Mhp Lideri Çorum’da
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimlerinde Çorum’un Sungurlu ilçesinde partisinden belediye başkanı seçilen Abdulkadir Şahiner’i ziyaret etti.
Baktat tesislerinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarını eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin genel seçimler gibi algılanmamasını isteyen Bahçeli, “Genel seçimlerde siyasi partilerimiz seçime katılma niteliği taşıyan partiler olarak milletimizin huzuruna çıkarak kendi görüş ve ideolojileri doğrultusunda milletimize sunabileceği hizmet paketini anlatarak destek isteyebilir. Nitekim de geçmiş dönemlerde bu böyle olmuştur. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasamıza göre geçmişte parlamentoda gerçekleştiriliyordu. Yani TBMM’de bulunan siyasi partilerin değerli milletvekilleri kendi aralarında veya dışarıdan herhangi bir aday belirlemek suretiyle bir yarışı başlatıyorlar. İster o zaman meclisin sayısı 450 ister şimdiki gibi 550 olsun, milletvekilleri arasında bir uzlaşma oluşmak suretiyle seçimler sonuçlandırılıyordu” dedi.
Ancak uygulamaya bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçimlerin hep sancılı ve sorunlu olduğunu dile getiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında demokrasimiz gölgelenmiştir, muhtıralarla askıya alınmıştır, darbelerle belli bir süre ara verilmiştir. Türkiye bir istikrarsızlığa siyasi krizlere sürüklenmiştir sonuç itibariyle şekli ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilmiş ama bu seçilen her zaman meclisteki bulunan milletvekillerinin iradesi şeklinde oluşmamıştır. Zaman zaman değişik yöntemler ve müdahalelerle ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Yine hatırlatmak isterim ki, 1980 ara rejimi öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimi beş ay 17 gün sürmüş, sonuç alınamamış bir başka ifadeyle 114 tur yapılmış, cumhurbaşkanı seçilememiştir. O dönemden yaşanan sosyal şiddet ekonomik kriz ve beraber değerlendirilerek Türkiye'de demokrasi ortadan kaldırılmış, siyasi partiler feshedilmiş, meclis kapatılmış ve belli bir dönem bir ara rejimle muhatap olunmuştur. Onun için cumhurbaşkanlığı seçimleri her ülke için önemlidir ama Türkiye için çok daha önemlidir. Şimdi ise bir yasa değişikliği ile meclisteki seçilme milletimize devredilmiş ve seçimler millet tarafından gerçekleştirilecektir. Şimdiki seçimler bu anlayışla olacak ilk turu 10 Ağustos ikinci turu 24 Ağustos olmak üzere iki dönemde yapılacak olan seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlandırılmış olacaktır” diye konuştu.
Bugün böyle bir fırsatın milletin önünde durduğunu kaydeden Bahçeli, “Takdir sizindir. Dün milletvekilleri aracılığıyla mecliste yapılmış olan seçimlerin getirdiği sıkıntıları, sancıları, muhtıraları ara rejimleri dikkate aldığınızda millet olarak ilk defa önünüze böyle bir fırsat geçiyorsa güzel bir örnekle sonuçlandırmak, huzur güven ortamında seçimlerin sonucunu almak ve Türkiye'yi devletin başında boşluk yaratmayacak bir istikrarlı ortama doğru götürmekte yarar olacağı kanaatindeyiz. Onun için bu seçimlere her siyasi parti önem vermektedir ancak millet tarafından ilk defa seçilmiş olması düşünülürken, başlangıçta yasadaki sığlık, boşluklar aceleye getirilişler şimdi bazı adaylar tarafından istismar edilir hale gelmiştir. Bunu hangi partiden olursa olalım bundan böyle eğer halk seçecekse, bugünden eksiklikleri görüp, düzeltme yönünde dikkate alarak gelişmeleri hep beraber düşünmeliyiz” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Üç aday seçime girecektir. Burada adil olan, eşit olan herhangi bir haksızlığa uğramadan seçimlerin ilkeli ve dürüstü yapılması düşünülmüş olsa MHP’nin yüksek seçim kuruluna yapmış olduğu itiraz anlamını bulmalıydı. MHP ne demişti eğer Recep Tayyip Erdoğan aday olmayı düşünüyorsa, başbakanlıktan 11 Temmuz itibariyle ayrılması ve diğer adaylarla eşti haklara sahip bir yarışın içerisine olması gerekir. Geçmişte bu düşünülmemişse şimdi düşünmek lazım demiştir. Tabi AKP'nin bazı sözcüleri yasada böyle bir mecburiyet yok onun için başbakan olarak girmesinde bir sakınca bulunmaz diyerek gerçeği bilmelerine rağmen eşitsizliğin farkında olmalarına rağmen adaletsiz bir uygulamayı ortaya koymalarına rağmen bunda ısrarcı olmuşlardır. Şimdi düşününüz, adayın bir tanesi başbakan arkasından devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor. Ana uçağı baba uçağı ile Türkiye'yi dolaşıyor, helikopterlerle bir yerlere kadar devamını sağlıyor resmi arabalarla alanlara kadar geliyor, İstanbul’da bir miting yapmış İstanbul’da ne kadar emniyet mensubu varsa miting alanında. 5 bin tane de Ak Parti’nin özel güvenliği kurulmuş. Belediyenin, devletin tüm imkanları ile bir miting olmuş şu kadar insan mitingde vardır diyerek övünülüyor ve televizyonlarda, basınlarda aynı fotoğraflarla mitingi veriyor” şeklinde konuştu.
Konuşmasında TRT’yi de eleştiren Bahçeli, “Şimdi biz ilçe ilçe dolaşıyoruz. Burada televizyon kameralarından birkaç tanesi var. Akşam yayınlayacakları da şüpheli hele bir tanesi var, hele bir tanesi var TRT. Hepimizin vergisi ile kurulan bir TRT var. Şimdi bu TRT'nin bu seçimler dönemindeki yayınlarının bir mukayesesi yapılmış Recep Tayyip Erdoğan'a 500 saatin üzerinde, öbürlerine üç saat yedi saat arasında bir şeyle güya adil bir propagandaya fırsat veriyor. Ey, TRT'nin yöneticileri, genel müdürleri, haber müdürleri söylüyorum Allah nasip eder, bir sorumluluk üstlendiğimde bu adaletsizliğin hesabını sormazsam namerdim. Şu meydanı, şu mütevazilikle doldurmuş olan insanlarımızın yani kamu kuruluşu niteliğindeki bir televizyonun yöneticilerisiniz. Bu televizyona bir patron arıyorsanız bu Recep Tayyip Erdoğan değil, RTÜK'ten sorumlu başbakan yardımcısı değil, bunun patronu millettir. Başkaları gibi özel televizyonların patronu gibi hareket edemezsiniz. Bu adaletsizliği yapamazsınız. Her gün mitinglerde Recep Tayyip Erdoğan, iftarlardan sonra, nerede bir iftar masası bulsa oraya gidiyor, bir buçuk saat de orada konuşuyor. İkisini beraber TRT veriyor. Biz ne yapıyoruz, teşekkür, tebrik, takdirlerimizi sunmak için nerede bir belediye başkanlığı kazanmış, yol üstünde kimimiz varsa onları ziyaret ederek derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bize bu zulmu niye yapıyorsunuz. O sebepten dolayı adaletsiz başlayan bir seçim vardır. Devletin imkanları ve vatandaşlarım imkanları bu manada farklılık göstermektedir. MHP bu imkanlar içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. O bakımdan bu adaletsizliğin giderilmesi, Recep Tayyip Erdoğan devletin tüm imkanları istismar etmesine rağmen seçim kaybı ile ancak adaletli bir hale gelebilir” ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağını savunan Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
“Milliyetçi Hareket Partisi, incelerseniz, geçmişten bugüne kadarki söylemlerimizi dikkate alırsanız, 2000 yılından itibaren cumhurbaşkanlığı seçimi mecliste gerçekleştirilirken cumhurbaşkanının nasıl olması, cumhurbaşkanlığının görevlerinin ve sorumluluğunun ne olduğu buna uygun bir şahsiyetin bulunmasının gerekliliğini dillenmiştir. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bir tane cümlemizde değişiklik yok, bir tane cümlemizin içerisindeki kelimede kırıklık yok aldatma yok dün neye inanmışsak şimdi de aynı şeyi söylüyoruz. İşte Anayasa'nın bu çerçevesinde Anayasa'nın 104. maddesindeki cumhurbaşkanlığının görev ve sorumluluğu altında nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini ifade ederken, iki gardaş arasında sen mi olacağın ben mi olacağın diye işi pişirirlerken, Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olacağı belli de ortaklığı oluşturuyorlar. Abdullah kardeşim geçen dönem olmuştu kardeşliğimi yapacağım ben aday olacağım diyor aralarında ve netice itibariyle de belli bir süre sonra aday da oldu. Şimdi aday Recep Erdoğan var, bize göre Başbakan Recep Erdoğan yok, aday Recep Erdoğan var. Adaleti en azından böyle sağlayalım diyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz olamaz. Bu sözümden Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerim de alınmasın gerçeği söylüyorum bu kafayla başbakanlığın nereye geldiğiniz biliyorsunuz, bu kafayla cumhurbaşkanlığının da hangi felakete ülkeye götüreceğini bileceksiniz. Yok diyorsunuz ki biz bu durumlardan memnunuz, AK Parti’ye gönül verdik, sevdamız Erdoğan'dır. Onu cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz diyorsanız, tercih sizindir. Ama Türkiye'nin geldiği yerde toplumsal hareketliliğin başlaması halinde, yaşanan sıkıntılarda o zaman vebali de taşımak mecburiyetindesiniz Bunu böyle bileceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz, olamaz. Kamplaşmaya, kutuplaşmayla, cepheleşmeyle gerilim stratejisi ile kardeş kavgasına ülkeyi sürükleyecek yanlış sözlerle, hakaretlerle yalanla dolanla bir şahıs cumhurbaşkanı olmamalıdır. Türkiye'de etnik temelli ayrımlar, otuz altı etnik temelle başladık, başladı, Türkiye’yi nereye getirdi şimdi mezhep temelli ayrımcılığa devam ediyor. Geçenlerde çıkmış sanki kendisine özel olarak soran var. Diyor ki bir partinin gelen başkanı kast ettiği CHP, Genel Başkanı Alevidir diyor. Bir partinin genel başkanı diyor bölücü bir partiyi kast ederek genel başkanı Zaza’dır diyor ben de Sünniyim diyor. Sormana ne gerek var, söylemene ne gerek var Ortadoğu Sunni-Şii ayrımcılığı ile kan gölüne düşmüşken, sen Türkiye'de cumhurbaşkanı olamadığın takdirde Sünni-Alevi kargaşası mı yaratacağını söylüyorsun. Recep Tayyip Erdoğan Sungurlu'da, bu albayrakların altında söylüyorum eğer Türkiye'yi, böyle bir felakete götürmeye niyetliysen, IŞİD’le uzaktan yakından bir selamın, sepetin varsa Türkiye'de bir felaketi ortaya koyduğunu zaman senden bu ülkede eser kalmaz, öyle bir millet tokat atar ki, havada takla atarsın nereye düşeceğin meçhul olur. Şimdi de kalkmışlar aynı yolla devam ediyorlar.”
17-25 ARALIK OPERASYONLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
17 ve 25 Aralık operasyonlarına da ilişkin açıklama yapan Bahçeli, "Türkiye'yi, bölmeye çalışıyorlar. Hepsinden daha önemlisi, hepsinden çok daha önemli gördüğümüz 17-24 Aralık meselesidir. 17-24 Aralaık’ın adı rüşvet ve yolsuzluktur. Şimdi bu rüşvet yolsuzluk deşifre oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verenlerin değil yöneticilerinin yakasına yapıştı. Bunun hesabını vermeden yargı önüne çıkmadan, bu ayakkabı kutuları neyin nesidir bu havuzlarda dolarla avronun ne işi var. Bu ihaleler kime nasıl veriliyor. Evlerle olan görüşmeler sırasında paraların sıfırlamanın ne anlama geldiğini bize bir anlatman lazım yargıya çıkıp bunları söylemen lazım Sayın Recep Tayyip Erdoğan. 17-25 Aralık’tan aklanmadan, paklanmadan, temizlenmeden senden cumhurbaşkanı olmamalıdır. Olamaz. Şimdi de kalkmış, ayak ayak üstüne atıyor, kendini zaten cumhurbaşkanı gibi kabul ediyor karşısına bizim bu televizyonlardan bir tanesinde de soru cevaplarla ön hazırlıkları yapılmış, tecrübeli, oturuşlarda bulunan insanlar soruyorlar, cumhurbaşkanlığınızın kesin olduğuna dair kamu araştırmaların sonuçları açıklanıyor cumhurbaşkanı olursanız ne yapacaksınız. Diyor ki cumhurbaşkanı olduğum zaman anayasa çerçevesinde kalmayacağım, hükümeti her zaman toplayabilirim. En geç ayda bir ya Çankaya'da ya da başbakanlıkta toplarım şöyle ederim böyle ederim atıyor tutuyor. İhaleleri yapabilirim, hava meydanlarını düşünür, barajları şöyle yaparım diyor. Yani başbakanlık döneminde 17-25 Aralık'ta ne yapmışsa, bu defa diyor ki cumhurbaşkanı olarak da yapacağımı bilin diyor. Yolsuzluk ve rüşvetten kendisine yalakalık yapanlara diyor ki yine bal ve kaymak yiyeceksiniz beni takip edin ediyor. Bunun, böyle olmayacağını biliyorsun cumhurbaşkanlığı köşküne kimse yalın ayak gitmez ayağında bir ayakkabısı olur. Ama ayakkabı kutusu ile girdiğin anda herkes bakacak bu neyin kutusudur diye. Cumhurbaşkanlığının bahçesinin tanziminde süs havuzları var oralara bakıp kendisinin haramzadelerle oluşturduğu havuz gibi görürse, oradaki aziz su artık dolar, kendine gelmeye başlarsa bir başka felakette öyle olur" dedi.
RABİA İŞARETİNE ELEŞTİRİ
Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman yaptığı Rabia işaretini de eleştiren Bahçeli, “Şimdi kalkmış mecliste de dört tane bakanın deşifre edilmesi mecliste de soruşturma komisyonun kurulmasıyla, eli şöyle dolaşıyor neymiş bu Rabiaymış. Sen 12 yıldan bu yana 3 Kasım’dan bu yana bu ülkeyi yönetmiyor musun 2012 ve sonrası dönemlerde bu işaret neyin nesi bundan evvel Mısır'da Rabia yok muydu ki sen bunu tespit edip bize anlatıyorsun bu Rabia işareti midir, başka işaret midir. Benim son döneminde şunlar şunlar şunlar şunlar deşifre oldular. Bunlar kim dört tane bakan ve çocukları. Şunu gizli tutayım diyor eli böyle yani kalkıp da bunu beş parmak olarak beş gardaşı göstermeyin de birini niye saklıyorsun. Dört tanesinin yolsuzluk ve rüşveti belli beşincisi, sensin oğlun Bilal’dir. Parmağını şöyle kaldırdığın gün 25 Aralık'taki yolsuzluk halkası ailecek boynuna geçer senin" ifadelerini kullandı.
EMNİYET MENSUPLARINA YÖNELİK OPERASYONLAR
Emniyet mensuplarına yönelik operasyonlara da değinen MHP lideri Bahçeli, “Özellikle de AKP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bir moda haline geldi. Sabahın altı buçuğunda yedi buçuğunda bazı toparlanmalar oluyor evlere aniden geliniyor. Ramazan denmiyor, bayram denmiyor. Askerlerden alında şimdi de emniyet müdürlerinden alındı. Yandaş gazeteler yazıyor bunlar şuydu. Yani 17-25 aralık yolsuzluğunun savcısını hakim emniyet mensuplarını sürekli olarak bu yolsuzluğu tespitte gayret göstermiş olan insanları hepsini toplatıyor ve yandaş gazeteler de yazıyor birinci dalga arkasından ikinci dalga birisinde 34 tane birisinde 31 tane. Bu arada kendisinin bakanlarından ağlayan var. Hele sürekli bu devam eder diyor. Demokratik açılım zırvasıyla ülkeyi ihanete sürükleyen de diğer alanlara da yayılabilir diyor. E şimdi bu yayıla yayıla nereye kadar varacak bu dalgaların alayı inançlı temiz yoksul kimsesiz ama memlekete sevdalısı olanların kıyısına bu dalga vuracak. Dün yoksulda bugün zengin olan AKP’lilere bu hiç dalga vurmayacak mı. Yine söylüyorum, şu Türk bayrağının altında söylüyorum Allah nasip ederse dalga değil, tsunami vuracak. Tsunami ne biliyorsunuz dalgaların devi demektir. Çünkü oraya bir dalga yetmez o kadar millete hakaret eden ihalelerin babaları var. Onların da alayını almak lazım o dalganın içerisine onlar özel uçakları ile yurt dışına kaçacaklarını zannediyorsa bu aziz milletin Tsunamisi öyle bir alacakaranlıkta gelir ki alayınızı dalganın içine alır boğar atar. Allah’ın izniyle o sebepten dolayı Recep Tayyip Erdoğan’dan adalet bakanı, o da belki aralarına girecek demek ki o da dalganın içinde olacak. Bak Allah söyletti. Ama kısaca söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan senden cumhurbaşkanı olmaz başını ağrıtma, yolsuzlukla ve rüşvetten kaçman mümkün değil bari sana oy vermiş masum insanları kandırarak, hala yanına alarak hırsızlığına soygununa kimseyi alet etme ve bu işten vazgeç. Vazgeçmezsen sizin bileceğiniz iş takdir Cenab-ı Allah'ındır ama biz diyorsak ki senden aday olmaz, senden cumhurbaşkanı olmaz e bu kadar güzide insana peki oluru kimdir diye sorduklarında bir cevabımız olması lazım bak halk söylüyor hani tanınmıyordu. Ekmeleddin İhsanoğlu bey, birçok siyasi partinin etrafında bütünleştiği, anayasa çerçevesinde cumhurbaşkanlığı görevi yapacak yemine sadık kalacak bir aziz millet evladıdır. MHP'ye gönül vermiş arkadaşlarımız da bu adaya destek vermek suretiyle cumhurbaşkanı olmasını istiyoruz, gösterdiğimiz gayret budur ve büyük çoğunluk da Ekmeleddin bey etrafında bütünleşiyor. Öyleyse pazar günü sandığa gidecek misiniz oraya vardığınızda üç tane resmi görecek misiniz bunların içerisinde en tanıdığınızı her yönüyle biliyorsunuz öbürü hakkında da kanaatiniz var tanımadığım dediğiniz birisi var o da Ekmeleddin beydir. Sevgi için ekmek, dirlik için ekmek, her konu için ekmektir ve cumhurbaşkanlığı için de Ekmeleddin beydir" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Cumhurbaşkanlığı seçiminin genel seçimler gibi algılanmamasını isteyen Bahçeli, “Genel seçimlerde siyasi partilerimiz seçime katılma niteliği taşıyan partiler olarak milletimizin huzuruna çıkarak kendi görüş ve ideolojileri doğrultusunda milletimize sunabileceği hizmet paketini anlatarak destek isteyebilir. Nitekim de geçmiş dönemlerde bu böyle olmuştur. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasamıza göre geçmişte parlamentoda gerçekleştiriliyordu. Yani TBMM’de bulunan siyasi partilerin değerli milletvekilleri kendi aralarında veya dışarıdan herhangi bir aday belirlemek suretiyle bir yarışı başlatıyorlar. İster o zaman meclisin sayısı 450 ister şimdiki gibi 550 olsun, milletvekilleri arasında bir uzlaşma oluşmak suretiyle seçimler sonuçlandırılıyordu” dedi.
Ancak uygulamaya bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçimlerin hep sancılı ve sorunlu olduğunu dile getiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında demokrasimiz gölgelenmiştir, muhtıralarla askıya alınmıştır, darbelerle belli bir süre ara verilmiştir. Türkiye bir istikrarsızlığa siyasi krizlere sürüklenmiştir sonuç itibariyle şekli ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilmiş ama bu seçilen her zaman meclisteki bulunan milletvekillerinin iradesi şeklinde oluşmamıştır. Zaman zaman değişik yöntemler ve müdahalelerle ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Yine hatırlatmak isterim ki, 1980 ara rejimi öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimi beş ay 17 gün sürmüş, sonuç alınamamış bir başka ifadeyle 114 tur yapılmış, cumhurbaşkanı seçilememiştir. O dönemden yaşanan sosyal şiddet ekonomik kriz ve beraber değerlendirilerek Türkiye'de demokrasi ortadan kaldırılmış, siyasi partiler feshedilmiş, meclis kapatılmış ve belli bir dönem bir ara rejimle muhatap olunmuştur. Onun için cumhurbaşkanlığı seçimleri her ülke için önemlidir ama Türkiye için çok daha önemlidir. Şimdi ise bir yasa değişikliği ile meclisteki seçilme milletimize devredilmiş ve seçimler millet tarafından gerçekleştirilecektir. Şimdiki seçimler bu anlayışla olacak ilk turu 10 Ağustos ikinci turu 24 Ağustos olmak üzere iki dönemde yapılacak olan seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlandırılmış olacaktır” diye konuştu.
Bugün böyle bir fırsatın milletin önünde durduğunu kaydeden Bahçeli, “Takdir sizindir. Dün milletvekilleri aracılığıyla mecliste yapılmış olan seçimlerin getirdiği sıkıntıları, sancıları, muhtıraları ara rejimleri dikkate aldığınızda millet olarak ilk defa önünüze böyle bir fırsat geçiyorsa güzel bir örnekle sonuçlandırmak, huzur güven ortamında seçimlerin sonucunu almak ve Türkiye'yi devletin başında boşluk yaratmayacak bir istikrarlı ortama doğru götürmekte yarar olacağı kanaatindeyiz. Onun için bu seçimlere her siyasi parti önem vermektedir ancak millet tarafından ilk defa seçilmiş olması düşünülürken, başlangıçta yasadaki sığlık, boşluklar aceleye getirilişler şimdi bazı adaylar tarafından istismar edilir hale gelmiştir. Bunu hangi partiden olursa olalım bundan böyle eğer halk seçecekse, bugünden eksiklikleri görüp, düzeltme yönünde dikkate alarak gelişmeleri hep beraber düşünmeliyiz” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Üç aday seçime girecektir. Burada adil olan, eşit olan herhangi bir haksızlığa uğramadan seçimlerin ilkeli ve dürüstü yapılması düşünülmüş olsa MHP’nin yüksek seçim kuruluna yapmış olduğu itiraz anlamını bulmalıydı. MHP ne demişti eğer Recep Tayyip Erdoğan aday olmayı düşünüyorsa, başbakanlıktan 11 Temmuz itibariyle ayrılması ve diğer adaylarla eşti haklara sahip bir yarışın içerisine olması gerekir. Geçmişte bu düşünülmemişse şimdi düşünmek lazım demiştir. Tabi AKP'nin bazı sözcüleri yasada böyle bir mecburiyet yok onun için başbakan olarak girmesinde bir sakınca bulunmaz diyerek gerçeği bilmelerine rağmen eşitsizliğin farkında olmalarına rağmen adaletsiz bir uygulamayı ortaya koymalarına rağmen bunda ısrarcı olmuşlardır. Şimdi düşününüz, adayın bir tanesi başbakan arkasından devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor. Ana uçağı baba uçağı ile Türkiye'yi dolaşıyor, helikopterlerle bir yerlere kadar devamını sağlıyor resmi arabalarla alanlara kadar geliyor, İstanbul’da bir miting yapmış İstanbul’da ne kadar emniyet mensubu varsa miting alanında. 5 bin tane de Ak Parti’nin özel güvenliği kurulmuş. Belediyenin, devletin tüm imkanları ile bir miting olmuş şu kadar insan mitingde vardır diyerek övünülüyor ve televizyonlarda, basınlarda aynı fotoğraflarla mitingi veriyor” şeklinde konuştu.
Konuşmasında TRT’yi de eleştiren Bahçeli, “Şimdi biz ilçe ilçe dolaşıyoruz. Burada televizyon kameralarından birkaç tanesi var. Akşam yayınlayacakları da şüpheli hele bir tanesi var, hele bir tanesi var TRT. Hepimizin vergisi ile kurulan bir TRT var. Şimdi bu TRT'nin bu seçimler dönemindeki yayınlarının bir mukayesesi yapılmış Recep Tayyip Erdoğan'a 500 saatin üzerinde, öbürlerine üç saat yedi saat arasında bir şeyle güya adil bir propagandaya fırsat veriyor. Ey, TRT'nin yöneticileri, genel müdürleri, haber müdürleri söylüyorum Allah nasip eder, bir sorumluluk üstlendiğimde bu adaletsizliğin hesabını sormazsam namerdim. Şu meydanı, şu mütevazilikle doldurmuş olan insanlarımızın yani kamu kuruluşu niteliğindeki bir televizyonun yöneticilerisiniz. Bu televizyona bir patron arıyorsanız bu Recep Tayyip Erdoğan değil, RTÜK'ten sorumlu başbakan yardımcısı değil, bunun patronu millettir. Başkaları gibi özel televizyonların patronu gibi hareket edemezsiniz. Bu adaletsizliği yapamazsınız. Her gün mitinglerde Recep Tayyip Erdoğan, iftarlardan sonra, nerede bir iftar masası bulsa oraya gidiyor, bir buçuk saat de orada konuşuyor. İkisini beraber TRT veriyor. Biz ne yapıyoruz, teşekkür, tebrik, takdirlerimizi sunmak için nerede bir belediye başkanlığı kazanmış, yol üstünde kimimiz varsa onları ziyaret ederek derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bize bu zulmu niye yapıyorsunuz. O sebepten dolayı adaletsiz başlayan bir seçim vardır. Devletin imkanları ve vatandaşlarım imkanları bu manada farklılık göstermektedir. MHP bu imkanlar içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. O bakımdan bu adaletsizliğin giderilmesi, Recep Tayyip Erdoğan devletin tüm imkanları istismar etmesine rağmen seçim kaybı ile ancak adaletli bir hale gelebilir” ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağını savunan Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
“Milliyetçi Hareket Partisi, incelerseniz, geçmişten bugüne kadarki söylemlerimizi dikkate alırsanız, 2000 yılından itibaren cumhurbaşkanlığı seçimi mecliste gerçekleştirilirken cumhurbaşkanının nasıl olması, cumhurbaşkanlığının görevlerinin ve sorumluluğunun ne olduğu buna uygun bir şahsiyetin bulunmasının gerekliliğini dillenmiştir. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Bir tane cümlemizde değişiklik yok, bir tane cümlemizin içerisindeki kelimede kırıklık yok aldatma yok dün neye inanmışsak şimdi de aynı şeyi söylüyoruz. İşte Anayasa'nın bu çerçevesinde Anayasa'nın 104. maddesindeki cumhurbaşkanlığının görev ve sorumluluğu altında nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini ifade ederken, iki gardaş arasında sen mi olacağın ben mi olacağın diye işi pişirirlerken, Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olacağı belli de ortaklığı oluşturuyorlar. Abdullah kardeşim geçen dönem olmuştu kardeşliğimi yapacağım ben aday olacağım diyor aralarında ve netice itibariyle de belli bir süre sonra aday da oldu. Şimdi aday Recep Erdoğan var, bize göre Başbakan Recep Erdoğan yok, aday Recep Erdoğan var. Adaleti en azından böyle sağlayalım diyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz olamaz. Bu sözümden Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerim de alınmasın gerçeği söylüyorum bu kafayla başbakanlığın nereye geldiğiniz biliyorsunuz, bu kafayla cumhurbaşkanlığının da hangi felakete ülkeye götüreceğini bileceksiniz. Yok diyorsunuz ki biz bu durumlardan memnunuz, AK Parti’ye gönül verdik, sevdamız Erdoğan'dır. Onu cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz diyorsanız, tercih sizindir. Ama Türkiye'nin geldiği yerde toplumsal hareketliliğin başlaması halinde, yaşanan sıkıntılarda o zaman vebali de taşımak mecburiyetindesiniz Bunu böyle bileceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz, olamaz. Kamplaşmaya, kutuplaşmayla, cepheleşmeyle gerilim stratejisi ile kardeş kavgasına ülkeyi sürükleyecek yanlış sözlerle, hakaretlerle yalanla dolanla bir şahıs cumhurbaşkanı olmamalıdır. Türkiye'de etnik temelli ayrımlar, otuz altı etnik temelle başladık, başladı, Türkiye’yi nereye getirdi şimdi mezhep temelli ayrımcılığa devam ediyor. Geçenlerde çıkmış sanki kendisine özel olarak soran var. Diyor ki bir partinin gelen başkanı kast ettiği CHP, Genel Başkanı Alevidir diyor. Bir partinin genel başkanı diyor bölücü bir partiyi kast ederek genel başkanı Zaza’dır diyor ben de Sünniyim diyor. Sormana ne gerek var, söylemene ne gerek var Ortadoğu Sunni-Şii ayrımcılığı ile kan gölüne düşmüşken, sen Türkiye'de cumhurbaşkanı olamadığın takdirde Sünni-Alevi kargaşası mı yaratacağını söylüyorsun. Recep Tayyip Erdoğan Sungurlu'da, bu albayrakların altında söylüyorum eğer Türkiye'yi, böyle bir felakete götürmeye niyetliysen, IŞİD’le uzaktan yakından bir selamın, sepetin varsa Türkiye'de bir felaketi ortaya koyduğunu zaman senden bu ülkede eser kalmaz, öyle bir millet tokat atar ki, havada takla atarsın nereye düşeceğin meçhul olur. Şimdi de kalkmışlar aynı yolla devam ediyorlar.”
17-25 ARALIK OPERASYONLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
17 ve 25 Aralık operasyonlarına da ilişkin açıklama yapan Bahçeli, "Türkiye'yi, bölmeye çalışıyorlar. Hepsinden daha önemlisi, hepsinden çok daha önemli gördüğümüz 17-24 Aralık meselesidir. 17-24 Aralaık’ın adı rüşvet ve yolsuzluktur. Şimdi bu rüşvet yolsuzluk deşifre oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verenlerin değil yöneticilerinin yakasına yapıştı. Bunun hesabını vermeden yargı önüne çıkmadan, bu ayakkabı kutuları neyin nesidir bu havuzlarda dolarla avronun ne işi var. Bu ihaleler kime nasıl veriliyor. Evlerle olan görüşmeler sırasında paraların sıfırlamanın ne anlama geldiğini bize bir anlatman lazım yargıya çıkıp bunları söylemen lazım Sayın Recep Tayyip Erdoğan. 17-25 Aralık’tan aklanmadan, paklanmadan, temizlenmeden senden cumhurbaşkanı olmamalıdır. Olamaz. Şimdi de kalkmış, ayak ayak üstüne atıyor, kendini zaten cumhurbaşkanı gibi kabul ediyor karşısına bizim bu televizyonlardan bir tanesinde de soru cevaplarla ön hazırlıkları yapılmış, tecrübeli, oturuşlarda bulunan insanlar soruyorlar, cumhurbaşkanlığınızın kesin olduğuna dair kamu araştırmaların sonuçları açıklanıyor cumhurbaşkanı olursanız ne yapacaksınız. Diyor ki cumhurbaşkanı olduğum zaman anayasa çerçevesinde kalmayacağım, hükümeti her zaman toplayabilirim. En geç ayda bir ya Çankaya'da ya da başbakanlıkta toplarım şöyle ederim böyle ederim atıyor tutuyor. İhaleleri yapabilirim, hava meydanlarını düşünür, barajları şöyle yaparım diyor. Yani başbakanlık döneminde 17-25 Aralık'ta ne yapmışsa, bu defa diyor ki cumhurbaşkanı olarak da yapacağımı bilin diyor. Yolsuzluk ve rüşvetten kendisine yalakalık yapanlara diyor ki yine bal ve kaymak yiyeceksiniz beni takip edin ediyor. Bunun, böyle olmayacağını biliyorsun cumhurbaşkanlığı köşküne kimse yalın ayak gitmez ayağında bir ayakkabısı olur. Ama ayakkabı kutusu ile girdiğin anda herkes bakacak bu neyin kutusudur diye. Cumhurbaşkanlığının bahçesinin tanziminde süs havuzları var oralara bakıp kendisinin haramzadelerle oluşturduğu havuz gibi görürse, oradaki aziz su artık dolar, kendine gelmeye başlarsa bir başka felakette öyle olur" dedi.
RABİA İŞARETİNE ELEŞTİRİ
Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman yaptığı Rabia işaretini de eleştiren Bahçeli, “Şimdi kalkmış mecliste de dört tane bakanın deşifre edilmesi mecliste de soruşturma komisyonun kurulmasıyla, eli şöyle dolaşıyor neymiş bu Rabiaymış. Sen 12 yıldan bu yana 3 Kasım’dan bu yana bu ülkeyi yönetmiyor musun 2012 ve sonrası dönemlerde bu işaret neyin nesi bundan evvel Mısır'da Rabia yok muydu ki sen bunu tespit edip bize anlatıyorsun bu Rabia işareti midir, başka işaret midir. Benim son döneminde şunlar şunlar şunlar şunlar deşifre oldular. Bunlar kim dört tane bakan ve çocukları. Şunu gizli tutayım diyor eli böyle yani kalkıp da bunu beş parmak olarak beş gardaşı göstermeyin de birini niye saklıyorsun. Dört tanesinin yolsuzluk ve rüşveti belli beşincisi, sensin oğlun Bilal’dir. Parmağını şöyle kaldırdığın gün 25 Aralık'taki yolsuzluk halkası ailecek boynuna geçer senin" ifadelerini kullandı.
EMNİYET MENSUPLARINA YÖNELİK OPERASYONLAR
Emniyet mensuplarına yönelik operasyonlara da değinen MHP lideri Bahçeli, “Özellikle de AKP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bir moda haline geldi. Sabahın altı buçuğunda yedi buçuğunda bazı toparlanmalar oluyor evlere aniden geliniyor. Ramazan denmiyor, bayram denmiyor. Askerlerden alında şimdi de emniyet müdürlerinden alındı. Yandaş gazeteler yazıyor bunlar şuydu. Yani 17-25 aralık yolsuzluğunun savcısını hakim emniyet mensuplarını sürekli olarak bu yolsuzluğu tespitte gayret göstermiş olan insanları hepsini toplatıyor ve yandaş gazeteler de yazıyor birinci dalga arkasından ikinci dalga birisinde 34 tane birisinde 31 tane. Bu arada kendisinin bakanlarından ağlayan var. Hele sürekli bu devam eder diyor. Demokratik açılım zırvasıyla ülkeyi ihanete sürükleyen de diğer alanlara da yayılabilir diyor. E şimdi bu yayıla yayıla nereye kadar varacak bu dalgaların alayı inançlı temiz yoksul kimsesiz ama memlekete sevdalısı olanların kıyısına bu dalga vuracak. Dün yoksulda bugün zengin olan AKP’lilere bu hiç dalga vurmayacak mı. Yine söylüyorum, şu Türk bayrağının altında söylüyorum Allah nasip ederse dalga değil, tsunami vuracak. Tsunami ne biliyorsunuz dalgaların devi demektir. Çünkü oraya bir dalga yetmez o kadar millete hakaret eden ihalelerin babaları var. Onların da alayını almak lazım o dalganın içerisine onlar özel uçakları ile yurt dışına kaçacaklarını zannediyorsa bu aziz milletin Tsunamisi öyle bir alacakaranlıkta gelir ki alayınızı dalganın içine alır boğar atar. Allah’ın izniyle o sebepten dolayı Recep Tayyip Erdoğan’dan adalet bakanı, o da belki aralarına girecek demek ki o da dalganın içinde olacak. Bak Allah söyletti. Ama kısaca söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan senden cumhurbaşkanı olmaz başını ağrıtma, yolsuzlukla ve rüşvetten kaçman mümkün değil bari sana oy vermiş masum insanları kandırarak, hala yanına alarak hırsızlığına soygununa kimseyi alet etme ve bu işten vazgeç. Vazgeçmezsen sizin bileceğiniz iş takdir Cenab-ı Allah'ındır ama biz diyorsak ki senden aday olmaz, senden cumhurbaşkanı olmaz e bu kadar güzide insana peki oluru kimdir diye sorduklarında bir cevabımız olması lazım bak halk söylüyor hani tanınmıyordu. Ekmeleddin İhsanoğlu bey, birçok siyasi partinin etrafında bütünleştiği, anayasa çerçevesinde cumhurbaşkanlığı görevi yapacak yemine sadık kalacak bir aziz millet evladıdır. MHP'ye gönül vermiş arkadaşlarımız da bu adaya destek vermek suretiyle cumhurbaşkanı olmasını istiyoruz, gösterdiğimiz gayret budur ve büyük çoğunluk da Ekmeleddin bey etrafında bütünleşiyor. Öyleyse pazar günü sandığa gidecek misiniz oraya vardığınızda üç tane resmi görecek misiniz bunların içerisinde en tanıdığınızı her yönüyle biliyorsunuz öbürü hakkında da kanaatiniz var tanımadığım dediğiniz birisi var o da Ekmeleddin beydir. Sevgi için ekmek, dirlik için ekmek, her konu için ekmektir ve cumhurbaşkanlığı için de Ekmeleddin beydir" diye konuştu.