(özel Haber) Bonzai Batağındaki Gencin İbretlik Sözleri
İzmir'de, sentetik uyuşturucu maddesi bonzai kullanan M.
C’nin ibretlik sözleri olayın vahametini bir kez daha ortaya koydu.
Son zamanlarda gençler arasında kullanımı artan ve ölümcül sonuçları olan bonzai batağından kurtulmayı başaran M.C (20), kurtuluşu maneviyatta bulduğunu söyledi.
Sürekli televizyonda Kur’an-ı Kerim dinlemeye başlayan M.C., şöyle konuştu: “Bana tedavi olacaksın deseler asla olmazdım, kesinlikle kabul etmezdim. Ancak, yaşadığım dini maneviyat beni buna itti.” Üç yıl kokain, ekstacy, layn, roş, jamaika gibi birçok maddeyi kullandığını belirten M.C, şunları söyledi: “Tek isteğim devlet büyüklerimiz bu maddeleri ülkemize sokmasın. Bütün Türkiye bunu bir yerden alıyor olsa binlerce yerden alıyor da olsa biri de bini de aynı bunun. Satanları yakalamaktan ziyade bunun ülkeye girişi engellensin.”
Uyuşturucu maddelerle 15 yaşında arkadaş çevresiyle tanıştığını belirten M.C, mutlu olmak, anın tadını çıkarmak için yıllarca madde kullandığını ancak en sonunda akıl sağlığını yitirdiğini ifade etti.
Bonzainin hayatını mahvettiğini söyleyen M.C, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu illeti kullanmamı gerektirecek bir sıkıntım derdim yoktu. Önce ayda bir, sonra 2-3 haftada bir, sonra haftada bir sonra 2-3 günde bir, sonra her gün, sonra günde 10 defaya çıktı. Bu şekilde başladım. Uyuşturucunun hepsini kullandım. İlk sigarayı 3’üncü ya da 4’üncü sınıftayken elime aldım. Bu maddeyi bulmak o kadar kolay ki. İstediğiniz her yerden istediğiniz her saat, her dakika temin etmeniz çok basit. Belki o saatte açık bir market bulup bir kola, alkol ya da ihtiyacınız olan bir şeyi bulamazsınız ama bunu istediğiniz her an her yerde bulabiliyordunuz. Marketten, parktan, mezarlıktan her yerden temin edebiliyorsunuz."
“ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEDİM"
Bonzai ve uyuşturucu birçok maddeyi kullandığı süreçte hiçbir zaman ölümü düşünmediğini ifade eden M.C, şunları söyledi: “Ölümü hiç düşünmedim. Bir maddenin etkisinde ‘Acaba ölür müyüm, çok kötüleştim, elim ayağım tutmuyor, birazdan öleceğim galiba’ diye hiçbir düşünceye kapılmazsınız. Zaten onları kullanmanızın sebebi bir boş vermişlik. Bir şeylerden uzaklaşma, gülümseme ve mutlu olma ihtiyacı, en azından o anı güzel geçirme ihtiyacından dolayı kullanıyorsunuz. Ertesi günü ya da bir saat sonrasını düşünmüyorsunuz. Düşünülmediği için ölümler, hırsızlıklar, kadın pazarlamalar hepsi de bu yoksunluklardan başlıyor.”
“O AN SUÇSUZ BİRİNİ ÖLDÜREBİLİRSİNİZ”
M.C, içilen maddeye göre insanın değiştiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Kiminde mutlu oluyorsunuz kiminde ciddi kiminde rahat oluyorsunuz. Kiminde hızlısınız. Ancak maddeyi aldığım zamanlarda bacaklarım durmazdı, sürekli bir sallama halindeydim. Terliyordum, başımdan bir ağrı giriyordu ayaklarıma kadar. Tansiyonum düşüyordu, çıkıyordu, gözlerim dönüyordu. O an suçsuz birine kaba kuvvet uygulayabilir, bağırıp çağırabilirsiniz. Hatta kalkıp birini bıçakla öldürebilirsiniz bile."
“KUR’AN-I KERİM AYETLERİ GÖRÜYORDUM”
M.C, zorlu süreci fark eden bir kız arkadaşının durumu ailesine gizlice söylemesi ve yaşadığı dini hayatla tedavi sürecine başladığını söyledi.
Allah'a inandığını belirten M.C, sözlerini şöyle sürdürdü: "Allah’a olan inancım her insan, her Müslüman gibi benimde var. Ama onun dışında namaz kıldığım tek zamanlar bayramlar oluyordu. Bir gün bir maneviyat bir huzur hissettim. Bir klip izliyordum. Bu klipte söylenen her söz bana söyleniyor gibiydi. Televizyonda Kur’an-Kerim okunuyordu. Ben o harflerin Türkçe mealini gördüm. Kesik kesik 2-3 saniyede bir geçiyordu ve ben onu görüyordum. Bir gün kullandıktan sonra odaya yatmaya gittim. Odamda Kur’an-ı Kerimi inceledim. Besmele çekip Kur’an-ı Kerimin sayfalarını çevirdim. Tedavi olacaksın deseler ben tedavi olmazdım ve bunu asla kabul etmezdim. Ama bu yaşadığım maneviyat ve kullandığım ilaçlar, maddeler, alkol hepsi birleşince akıl sağlığımı yitirdim artık. Kaldıramadım bazı şeyleri. Normal yaşantının dışında ben farklı bir boyutta farklı bir yerde yaşıyordum.”
“KAFANIZI DEĞİL HAYATINIZI KURTARIN”
Bonzai gibi madde bağımlısı gençlere de seslenen M.C, şunları söyledi: “Elleriniz pis iken yemek yiyemezsiniz. O yüzden kendileri ve düşünceleri temiz olursa dışarıda ve içinde bulundukları an bir hayatın olduğunu fark ederlerse ve çevrelerinde gerçekten onları seven insanlar varsa bunları bırakmaları lazım. Maddeyi bırakmaları tamamen kendi kafalarında bitiyor. Birazcık çevrelerini, kendilerini seven insanları dinlesinler. Bir de öyle denesinler. İlk başlar çok zorlu bir süreç olabilir. Ancak, madde kullanmayan, onu seven bir insanla bu illa aile olmak zorunda değil insan ailesini daha çok sever ama arkadaşının yanında çok daha rahattır. Çok sevdiği bir arkadaşıyla çıksın, 1-2 hafta tatil yapsın. Durumu yoksa bunun için biraz sıkıntı çekip çalışsın ve bu süreci, parayı bulsun. Birazcık o çevreden uzaklaşsın. Okuyorsa, çalışıyorsa buna önem versin. Daha yüksek ve iyi yerlere gelmeyi düşünsün kafasında. Yani hayata yönelsin. Kafasını değil de hayatını kurtarsın.”
Uyuşturucu batağına sürüklenme sürecini de anlatan M.C, şöyle konuştu: “İlk önce yanında içilir. Görürsün, etrafı süzersin, muhabbetleri dinlersin. Her şey komiktir, güzeldir, herkes eğleniyordur çok mutludur. Ve sende dersin ki niye bende böyle olmayayım? Yani arkadaşının sana ‘Al, iç’ demesinden ziyade yanında birkaç kişinin içip mutlu olduğunu görmek sana uzatılmadan almana sebep olur. Atıyorum bir esrar, ki bu bir ‘meşe’ diye tabir edilir. Bir meşeyi bırakın bir duman bile almayın. Çünkü aldığınız zaman gerisi mutlaka geliyor. O esrar dediğimiz madde de sadece bir geçiş kapısı. O kapıyı sadece onunla açıyorsunuz. Ve içeri giriyorsunuz. İçeri girdiğiniz zaman daha farklı maddeler ve daha farklı bir hayatınız oluyor."
“BU MADDELERİN TÜRKİYE’YE GİRİŞİ ENGELLESİNLER”
Kullandığı maddelerin bağımlılığını üzerinden atmak için çok zorlu bir süreç yaşadığını anlatan M.C, yetkililerden uyuşturucuların Türkiye’ye girişinin engellenmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını talep etti. Tek isteğinin bu maddelerin ülkemize girmesinin engellenmesi olduğunu anlatan M.C, "Bütün Türkiye bunu bir yerden de alıyor olsa binlerce yerden alıyor da olsa biri de bini de aynı bunun. Sokmasınlar hiçbir yere. Yaş oranı çok düştü, bulmak zaten çok kolay. Yetkililere söyleyebileceğim tek şey satanları yakalamaktan ziyade bunun ülkeye girişini engellesinler.”
“ÇOCUKLARININ ARKADAŞLARINI İYİ TANISINLAR”
Bonzai ve birçok uyuşturucu maddeden kurtulmanın çok güzel bir duygu olduğunu ifade eden M.C, sözlerini şöyle sürdürdü: “Huzurlusun, mutlusun, üzerinden çok büyük bir yük kalkıyor. Kendini rahat ve mutlu hissediyorsun. Şöyle düşünün. Siz mutlu değilseniz şu gün, şu saatte beni mutlu edebilir misiniz? Edemezsiniz. O yüzden çevreniz ve kendiniz yani her şey daha mutlu ve daha güzel anlamda gelişiyor. Kafamda da vücudumda da tam anlamıyla kurtuldum. Gerçekten insan, insan olduğunu hissediyor.”
Anne ve babalara tavsiyelerde bulunan M.C, sözlerini şöyle tamamladı: “Aileler henüz yaşları küçük olan çocuklarının arkadaşlarını kesinlikle çok iyi tanısın. Baştan bunu yapsınlar. Bir şey sezinlerlerse çocuklarını alıp o şehirden, o muhitten uzaklaşsınlar. Yeni uğraşlar, yeni şeyler denesinler.”
Kaynak: İHA
Son zamanlarda gençler arasında kullanımı artan ve ölümcül sonuçları olan bonzai batağından kurtulmayı başaran M.C (20), kurtuluşu maneviyatta bulduğunu söyledi.
Sürekli televizyonda Kur’an-ı Kerim dinlemeye başlayan M.C., şöyle konuştu: “Bana tedavi olacaksın deseler asla olmazdım, kesinlikle kabul etmezdim. Ancak, yaşadığım dini maneviyat beni buna itti.” Üç yıl kokain, ekstacy, layn, roş, jamaika gibi birçok maddeyi kullandığını belirten M.C, şunları söyledi: “Tek isteğim devlet büyüklerimiz bu maddeleri ülkemize sokmasın. Bütün Türkiye bunu bir yerden alıyor olsa binlerce yerden alıyor da olsa biri de bini de aynı bunun. Satanları yakalamaktan ziyade bunun ülkeye girişi engellensin.”
Uyuşturucu maddelerle 15 yaşında arkadaş çevresiyle tanıştığını belirten M.C, mutlu olmak, anın tadını çıkarmak için yıllarca madde kullandığını ancak en sonunda akıl sağlığını yitirdiğini ifade etti.
Bonzainin hayatını mahvettiğini söyleyen M.C, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu illeti kullanmamı gerektirecek bir sıkıntım derdim yoktu. Önce ayda bir, sonra 2-3 haftada bir, sonra haftada bir sonra 2-3 günde bir, sonra her gün, sonra günde 10 defaya çıktı. Bu şekilde başladım. Uyuşturucunun hepsini kullandım. İlk sigarayı 3’üncü ya da 4’üncü sınıftayken elime aldım. Bu maddeyi bulmak o kadar kolay ki. İstediğiniz her yerden istediğiniz her saat, her dakika temin etmeniz çok basit. Belki o saatte açık bir market bulup bir kola, alkol ya da ihtiyacınız olan bir şeyi bulamazsınız ama bunu istediğiniz her an her yerde bulabiliyordunuz. Marketten, parktan, mezarlıktan her yerden temin edebiliyorsunuz."
“ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEDİM"
Bonzai ve uyuşturucu birçok maddeyi kullandığı süreçte hiçbir zaman ölümü düşünmediğini ifade eden M.C, şunları söyledi: “Ölümü hiç düşünmedim. Bir maddenin etkisinde ‘Acaba ölür müyüm, çok kötüleştim, elim ayağım tutmuyor, birazdan öleceğim galiba’ diye hiçbir düşünceye kapılmazsınız. Zaten onları kullanmanızın sebebi bir boş vermişlik. Bir şeylerden uzaklaşma, gülümseme ve mutlu olma ihtiyacı, en azından o anı güzel geçirme ihtiyacından dolayı kullanıyorsunuz. Ertesi günü ya da bir saat sonrasını düşünmüyorsunuz. Düşünülmediği için ölümler, hırsızlıklar, kadın pazarlamalar hepsi de bu yoksunluklardan başlıyor.”
“O AN SUÇSUZ BİRİNİ ÖLDÜREBİLİRSİNİZ”
M.C, içilen maddeye göre insanın değiştiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Kiminde mutlu oluyorsunuz kiminde ciddi kiminde rahat oluyorsunuz. Kiminde hızlısınız. Ancak maddeyi aldığım zamanlarda bacaklarım durmazdı, sürekli bir sallama halindeydim. Terliyordum, başımdan bir ağrı giriyordu ayaklarıma kadar. Tansiyonum düşüyordu, çıkıyordu, gözlerim dönüyordu. O an suçsuz birine kaba kuvvet uygulayabilir, bağırıp çağırabilirsiniz. Hatta kalkıp birini bıçakla öldürebilirsiniz bile."
“KUR’AN-I KERİM AYETLERİ GÖRÜYORDUM”
M.C, zorlu süreci fark eden bir kız arkadaşının durumu ailesine gizlice söylemesi ve yaşadığı dini hayatla tedavi sürecine başladığını söyledi.
Allah'a inandığını belirten M.C, sözlerini şöyle sürdürdü: "Allah’a olan inancım her insan, her Müslüman gibi benimde var. Ama onun dışında namaz kıldığım tek zamanlar bayramlar oluyordu. Bir gün bir maneviyat bir huzur hissettim. Bir klip izliyordum. Bu klipte söylenen her söz bana söyleniyor gibiydi. Televizyonda Kur’an-Kerim okunuyordu. Ben o harflerin Türkçe mealini gördüm. Kesik kesik 2-3 saniyede bir geçiyordu ve ben onu görüyordum. Bir gün kullandıktan sonra odaya yatmaya gittim. Odamda Kur’an-ı Kerimi inceledim. Besmele çekip Kur’an-ı Kerimin sayfalarını çevirdim. Tedavi olacaksın deseler ben tedavi olmazdım ve bunu asla kabul etmezdim. Ama bu yaşadığım maneviyat ve kullandığım ilaçlar, maddeler, alkol hepsi birleşince akıl sağlığımı yitirdim artık. Kaldıramadım bazı şeyleri. Normal yaşantının dışında ben farklı bir boyutta farklı bir yerde yaşıyordum.”
“KAFANIZI DEĞİL HAYATINIZI KURTARIN”
Bonzai gibi madde bağımlısı gençlere de seslenen M.C, şunları söyledi: “Elleriniz pis iken yemek yiyemezsiniz. O yüzden kendileri ve düşünceleri temiz olursa dışarıda ve içinde bulundukları an bir hayatın olduğunu fark ederlerse ve çevrelerinde gerçekten onları seven insanlar varsa bunları bırakmaları lazım. Maddeyi bırakmaları tamamen kendi kafalarında bitiyor. Birazcık çevrelerini, kendilerini seven insanları dinlesinler. Bir de öyle denesinler. İlk başlar çok zorlu bir süreç olabilir. Ancak, madde kullanmayan, onu seven bir insanla bu illa aile olmak zorunda değil insan ailesini daha çok sever ama arkadaşının yanında çok daha rahattır. Çok sevdiği bir arkadaşıyla çıksın, 1-2 hafta tatil yapsın. Durumu yoksa bunun için biraz sıkıntı çekip çalışsın ve bu süreci, parayı bulsun. Birazcık o çevreden uzaklaşsın. Okuyorsa, çalışıyorsa buna önem versin. Daha yüksek ve iyi yerlere gelmeyi düşünsün kafasında. Yani hayata yönelsin. Kafasını değil de hayatını kurtarsın.”
Uyuşturucu batağına sürüklenme sürecini de anlatan M.C, şöyle konuştu: “İlk önce yanında içilir. Görürsün, etrafı süzersin, muhabbetleri dinlersin. Her şey komiktir, güzeldir, herkes eğleniyordur çok mutludur. Ve sende dersin ki niye bende böyle olmayayım? Yani arkadaşının sana ‘Al, iç’ demesinden ziyade yanında birkaç kişinin içip mutlu olduğunu görmek sana uzatılmadan almana sebep olur. Atıyorum bir esrar, ki bu bir ‘meşe’ diye tabir edilir. Bir meşeyi bırakın bir duman bile almayın. Çünkü aldığınız zaman gerisi mutlaka geliyor. O esrar dediğimiz madde de sadece bir geçiş kapısı. O kapıyı sadece onunla açıyorsunuz. Ve içeri giriyorsunuz. İçeri girdiğiniz zaman daha farklı maddeler ve daha farklı bir hayatınız oluyor."
“BU MADDELERİN TÜRKİYE’YE GİRİŞİ ENGELLESİNLER”
Kullandığı maddelerin bağımlılığını üzerinden atmak için çok zorlu bir süreç yaşadığını anlatan M.C, yetkililerden uyuşturucuların Türkiye’ye girişinin engellenmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını talep etti. Tek isteğinin bu maddelerin ülkemize girmesinin engellenmesi olduğunu anlatan M.C, "Bütün Türkiye bunu bir yerden de alıyor olsa binlerce yerden alıyor da olsa biri de bini de aynı bunun. Sokmasınlar hiçbir yere. Yaş oranı çok düştü, bulmak zaten çok kolay. Yetkililere söyleyebileceğim tek şey satanları yakalamaktan ziyade bunun ülkeye girişini engellesinler.”
“ÇOCUKLARININ ARKADAŞLARINI İYİ TANISINLAR”
Bonzai ve birçok uyuşturucu maddeden kurtulmanın çok güzel bir duygu olduğunu ifade eden M.C, sözlerini şöyle sürdürdü: “Huzurlusun, mutlusun, üzerinden çok büyük bir yük kalkıyor. Kendini rahat ve mutlu hissediyorsun. Şöyle düşünün. Siz mutlu değilseniz şu gün, şu saatte beni mutlu edebilir misiniz? Edemezsiniz. O yüzden çevreniz ve kendiniz yani her şey daha mutlu ve daha güzel anlamda gelişiyor. Kafamda da vücudumda da tam anlamıyla kurtuldum. Gerçekten insan, insan olduğunu hissediyor.”
Anne ve babalara tavsiyelerde bulunan M.C, sözlerini şöyle tamamladı: “Aileler henüz yaşları küçük olan çocuklarının arkadaşlarını kesinlikle çok iyi tanısın. Baştan bunu yapsınlar. Bir şey sezinlerlerse çocuklarını alıp o şehirden, o muhitten uzaklaşsınlar. Yeni uğraşlar, yeni şeyler denesinler.”