelik, "Bu tip görüntüler eğer Suriye'deki katliamın sona ermesine, toplumun iradesinin yönetime yansımasına dönük olarak bir işlev üretecekse tabii ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine Esad'a bir meşruiyet görüntüsü verme şeklinde sonuçları olursa, Esad tarafından bu şekilde istismar edilmesine ya da bu şekilde kullanılmasına dönük bir çerçevenin ortaya çıkması söz konusu olursa tabii ki bu, oradaki halkın meşru demokratik mücadelesine büyük zarar vermiş olur" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Putin'i arayarak bilgi aldığını hatırlatan Çelik, Türkiye açısından buradaki temel meselenin, Esed'in artık Suriye'nin geleceğinde yerinin bulunmaması olduğunu söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim ne derse desin, nasıl bir tablo ortaya çıkarsa çıksın siyasi çözüm için aranması gereken birinci şart, bunun arkasında Suriye halkının bir iradesi var mıdır? Geçmişte olduğu gibi bir takım fiili yönetimler kurarak Suriye halkının iradesini arkasına almaksızın hiçbir yapının ayakta kalması ya da Suriye'nin geleceğini inşa etmesi mümkün olmaz. Önemli olan Suriye halkının iradesinin orada ne söylediğidir. Aksi takdirde kendi iradesini yönetime yansıtmak için bu kadar bedel ödemiş, can vermiş, kan vermiş halkın bundan sonra, bir takım büyük devletler belli çözüm formülleri üzerinde anlaştı diye buna razı olacağını düşünmek çok büyük bir hayal olur."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bütün bu siyasi çözüm arayışlarının Suriye halkının beklentilerine karşılık vermesi temennisinde bulundu.
- "En büyük arzularımızdan biri çağdaş, modern anayasa yapmak"
Bir gazetecinin, "Bülent Arınç'ın 'Sizden 400 vekil istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmak istemiyorum, yapmayacağım' şeklinde açıklamaları oldu. Bu AK Parti politikalarıyla ayrışmanın işareti mi, Arınç'ın değerlendirmelerini nasıl yorumlarsınız" sorusu üzerine Çelik, en büyük arzularından birinin çağdaş, modern bir anayasa yapılması olduğunu belirtti.
Yeni Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacak ekonomik, demokratik gelişmelerin çok önemli olduğunu, bunların da hukuki altyapısının bulunması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Hukuki altyapı olmazsa, bu hukuki altyapının anası olan anayasa konusunda biz çağdaş normlara kavuşamazsak bunun gerçekleşmesinin önünde ciddi engeller bulunduğunu düşünüyoruz. Gerekli hızı alabilmemiz, iradeyi ortaya çıkarabilmemiz için, 2023 hedeflerine hızlı ilerleyebilmemiz için muhakkak surette yeni bir anayasa yapılması gerekiyor" dedi.
AK Parti'de yeni anayasa çalışmalarına ilişkin bir heyetin olduğunu, heyetin koordinatörlüğünü de kendisinin yürüttüğünü hatırlatan Çelik, bu konuda çok iyi bir donanımları ve hazırlıkları bulunduğunu ifade etti.
TBMM'deki Uzlaşma Komisyonu'nda, eşit üye verilmesine rağmen muhalefet partilerinin "uzlaşmaz" tutumu nedeniyle yeni anayasa yapmanın mümkün olmadığını dile getiren Çelik, "400 vekil meselesi de gerek Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, partimizdeki bazı arkadaşlarımız tarafından Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturma, Türkiye'nin istikrarını pekiştirme, Türkiye'yi 7 Haziran sonrasındaki türbülanslardan koruma şeklinde bir temenninin ifadesi olarak söylenmiştir. Dolayısıyla bu, Türkiye'yle ilgili gerek anayasa gerek istikrar konusunda iyi dileklerin ifadesidir. Bununla ilgili bir polemik yapılması söz konusuysa bunu ifade eden kişilere sorarsınız ne şekilde bunu ifade ettiklerini" diye konuştu.
- "İspat edemiyorsa da istifası gerekir"
"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümetin Oslo ve İmralı'da vaatlerde bulunduğunu, bazılarını kendisinin de belgelerde gördüğünü ifade etti. Devletin taahhütlerde bulunduğunu ve bunun altında ezildiğini söyledi. Bu iddia için ne dersiniz" sorusu üzerine Çelik, dünyanın çağdaş demokrasilerinde muhalefetin kendisini iktidar alternatifi olarak gördüğünü, gölge kabine kurarak topluma "yönetime hazırım" imajı verdiğini anlattı.
Bunun için muhalefetin güven inşa etmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, "Türkiye'nin bu kadar önemli bir meselesinde 'Ben Oslo belgelerini gördüm, hükümet bunun altında eziliyor' gibi açıklamalar yapan birisinin ilk yapması gereken, hiç gizli kapaklı bir şeyin peşinde koşmaksızın çıkmalı kamuoyunun önüne, 'Bunun altında dönemin başbakanının, bakanlarının imzası var, bu belgelerle şu sözler verilmiş' demeli. Bunu ispat ettiği takdirde hükümet ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama böyle bir iddia ortaya atıldıktan sonra eğer ispat edilemiyorsa da çağdaş demokrasilerde mekanizma bellidir. Bu kadar büyük bir sorumluluk gerektiren iddianın, ülkenin bu kadar önemli meselesinde bu kadar ileri bir tezin, radikal bir tezin sahibinin ispat edemiyorsa da istifası gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
- "Açıklasınlar biz gereğini yaparız"
Çelik, bu ülkenin yönetim sorumluluğunu üstlendikleri günden beri yaptıkları hiçbir işin altında ezilmediklerini söyledi.
Doğru yaptıkları işlerin olduğunu, "her şeyi de doğru yaptık" demediklerini, yanlış yaptıkları iş olursa düzelttiklerini anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Bu şekilde devlet adına milletin kabul etmeyeceği bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa buradan açık bir çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içerisinde bir basın toplantısıyla bu belgeler nelermiş, biz de merak ediyoruz, altında kimin imzası varmış, burada neler vaat edilmiş. Bunu açıklasınlar, biz gereğini yaparız. 'Ben bu belgeleri gördüm' diyerek bu kadar büyük iddiaların arkasından bir ispat söz konusu değilse de bu iddiayı öne süren kişilerin ne yapması gerektiğini vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz."
Ülkenin sorumluluğunun sadece iktidar partisinin sırtında olmadığını hatırlatan Çelik, Meclis'te bulunan her partinin bu sorumluluk içinde olması gerektiğini dile getirdi.
Çelik, bu belgeleri kimlerin getirdiğinin ve gösterdiğinin de açıklanmasını isteyerek, "Bu kadar büyük bir iddia ortaya atıldıktan sonra bunu açıklamamak da iddiayı ortaya atanın sorumsuzluğu olarak tarihe geçer" dedi.
(Sürecek)