Tbmm Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu Açıklaması
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, torba kanun tasarısı içinde bulunan internet düzenlemesine ilişkin "Çok yaygın bir alan. 32 milyon insan bu alanda dolaşıyor, büyük bir alan. Bu alanı yol geçen hanı gibi görmemek lazım" dedi.
Kuzu, Elbistan Genç İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir programa katılmak üzere geldiği kentte, Vali Şükrü Kocatepe'yi ziyaret etti.
Bir gazetecinin tutukluk sürelerine ilişkin sorusu üzerine Kuzu, bu konuda Türkiye'de sorunlar yaşandığını, 2002 öncesinde cezaevinde kalanların yüzde 70'inin tutuklu olduğunu, gelişmiş ülkelerde bu oranın çok daha düşük olduğunu belirtti.
Cezaevindeki tutuklu sayısının yüzde 22'ye düştüğünü ifade eden Kuzu, "Şuan cezaevlerindeki 100 kişiden 22'si tutuklu. Avrupa'da bu oranın yüzde 27-28 olduğu yerler var. Bizde iyi bir hale geldi. Ergenekon ve Balyoz gibi kimi davaları bir kenara bırakırsak diye söylüyoruz. Bu davalar ayrı bir durum" dedi.
Tutukluluk sürelerine ilişkin son günlerde eleştiri aldıklarını dile getiren Kuzu, tutukluluk süresinden önce o soruna neden olan şartları netleştirdiklerini vurguladı.
Tutukluk süresinden öte şartları çok netleştirdiklerini ifade eden Kuzu, şunları söyledi:
"Tutukluluğu daha ağır şartlara bağladık ama mahkemelerimiz maalesef uygulamada bunu dikkate almıyor. Ama biz de gidip mahkemeye 'biz kanun çıkarttık hani bunu tutukla ya da bırak' diyecek bir konumumuz olamaz; yasama, yürütme ve yargı ayrımında. Demekki siz ne yazarsanız yazın, kanunları uygulayan hakimler ve savcılar dikkate fazla almaz bir yorumla başka tarafına geçerse çok sonuç alınamıyor. Tutuklulukla alakalı gelecek süre en fazla 5 yıl olacak. 5 yılı dolduran otomatikman bırakılacak. Bir de 2 yıllık tutukluluk ayrıca var. Onu en çok 1 sene daha artırabiliyorsun. 5 yıllık süre büyük toplu davalar için."
Torba kanun tasarısı içindeki internet erişimine ilişkin düzenlemeyle ilgili görüşlerini de aktaran Kuzu, internetin denetimi zor bir alan olduğunu kaydetti.
İnternette yazıldıktan sonra çırpınmanın bir şey getirmediğini dile getiren Kuzu, şöyle devam etti:
"Gezi olaylarından sonra bu alana girdik. Ruhlar alemi midir, cinler alemi midir? nedir bilmiyorum. Sanal bir şey. Nerede olduğunu da bilmiyorsun. Yazıyoruz, gidiyor bir yere, nereye gittiğini de bilmiyoruz. Tepkisi sonradan çıkıyor, duyanlar oluyor demekki. Buna prensip olarak karşı olmak doğru olmaz. Çünkü çok yaygın bir alan. 32 milyon insan bu alanda dolaşıyor, büyük bir alan. Bu alanı yol geçen hanı gibi görmemek lazım. Önüne gelen bir twit attım kaçtım Maraş'a, he güzel beni bulsun bulabilirlerse, böyle bir şey yok."
İnternete ilişkin yargılamayla alakalı sorunların bulunduğuna da işaret eden Kuzu, suç işleyen birini yargılamak için ABD'deki merkezden izin alınması gerektiğini belirterek, bununla ilgili yeni bir birim kurulduğunu anlattı.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaset olayına ilişkin Başbakan Erdoğan'ın tavrına şahit olduğunu aktaran Kuzu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Deniz beyin hadisesi gündeme geldiğinde meclisteydim. Saat 13.30 falandı. Ben bizzat şahidim. Sayın Başbakan hemen Binali beyi çağırdı (derhal bu rezilliği durdurun. derhal hemen) dedi.
Koşarak gitti ama o günün şartları daha zordu. Alan sürekli gelişiyor. O açıdan sansürdür, yasaklanmasıdır ve ifade özgürlüğünün sınırıdır gibi bunlara çok fazla takılmamak lazım. İnsanların özel hayatı çok önemli bana sorarsanız. Çünkü bir tek onla kalmıyor. O insanı yıprattığın zaman ailesi yıpranıyor, etrafı yıpranıyor, çocukları perişan oluyor. Bu orada kalmıyor. O yüzden o konuda hassas olmamız lazım. Bence konuyu sansür bağlamında görmemek lazım."
Kaynak: AA
Bir gazetecinin tutukluk sürelerine ilişkin sorusu üzerine Kuzu, bu konuda Türkiye'de sorunlar yaşandığını, 2002 öncesinde cezaevinde kalanların yüzde 70'inin tutuklu olduğunu, gelişmiş ülkelerde bu oranın çok daha düşük olduğunu belirtti.
Cezaevindeki tutuklu sayısının yüzde 22'ye düştüğünü ifade eden Kuzu, "Şuan cezaevlerindeki 100 kişiden 22'si tutuklu. Avrupa'da bu oranın yüzde 27-28 olduğu yerler var. Bizde iyi bir hale geldi. Ergenekon ve Balyoz gibi kimi davaları bir kenara bırakırsak diye söylüyoruz. Bu davalar ayrı bir durum" dedi.
Tutukluluk sürelerine ilişkin son günlerde eleştiri aldıklarını dile getiren Kuzu, tutukluluk süresinden önce o soruna neden olan şartları netleştirdiklerini vurguladı.
Tutukluk süresinden öte şartları çok netleştirdiklerini ifade eden Kuzu, şunları söyledi:
"Tutukluluğu daha ağır şartlara bağladık ama mahkemelerimiz maalesef uygulamada bunu dikkate almıyor. Ama biz de gidip mahkemeye 'biz kanun çıkarttık hani bunu tutukla ya da bırak' diyecek bir konumumuz olamaz; yasama, yürütme ve yargı ayrımında. Demekki siz ne yazarsanız yazın, kanunları uygulayan hakimler ve savcılar dikkate fazla almaz bir yorumla başka tarafına geçerse çok sonuç alınamıyor. Tutuklulukla alakalı gelecek süre en fazla 5 yıl olacak. 5 yılı dolduran otomatikman bırakılacak. Bir de 2 yıllık tutukluluk ayrıca var. Onu en çok 1 sene daha artırabiliyorsun. 5 yıllık süre büyük toplu davalar için."
Torba kanun tasarısı içindeki internet erişimine ilişkin düzenlemeyle ilgili görüşlerini de aktaran Kuzu, internetin denetimi zor bir alan olduğunu kaydetti.
İnternette yazıldıktan sonra çırpınmanın bir şey getirmediğini dile getiren Kuzu, şöyle devam etti:
"Gezi olaylarından sonra bu alana girdik. Ruhlar alemi midir, cinler alemi midir? nedir bilmiyorum. Sanal bir şey. Nerede olduğunu da bilmiyorsun. Yazıyoruz, gidiyor bir yere, nereye gittiğini de bilmiyoruz. Tepkisi sonradan çıkıyor, duyanlar oluyor demekki. Buna prensip olarak karşı olmak doğru olmaz. Çünkü çok yaygın bir alan. 32 milyon insan bu alanda dolaşıyor, büyük bir alan. Bu alanı yol geçen hanı gibi görmemek lazım. Önüne gelen bir twit attım kaçtım Maraş'a, he güzel beni bulsun bulabilirlerse, böyle bir şey yok."
İnternete ilişkin yargılamayla alakalı sorunların bulunduğuna da işaret eden Kuzu, suç işleyen birini yargılamak için ABD'deki merkezden izin alınması gerektiğini belirterek, bununla ilgili yeni bir birim kurulduğunu anlattı.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaset olayına ilişkin Başbakan Erdoğan'ın tavrına şahit olduğunu aktaran Kuzu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Deniz beyin hadisesi gündeme geldiğinde meclisteydim. Saat 13.30 falandı. Ben bizzat şahidim. Sayın Başbakan hemen Binali beyi çağırdı (derhal bu rezilliği durdurun. derhal hemen) dedi.
Koşarak gitti ama o günün şartları daha zordu. Alan sürekli gelişiyor. O açıdan sansürdür, yasaklanmasıdır ve ifade özgürlüğünün sınırıdır gibi bunlara çok fazla takılmamak lazım. İnsanların özel hayatı çok önemli bana sorarsanız. Çünkü bir tek onla kalmıyor. O insanı yıprattığın zaman ailesi yıpranıyor, etrafı yıpranıyor, çocukları perişan oluyor. Bu orada kalmıyor. O yüzden o konuda hassas olmamız lazım. Bence konuyu sansür bağlamında görmemek lazım."