Bankacılardan Önemli Açıklamalar
Banka yöneticileri CEO Club Bankacılar Zirvesi’nde gündemi ve bankacılık sektörünü değerlendirdi.
Türk Ekonomi Bankası CEO’su Ümit Leblebici’nin moderatörlüğünde gerçekleşen “CEO Club Bankacılar Zirvesi’ne Ziraat Bankası CEO’su Hüseyin Aydın, Denizbank CEO’su Hakan Ateş, Citibank CEO’su Serra Akçaoğlu, Akbank CEO’su Hakan Binbaşgil, Şekerbank CEO’su Halit Yıldız ve Garanti Bankası CEO’su Fuat Erbil konuşmacı olarak katıldı.
AYDIN: "EN KÖTÜSÜ GERİDE KALDI"
Banka yöneticileri CEO Club Bankacılar Zirvesi’nde gündemi ve bankacılık sektörünü değerlendirdi. İlk sözü alan Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın konuşmasında en kötüsünün geride kaldığı fikriyle 2016’nın daha olumlu olacağı beklentisinde olduklarını belirterek "2016 yılında belirsizlikler ortadan kalkmış olacak. Sektörün sürdürülebilirliği için özkaynağını güçlendirmesi gerekiyor. 2015 yılı sektörün beklentileri ile uyumlu gidiyor. Dış borçlanmada bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Mevduattaki beklentilerimiz realize olmadı, ama sendikasyonları çevirebildik. Bireyselden ziyade kurumsal kredi kullandırmaya başladık, bankalar bu konuda makas değiştirmiş gibi. Kredi büyümesi yüzde 15-17 civarında olur" ifadelerini kullandı.
BİNBAŞIGİL: "KARLILIK ORANLARI ÇOK DÜŞÜK"
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise bugünkü ortamda karlılık oranları bankacılık sektöründe çok düşük olduğunu vurgulayarak "Ticari kredilerin nominal büyümesinde kur etkisi yüksek. İhtiyaç kredilerine ve kredi kartlarına baktığımız zaman yüzde 5 civarında, ticari tarafta ise yüzde 22’lik bir büyüme görüyoruz. Demek ki toplam içerisinde bireysel kredilerin payı biraz azalmış. Bireysel kredilerin payının azalmasının çeşitli nedenleri bulunuyor ve kurların bu nedenlerden ilki. İkinci sırada ise cari açık geliyor. Cari açığın özellikle tüketici kredileri üzerinde önemli negatif etkileri oldu. Üçüncü neden olarak da bankaların aktif kalitesini korumak için ticariye doğru biraz daha yönelmelerini gösterebiliriz. Dördüncü olarak ise sermaye yeterliliğini gösterebiliriz. Bundan 5-6 yıl önce bakıldığında sektörün sermaye yeterliliği yüzde 19-20’ler seviyesindeydi. Bu rakam şimdi büyüme gibi çeşitli nedenlerle yüzde 14-15’lere indi. Hatta özel sektöre bakıldığında sermaye yeterliliği yüzde 12’lere indi. Sermaye yeterlilikleri belli bir noktaya düşünce bunun da etkisi oluyor. İşin sürdürülebilirliği açısından bankaların bugünkü karlılık seviyeleri çok düşük. Bono getirilerinin yüzde 10 civarında olduğu bir ortamda, bankaların karlılığının yüzde 10-11 seviyesindeki sermaye getirisinin çok düşük. Kendi iç hesaplamalarımıza göre, bundan sonraki 5-10 yıla baktığımızda, Türkiye’de her sene yaklaşık yüzde 15 civarında bir kredi büyümesi gerekiyor ki Türkiye bu altyapı yatırımlarını yapsın, büyümeye devam etsin, projeler desteklensin.. Bunu yapabilmek için de sektörün tekrar yüzde 15’li seviyelerde sermaye getirisine dönmesi gerek" dedi.
ERBİL: "2016 DAHA İYİ OLACAK AMA İHTİYATLI OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil konuşmasında 2016 yılının 2015’ten daha iyi olacağını vurgulayarak; "Bizim beklentimiz 2015’ten daha iyi bir yıl olması. Tabii ki birçok açıdan daha ihtiyatlı olunması gereken bir yıl bizi bekliyor. Çünkü ülkemiz dünyanın bir parçası ve dünyadaki gelişmelerin etkisini de görmeye devam edeceğiz. Fed’le ilgili beklentiler, artık sokaktaki vatandaşlar tarafından bile konuşulmaya başlandı. Demek ki Fed’e ilişkin bir takım beklentiler ve fiyatların satın alınması süreciyle ilgili bir çoğu görülmeye başlandı. Dolayısıyla bu Türkiye’nin risk primi (CDS) rakamlarından, bankaların borçlanma rakamlarından, piyasadaki yabancı para faizlere kadar hepsine ciddi oranda yansıdı. Ancak Fed’in ne zaman nasıl bir hareket içinde olacağı daha önemli. Bunu görmek herhalde hepimizin önündeki planlarını netleştirecek. Fed, istihdamda belli bir seviyeye gelse de global büyümeye ilişkin endişeler taşıyor. Çin’le ilgili büyümede dramatik düşüşün devam etmeyeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Fed’in faizleri hangi hızda artıracağının önemine işaret ede Fuat Erbil; "Bir yönteme göre faizleri 2016’da yüzde 0,60’la bitireceğiz. Ancak Fed üyelerine göre de yüzde 1’ler, yüzde 1,5’ları söylüyoruz. Ancak 2018’e, yani önümüzdeki 2 seneye baktığımızda bu faizlerin herhalde yüzde 1,5-2 arasında bir yere geleceğini, belki daha düşük olabileceği bile beklentiler arasında. Dolayısıyla bu Türkiye gibi dış kaynak ihtiyacı olan ülkeler ve bankalar için kötü bir haber değil" dedi.
YILDIZ: "YATIRIM KREDİLERİ YENİDEN TANIMLANMALI"
Şekerbank Genel Müdürü Halit Yıldız da Yatırım kredilerinin önem kazanacağını ve yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi.
Yıldız, "Fed’in faiz artırımı söyleminin ardından gelişen ülkeler artık ürettiği kadar tüketmeli. Bankalar olarak artık tüketimden ziyade yatırımları, üretimi destekleyen kredilere yönelmeli. KOBİ’ler artık çok önemli bir noktaya geldi, önümüzdeki dönemde buna odaklanmalıyız. Şekerbank olarak bugüne kadar 28 bin bankacılıkla tanışmamış kişiyi bankacılıkla tanıştırdık. Aile Çiftçiliği Programı ile de 150 bin çiftçiye ulaştık" dedi.
ATEŞ: "MEVDUAT FAİZİNİ NASIL ÖDEYECEĞİZ?"
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş toplantıda şunları söyledi; "Seçim öncesinde pek de konuşmak istemiyorum ama siyasetçilerin kredi borçlarının silinmesi vaatleri konusuna gireceğim. Siyasetçiler diyor ki ’kredi faizlerinin yüzde 80’ini sileceğiz’ biz mevduat faizini nasıl ödeyeceğiz. Borcunu ödeyemeyenler yalnızca yüzde 5’lik bir kesim. Geriye kalan ve borcunu ödeyen yüzde 95 haksızlığa uğrayabilir. Nüfusumuzun yüzde 25’i tarım sektöründe çalışıyor. Biz yıllardır bu işe soğuk bakmıştık. Oysa ki katma değer baktığınızda ileride tarım daha da değerli olacak. Onlara da bankacılık servisi götürmenin önemli olduğunu düşündük. 2 milyon çiftçinin 800 binine ulaştık. Finansmanın olmadığı yerde çiftçi aracıların elinde ve onlar çiftçiyi bankaların birkaç katına finanse ediyor. İnsanı doğduğu yerde büyütmek ve ekonomiye katkısını sağlamak hayati bir olay. Ve bankacılık sektörü bunu yapacak güçte. Toplumsal kalkınmanın çok önemli bir dinamiği orada. O insanları teknolojiye kavuşturduğunuz zaman çocuklarını daha iyi eğitiyorlar, hayata başka açılardan da katlıyorlar" şeklinde kouştu.
LEBLEBİCİ: "DÜNYANIN EN İYİ BANKACILARI TÜRKİYE’DE"
Bankacılık zirvesinin moderatörlüğünü yapan Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici ise inovasyon ve girişimciliğin önemine işaret ederek, bunların Türkiye’de yukarı taşınması gerektiğini belirterek; "10 yıl sonra Türkiye’de bu ortam çok daha gelişecektir. Burada bir mesaj iletmek istiyorum; sermaye piyasaları kanunlarının biraz daha bu işe odaklanması lazım. Son dönemlerde çok iyi adımlar atıldı devlet tarafından ama biraz da ihraçlar konusunda yeni değişiklikler yapılması lazım. O zaman daha iyi olacağını düşünüyorum. Dünyanın çeşitli yerlerini geziyoruz dünyanın en iyi bankacıları Türkiye’de" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
AYDIN: "EN KÖTÜSÜ GERİDE KALDI"
Banka yöneticileri CEO Club Bankacılar Zirvesi’nde gündemi ve bankacılık sektörünü değerlendirdi. İlk sözü alan Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın konuşmasında en kötüsünün geride kaldığı fikriyle 2016’nın daha olumlu olacağı beklentisinde olduklarını belirterek "2016 yılında belirsizlikler ortadan kalkmış olacak. Sektörün sürdürülebilirliği için özkaynağını güçlendirmesi gerekiyor. 2015 yılı sektörün beklentileri ile uyumlu gidiyor. Dış borçlanmada bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Mevduattaki beklentilerimiz realize olmadı, ama sendikasyonları çevirebildik. Bireyselden ziyade kurumsal kredi kullandırmaya başladık, bankalar bu konuda makas değiştirmiş gibi. Kredi büyümesi yüzde 15-17 civarında olur" ifadelerini kullandı.
BİNBAŞIGİL: "KARLILIK ORANLARI ÇOK DÜŞÜK"
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise bugünkü ortamda karlılık oranları bankacılık sektöründe çok düşük olduğunu vurgulayarak "Ticari kredilerin nominal büyümesinde kur etkisi yüksek. İhtiyaç kredilerine ve kredi kartlarına baktığımız zaman yüzde 5 civarında, ticari tarafta ise yüzde 22’lik bir büyüme görüyoruz. Demek ki toplam içerisinde bireysel kredilerin payı biraz azalmış. Bireysel kredilerin payının azalmasının çeşitli nedenleri bulunuyor ve kurların bu nedenlerden ilki. İkinci sırada ise cari açık geliyor. Cari açığın özellikle tüketici kredileri üzerinde önemli negatif etkileri oldu. Üçüncü neden olarak da bankaların aktif kalitesini korumak için ticariye doğru biraz daha yönelmelerini gösterebiliriz. Dördüncü olarak ise sermaye yeterliliğini gösterebiliriz. Bundan 5-6 yıl önce bakıldığında sektörün sermaye yeterliliği yüzde 19-20’ler seviyesindeydi. Bu rakam şimdi büyüme gibi çeşitli nedenlerle yüzde 14-15’lere indi. Hatta özel sektöre bakıldığında sermaye yeterliliği yüzde 12’lere indi. Sermaye yeterlilikleri belli bir noktaya düşünce bunun da etkisi oluyor. İşin sürdürülebilirliği açısından bankaların bugünkü karlılık seviyeleri çok düşük. Bono getirilerinin yüzde 10 civarında olduğu bir ortamda, bankaların karlılığının yüzde 10-11 seviyesindeki sermaye getirisinin çok düşük. Kendi iç hesaplamalarımıza göre, bundan sonraki 5-10 yıla baktığımızda, Türkiye’de her sene yaklaşık yüzde 15 civarında bir kredi büyümesi gerekiyor ki Türkiye bu altyapı yatırımlarını yapsın, büyümeye devam etsin, projeler desteklensin.. Bunu yapabilmek için de sektörün tekrar yüzde 15’li seviyelerde sermaye getirisine dönmesi gerek" dedi.
ERBİL: "2016 DAHA İYİ OLACAK AMA İHTİYATLI OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil konuşmasında 2016 yılının 2015’ten daha iyi olacağını vurgulayarak; "Bizim beklentimiz 2015’ten daha iyi bir yıl olması. Tabii ki birçok açıdan daha ihtiyatlı olunması gereken bir yıl bizi bekliyor. Çünkü ülkemiz dünyanın bir parçası ve dünyadaki gelişmelerin etkisini de görmeye devam edeceğiz. Fed’le ilgili beklentiler, artık sokaktaki vatandaşlar tarafından bile konuşulmaya başlandı. Demek ki Fed’e ilişkin bir takım beklentiler ve fiyatların satın alınması süreciyle ilgili bir çoğu görülmeye başlandı. Dolayısıyla bu Türkiye’nin risk primi (CDS) rakamlarından, bankaların borçlanma rakamlarından, piyasadaki yabancı para faizlere kadar hepsine ciddi oranda yansıdı. Ancak Fed’in ne zaman nasıl bir hareket içinde olacağı daha önemli. Bunu görmek herhalde hepimizin önündeki planlarını netleştirecek. Fed, istihdamda belli bir seviyeye gelse de global büyümeye ilişkin endişeler taşıyor. Çin’le ilgili büyümede dramatik düşüşün devam etmeyeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Fed’in faizleri hangi hızda artıracağının önemine işaret ede Fuat Erbil; "Bir yönteme göre faizleri 2016’da yüzde 0,60’la bitireceğiz. Ancak Fed üyelerine göre de yüzde 1’ler, yüzde 1,5’ları söylüyoruz. Ancak 2018’e, yani önümüzdeki 2 seneye baktığımızda bu faizlerin herhalde yüzde 1,5-2 arasında bir yere geleceğini, belki daha düşük olabileceği bile beklentiler arasında. Dolayısıyla bu Türkiye gibi dış kaynak ihtiyacı olan ülkeler ve bankalar için kötü bir haber değil" dedi.
YILDIZ: "YATIRIM KREDİLERİ YENİDEN TANIMLANMALI"
Şekerbank Genel Müdürü Halit Yıldız da Yatırım kredilerinin önem kazanacağını ve yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi.
Yıldız, "Fed’in faiz artırımı söyleminin ardından gelişen ülkeler artık ürettiği kadar tüketmeli. Bankalar olarak artık tüketimden ziyade yatırımları, üretimi destekleyen kredilere yönelmeli. KOBİ’ler artık çok önemli bir noktaya geldi, önümüzdeki dönemde buna odaklanmalıyız. Şekerbank olarak bugüne kadar 28 bin bankacılıkla tanışmamış kişiyi bankacılıkla tanıştırdık. Aile Çiftçiliği Programı ile de 150 bin çiftçiye ulaştık" dedi.
ATEŞ: "MEVDUAT FAİZİNİ NASIL ÖDEYECEĞİZ?"
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş toplantıda şunları söyledi; "Seçim öncesinde pek de konuşmak istemiyorum ama siyasetçilerin kredi borçlarının silinmesi vaatleri konusuna gireceğim. Siyasetçiler diyor ki ’kredi faizlerinin yüzde 80’ini sileceğiz’ biz mevduat faizini nasıl ödeyeceğiz. Borcunu ödeyemeyenler yalnızca yüzde 5’lik bir kesim. Geriye kalan ve borcunu ödeyen yüzde 95 haksızlığa uğrayabilir. Nüfusumuzun yüzde 25’i tarım sektöründe çalışıyor. Biz yıllardır bu işe soğuk bakmıştık. Oysa ki katma değer baktığınızda ileride tarım daha da değerli olacak. Onlara da bankacılık servisi götürmenin önemli olduğunu düşündük. 2 milyon çiftçinin 800 binine ulaştık. Finansmanın olmadığı yerde çiftçi aracıların elinde ve onlar çiftçiyi bankaların birkaç katına finanse ediyor. İnsanı doğduğu yerde büyütmek ve ekonomiye katkısını sağlamak hayati bir olay. Ve bankacılık sektörü bunu yapacak güçte. Toplumsal kalkınmanın çok önemli bir dinamiği orada. O insanları teknolojiye kavuşturduğunuz zaman çocuklarını daha iyi eğitiyorlar, hayata başka açılardan da katlıyorlar" şeklinde kouştu.
LEBLEBİCİ: "DÜNYANIN EN İYİ BANKACILARI TÜRKİYE’DE"
Bankacılık zirvesinin moderatörlüğünü yapan Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici ise inovasyon ve girişimciliğin önemine işaret ederek, bunların Türkiye’de yukarı taşınması gerektiğini belirterek; "10 yıl sonra Türkiye’de bu ortam çok daha gelişecektir. Burada bir mesaj iletmek istiyorum; sermaye piyasaları kanunlarının biraz daha bu işe odaklanması lazım. Son dönemlerde çok iyi adımlar atıldı devlet tarafından ama biraz da ihraçlar konusunda yeni değişiklikler yapılması lazım. O zaman daha iyi olacağını düşünüyorum. Dünyanın çeşitli yerlerini geziyoruz dünyanın en iyi bankacıları Türkiye’de" ifadelerini kullandı.