Dünya Lenfoma Günü
Rize Kanserle Mücadele ve Yaşam Derneği 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü dolayısıyla ülkemizde az tanınan lenf bezi kanseri konusunda erken tanının önemine dikkat çekmek ve hastalık hakkında bilgilendirme yapmak ve farkındalık kazandırmak için lenfoma hastalığından tedavi görmüş Ersin Er ve ailesiyle bir araya geldi.
Özel bir restoranda dernek üyeleri ile bir araya gelen Er, tedavi süresince neler yaşadığını, kanseri nasıl yendiğini ve bu süreçte neler yapılması gerektiğini anlattı.
Rize Kanserle Mücadele ve Yaşam Derneği Başkanı Dr. Nilüfer Emen, yaptığı açıklamada, Lenfoma'nın hem çocuklarda hem de erişkinlerde görülebilen bir hastalık olduğu ve dünyada her yıl 360 binden fazla insanın lenfomaya yakalandığı, her gün ortalama 1000 kişiye lenfoma teşhisi konulduğu, erken teşhis ile tedavisi mümkün bir hastalık olduğu halde geç kalınırsa 6 ay içinde ölümcül hale dönüşebileceğini vurguladı.
Emen, "Halk arasında lenf kanseri olarak ifade edilen lenfoma için 'lenfatik sistemin kanseri' deniliyor. Bu sistemde bulunan organlar vücudun en önemli savunma sistemini oluşturuyor ve vücudun hastalık ve enfeksiyonlardan korunmasında rol alıyor. Bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, bazı kimyasal maddelere maruz kalmak, belirli bazı virüslerden kaynaklanan hastalıklar lenfomaya yol açabilen bazı risk faktörleri arasında yer almaktadır" dedi.
Erken tanının önemine değinen Emen, şöyle devam etti:
"Vücudunuzda şişlik ve morarmalar oluyorsa, gece yükselip sabaha karşı düşen ateşiniz ve çamaşır değiştirtecek kadar yoğun terlemeniz varsa, kilo kaybınız varsa son 6 ay içinde vücut ağırlığınızın yüzde 10'unu kaybettiyseniz lenf kanseri riskiyle karşı karşıya olabilirsiniz. İlk şikayet çoğu kez boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişliğin fark edilmesi şeklindedir. Bu şişlik özellikle boyunda, köprücük kemiği üzerinde, koltuk altı ve kasıktaki lenf düğümü bölgelerinde de olabilir. Az sayıda hastada ise lenf düğümü büyümesinin yaygın olduğu görülür. Bu şişlikler eğer enfeksiyona bağlı ise çoğunlukla ağrılı olur. Ağrısız olması ise lenfomayı düşündürür. Lenf bezi büyüklükleri önce fındık, sonra sırasıyla ceviz, mandalina, hatta bazı hastalarda çok kısa sürede portakal büyüklüğüne kadar ulaşabiliyor. Bu lenf nodlarının büyümesi ve bunlardan salgılanan maddeler, vücutta ilaçlara yanıt vermeyen yaygın bir kaşıntı oluşumuna neden olabilir. Eğer lenfatik sistem haricinde hasta kemik iliği tutulumu varsa özellikle ileri evrelerde halsizlik, güçsüzlük, çarpıntı ve çabuk yorulma gibi şikayetler yaşanabiliyor. Lenf bezlerinde herhangi bir belirti olmaması durumunda, kansızlık da bazen tek başına lenfoma işareti olabiliyor. Trombosit düşüklüğü, diş etinde kanama ve morarmalar, kadınlarda adetin uzun sürmesi şeklinde bulgular da bu konuda uyarıcı oluyor. Bu şikayetleriniz varsa hiç vakit kaybetmeden doktorunuza başvurun. Lenfoma erken tanı ile tedavisi mümkün bir hastalıktır."