Tarihi Kültürü ve Kış Turizmi İle Ünlü Bitlis Emıtt Fuarı’nda

Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda (EMITT) Bitlis standı yerini aldı.

Tarihi Kültürü ve Kış Turizmi İle Ünlü Bitlis Emıtt Fuarı’nda
Doğal güzellikleri, kültür ve kış turizmi ile tarihi alanları ile dikkatleri üzerine çeken Bitlis standı yerli ve yabancı katılımcılarından büyük ilgi gördü.
İstanbul Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi’de gerçekleştirilen EMITT’te Bitlis standı yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgi gördü. Doğal güzellikleri, tarihi alanları, kültür ve özellikle kış turizmiyle dikkatleri üzerine çeken Bitlis standında, baston imalatından harik üretimine kadar birçok kültür yoğun ilgi gördü.

Fuarda Bitlis’i tanıtmaya çalıştıklarını belirten Bitlis İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör, “En önemli şey de hedef kitleye ulaşmaktır. Çünkü burada hedef kitlemize ulaşıyoruz. Bütün seyahat acenteleri, tur operatörleri ve otellerin hepsi buradalar. Biz de ilk olarak kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz. Seyahat acentelerimiz, otellerimiz ve mevcut yöresel el sanatları ile doğal güzelliklerimizle kültürümüzü tanıtmaya çalışıyoruz. Biz buraya bir, iki konsept ile geldik. Birincisi kültür turizminin ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor. Bizde kültür ve turizmle ön plana çıkarak doğal ‘Jeopark’ ile buraya geldik. Jeopark’ın anlamı ise Türkiye’de daha yenidir. Türkiye’den UNESCO’ya sadece herkesin bilgisi dahilinde olan Manisa’nın Kula ilçesi geçmişti. İkinci çalışmayı ise biz yapıyoruz. İnşallah Doğu Anadolu Bölgesi’nde Türkiye’nin en büyük Jeopark alanını oluşturacağız. Jeopark ile birlikte Jeoturizminde 25 milyon bir kitlesi var. Bu hedef kitleyi Bitlis’e çekmeyi planlıyoruz. Ne kadar bu hedef kitleden faydalanırsak hem Doğu Anadolu hem de Türkiyemiz bundan istifade edecek. Çünkü biz başaracağımıza inanıyoruz” dedi.

“ORHUN ABİDELERİ’Nİ ORTA ASYA’DA DEĞİL BİTLİS’TE GÖREBİLİRSİNİZ”
Kültür ve kış turizminin Bitlis’te önemli olduğunu ifade eden Işıkgör, “Türkiye’de en uzun süre kar alan ve karın en uzun süre kaldığı il Bitlis’tir. Yaklaşık 6 ay kar yerde kalıyor. Onun için bizim kayak tesislerimiz var. Çift kayak, Aktaş kayak tesislerimiz var. Bu kayak tesislerimizin hem tanıtımını yapmak istiyoruz. Türkiye ve dünyanın en büyük Türk-İslam Mezarlığı olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı Bitlis’tedir. Her bir anıt yapısı niteliğinde olan bu mezarlar, Orhun Abideleri’ni Orta Asya’da aramaya gerek yok. Gelin bunu Bitlis’te rahatlıkla görebilirsiniz. Bu mezar taşlarımız siteller, sitel gibi mezar taşlarımızın boyu yaklaşık 4 buçuk metre boyunda, 60 santimetre genişliğindedir. Bu önemli bir değerdir. Nakkaşları kıskandıracak kadar da süslemelidir” ifadelerini kullandı.

Hüsnü Işıkgör, “Köprülerimiz, medreselerimiz, yürüyüş alanları ve 3’de ikisi Bitlis’te olan Van gölümüz var. Herkes Van Gölü’nü Van’da zannediyor ama hilal gibi Van Gölü’nü çevirmişiz. Yani göl turizminden de faydalanma şansımız var. Amacımız Bitlis’i burada tanıtmaktır ve ben başarıya ulaşacağımıza inanıyorum” diyerek sözlerine ekledi.

Baston imalatçısı Cumali Birol da, “Baston imalatının yanı sıra boynuz kullandığımızdan dolayı bu yıl tarak, tuzluk, gondol, masa üstü, kalemlik, servis tabakları ve çerezlik üreterek birçok ürün ayırdık. Burada bardak altlıkları da ürettik. Boynuz çok farklı bir maddedir. Keratin oluşundan dolayı kendi içerisinde mikrobu kabul etmiyor. Tamamen hijyenik ve orijinal ürün olduğundan böyle bir ürüne geçiş yaptık. Biliyorsunuz, plastiklerin hepsi kanserojen madde yayıyor. Maalesef içimizde plastik üzerine çok büyük sıkıntılar yaşayan hemşehrilerimizi gördük. Bununla ilgili bizde boynuz üzerine hem baston imalatını hem de boynuz üzerine yapmış olduğumuz çeşitlerimiz daha da çoğalacaktır. Yaptıklarımız fuarda çok büyük ilgi gördü. Bu yıl satış yapmıyoruz. Çok büyük yerlerden sipariş aldık. Bunun yanı sıra insanlar çok beğendiler. İnsanların ihtiyacı olan bir ürün olduğunu gördük. İnşallah bunun devamını yapacağız. Böylece devam edip gidiyor” şeklinde konuştu.

Bitlis’e el dokuması özel ayakkabı üreten Harik ustası Haydar Yılmaz ise, “Harik, Bitlis’te geçmiş dönemlerde ayakkabı olarak kullanılan bir çeşittir. Yani ayakkabı olmadan önce yüzyıllar boyu yöre halkı bunu ayakkabı olarak kullanmışlar. Tümüyle el işidir. Herhangi bir makine işi yoktur. Ana hammaddeleri kendir ve keçi kılıdır. Kendir ve keçi kılının dikilmesiyle oluşan bir ayakkabıdır. 5 gün içerisinde bir çifti yapılabiliyor. Bir çiftin tamamlanması için 12 aşamadan geçmesi gerekiyor. Bu aşamaların bazıları kalıp yapma, kalıp bezlendirme, ip yapımı, iç ve yan dikiş, üst örgü dikimi, üst örgünün tabanla birleştirilmesi, yöresel nakışlar ve kalıplama gibi aşamalardır. Tümü birbirinden zahmetlidir. Genelde şuan harik, halk oyunları ekiplerine ve tiyatrocular için pazar görüyor. Onun dışında ayakta, rahatsızlıkları olanlara özel siparişler yapıyoruz. Çünkü romatizma ağrısına keçi kılı iyi gelmektedir. Ayağı dinlendirmektedir. Yazın serin, kışın ise sıcak tutar. Bu tür özelliklere sahiptir. Bundan dolayı özel siparişlerde alıyoruz. O şekilde yapmaya çalışıyoruz” dedi.

Fuarın harikin tanıtımında katkısı olduğunu kaydeden Haydar Yılmaz, “Çünkü tanıtım eksikliği var. İnsanlar gördüğü zaman bu ne diye şaşırıyorlar ve nereye ait olduğunu bilmiyorlar. Tanıtım olarak çok büyük faydaları oldu. Kimi bölgelerde İstanbul olsun veya İzmir olsun nüfusu bol olan ülkelerde, bu ayakkabıya arayan insanlarla bağlantı kuramıyoruz. Çünkü yapıldığını bilmiyorlar. Bu tür fuarlarda tanıtım açısından bize büyük yararlar sağlanıyor. Bundan dolayı da mutluyuz. Çiftini 200 liradan satıyoruz. Bu 200 liranın zaten yaklaşık 50 lirası malzemesine gidiyor. Çünkü malzemesi sıkıntılıdır. Hem keçi kılını, ipini bulması zordur hem de kendiri bulmak zordur. Kendiri zaten devlet güvencesi altında üretilen bir maddedir. Onu bulmak sıkıntılıdır. Hammaddeyi çıkartsak emeğimiz olmasa severek yaptığımız bir meslek yapıyoruz. Çünkü Bitlis’e ait bir kültürdür. Bu kültürün yaşamasını istiyoruz” diye konuştu.

Kaynak: İHA