Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı İşık, Kocaeli'de Açıklaması
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Allah korusun başarılı olsaydı şu darbe girişimi, Türkiye en az bir 50 yıl kaybederdi" dedi.
Işık, Darıca'daki bir otelde sanayi esnafı, oda başkanları ve il dernek başkanlarıyla gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada, Darıca'nın kendileri için önemli bir ilçe olduğunu belirterek, Kocaeli'nin en genç ve hızlı gelişen ilçelerinden olduğunu söyledi.
2008'de çıkarılan kanunla Darıca'nın ilçe olduğunu ifade eden Işık, o günden bu yana da nüfusu en hızlı artan yerleşim birimleri arasında yer aldığını kaydetti.
Işık, Darıca'da AK Parti iktidara geldiği günden beri en fazla eğitim ve sağlık konularına ağırlık verdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızı gençlerimizi iyi eğitmemiz durumunda Darıca, beyaz yakalı dediğimiz üretimde tekniker, mühendis ve üstü seviyesinde ne kadar fazla insan istihdam ederse hem ekonomisi hem sosyo-gelişmişlik düzeyi o kadar yukarıya çıkar. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün güçlü bir üniversiteye dönüştürülmesi çalışmalarımız sürüyor. Darıca'mızda bundan faydalanacak. Okul öncesi eğitimden üniversite sonuna kadar Darıca kendine en yakın noktada kaliteli eğitim alan bunun sonucunda da dünya çapında bilim insanı yetiştiren merkez haline gelecek."
Yaptıkları yatırımları vatandaşın kendilerine destekle yaptıklarını vurgulayan Işık, verilen desteklerin hizmet olarak geri dönmesi için "gece gündüz" çalıştıklarını bildirdi.
Işık, "AK Parti olarak iktidarda temel ilkemiz, üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata dayalı bir ekonomik model" diyerek, Türkiye'nin istikrarı yakaladığı dönemlerde ülkenin önüne çeşitli engeller konulduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2007 seçimlerinde, muhalefetin ülke ekonomisi hakkında yaptığı eleştirileri anlatan Işık, 2008 yılının mayıs ayında Türkiye'nin IMF ile anlaşmasını bitirdiğini anımsattı.
Daha sonra dünyada kriz ortaya çıktığını ifade eden Işık, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak IMF ile anlaşmayı bitirmenin avantajını kullandık. Çünkü IMF'nin bize yazdığı reçeteyle ABD'ye yazdığı reçete aynı değildi. Eğer IMF'nin reçetesini uygulasaydık gerçekten Türkiye'nin ekonomisi ciddi bir krize girerdi. Yine aynı adamlar aynı teraneyle karşımızdalar. Çok şükür bu seçimlerde ekonomiye dalmıyorlar. Bununla ilgili üretim ve yatırımla ilgili birşey söylemiyorlar. Bir tek ağızlarına doladıkları yolsuzluk. Kim, yanlış yaparsa bedelini ödesin. Dünyada ve ahirette hesaba inanan insanlarız. Kimse seçime 3 ay kala büyük bir gürültüyle ortaya attığı iddialarla siyaseti şekillendirme gayretini, demokrasiye müdahale yapma gayretini 'yolsuzluk operasyonu' diye sunmasın. Eğer siz memleketi seven insanlar idiyseniz, yolsuzluk iddiası ortaya çıktıysa bunu sonuçlandırıp yargıya teslim etmeniz gerekmez miydi? 2008'de dosya açacaksınız bunu 2013'ün 17 Aralık'ında dosyayı işleme koyacaksın.''
''Bu operasyonlar olsa olsa demokrasiye müdahale operasyonu olur'' diyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu kadar yasa dışı dinleme ve montaj kaset çıkıyor. Daha düne kadar 'biz dinleniyoruz her tarafımız dinleme cihazlarıyla doldu' diyen muhalefetin gıkı çıkmıyor. Demiyorlar ki 'sen hangi yasal çerçevede dinledin, nasıl dinledin? Sen devletin Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın telefonunu hangi cüretle dinledin?' diye bir tek muhalefet sormuyor. Ondan sonra da milletin karşısına çıkamıyorlar, çıkıyorlar 6 bin kişiyle miting yapıyor. Niye millet sana nasıl güvensin. Sen bugün devleti yöneten insanlara yönelik kurulan komploya, 'bu komplo devlete yapılmıştır, demokrasiye karşı yapılmıştır, bizim buna birlikte tavır almamız gerekir' deseydin aynı zamanda Başbakanımıza 'gelin yolsuzlukla mücadele edelim ama devlete karşı kurulan komploya da birlikte karşı çıkalım' deseydin, işte o zaman Gebze'de belki 66 bin kişiyle miting yapardın. Tek dertleri var Tayyip Erdoğan gitsin. Size soruyorum, Erdoğan gitsin de ne olsun. Kemal Kılıçdaroğlu mu bu ülkeyi yönetecek. Kasetle genel başkan olan bir kişi, komployla Başbakan olursa bu ülke ne hale gelir."
- "Bu süreç, siyasi istikrarsızlığa sebep olmasın"
Yaşanan son sürecin doğru değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Işık, "Bu süreç, kesinlikle bir yolsuzluk operasyonu süreci değildir, bu süreç Türkiye'de sandıkta alt edemedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi sokak eylemleriyle sandık dışı yöntemlerle bertaraf etme sürecidir. Bu süreç Allah korusun siyasi istikrarsızlığa sebep olmasın" dedi.
Işık, yolsuzluk olan ülkede son 11 yılda yapılan yatırımların gerçekleştirilemeyeceğini dile getirerek, "Allah korusun başarılı olsaydı şu darbe girişimi, Türkiye en az bir 50 yıl kaybederdi" ifadesini kullandı.
Konuşmanın ardından toplantı, basına kapalı devam etti.
Kaynak: AA
2008'de çıkarılan kanunla Darıca'nın ilçe olduğunu ifade eden Işık, o günden bu yana da nüfusu en hızlı artan yerleşim birimleri arasında yer aldığını kaydetti.
Işık, Darıca'da AK Parti iktidara geldiği günden beri en fazla eğitim ve sağlık konularına ağırlık verdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızı gençlerimizi iyi eğitmemiz durumunda Darıca, beyaz yakalı dediğimiz üretimde tekniker, mühendis ve üstü seviyesinde ne kadar fazla insan istihdam ederse hem ekonomisi hem sosyo-gelişmişlik düzeyi o kadar yukarıya çıkar. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün güçlü bir üniversiteye dönüştürülmesi çalışmalarımız sürüyor. Darıca'mızda bundan faydalanacak. Okul öncesi eğitimden üniversite sonuna kadar Darıca kendine en yakın noktada kaliteli eğitim alan bunun sonucunda da dünya çapında bilim insanı yetiştiren merkez haline gelecek."
Yaptıkları yatırımları vatandaşın kendilerine destekle yaptıklarını vurgulayan Işık, verilen desteklerin hizmet olarak geri dönmesi için "gece gündüz" çalıştıklarını bildirdi.
Işık, "AK Parti olarak iktidarda temel ilkemiz, üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata dayalı bir ekonomik model" diyerek, Türkiye'nin istikrarı yakaladığı dönemlerde ülkenin önüne çeşitli engeller konulduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2007 seçimlerinde, muhalefetin ülke ekonomisi hakkında yaptığı eleştirileri anlatan Işık, 2008 yılının mayıs ayında Türkiye'nin IMF ile anlaşmasını bitirdiğini anımsattı.
Daha sonra dünyada kriz ortaya çıktığını ifade eden Işık, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak IMF ile anlaşmayı bitirmenin avantajını kullandık. Çünkü IMF'nin bize yazdığı reçeteyle ABD'ye yazdığı reçete aynı değildi. Eğer IMF'nin reçetesini uygulasaydık gerçekten Türkiye'nin ekonomisi ciddi bir krize girerdi. Yine aynı adamlar aynı teraneyle karşımızdalar. Çok şükür bu seçimlerde ekonomiye dalmıyorlar. Bununla ilgili üretim ve yatırımla ilgili birşey söylemiyorlar. Bir tek ağızlarına doladıkları yolsuzluk. Kim, yanlış yaparsa bedelini ödesin. Dünyada ve ahirette hesaba inanan insanlarız. Kimse seçime 3 ay kala büyük bir gürültüyle ortaya attığı iddialarla siyaseti şekillendirme gayretini, demokrasiye müdahale yapma gayretini 'yolsuzluk operasyonu' diye sunmasın. Eğer siz memleketi seven insanlar idiyseniz, yolsuzluk iddiası ortaya çıktıysa bunu sonuçlandırıp yargıya teslim etmeniz gerekmez miydi? 2008'de dosya açacaksınız bunu 2013'ün 17 Aralık'ında dosyayı işleme koyacaksın.''
''Bu operasyonlar olsa olsa demokrasiye müdahale operasyonu olur'' diyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu kadar yasa dışı dinleme ve montaj kaset çıkıyor. Daha düne kadar 'biz dinleniyoruz her tarafımız dinleme cihazlarıyla doldu' diyen muhalefetin gıkı çıkmıyor. Demiyorlar ki 'sen hangi yasal çerçevede dinledin, nasıl dinledin? Sen devletin Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın telefonunu hangi cüretle dinledin?' diye bir tek muhalefet sormuyor. Ondan sonra da milletin karşısına çıkamıyorlar, çıkıyorlar 6 bin kişiyle miting yapıyor. Niye millet sana nasıl güvensin. Sen bugün devleti yöneten insanlara yönelik kurulan komploya, 'bu komplo devlete yapılmıştır, demokrasiye karşı yapılmıştır, bizim buna birlikte tavır almamız gerekir' deseydin aynı zamanda Başbakanımıza 'gelin yolsuzlukla mücadele edelim ama devlete karşı kurulan komploya da birlikte karşı çıkalım' deseydin, işte o zaman Gebze'de belki 66 bin kişiyle miting yapardın. Tek dertleri var Tayyip Erdoğan gitsin. Size soruyorum, Erdoğan gitsin de ne olsun. Kemal Kılıçdaroğlu mu bu ülkeyi yönetecek. Kasetle genel başkan olan bir kişi, komployla Başbakan olursa bu ülke ne hale gelir."
- "Bu süreç, siyasi istikrarsızlığa sebep olmasın"
Yaşanan son sürecin doğru değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Işık, "Bu süreç, kesinlikle bir yolsuzluk operasyonu süreci değildir, bu süreç Türkiye'de sandıkta alt edemedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi sokak eylemleriyle sandık dışı yöntemlerle bertaraf etme sürecidir. Bu süreç Allah korusun siyasi istikrarsızlığa sebep olmasın" dedi.
Işık, yolsuzluk olan ülkede son 11 yılda yapılan yatırımların gerçekleştirilemeyeceğini dile getirerek, "Allah korusun başarılı olsaydı şu darbe girişimi, Türkiye en az bir 50 yıl kaybederdi" ifadesini kullandı.
Konuşmanın ardından toplantı, basına kapalı devam etti.