Chp'li Hamzaçebi'den İş Sağlığı ve Güvenliği Teklifi
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iş sağlığı ve güvenliği konusunda ilgili sendika ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantının ardından talep edilen yasal düzenlemeleri de içeren kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.
Teklif, çalışma yaşamını iş sağlığı ve güvenliği açısından düzenlemek ve denetlemek üzere, idari ve mali özerkliğe sahip işçi, işveren, devlet ve meslek odaları temsilcilerinden oluşan bağımsız bir "Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu" oluşturulmasını amaçlıyor.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde çalışan iş yeri hekimi ve iş sağlığı uzmanları ile maden işletmelerindeki teknik nezaretçilerin, işverenlerden bağımsız çalışmalarının sağlanmasını ve bunlara iş ve ücret garantisi tanınması öngörülüyor.
-Teknolojik yatırımlar
Kanun teklifi, teknolojik yatırımların yapılmasına ilişkin zeminin hazırlanması için de bazı düzenlemeler içeriyor. Söz konusu düzenlemeler şu başlıklar altında toplanıyor:
"İş sağlığı ve güvenliği açısından gerekli yatırımların yapılmadığı işletmelere Ulusal Kurum tarafından işletme izni verilmemesi, verilenlerin işletme izinlerinin kaldırılması.
İş yeri hekimi, iş sağlığı uzmanı ve maden işletmelerindeki teknik nezaretçilerin zorunlu gördüğü önlemleri almayan işletmelerin Ulusal Kurum kararıyla önlemleri alana kadar geçici süreyle kapatılması.
Kapalı maden ocaklarında, çalışanların en az otuz gün geçirebilecekleri yaşam odaları kurulması.
Yeraltı maden ocaklarında çalışacakların Ulusal Kurum'un gözetiminde yapılacak üç aylık uygulamalı eğitimden sonra maden ocaklarında çalıştırılması.
Havza madenciliğine geçilmesi ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün güçlendirilmesi."
-Ucuz iş gücü caydırıcı hale getirilecek
Kanun teklifinde, emekçilerin alın terinin karşılığını vermek, üretimde ucuz iş gücüne dayalı yoğun emek kullanımını caydırıcı hale getirmek ve teknolojiye dayalı üretimi teşvik etmek için gerekli düzenlemelerde yer alıyor.
Kamu kesiminde taşeron sistemine ve redevans sözleşmelerine son verilmesi ve taşeron firmalarda çalışanlar ile kamu kesiminde geçici işçi pozisyonunda çalışanların eğitim durumları ile pozisyonlarına göre çalıştıkları kurumların sürekli işçi ve memur kadrolarına atanmalarının sağlanması öngörülüyor.
Açık maden ocaklarında çalışan işçilere asgari ücretin en az iki katı, kapalı maden ocaklarında çalışan işçilere ise asgari ücretin en az ikibuçuk katı tutarında çıplak ücret ödenmesi talep ediliyor.
Bu kapsamdaki diğer düzenlemeler teklifte şöyle sıralanıyor:
"Yeraltı işlerinde çalışanların çalışma süresinin, yolda geçecek süreler dahil haftada 37,5 saat ve günde 7,5 saat olarak belirlenerek Cumartesi ve Pazar günlerinin hafta tatili olmasının sağlanması ve fazla çalışmanın yasaklanması.
Yeraltı işlerinde zorunlu nedenlerle yapılacak fazla çalışmalar için fazla çalışma ücretinin, normal çalışma ücretinin en az yüzde 150 artırılması suretiyle ödenmesi.
Yeraltı maden işlerinde çalışanların emeklilik haklarının yeraltı maden işlerinin insan sağlığını tehdit eden ve iş kazasına açık olan özellikleri gözetilerek; sigortalı olarak en az 20 yıldır çalışma ve en az 4500 gün prim ödeme şartlarına bağlanıp, yaş sınırı şartının kaldırılması ve 8100 prim ödeme günü üzerinden emekli aylığı bağlanması."
-İş kazası ya da meslek hastalığı tazminatı
Teklif, sosyal devlet ilkesini hayata geçirmek ve "işverenlerin dizginlenemez kar hırsını bir maliyet unsuru haline getirmek" için işçi ve 4-C kapsamında çalışan kamu görevlilerinden iş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölenlerin mirasçıları ile meslekte kazanma gücünü kaybedenlere, en yüksek devlet memuru aylığının10 katı ile 100 katı arasında tazminat ödenmesi ve ödenen tazminatın yarısının Hazine'den, diğer yarısının ise işverenden karşılanması hükmünü içeriyor.
Teklifte, buna ilişkin diğer düzenlemeler şöyle sıralanıyor:
"İş kazası ve meslek hastalığından dolayı sürekli iş göremezlik geliri bağlanan sigortalıya iş göremezlik gelirinin, aylık kazancının yüzde 70'inden yüzde 90'ına, sürekli iş göremez sigortalı bir başkasının yardımına muhtaç ise aylık kazancının yüzde 100'ünden yüzde 120'sine çıkarılması.
İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölenler ile iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü yüzde 50 veya daha fazla kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümü iş kazası veya meslek hastalığına bağlı ise hak sahiplerine bağlanan gelirin, sigortalının aylık kazancının yüzde 70'i oranından yüzde 90'ı oranına; ölümü iş kazası veya meslek hastalığından başka nedenlere bağlı ise sigortalının aylık kazancının yüzde 70'i oranından yüzde 80'i oranına çıkarılması.
Yaşamını iş kazasında kaybedenlerin mirasçılarına bedelsiz sosyal konut verilmesi.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölenlerin eşi veya çocuklarından birinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birinin devlet memurluğuna sınavsız alınması.
Tazminat ödeme, sosyal konut verme ve devlet memurluğuna sınavsız alma uygulamalarının 4857 sayılı İş Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 10 Haziran 2003 tarihinden başlatılması.
Sendikal özgürlüklerin önündeki ILO Sözleşmeleriyle bağdaşmayan yasal engellerin ortadan kaldırılması."
-"Madencilik sektörünün fıtratında maden kazası yoktur"
Akif Hamzaçebi, teklifle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ölümlü iş kazaları sayısında Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında ikinci, Avrupa ülkeleri arasında ise birinci sırada yer aldığını belirtti.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerinin, son 10 yılda tüm ülkelerde iş kazalarının sayısı azalırken, Türkiye'de artmaya devam ettiğini ortaya koyduğunu kaydeden Hamzaçebi, "Maden kazalarında adı sık duyulan Dünyanın en büyük maden üreticisi Çin, aldığı önlemlerle 1 milyon ton başına düşen ölüm oranını 2008'de 1.27'ye, ABD 0.2'ye kadar düşürürken, Türkiye'de bu oran 7.22'ye çıkmış bulunmaktadır. Türkiye'de 1995-2003 yılları arasındaki sekiz yıl içinde maden kazası olmamıştı. Ancak, iktidara AKP'nin gelmesiyle 8 Ağustos 2003- 28 Ekim 2014 tarihleri arasındaki 11 yıl içinde ölümlü 13 maden kazası meydana gelmiş ve bu kazalarda 467 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir" dedi.
Hamçzeçebi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"13 Mayıs 2014'de Soma'da meydana gelen ve en az 301 insanımızın ölümüyle sonuçlanan maden faciasının acısı içimizde tazeliğini korurken, bu defa 28 Ekim'de Ermenek'te 18 işçimizin yerin altında kaldığı maden faciası meydana gelmiştir.
Madencilik sektörünün fıtratında maden kazası yoktur. Maden kazalarının temelinde, üretim teknolojisinin geriliği, üretimde ucuz işgücü üretimde bulunan İktidar yandaşı maden işletmecilerinin dizginlenemez kar hırsı, denetimsizlik tatmaktadır.
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Türk-İş, Hak-İş, DİSK, üç ayrı konfederasyona bağlı maden işçileri sendikaları, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ve Türk Tabipler Birliğiyle bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda İş kazalarının önlenmesi için alınması gereken önlemler görüşülmüş ve 10 husus üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Teklifimiz tarafların görüşleri alındıktan sonra hazırlanmıştır."
Kaynak: AA
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde çalışan iş yeri hekimi ve iş sağlığı uzmanları ile maden işletmelerindeki teknik nezaretçilerin, işverenlerden bağımsız çalışmalarının sağlanmasını ve bunlara iş ve ücret garantisi tanınması öngörülüyor.
-Teknolojik yatırımlar
Kanun teklifi, teknolojik yatırımların yapılmasına ilişkin zeminin hazırlanması için de bazı düzenlemeler içeriyor. Söz konusu düzenlemeler şu başlıklar altında toplanıyor:
"İş sağlığı ve güvenliği açısından gerekli yatırımların yapılmadığı işletmelere Ulusal Kurum tarafından işletme izni verilmemesi, verilenlerin işletme izinlerinin kaldırılması.
İş yeri hekimi, iş sağlığı uzmanı ve maden işletmelerindeki teknik nezaretçilerin zorunlu gördüğü önlemleri almayan işletmelerin Ulusal Kurum kararıyla önlemleri alana kadar geçici süreyle kapatılması.
Kapalı maden ocaklarında, çalışanların en az otuz gün geçirebilecekleri yaşam odaları kurulması.
Yeraltı maden ocaklarında çalışacakların Ulusal Kurum'un gözetiminde yapılacak üç aylık uygulamalı eğitimden sonra maden ocaklarında çalıştırılması.
Havza madenciliğine geçilmesi ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün güçlendirilmesi."
-Ucuz iş gücü caydırıcı hale getirilecek
Kanun teklifinde, emekçilerin alın terinin karşılığını vermek, üretimde ucuz iş gücüne dayalı yoğun emek kullanımını caydırıcı hale getirmek ve teknolojiye dayalı üretimi teşvik etmek için gerekli düzenlemelerde yer alıyor.
Kamu kesiminde taşeron sistemine ve redevans sözleşmelerine son verilmesi ve taşeron firmalarda çalışanlar ile kamu kesiminde geçici işçi pozisyonunda çalışanların eğitim durumları ile pozisyonlarına göre çalıştıkları kurumların sürekli işçi ve memur kadrolarına atanmalarının sağlanması öngörülüyor.
Açık maden ocaklarında çalışan işçilere asgari ücretin en az iki katı, kapalı maden ocaklarında çalışan işçilere ise asgari ücretin en az ikibuçuk katı tutarında çıplak ücret ödenmesi talep ediliyor.
Bu kapsamdaki diğer düzenlemeler teklifte şöyle sıralanıyor:
"Yeraltı işlerinde çalışanların çalışma süresinin, yolda geçecek süreler dahil haftada 37,5 saat ve günde 7,5 saat olarak belirlenerek Cumartesi ve Pazar günlerinin hafta tatili olmasının sağlanması ve fazla çalışmanın yasaklanması.
Yeraltı işlerinde zorunlu nedenlerle yapılacak fazla çalışmalar için fazla çalışma ücretinin, normal çalışma ücretinin en az yüzde 150 artırılması suretiyle ödenmesi.
Yeraltı maden işlerinde çalışanların emeklilik haklarının yeraltı maden işlerinin insan sağlığını tehdit eden ve iş kazasına açık olan özellikleri gözetilerek; sigortalı olarak en az 20 yıldır çalışma ve en az 4500 gün prim ödeme şartlarına bağlanıp, yaş sınırı şartının kaldırılması ve 8100 prim ödeme günü üzerinden emekli aylığı bağlanması."
-İş kazası ya da meslek hastalığı tazminatı
Teklif, sosyal devlet ilkesini hayata geçirmek ve "işverenlerin dizginlenemez kar hırsını bir maliyet unsuru haline getirmek" için işçi ve 4-C kapsamında çalışan kamu görevlilerinden iş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölenlerin mirasçıları ile meslekte kazanma gücünü kaybedenlere, en yüksek devlet memuru aylığının10 katı ile 100 katı arasında tazminat ödenmesi ve ödenen tazminatın yarısının Hazine'den, diğer yarısının ise işverenden karşılanması hükmünü içeriyor.
Teklifte, buna ilişkin diğer düzenlemeler şöyle sıralanıyor:
"İş kazası ve meslek hastalığından dolayı sürekli iş göremezlik geliri bağlanan sigortalıya iş göremezlik gelirinin, aylık kazancının yüzde 70'inden yüzde 90'ına, sürekli iş göremez sigortalı bir başkasının yardımına muhtaç ise aylık kazancının yüzde 100'ünden yüzde 120'sine çıkarılması.
İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölenler ile iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü yüzde 50 veya daha fazla kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümü iş kazası veya meslek hastalığına bağlı ise hak sahiplerine bağlanan gelirin, sigortalının aylık kazancının yüzde 70'i oranından yüzde 90'ı oranına; ölümü iş kazası veya meslek hastalığından başka nedenlere bağlı ise sigortalının aylık kazancının yüzde 70'i oranından yüzde 80'i oranına çıkarılması.
Yaşamını iş kazasında kaybedenlerin mirasçılarına bedelsiz sosyal konut verilmesi.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölenlerin eşi veya çocuklarından birinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birinin devlet memurluğuna sınavsız alınması.
Tazminat ödeme, sosyal konut verme ve devlet memurluğuna sınavsız alma uygulamalarının 4857 sayılı İş Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 10 Haziran 2003 tarihinden başlatılması.
Sendikal özgürlüklerin önündeki ILO Sözleşmeleriyle bağdaşmayan yasal engellerin ortadan kaldırılması."
-"Madencilik sektörünün fıtratında maden kazası yoktur"
Akif Hamzaçebi, teklifle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ölümlü iş kazaları sayısında Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında ikinci, Avrupa ülkeleri arasında ise birinci sırada yer aldığını belirtti.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerinin, son 10 yılda tüm ülkelerde iş kazalarının sayısı azalırken, Türkiye'de artmaya devam ettiğini ortaya koyduğunu kaydeden Hamzaçebi, "Maden kazalarında adı sık duyulan Dünyanın en büyük maden üreticisi Çin, aldığı önlemlerle 1 milyon ton başına düşen ölüm oranını 2008'de 1.27'ye, ABD 0.2'ye kadar düşürürken, Türkiye'de bu oran 7.22'ye çıkmış bulunmaktadır. Türkiye'de 1995-2003 yılları arasındaki sekiz yıl içinde maden kazası olmamıştı. Ancak, iktidara AKP'nin gelmesiyle 8 Ağustos 2003- 28 Ekim 2014 tarihleri arasındaki 11 yıl içinde ölümlü 13 maden kazası meydana gelmiş ve bu kazalarda 467 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir" dedi.
Hamçzeçebi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"13 Mayıs 2014'de Soma'da meydana gelen ve en az 301 insanımızın ölümüyle sonuçlanan maden faciasının acısı içimizde tazeliğini korurken, bu defa 28 Ekim'de Ermenek'te 18 işçimizin yerin altında kaldığı maden faciası meydana gelmiştir.
Madencilik sektörünün fıtratında maden kazası yoktur. Maden kazalarının temelinde, üretim teknolojisinin geriliği, üretimde ucuz işgücü üretimde bulunan İktidar yandaşı maden işletmecilerinin dizginlenemez kar hırsı, denetimsizlik tatmaktadır.
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Türk-İş, Hak-İş, DİSK, üç ayrı konfederasyona bağlı maden işçileri sendikaları, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ve Türk Tabipler Birliğiyle bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda İş kazalarının önlenmesi için alınması gereken önlemler görüşülmüş ve 10 husus üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Teklifimiz tarafların görüşleri alındıktan sonra hazırlanmıştır."