Ankara'da Yaşıyorlar Ama Köy Ekmeğinden Vazgeçmiyorlar

Köylerden şehirlere giden ve şehirde yaşamaya başlayan kadınlar, şehirde yaşamalarına rağmen köy ekmeğinden vazgeçmiyorlar. Yöreye özgü, 20 gün tazeliğini koruyan kapama ekmeğini, köylerde bulunan asırlık fırınlarda pişiriyorlar.

Ankara'nın Çubuk ilçesinin köylerinden çeşitli nedenlerle Çubuk ve Ankara'ya giden ve oralarda yaşamaya başlayanlar, şehirde yaşamalarına rağmen köy ekmeklerinden vazgeçmiyorlar. Çubuk bölgesinin yemek kültürünün en önemli tüketim maddelerinin başında yer alan kapama ekmeği bölge sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer almaya devam ediyor. Ankara ve Çubuk'tan her hafta, her ay kapama ekmeği yapmak için köylere giden bayanlar, yaz kış evlerinde büyük oranda kapama ekmeğini tükettiklerini söylüyorlar.
Çubuklular, fabrikasyon ekmek yerine köy ekmeğini köylerinde ve eski adetlerine göre yapmayı tercih edenler, hafta sonları köylerde adeta bir yoğunluk yaşanmasına neden oluyorlar.
-Asırlık fırınlarda pişirilen bu ekmek bayatlamıyor
Kapama ekmeği özlemlerini köylerde bulunan eski tandırda yaparak giderdiklerini söyleyen 65 yaşındaki Ümmühan Demir, tandır ekmeğinin fabrikasyon ekmeğine nazaran hem lezzetli olması, hem doyurucu hem de daha sağlıklı olduğu için tercih edildiğini belirtti.

Kendilerine özgü, 20 gün tazeliğini koruyan ekmeği köylerinde bulunan asırlık fırınlarda pişirdiklerini anlatan Demir, ''Atalarımızdan günümüze kadar gelen 'kapama ekmeğini' bize özgü olan fırınlarda pişiriyoruz. Bizde çocuklarımız da, sofrada mutlaka bu ekmeği istiyoruz. Biz Çubuk'ta yaşıyoruz ama ekmek yapmak için köye geliyoruz. Haftalık veya aylık çocuklarımızla ve gelinlerimle buraya geliriz ekmeğimizi yaparız gideriz. Bu ekmeğin özelliği yumuşak olması, bayatlamaması ve çok lezzetli olmasıdır. Bu ekmeğe alıştığımız için bırakamıyoruz'' dedi.

-Çocuklarına öğretiyorlar
Kendisine öğretildiği gibi çocuklarına ve gelinlerine ekmek yapmayı öğrettiklerini kaydeden Demir, annesinden öğrendikleriyle atalarının adetlerini yaşattıklarını ve gelecek nesillere aktardıklarını ifade ederek, ''Kız, annesinden ekmek pişirmeyi öğrenir. Kızlarım ve gelinlerime ekmek yapmayı öğrettim. Bizim çocuklarımıza en önemli miras olarak bıraktığımız, atalarımızdan kalan bu ekmektir'' dedi.

Ekmek yapmayı evlendikten sonra öğrendiğini ve o günden bu tarafa ekmek yaptığını hatırlatan Lütfiye Demir ise, ''Annem, görümcem, eltilerim geliyoruz ve birlikte yapıyoruz. Bakkaldan aldığımız ekmek bir gün sonra bayatlıyor. İçerisine patates koyduğumuz için bu ekmek kesinlikle bayatlamıyor. İlk gün gibi aynı lezzeti alabilirsiniz. Ekmek yapmak için yaklaşık 20 kilometrelik yoldan geliyoruz. Bu ekmeği bir kişi yapamaz, bu ekmeği yapmak bir ekip işi ister'' dedi.

Özellikle hafta sonları ekmek yapmak için insanlar geldiğini anlatan Hacılar Köyü Muhtarı Mustafa Koç, ''Köylerde kimse kalmadı. Köyler sadece yaşlıların yaşar duruma geldi mekan haline geldi. Ekmek yapmak için gelenler de olmasa köylere insanlar gelmeyecek. Bu bahaneyle insanlar köylerden de uzaklaşmamış oluyor. Bu nedenle fırınları sürekli çalışır durumda tutuyoruz'' diye konuştu.


Kaynak: AA