Başbakan Yardımcısı Atalay Washington'da

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MİT yasasına ilişkin "Demokratikleşme çalışmalarında yoğunlaşan biri olarak MİT yasasını, bir anlamda MİT'in şeffaflaşması, hukukun içine çekilmesi ve denetime açılması olarak görüyorum" dedi.

Atalay, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) 4'üncü yıllık konferansındaki konuşmasında MİT yasasına ilişkin de görüşlerini ifade etti.

MİT'in Türkiye'nin tek istihbarat teşkilatı olduğunu dile getiren Atalay, yasayla ilgili şu görüşlerini aktardı:
"MİT, zaten çalışmalarını 1984 yılında çıkarılan genel yasa ki ihtilal dönemidir ve o yasaya dayalı olan daha geniş bir yönetmelikle yürütüyordu. Biz böyle bir dönemde MİT'in yetkilerini parlamentoya getirdik. Bir yandan demokratikleşme çalışmalarında yoğunlaşan biri olarak MİT yasasını, bir anlamda MİT'in şeffaflaşması, hukukun içine çekilmesi ve denetime açılması olarak görüyorum. İlk defa parlamentoda komisyon kuruyoruz ve bu, diğer istihbarat birimlerini denetleyebilecek komisyon. Parlamento denetimine açıyoruz. Burada bazı boşluklar vardı, onları korunaklı hale getirmiş olduk".
-Yerel seçimler-
Türkiye'de 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlere de değinen Atalay, Türkiye'nin genel seçim gibi bir yerel seçim yaşadığını kaydetti.

AK Parti'nin 6 seçim, 2 referandum geçirdiğini hatırlatan Atalay, 30 Mart'taki yerel seçimlerin kendileri için en zor seçim olduğunu söyledi.

Atalay, hem siyasette kutuplaşmanın olduğu hem de siyaset dışı unsurlardan katılımın bulunduğu seçimde, parlak bir kampanya yürüttüklerini anlattı.
"Kampanyamız dört dörtlüktü" ifadesini kullanan Atalay, "Bu seçim kampanyamız her yönden pürüzsüz, başarılı bir kampanyaydı ve sonuçlarını aldık. Genel başkanımızın performansı çok yüksekti, mitinglere katılım çok yüksekti. Genel manada çok mücadeleci seçim ortamı ama çok başarılı yürüdü. Yerel seçim şartlarının üzerinde de oy aldık" diye konuştu.

Seçim döneminde "olmadık ittifaklar" yapıldığına vurgu yapan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir zaman araya gelmeyecek partilerin ittifakları... Ama özellikle de bu Paralel Yapı olarak da ifade edilen bir kesim var ki bu seçim ortamında çok daha aktif oldu. Diğer partilerden daha fazla çalıştı alanda. AK Parti'ye verilmesin de orada güçlü olan kim varsa ona verilsin anlamında bir çalışmaydı onlarınki. Seçim bölgelerimizde zorlandık, doğrusu kendi tabanımız içinde bu tür tartışmalar bizi yoran tartışmalar oldu".
Hiçbir devletin kendi bünyesinde hem de yargı ve güvenlik gibi alanda hiçbir yapılanmayı kabul edemeyeceğinin altını çizen Atalay, bu noktalarda yapılan çalışmaların tamamen hukukun içinde çalışmalar olduğunu kaydetti.

Yerel seçim sonuçları sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmalarını daha rahat yürüttüklerini belirten Atalay, aday belirleme çalışmalarını mayıs ayı sonuna kadar tamamlamak istediklerini ve henüz bir karar verilmiş olmadığı bildirdi.
-1915 olayları-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin, olayların yıl dönümü öncesinde çok önemli bir açıklama yaptığına işaret eden Atalay, sürprizleri seven hükümet olarak böyle ileri bir adım attıklarını ifade etti.

1915 olaylarının gelecek yıl 100'üncü yılı olacağını hatırlatan Atalay, Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkileri normalleştirme noktasında son yıllarda attığı adımlardan bahsetti.
Erdoğan'ın açıklamasının ileri bir açıklama olduğunu kaydeden Atalay, "Hem ABD'den hem uluslararası camiadan ve tabii hem Ermenistan'dan, Ermeni diasporasından bu mesajın karşılığını bulma, değerlendirme ve bu sorunları çözme yönünde doğrusu biz de hem açıklama hem adımlar bekliyoruz. Biz bunu önemli görüyoruz, bizim bu noktada daha da önemli adımlarımız olacak" açıklamasında bulundu.
Atalay, Kıbrıs sorunu konusunda da, sorunun çözülmesi için çalışmaları yakından takip ettiklerini söyledi.

Sorunun çözümü için BM projelerine önceden destek verdiklerini, bugünkü BM projesine de desteklerini sunduklarını aktaran Atalay, "Şu anda çalışmalar verimli yürüyor. Oradaki çalışmalardan umutluyuz" diye konuştu.

-Suriye krizi-
Beşir Atalay, Suriye krizinden de bahsederek Türkiye'nin şikayetini iletti. Suriye'de 4 yılda yaklaşık 150 bin insanın hayatını kaybettiği savaşla ilgili uluslararası camianın geç ve duyarsız kaldığını bildiren Atalay, sözlerine şöyle devam etti:
"Suriye'de bugün terör ortamı yeşerdi. Esed rejimi bunu iyi kullandı ve Suriye'ye dışarıdan, Suriyeli muhaliflere desteği de önlemiş oldu. Şu anda orası bir terör ortamı ve bundan en fazla zararı Türkiye görüyor. Bizim bin kilometrelik sınırımız var, en uzun kara sınırımız olan komşumuz. Karşılıklı akrabaların sınır boylarında oturduğu ülkeyiz. Şu anda 1 milyon Suriyeli sığınmacı, Türkiye'nin üzerinde büyük bir mali yük var ve burada en büyük sorunu biz yaşıyoruz. Tabii bu konuda uluslararası toplumda daha ileri müdahale şeyi görülmüyor. Bizim buradaki şikayetimiz uluslararası camianın yanılması. Uluslararası camia orada şimdi El-Kaide, İŞİD gibi konularla ilgileniyor, Suriye'nin diğer boyutlarını unuttu."
(Sürecek)
Kaynak: AA