10 Metrekarede 100 Yıllık Lezzet
Bigadiç ilçesinde 100 yılı aşkın süredir aynı teknikle üretilen helva, doğallığı ve eşsiz lezzetiyle vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.
İlçede oldukça mütevazı 10 metrekarelik dükkanda helva satan Ali İhsan Eröz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden mezun olduğunu belirterek, 5'inci kuşak olarak helvacılığa devam ettiğini söyledi.
Dedelerinden kalma tekniği 100 yılı aşkın süredir bırakmadıklarını, doğallıktan uzaklaşmadıklarını ifade eden Eröz, "Gelişen teknoloji ve üretim alışkanlıkları birçok ürüne mısır şurubunu soktu. Kapımızdan bugüne kadar glukoz ya da mısır şurubu hiç girmedi, girmeyecek" dedi.
Ürünlerinde yerli susam kullandıklarını vurgulayan Eröz, şunları kaydetti:
"Bu işin ustası babam. Hem babama yardım ediyorum hem de üretimini öğreniyorum. Fabrikasyon bir üretim değil, evimizde tamamen doğal. Tonlarca bir üretimden de söz etmiyoruz. Damak tadına hitap eden asırlık lezzeti bozmayacak ölçüde, miktarda üretim yapıyoruz. Çifte kavrulmuş susamı çöven suyuyla yoğurup şekerle tatlandırıyoruz. Aslında buradaki sır, ham maddelerde doğallığı seçmemizde gizli."
Eröz, ürünlerinin, diğer tahin helvalarına oranla daha farklı bir renk ve lezzete sahip olduğunu anlattı.
Bu lezzeti bilenlerin, kilometrelerce yolu aşıp Bigadiç'e helva satın almaya geldiğine dikkati çeken Eröz, "Yaz aylarında Edremit Körfezi'ne tatile gelenler, geri dönüşlerinde mutlaka helva alır. Kışın soğukta daha fazla tüketiliyor ancak yaz aylarında da sıcak diye talep düşüklüğü olmuyor" ifadesini kullandı.
Bigadiç denilince ilk akla gelenlerin başında helvalarının yer aldığını vurgulayan Eröz, ürünün bu kadar ünlenmesinde 100 yılın emeğinin bulunduğunu dile getirdi.
Özel bir tekniğe sahip olmadıklarını bildiren Eröz, "Sadece yıllar önce kullanılanı tercih ediyoruz, o kadar. İlk kez bizi arayanların telefonla geri dönüş yapıp teşekkür ettiğine çok şahit olduk. İnşallah nice 100 yıllar daha bu lezzet korunur" diye konuştu.
Helvaya, günlük beslenmede mutlaka yer verilmesi gerektiğine dikkati çeken Eröz, özellikle bebeklerini emziren annelerin sütü ve çocukların enerji ihtiyacı bakımından çok faydalı bir gıda olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Dedelerinden kalma tekniği 100 yılı aşkın süredir bırakmadıklarını, doğallıktan uzaklaşmadıklarını ifade eden Eröz, "Gelişen teknoloji ve üretim alışkanlıkları birçok ürüne mısır şurubunu soktu. Kapımızdan bugüne kadar glukoz ya da mısır şurubu hiç girmedi, girmeyecek" dedi.
Ürünlerinde yerli susam kullandıklarını vurgulayan Eröz, şunları kaydetti:
"Bu işin ustası babam. Hem babama yardım ediyorum hem de üretimini öğreniyorum. Fabrikasyon bir üretim değil, evimizde tamamen doğal. Tonlarca bir üretimden de söz etmiyoruz. Damak tadına hitap eden asırlık lezzeti bozmayacak ölçüde, miktarda üretim yapıyoruz. Çifte kavrulmuş susamı çöven suyuyla yoğurup şekerle tatlandırıyoruz. Aslında buradaki sır, ham maddelerde doğallığı seçmemizde gizli."
Eröz, ürünlerinin, diğer tahin helvalarına oranla daha farklı bir renk ve lezzete sahip olduğunu anlattı.
Bu lezzeti bilenlerin, kilometrelerce yolu aşıp Bigadiç'e helva satın almaya geldiğine dikkati çeken Eröz, "Yaz aylarında Edremit Körfezi'ne tatile gelenler, geri dönüşlerinde mutlaka helva alır. Kışın soğukta daha fazla tüketiliyor ancak yaz aylarında da sıcak diye talep düşüklüğü olmuyor" ifadesini kullandı.
Bigadiç denilince ilk akla gelenlerin başında helvalarının yer aldığını vurgulayan Eröz, ürünün bu kadar ünlenmesinde 100 yılın emeğinin bulunduğunu dile getirdi.
Özel bir tekniğe sahip olmadıklarını bildiren Eröz, "Sadece yıllar önce kullanılanı tercih ediyoruz, o kadar. İlk kez bizi arayanların telefonla geri dönüş yapıp teşekkür ettiğine çok şahit olduk. İnşallah nice 100 yıllar daha bu lezzet korunur" diye konuştu.
Helvaya, günlük beslenmede mutlaka yer verilmesi gerektiğine dikkati çeken Eröz, özellikle bebeklerini emziren annelerin sütü ve çocukların enerji ihtiyacı bakımından çok faydalı bir gıda olduğunu sözlerine ekledi.
