'Madenlerdeki Denetim, Bağımsız Kurullarla Yapılmalı'
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Ermenek'teki meselenin ciddi anlamda ele alınması gerektiğini belirterek, "Biz, kamu anlayışıyla buraları işletemiyoruz, buralar özelleşecekse de devletin mutlaka denetimini tamamen bağımsız kurullar aracılığıyla yapması lazım" dedi.
Tonbul, AA muhabirine, maden faciasının yaşandığı Karaman'ın Ermenek ilçesine gittiklerini ve Türkiye'deki madencilik sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de yer altı madenciliği noktasında yılda bir ya da iki defa iş kazalarının yaşandığını, kanun yapmak ve çıkartmak, çıkan kanunları takip etmek ve iş ahlakı konularında sıkıntıların dile getiren Tonbul, "Biz işimizi tahrip ediyoruz. İnsan onuruna, hayatına yakışacak işi, çalışma hayatına sağlayamıyoruz" ifadesini kullandı.
Tonbul, Ermenek'te Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan'la görüştüğüne de değinerek, şunları söyledi:
"Ermenek'teki mesele ciddi anlamda ele alınması lazım. Hem çalışma hayatı boyutuyla hem de 'biz, bu ruhsatları kimlere veriyoruz', bunu takip etmemiz lazım. Madenleri kim işletecekse işletsin, ama bu madenler özelleştirilmiyor sadece redevans hakkı veriliyor. Biz, kamu anlayışıyla buraları işletemiyoruz. O zaman bunun orta yolunu bulmamız lazım. Kamudayken bu yerler verimsiz hale geliyor, özel sektördeyken de verimli hale geliyor. Bu sefer de özel sektörde insan hayatı dikkate alınmıyor. Çzelleşecekse de devletin mutlaka denetimini tamamen bağımsız kurullar aracılığıyla yapması lazım."
-"Neden bizde oluyor?"
"Madenlere giden iş müfettişlerinin, iş sağlığından sorumlu mühendislerin vicdan sahibi olması lazım" diyen Tonbul, şöyle konuştu:
"Empati kültürümüzü geliştirmemiz lazım. Siz orada çalışsanız nasıl olur? Burada eski ocaklar var, yeni ocak bunun altında çalışıyor. Teknik bilgi olarak 'topuk' denilen kısım 25 metreden fazla olması lazım. Siz, bu topuğu 6 metreye kadar düşüyorsunuz, oradan kömür alıyorsunuz ve yukarı ki suyu da bir şekilde tahliye etmemişsiniz. Bu yüzden o boşalan eski ocaklardaki su, bir baraj etkisi yaparak aşağıyı basıyor. Su da bu işçileri alıp, en uç noktaya götürüyor. şu anda yapılan 25-30 metrelik bir mesafe kalmış, bu arkadaşlarımız demek ki en uç noktasındalar. Arama-kurtarma çalışmaları için harcadığımız para ve emeği, eğer bu kanunların uygulanmasına harcamış olsaydık 18 işçimiz, 301 işçimiz bugün hayatta olacaktı."
Hacı Bayram Tonbul, madencilik sektörünün batıda çok farklı olduğunu da vurgulayarak, "Almanya'nın almış olduğu bir karar var. Diyor ki, 'Ben önümüzdeki yıllar itibarıyla elektrik enerjisinin yüzde 50'sini kömürden sağlayacağım'. Demek ki Almanya'da kömür işletmeciliği ve kömürden elektrik üretimi, bizim kat kat üstümüzde. Biz, yer altı madenciliğin çok fazla olduğu yerlerde böyle büyük kazalar görmüyoruz. Neden bizde oluyor?" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Türkiye'de yer altı madenciliği noktasında yılda bir ya da iki defa iş kazalarının yaşandığını, kanun yapmak ve çıkartmak, çıkan kanunları takip etmek ve iş ahlakı konularında sıkıntıların dile getiren Tonbul, "Biz işimizi tahrip ediyoruz. İnsan onuruna, hayatına yakışacak işi, çalışma hayatına sağlayamıyoruz" ifadesini kullandı.
Tonbul, Ermenek'te Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan'la görüştüğüne de değinerek, şunları söyledi:
"Ermenek'teki mesele ciddi anlamda ele alınması lazım. Hem çalışma hayatı boyutuyla hem de 'biz, bu ruhsatları kimlere veriyoruz', bunu takip etmemiz lazım. Madenleri kim işletecekse işletsin, ama bu madenler özelleştirilmiyor sadece redevans hakkı veriliyor. Biz, kamu anlayışıyla buraları işletemiyoruz. O zaman bunun orta yolunu bulmamız lazım. Kamudayken bu yerler verimsiz hale geliyor, özel sektördeyken de verimli hale geliyor. Bu sefer de özel sektörde insan hayatı dikkate alınmıyor. Çzelleşecekse de devletin mutlaka denetimini tamamen bağımsız kurullar aracılığıyla yapması lazım."
-"Neden bizde oluyor?"
"Madenlere giden iş müfettişlerinin, iş sağlığından sorumlu mühendislerin vicdan sahibi olması lazım" diyen Tonbul, şöyle konuştu:
"Empati kültürümüzü geliştirmemiz lazım. Siz orada çalışsanız nasıl olur? Burada eski ocaklar var, yeni ocak bunun altında çalışıyor. Teknik bilgi olarak 'topuk' denilen kısım 25 metreden fazla olması lazım. Siz, bu topuğu 6 metreye kadar düşüyorsunuz, oradan kömür alıyorsunuz ve yukarı ki suyu da bir şekilde tahliye etmemişsiniz. Bu yüzden o boşalan eski ocaklardaki su, bir baraj etkisi yaparak aşağıyı basıyor. Su da bu işçileri alıp, en uç noktaya götürüyor. şu anda yapılan 25-30 metrelik bir mesafe kalmış, bu arkadaşlarımız demek ki en uç noktasındalar. Arama-kurtarma çalışmaları için harcadığımız para ve emeği, eğer bu kanunların uygulanmasına harcamış olsaydık 18 işçimiz, 301 işçimiz bugün hayatta olacaktı."
Hacı Bayram Tonbul, madencilik sektörünün batıda çok farklı olduğunu da vurgulayarak, "Almanya'nın almış olduğu bir karar var. Diyor ki, 'Ben önümüzdeki yıllar itibarıyla elektrik enerjisinin yüzde 50'sini kömürden sağlayacağım'. Demek ki Almanya'da kömür işletmeciliği ve kömürden elektrik üretimi, bizim kat kat üstümüzde. Biz, yer altı madenciliğin çok fazla olduğu yerlerde böyle büyük kazalar görmüyoruz. Neden bizde oluyor?" değerlendirmesinde bulundu.