Dış mihrakların son oyunu: Diyet ve perhiz

Sosyal medyada ortaya çıkan bir reklam kampanyası paylaşım rekorları kırıyor.

Dış mihrakların son oyunu: Diyet ve perhiz
Dış mihrakların son oyunu: Diyet ve perhiz
Sosyal medyanın izlenme kıran videolarına bir yenisi daha eklendi.

Bir kebapçının reklam broşüründen uyarlanan videoda diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetlerin dış mihraklar tarafından Türk milletinin devamını engellemek için ortaya çıkarıldığı söyleniyor.

“Yiyin kardeşim yiyin korkmadan yiyin” diyerek başlayan videoda popüler kültürün Türk ırkına zarar verdiği, bu şekilde Türk ırkının sağlıksız yapılmaya çalışıldığı iddia ediliyor.

Çanakkale savaşında 240 kiloluk top mermisini taşıyan Seyit Onbaşı'ya da gönderme yapılarak “İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?” diye soruluyor.

Tıklanma rekorları kıran video 'Unutmayın su uyur, düşman uyumaz!' şeklinde son buluyor.

Esprili üslubu ile dikkat çeken metnin tamamı şu şekilde:


Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.

İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?

İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.

Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki sise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.

Sakin bu oyuna düşmeyin.

Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.

Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte…vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur. Bu sözde mutfak, acayip zerzevat ile acayip mahlukatın, wog adi verilen bir tencerede yarı pişmiş yari çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakin kanmayın, sakin yemeyin. Helal değildir!

Unutmayın su uyur, düşman uyumaz!