Şahin, Tgrt Haber Gündem Analiz Programına Konuk Oldu
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, TGRT Haber Ankara Haber Müdürü Yusuf Ziya Orhan’ın sunduğu ‘Gündem Analiz’ programına konuk olarak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Safranbolu’da Akçakonak’ta gerçekleşen ve 2 saat süren canlı yayında soruları cevaplayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Ankara’da insanın adeta kanını donduran bir vahşet yaşandığını ve 100’e yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir eylem olduğunu belirtti.
Şahin, “Türkiye buna benzer terör saldırıları ile ilk defa karşılıyor. Hatta insanlık tarihi de ilk defa karşılıyor. Bu teröristlerin amacı ne olabilir, güvenlik güçleri kimlerin bu eylemi yaptığını ve hangi amaçla yaparak arkalarında kimlerin olduğunu tespit edip kamuoyu ile paylaşacaktır. O eylemi gerekleştirenlerin Ankara’da hayatını kaybeden ve yaralananlarla bir alıp vereceği vardı. Dünya görüşleri ne olursa olsun silahsız her toplantı yasaların koruması altında. Eğer bu eylemi yapanların onlarla bir alıp vereceği yoksa neden yaptı. Bu eylem Türkiye’nin birlik ve beraberliğini ve Türkiye’de halka arasında bir kaos gelsin diyerek daha ileri bir noktada ülkenin bölünmesine hizmet etsin diye gerçekleşmiş bir eylem diye düşünüyorum. Devlet millet kaynaşmasına AK Parti olarak çok önem veriyoruz. Halkımız, devletini, hükümetini sevsin, bu devletin bu vatanın millet için olduğunu kabul etsin. Geçmişte olan bir takım olumsuzluklar geride kalsın ve devleti ile milleti ile barış içinde ileriye yürüsün gayreti içinde olduk” dedi.
"AMAÇ ÜLKEYİ BÖLMEK VE TÜRKİYE’YE KARŞI BİR OYUNDUR"
Demirtaş’ın açıklamalarına da değinen Şahin, “Bu eylem gerçekleşti, henüz hayatını kaybedenlerin cesetleri oradaydı. Bir partinin siyasi lideri, ‘Katil Devlet’ açıklaması yaptı. Bu eylemcileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin herhangi bir organının kiraladığını, üzerine o bombaları yerleştirdiği ve orada eylem yaptırdığını iddia ediyor bir siyasi partinin genel başkanı. Hangi delile dayanarak bunu söylüyor. Bu terör eylemi onun gibi düşünenler böyle açıklamalar yapsınlar diye yapılıyor. Öyle açıklamalar yapsın ve böylece kendisine oy veren ve sempati duyanlar devlete ve ülkeye daha fazla düşman olsunlar diye yapılıyor. Böylece ülkenin bölünmesine ve halkımız arasına düşmanlıklar oluşmasına katkıda bulunmaya çalışıyor. Demirtaş’ın bu açıklaması eylemcilerin amacına hizmet ediyor. Eylemcilerin amacı da budur. Eylemciler bu eylemden sonra Türkiye’de halk arasında devletine karşı husumet duyanların sayısı artsın ki, Türkiye Cumhuriyeti devletini tanımayan başka devlet peşinde koşan vatandaşlar olsun. Amaç ülkeyi bölmek ve Türkiye’ye karşı bir oyundur. Siyaset sorumluluk ister. Siyasiler ve siyasi parti liderlerinin böyle bir eylem karşısında bu eylemin insanlığa karşı, halkımıza karşı ve ülkenin birlik bütünlüğüne yapılan bir saldırı olduğunu kabul edilip birlikte yaşama arzumuz üzerine açıklamalar yapmak gerekirken, devlet halkına karşı saldırı açıklaması yapıyor. Kimin yapıp yapmadığı konusu şu anda yetkili kuruluşların, emniyet birimleri, cumhuriyet savcının incelemesi sonucu ortaya çıkacaktır. Bu ortaya çıkmadan ulu orta bir taktım açıklamalar da yapmak, bir siyasi partinin lideri böyle sorumsuzca ifadelerde bulunamaz. Bu terör ve teröristlere hizmet anlamına gelir” ifadesinde bulundu.
“TÜRKİYE DE ONLARIN HEDEF TAHTASINDA”
7 Haziran seçimi öncesi Diyarbakır ve seçim sonrası Suruç’ta meydana gelen eylemler ile son olarak Ankara’da yapılan eylemlere değinen Mehmet Ali Şahin, “Bütün bu eylemler gelişigüzel bir herhangi bir teröristin şuraya gidip eylem yapayım diye kendiliğinden verdiği karar sonucu gerçekleşmemiştir. Türkiye’ye karşı epeydir devam eden bu terör eylemlerin bir üst akıl tarafından tezgahlandığını düşünüyorum. Türkiye’nin gelişmesini, bölgede güçlü bir ülke olarak temayüz etmesini istenmeyen bir takım çevre ve odaklar Irak gibi Suriye gibi istikrarsız, kendi halkı arasında etnik kökenlerle mezhepsel çatışmalar yapmasını arzu ediyor. Bu eylemler de bunun için yapılıyor. Türkiye bu bölgede güçlü demokrasiye sahip, huzur içerisinde geleceğe doğru yürümeye çalışan bir ülke. Hemen yanımızda Irak ve Suriye’de uzun süredir iç çatışma var. ABD bir takım müttefik ülkeler ile buradayken, ben de süper gücüm deyip Suriye’ye geldi. O gelince Çin durur mu, o ben de geleceğim dedi.
Ortadoğu’yu yeniden yapılandırma durumu var. Geçmişte bu bölgenin cetvelle çizilir gibi nasıl yapılandırıldığını unutmayalım. Şimdi bu bölgede birileri yeniden sınırları çizmek ve bana acaba burada düşecek amacı ile buralara gelmiş. İstikrar unsuru olan Türkiye’nin de istikrarsızlaştırılması lazım. Yani Türkiye’de onların hedef tahtasında. Onların da haritaları var Türkiye’yi bölen. Bazı bölgelerini başka devletler gibi gösteren haritaları var. Bütün eylemlerin amacı Türkiye’dir ve Türkiye’yi bölmektir. Bu ülkenin vatandaşı olan herkes hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, bunları bilip buna göre hareket etmesi lazım. Herkesin ülke için vatan için, ülkenin birliği ve bütünlüğü için birlikte hareket etme zamanıdır. Seçime doğru gidiyor olabiliriz ama gelmiş olduğumuz şu noktada bizim her şeyden önce kendi ülkemizi, halkımızı düşünmemiz ve bu ülkeye karşı menfur emellerini besleyenlerin ve onların taşeron eylemcilerin emellerine hizmet etmemeliyiz. Şimdi kenetlenmemiz lazım. Bu eylemleri devlet yaptırdı diye hedef saptırmayacağız. Bu eylemcilerin bu projeleri hazırlayanların emellerine hizmet etmekten başka bir şey değil” açıklamasında bulundu.
"SİYASİ AMAÇ OLARAK KULLANMAK SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA YAKIŞTI MI?"
Başbakan Davutoğlu’nun Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet etmesini ve Bahçeli’nin kabul etmemesini de değerlendiren Şahin, şunları söyledi:
“Kılçdaroğlu bu olaydan sonra sorumlu bir siyasetçi profili çizdi. Sayın Başbakanımızın bu konu ile ilgili değerlendirme amaçlı davetine giderek görüştü. Görüşmeden sonra yaptığı basın toplantısını izledim Kılçdaroğlu’nun. Birçok şey söyledi ama sonunda öyle bir şey söyledi ki, bu söylediklerini benim nezdimde tamamen değersiz hale geldi. Söylediği ‘Türkiye’de bu tür eylemler oluyor, ey vatandaşlarım bu terör eylemlerinden kurtulmak için CHP’ye oy verin’ diyor. Böyle bir hadise karşısında henüz daha cenazelerin defnedilmediği, yaralıların hastanelerde şifa beklediği bir nokta böyle bir eylemi siyasi amaç olarak kullanmak Sayın Kılıçdaroğlu’na yakıştı mı? Bu sorumsuzca bir davranıştır. Bu olaydan siyasi rant elde etmenin en çarpıcı örneğidir. Güzel ve doğru şeyler de söyledi.
İçinde itiraz edeceğim konular da vardı. Ama sonunda bu söylediği bütün söylediklerini sildi süpürdü. Şu anda partizanca bu olaylara yaklaşmanın zamanı mıdır? Buradan parti amaçlarına hizmet edecek bir şeylerin peşinde koşmak doğru değil. Bir gün önce söylediği sözünü ikinci gün söylediği cümle ile tamamen inkar etti. O da bana göre sorumlu davranmaya çalışan ama sorumsuz bir siyasetçi görünümü maalesef basın açıklamasında ortaya koydu. Bahçeli’yi anlamakta zorluk çekiyorum. Geçtiğimiz dönemlerde herhangi bir konu için Dışişleri Bakanımız mecliste grubu bulunan bir siyasi partinin genel başkanı olması dolayısıyla bilgi vermek için randevu istemiş reddetmiştir. Başbakan herhangi bir konu ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak veya bilgi aktarma talebinde bulunmuştur, kendisi de reddetmiştir. Koalisyon görüşmesini bile reddetmiştir. Bana göre sorumlu bir siyasetçinin yapacağı bir şey değil. Türkiye’de meşru bir hükümeti, Başbakanı herhangi bir konu ile ilgili kamuoyu ile paylaşamayacağı bazı bilgiler olabilir. Bir siyasi partinin genel başkanını bilgilendirme ihtiyacı duyabilir. Bu demokratik ülkelerde bir teamüldür. Ben görüşmem, kabul etmiyorum, ben MHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımızın çok önemli bir bölümünün Sayın Bahçeli’nin bu tarzından ve tutumundan rahatsız olduğunu biliyorum. Tasvip etmiyorlar. Başbakan, Ankara’da terör eylemi olmuş siyasi parti genel başkanlarını bu konu ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak için davet ediyor, sorumlu bir siyasetçi olarak buna icabet etmek gerekmez mi? 80 milletvekili olan HDP niye davet edilmedi diye sorarlarsa, dün bu işi devlet yapmış diyeceksiniz, hükümeti adeta gayrimeşru katil olarak değerlendireceksiniz, sonra da Sayın Başbakan davet edecek sıcağı sıcağına. Siz yapar mısınız. Önce bunları tasfiye etsin. 16 askerimizin şehit olduğu eylemi PKK yaptı. Şimdi devleti suçlayan Demirtaş, PKK’yı suçladı mı? Bu eylemin kimler tarafından yapıldığı bilindiği halde onlara dönük ifadesi oldu mu? Tüm bunları kamuoyu sorguluyor.”
Kaynak: İHA
Şahin, “Türkiye buna benzer terör saldırıları ile ilk defa karşılıyor. Hatta insanlık tarihi de ilk defa karşılıyor. Bu teröristlerin amacı ne olabilir, güvenlik güçleri kimlerin bu eylemi yaptığını ve hangi amaçla yaparak arkalarında kimlerin olduğunu tespit edip kamuoyu ile paylaşacaktır. O eylemi gerekleştirenlerin Ankara’da hayatını kaybeden ve yaralananlarla bir alıp vereceği vardı. Dünya görüşleri ne olursa olsun silahsız her toplantı yasaların koruması altında. Eğer bu eylemi yapanların onlarla bir alıp vereceği yoksa neden yaptı. Bu eylem Türkiye’nin birlik ve beraberliğini ve Türkiye’de halka arasında bir kaos gelsin diyerek daha ileri bir noktada ülkenin bölünmesine hizmet etsin diye gerçekleşmiş bir eylem diye düşünüyorum. Devlet millet kaynaşmasına AK Parti olarak çok önem veriyoruz. Halkımız, devletini, hükümetini sevsin, bu devletin bu vatanın millet için olduğunu kabul etsin. Geçmişte olan bir takım olumsuzluklar geride kalsın ve devleti ile milleti ile barış içinde ileriye yürüsün gayreti içinde olduk” dedi.
"AMAÇ ÜLKEYİ BÖLMEK VE TÜRKİYE’YE KARŞI BİR OYUNDUR"
Demirtaş’ın açıklamalarına da değinen Şahin, “Bu eylem gerçekleşti, henüz hayatını kaybedenlerin cesetleri oradaydı. Bir partinin siyasi lideri, ‘Katil Devlet’ açıklaması yaptı. Bu eylemcileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin herhangi bir organının kiraladığını, üzerine o bombaları yerleştirdiği ve orada eylem yaptırdığını iddia ediyor bir siyasi partinin genel başkanı. Hangi delile dayanarak bunu söylüyor. Bu terör eylemi onun gibi düşünenler böyle açıklamalar yapsınlar diye yapılıyor. Öyle açıklamalar yapsın ve böylece kendisine oy veren ve sempati duyanlar devlete ve ülkeye daha fazla düşman olsunlar diye yapılıyor. Böylece ülkenin bölünmesine ve halkımız arasına düşmanlıklar oluşmasına katkıda bulunmaya çalışıyor. Demirtaş’ın bu açıklaması eylemcilerin amacına hizmet ediyor. Eylemcilerin amacı da budur. Eylemciler bu eylemden sonra Türkiye’de halk arasında devletine karşı husumet duyanların sayısı artsın ki, Türkiye Cumhuriyeti devletini tanımayan başka devlet peşinde koşan vatandaşlar olsun. Amaç ülkeyi bölmek ve Türkiye’ye karşı bir oyundur. Siyaset sorumluluk ister. Siyasiler ve siyasi parti liderlerinin böyle bir eylem karşısında bu eylemin insanlığa karşı, halkımıza karşı ve ülkenin birlik bütünlüğüne yapılan bir saldırı olduğunu kabul edilip birlikte yaşama arzumuz üzerine açıklamalar yapmak gerekirken, devlet halkına karşı saldırı açıklaması yapıyor. Kimin yapıp yapmadığı konusu şu anda yetkili kuruluşların, emniyet birimleri, cumhuriyet savcının incelemesi sonucu ortaya çıkacaktır. Bu ortaya çıkmadan ulu orta bir taktım açıklamalar da yapmak, bir siyasi partinin lideri böyle sorumsuzca ifadelerde bulunamaz. Bu terör ve teröristlere hizmet anlamına gelir” ifadesinde bulundu.
“TÜRKİYE DE ONLARIN HEDEF TAHTASINDA”
7 Haziran seçimi öncesi Diyarbakır ve seçim sonrası Suruç’ta meydana gelen eylemler ile son olarak Ankara’da yapılan eylemlere değinen Mehmet Ali Şahin, “Bütün bu eylemler gelişigüzel bir herhangi bir teröristin şuraya gidip eylem yapayım diye kendiliğinden verdiği karar sonucu gerçekleşmemiştir. Türkiye’ye karşı epeydir devam eden bu terör eylemlerin bir üst akıl tarafından tezgahlandığını düşünüyorum. Türkiye’nin gelişmesini, bölgede güçlü bir ülke olarak temayüz etmesini istenmeyen bir takım çevre ve odaklar Irak gibi Suriye gibi istikrarsız, kendi halkı arasında etnik kökenlerle mezhepsel çatışmalar yapmasını arzu ediyor. Bu eylemler de bunun için yapılıyor. Türkiye bu bölgede güçlü demokrasiye sahip, huzur içerisinde geleceğe doğru yürümeye çalışan bir ülke. Hemen yanımızda Irak ve Suriye’de uzun süredir iç çatışma var. ABD bir takım müttefik ülkeler ile buradayken, ben de süper gücüm deyip Suriye’ye geldi. O gelince Çin durur mu, o ben de geleceğim dedi.
Ortadoğu’yu yeniden yapılandırma durumu var. Geçmişte bu bölgenin cetvelle çizilir gibi nasıl yapılandırıldığını unutmayalım. Şimdi bu bölgede birileri yeniden sınırları çizmek ve bana acaba burada düşecek amacı ile buralara gelmiş. İstikrar unsuru olan Türkiye’nin de istikrarsızlaştırılması lazım. Yani Türkiye’de onların hedef tahtasında. Onların da haritaları var Türkiye’yi bölen. Bazı bölgelerini başka devletler gibi gösteren haritaları var. Bütün eylemlerin amacı Türkiye’dir ve Türkiye’yi bölmektir. Bu ülkenin vatandaşı olan herkes hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, bunları bilip buna göre hareket etmesi lazım. Herkesin ülke için vatan için, ülkenin birliği ve bütünlüğü için birlikte hareket etme zamanıdır. Seçime doğru gidiyor olabiliriz ama gelmiş olduğumuz şu noktada bizim her şeyden önce kendi ülkemizi, halkımızı düşünmemiz ve bu ülkeye karşı menfur emellerini besleyenlerin ve onların taşeron eylemcilerin emellerine hizmet etmemeliyiz. Şimdi kenetlenmemiz lazım. Bu eylemleri devlet yaptırdı diye hedef saptırmayacağız. Bu eylemcilerin bu projeleri hazırlayanların emellerine hizmet etmekten başka bir şey değil” açıklamasında bulundu.
"SİYASİ AMAÇ OLARAK KULLANMAK SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA YAKIŞTI MI?"
Başbakan Davutoğlu’nun Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu davet etmesini ve Bahçeli’nin kabul etmemesini de değerlendiren Şahin, şunları söyledi:
“Kılçdaroğlu bu olaydan sonra sorumlu bir siyasetçi profili çizdi. Sayın Başbakanımızın bu konu ile ilgili değerlendirme amaçlı davetine giderek görüştü. Görüşmeden sonra yaptığı basın toplantısını izledim Kılçdaroğlu’nun. Birçok şey söyledi ama sonunda öyle bir şey söyledi ki, bu söylediklerini benim nezdimde tamamen değersiz hale geldi. Söylediği ‘Türkiye’de bu tür eylemler oluyor, ey vatandaşlarım bu terör eylemlerinden kurtulmak için CHP’ye oy verin’ diyor. Böyle bir hadise karşısında henüz daha cenazelerin defnedilmediği, yaralıların hastanelerde şifa beklediği bir nokta böyle bir eylemi siyasi amaç olarak kullanmak Sayın Kılıçdaroğlu’na yakıştı mı? Bu sorumsuzca bir davranıştır. Bu olaydan siyasi rant elde etmenin en çarpıcı örneğidir. Güzel ve doğru şeyler de söyledi.
İçinde itiraz edeceğim konular da vardı. Ama sonunda bu söylediği bütün söylediklerini sildi süpürdü. Şu anda partizanca bu olaylara yaklaşmanın zamanı mıdır? Buradan parti amaçlarına hizmet edecek bir şeylerin peşinde koşmak doğru değil. Bir gün önce söylediği sözünü ikinci gün söylediği cümle ile tamamen inkar etti. O da bana göre sorumlu davranmaya çalışan ama sorumsuz bir siyasetçi görünümü maalesef basın açıklamasında ortaya koydu. Bahçeli’yi anlamakta zorluk çekiyorum. Geçtiğimiz dönemlerde herhangi bir konu için Dışişleri Bakanımız mecliste grubu bulunan bir siyasi partinin genel başkanı olması dolayısıyla bilgi vermek için randevu istemiş reddetmiştir. Başbakan herhangi bir konu ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak veya bilgi aktarma talebinde bulunmuştur, kendisi de reddetmiştir. Koalisyon görüşmesini bile reddetmiştir. Bana göre sorumlu bir siyasetçinin yapacağı bir şey değil. Türkiye’de meşru bir hükümeti, Başbakanı herhangi bir konu ile ilgili kamuoyu ile paylaşamayacağı bazı bilgiler olabilir. Bir siyasi partinin genel başkanını bilgilendirme ihtiyacı duyabilir. Bu demokratik ülkelerde bir teamüldür. Ben görüşmem, kabul etmiyorum, ben MHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımızın çok önemli bir bölümünün Sayın Bahçeli’nin bu tarzından ve tutumundan rahatsız olduğunu biliyorum. Tasvip etmiyorlar. Başbakan, Ankara’da terör eylemi olmuş siyasi parti genel başkanlarını bu konu ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak için davet ediyor, sorumlu bir siyasetçi olarak buna icabet etmek gerekmez mi? 80 milletvekili olan HDP niye davet edilmedi diye sorarlarsa, dün bu işi devlet yapmış diyeceksiniz, hükümeti adeta gayrimeşru katil olarak değerlendireceksiniz, sonra da Sayın Başbakan davet edecek sıcağı sıcağına. Siz yapar mısınız. Önce bunları tasfiye etsin. 16 askerimizin şehit olduğu eylemi PKK yaptı. Şimdi devleti suçlayan Demirtaş, PKK’yı suçladı mı? Bu eylemin kimler tarafından yapıldığı bilindiği halde onlara dönük ifadesi oldu mu? Tüm bunları kamuoyu sorguluyor.”