Kobi’lerde Kurumsallaşma ve Markalaşma Çalıştayı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “2002 yılına kadar KOSGEB’in önceki 10 yılda toplam verdiği kredi 14,5 milyon TL.
2002 yılından bugüne kadar KOSGEB’in verdiği destek ise 2.3 milyar TL” dedi.
KOBİ’lerde Kurumsallaşma ve Markalaşma Çalıştayı, Ankara Sanayi Odası (ASO) Konferans Salonu’nda gerçekleşti konferansın açılış konuşmasını yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 4.3 büyüdüğünü hatırlatarak, “Bizi asıl sevindirmesi gereken birinci sırada ihracat var. Artık Türkiye ihraç ederek büyüyor. Büyürken cari açık vermeden büyümeye çalışıyor. Geçmiş yıllara göre daha az bir cari açıkla Türkiye büyümesini gerçekleştiriyor. Birileri felaket senaryoları yazmaya devam etsin. Biz Türkiye’ye güveniyoruz” diye konuştu.
“KOBİ’LERİN KURUMSALLAŞMASI DEMEK TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİ DEMEKTİR”
Reel sektör denilince akla KOBİ’lerin geldiğini kaydeden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şuanda Türkiye’nin istihdamının yüzde 65’inden fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor. Bu KOBİ’lerin Türkiye için ne kadar önemli olduğunun belki tek başına bile göstergesidir. Aynı zamanda ihracatının da yüzde 65’inin üzerindeki kısmını KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Büyük ölçekli firmalarımız var ama büyük ölçekli firmalarımızın da çok ama çok önemli tedarikçileri yine KOBİ’ler. KOBİ’ler ülke üretiminin reel sektörünün can damarıdır. Bunun bilincinde hareket ediyoruz ve Hükümet olarak KOBİ’lerin önünü açacak her türlü çalışmaya destek veriyoruz. KOSGEB’i bu noktada yeniden yapılandırdık. 2002 yılına kadar KOSGEB’in önceki 10 yılda toplam verdiği kredi 14,5 milyon TL. 2002 yılından bugüne kadar KOSGEB’in verdiği destek ise 2.3 milyar TL. Bu KOBİ’lere verdiğimiz önemin göstergesi. Bunu da yeterli bulmuyoruz. KOBİ’ler bütün dünyadaki ekonomilerin lokomotifi olduğu gibi Türkiye’deki ekonominin de lokomotifidir. KOBİ’lerin gelişmesi demek üretimin artması demektir. KOBİ’lerin kurumsallaşması demek Türkiye’nin büyümesi demektir.”
Türkiye’de KOBİ’lerin alması gereken mesafeler olduğunu söyleyen Işık, artık KOBİ’lerin rekabet avantajının yenilikçi yaklaşımda, AR-GE’de, marka ve tasarımda olduğunu bu bilinçle hareket edildiğinde KOBİ’lerin kalıcı olarak büyüyeceğini anlattı.
“EĞER KOBİ’LER MARKALAŞAMAZSA KOBİ’LER İÇİN GERİ SAYIM BAŞLIYOR”
Marka değerine değinen Bakan Işık, şunları söyledi:
“Şuanda Türkiye’de sevindirici gelişmeler var. Şuanda yaklaşık her yıl 120 bin marka başvurusu yapılıyor. Markalaşmada en önemli problem alanımız olan farkındalığı demek ki aşıyoruz. Şimdi yapmamız gereken markalaşmanın içini doldurmak. KOBİ’ler açısından ikinci temel alan kurumsallaşma. En önemli kavram kurumsallaşma. Şu anda bütün KOBİ’lerimizin yüzde 95’i, halka açık şirketlerin yüzde 75’i aile şirketi. Aile şirketlerinin de en önemli açmazı. 1’inci kuşak çok çalışkan oluyor. 2’inci kuşak, 1’inci kuşağın heyecanını taşıyor. KOBİ’ler hızlı bir büyüme sürecine giriyor ama 3’üncü kuşakta işler değişmeye başlıyor. Bu 3’üncü kuşakta eğer KOBİ’ler markalaşamazsa KOBİ’ler için geri sayım başlıyor. Bizim bugün KOBİ’lerin kurumsallaşması noktasında somut atılması gereken adımlar bu çalıştayla ortaya konulmuş olacak. kurumsallaşmayı sağlayan KOBİ’leri kimse tutamaz.”
“DESTEK MEKANİZMALARI DAHA BİLİMSEL VERİLERLE KURGULAMA İMKÂNIMIZ OLACAK”
KOSGEB’i kimsenin ucuz kredi gibi görülmemesi gerektiğine dikkati çeken Işık, girişimci bilgi sisteminde ihracat yapan ile yapmayan KOBİ’leri incelediklerini ve KOBİ’lerin karlı üretim için ihracat yönlendirilmesi gerektiğini anlattı. Işık, “Artık bakanlığımızda Etki Değerlendirme Daire Başkanlığı kuruyoruz. Şuanda Bakanlar Kurulu’nda karar imzalandı, tamamlandı. Yakında inşallah Resmi Gazetede yayımlanacak ve yürürlüğe girecek. Artık KOSGEB olarak, TÜBİTAK olarak, Bakanlık olarak verdiğimiz her desteğin etki analizini yapacağız. Bu sadece bakanlığımız ve kaynaklarının doğru kullanımı açısından önemli değil. Aynı zamanda KOBİ’lerin aldığı bu desteklerle nasıl bir performans gösterdiğini, hangi sonuca varmışız. Bunları da artık inanın milimetrik ölçüde ölçeceğiz. Bu çalışmayla da birlikte destek mekanizmaları daha bilimsel verilerle kurgulama imkânımız olacak” değerlendirmesinde bulundu
Kaynak: İHA
KOBİ’lerde Kurumsallaşma ve Markalaşma Çalıştayı, Ankara Sanayi Odası (ASO) Konferans Salonu’nda gerçekleşti konferansın açılış konuşmasını yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 4.3 büyüdüğünü hatırlatarak, “Bizi asıl sevindirmesi gereken birinci sırada ihracat var. Artık Türkiye ihraç ederek büyüyor. Büyürken cari açık vermeden büyümeye çalışıyor. Geçmiş yıllara göre daha az bir cari açıkla Türkiye büyümesini gerçekleştiriyor. Birileri felaket senaryoları yazmaya devam etsin. Biz Türkiye’ye güveniyoruz” diye konuştu.
“KOBİ’LERİN KURUMSALLAŞMASI DEMEK TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİ DEMEKTİR”
Reel sektör denilince akla KOBİ’lerin geldiğini kaydeden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şuanda Türkiye’nin istihdamının yüzde 65’inden fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor. Bu KOBİ’lerin Türkiye için ne kadar önemli olduğunun belki tek başına bile göstergesidir. Aynı zamanda ihracatının da yüzde 65’inin üzerindeki kısmını KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Büyük ölçekli firmalarımız var ama büyük ölçekli firmalarımızın da çok ama çok önemli tedarikçileri yine KOBİ’ler. KOBİ’ler ülke üretiminin reel sektörünün can damarıdır. Bunun bilincinde hareket ediyoruz ve Hükümet olarak KOBİ’lerin önünü açacak her türlü çalışmaya destek veriyoruz. KOSGEB’i bu noktada yeniden yapılandırdık. 2002 yılına kadar KOSGEB’in önceki 10 yılda toplam verdiği kredi 14,5 milyon TL. 2002 yılından bugüne kadar KOSGEB’in verdiği destek ise 2.3 milyar TL. Bu KOBİ’lere verdiğimiz önemin göstergesi. Bunu da yeterli bulmuyoruz. KOBİ’ler bütün dünyadaki ekonomilerin lokomotifi olduğu gibi Türkiye’deki ekonominin de lokomotifidir. KOBİ’lerin gelişmesi demek üretimin artması demektir. KOBİ’lerin kurumsallaşması demek Türkiye’nin büyümesi demektir.”
Türkiye’de KOBİ’lerin alması gereken mesafeler olduğunu söyleyen Işık, artık KOBİ’lerin rekabet avantajının yenilikçi yaklaşımda, AR-GE’de, marka ve tasarımda olduğunu bu bilinçle hareket edildiğinde KOBİ’lerin kalıcı olarak büyüyeceğini anlattı.
“EĞER KOBİ’LER MARKALAŞAMAZSA KOBİ’LER İÇİN GERİ SAYIM BAŞLIYOR”
Marka değerine değinen Bakan Işık, şunları söyledi:
“Şuanda Türkiye’de sevindirici gelişmeler var. Şuanda yaklaşık her yıl 120 bin marka başvurusu yapılıyor. Markalaşmada en önemli problem alanımız olan farkındalığı demek ki aşıyoruz. Şimdi yapmamız gereken markalaşmanın içini doldurmak. KOBİ’ler açısından ikinci temel alan kurumsallaşma. En önemli kavram kurumsallaşma. Şu anda bütün KOBİ’lerimizin yüzde 95’i, halka açık şirketlerin yüzde 75’i aile şirketi. Aile şirketlerinin de en önemli açmazı. 1’inci kuşak çok çalışkan oluyor. 2’inci kuşak, 1’inci kuşağın heyecanını taşıyor. KOBİ’ler hızlı bir büyüme sürecine giriyor ama 3’üncü kuşakta işler değişmeye başlıyor. Bu 3’üncü kuşakta eğer KOBİ’ler markalaşamazsa KOBİ’ler için geri sayım başlıyor. Bizim bugün KOBİ’lerin kurumsallaşması noktasında somut atılması gereken adımlar bu çalıştayla ortaya konulmuş olacak. kurumsallaşmayı sağlayan KOBİ’leri kimse tutamaz.”
“DESTEK MEKANİZMALARI DAHA BİLİMSEL VERİLERLE KURGULAMA İMKÂNIMIZ OLACAK”
KOSGEB’i kimsenin ucuz kredi gibi görülmemesi gerektiğine dikkati çeken Işık, girişimci bilgi sisteminde ihracat yapan ile yapmayan KOBİ’leri incelediklerini ve KOBİ’lerin karlı üretim için ihracat yönlendirilmesi gerektiğini anlattı. Işık, “Artık bakanlığımızda Etki Değerlendirme Daire Başkanlığı kuruyoruz. Şuanda Bakanlar Kurulu’nda karar imzalandı, tamamlandı. Yakında inşallah Resmi Gazetede yayımlanacak ve yürürlüğe girecek. Artık KOSGEB olarak, TÜBİTAK olarak, Bakanlık olarak verdiğimiz her desteğin etki analizini yapacağız. Bu sadece bakanlığımız ve kaynaklarının doğru kullanımı açısından önemli değil. Aynı zamanda KOBİ’lerin aldığı bu desteklerle nasıl bir performans gösterdiğini, hangi sonuca varmışız. Bunları da artık inanın milimetrik ölçüde ölçeceğiz. Bu çalışmayla da birlikte destek mekanizmaları daha bilimsel verilerle kurgulama imkânımız olacak” değerlendirmesinde bulundu