Bebeğin İhmaden Kör Olduğu İddiası
Bağcılar'da özel bir hastanede 7 aylık doğan bebeklerinin ihmal nedeniyle kör olduğunu iddia eden aile, hastane ve sorumlu doktorlardan 753 bin lira tazminat istemiyle dava açtı.
Bağcılar'da 11 Şubat'ta özel bir hastanede Ahmet Sıraç Cenik adını verdiği 7 aylık bir bebek dünyaya getiren Şükran Cenik, 8 aydır yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Doktorların erken doğduğu için kuvöze alınan bebeğin akciğerinin gelişmediğini ve hayati tehlikesi bulunduğunu söylediğini kaydeden Cenik, hastanede 2,5 ay kalan bebeğinin 9 Nisan'da taburcu edildiğini belirtti.
Cenik, bebeğini hastanede bulunduğu sürede haftada 3 gün görmeye gittiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Hastanede bebeğimi 5 dakika görmeme izin veriyorlardı. Sürekli telefonla arayıp durumunu öğreniyordum. Bebeğimi emzirirken esnediği sırada damağında bir delik gördüm ve durumu hemşireye söyledik. Damağında yarık varmış. Hastanede bu durumu fark etmemişler. Bebeği Çapa Tıp Fakültesi'ne götürmemiz söylendi. Çapa'daki doktorlar, bu delik nedeniyle bebeğin yediklerinin ve oksijenin beynine kaçabileceğini, ölüm riskinin bulunduğunu ifade etti.
Biz de hemen damaklık yaptırdık. Daha sonra tekrardan doğum yaptığım hastaneye götürdük, bebeği tekrar kuvöze koydular.
Bebeğimin taburcu edildikten sonra hep yukarı baktığını fark ettim ve bu durumu doktora sordum. Doğum yaptığım hastanedeki doktor, hiçbir problem olmadığını, bebeğin sağlıklı olduğunu söyledi.
Daha sonra Cerrahpaşa'ya gittik ve bize bebeğimin 2 gözünün de görmediği söylendi. Hatta hastanedeki doktorlar 'geç kalmışsınız' diye kızdı. Biz de bebeğin 2,5 aydır hastanede olduğunu, göremediğimizi dile getirdik. Doktorlar ihmal bulunduğunu ve hastanede müdahale edilmediğini anlattı. Bebeğim ilk 1 ay görüyormuş. Erken doğduğu için göz arkasındaki damarların gelişmediği ve zamanında ameliyat olsaydı gözlerinin görebileceği söylendi. Sonrasında tekrar başka hastanelere gittik. 'Umut yok' dediler. Bebeğim kör kaldı.''
Anne Cenik, bu işin sorumlularının bebeklerini ölmekten beter ettiklerini, üzüntüden hastalıklara yakalandığını savundu.
Baba Özcan Cenik de bebeklerinin doğduğu özel hastaneden aldıkları epikriz raporunda bebeklerinin sağlıklı olduğunun yazdığını anlattı.
Tedavi için bütün ziynet eşyalarını sattığını, bulaşık makinesini bile satılığa çıkardığını kaydeden baba Cenik, ''İlk çocuğumuzu da 40 günlükken yanlış tedavi yüzünden kaybettik. Ben doktorlara 'Gerekirse benim gözümü alın, yeter ki bebeğimiz görsün' dedim. Ancak hastanenin ihmalinden dolayı bebeğim kör kaldı. Zamanında ameliyat olsaydı gözleri görebilecekti'' diye konuştu.
- "İhmaller zinciri"
Ailenin avukatı Selahattin Par ise olayda ihmaller zinciri bulunduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Bebeğin ilk ROP muayenesi, doğduğu hastanenin göz doktoru tarafından 13 Mart'ta yapılıyor. Muayenede ZON III. evre tespit ediliyor. Bu durumda doktorun 72 saat içinde gerekli tedavi planını yaparak, bebeğin gözlerine müdahalede bulunması gerekirdi. Ayrıca bebek kuvözde kalırken gözleri bantlanmadığı için sürekli ışığa maruz kalmış. Bebek doğduğu sırada damağının yarık olması hastanenin epikriz raporunda açıkça yazılmasına rağmen hastanedekiler bunu fark etmemiş. Bebek damaklık takılmadan beslendiği için de yarık damaktan beyne ve kulaklara süt, oksijen kaçmış. Aile bebeğinin yarık damak olarak doğduğunu yaklaşık 2 ay sonra tesadüfen fark etmiş."
Avukat Par, hastane ile çocuk doktoru M.B. ve göz doktoru M.S.P hakkında 750 bin lira manevi, 3 bin lira maddi tazminat talebiyle Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığını bildirdi.
Ailenin talebi üzerine öncelikle tazminat davası açtıklarını belirten Par, "Ceza davasını şimdilik açmamamızın sebebi; ceza yargılanmasının uzun sürmesi ve tazminat davasında bekletici mesele yapılmasıdır" diye konuştu.
Kaynak: AA
Doktorların erken doğduğu için kuvöze alınan bebeğin akciğerinin gelişmediğini ve hayati tehlikesi bulunduğunu söylediğini kaydeden Cenik, hastanede 2,5 ay kalan bebeğinin 9 Nisan'da taburcu edildiğini belirtti.
Cenik, bebeğini hastanede bulunduğu sürede haftada 3 gün görmeye gittiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Hastanede bebeğimi 5 dakika görmeme izin veriyorlardı. Sürekli telefonla arayıp durumunu öğreniyordum. Bebeğimi emzirirken esnediği sırada damağında bir delik gördüm ve durumu hemşireye söyledik. Damağında yarık varmış. Hastanede bu durumu fark etmemişler. Bebeği Çapa Tıp Fakültesi'ne götürmemiz söylendi. Çapa'daki doktorlar, bu delik nedeniyle bebeğin yediklerinin ve oksijenin beynine kaçabileceğini, ölüm riskinin bulunduğunu ifade etti.
Biz de hemen damaklık yaptırdık. Daha sonra tekrardan doğum yaptığım hastaneye götürdük, bebeği tekrar kuvöze koydular.
Bebeğimin taburcu edildikten sonra hep yukarı baktığını fark ettim ve bu durumu doktora sordum. Doğum yaptığım hastanedeki doktor, hiçbir problem olmadığını, bebeğin sağlıklı olduğunu söyledi.
Daha sonra Cerrahpaşa'ya gittik ve bize bebeğimin 2 gözünün de görmediği söylendi. Hatta hastanedeki doktorlar 'geç kalmışsınız' diye kızdı. Biz de bebeğin 2,5 aydır hastanede olduğunu, göremediğimizi dile getirdik. Doktorlar ihmal bulunduğunu ve hastanede müdahale edilmediğini anlattı. Bebeğim ilk 1 ay görüyormuş. Erken doğduğu için göz arkasındaki damarların gelişmediği ve zamanında ameliyat olsaydı gözlerinin görebileceği söylendi. Sonrasında tekrar başka hastanelere gittik. 'Umut yok' dediler. Bebeğim kör kaldı.''
Anne Cenik, bu işin sorumlularının bebeklerini ölmekten beter ettiklerini, üzüntüden hastalıklara yakalandığını savundu.
Baba Özcan Cenik de bebeklerinin doğduğu özel hastaneden aldıkları epikriz raporunda bebeklerinin sağlıklı olduğunun yazdığını anlattı.
Tedavi için bütün ziynet eşyalarını sattığını, bulaşık makinesini bile satılığa çıkardığını kaydeden baba Cenik, ''İlk çocuğumuzu da 40 günlükken yanlış tedavi yüzünden kaybettik. Ben doktorlara 'Gerekirse benim gözümü alın, yeter ki bebeğimiz görsün' dedim. Ancak hastanenin ihmalinden dolayı bebeğim kör kaldı. Zamanında ameliyat olsaydı gözleri görebilecekti'' diye konuştu.
- "İhmaller zinciri"
Ailenin avukatı Selahattin Par ise olayda ihmaller zinciri bulunduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Bebeğin ilk ROP muayenesi, doğduğu hastanenin göz doktoru tarafından 13 Mart'ta yapılıyor. Muayenede ZON III. evre tespit ediliyor. Bu durumda doktorun 72 saat içinde gerekli tedavi planını yaparak, bebeğin gözlerine müdahalede bulunması gerekirdi. Ayrıca bebek kuvözde kalırken gözleri bantlanmadığı için sürekli ışığa maruz kalmış. Bebek doğduğu sırada damağının yarık olması hastanenin epikriz raporunda açıkça yazılmasına rağmen hastanedekiler bunu fark etmemiş. Bebek damaklık takılmadan beslendiği için de yarık damaktan beyne ve kulaklara süt, oksijen kaçmış. Aile bebeğinin yarık damak olarak doğduğunu yaklaşık 2 ay sonra tesadüfen fark etmiş."
Avukat Par, hastane ile çocuk doktoru M.B. ve göz doktoru M.S.P hakkında 750 bin lira manevi, 3 bin lira maddi tazminat talebiyle Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığını bildirdi.
Ailenin talebi üzerine öncelikle tazminat davası açtıklarını belirten Par, "Ceza davasını şimdilik açmamamızın sebebi; ceza yargılanmasının uzun sürmesi ve tazminat davasında bekletici mesele yapılmasıdır" diye konuştu.