'Fatih'in İzinde' At Binip Ok Atarak Gençleri Yetiştiriyor
"Okçu kaymakam" olarak tanınan Biga Kaymakamı Fatih Genel, ata sporu olan bu branşı yeni nesillere sevdirebilmek ve yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla seminerlerde gençleri bilgilendirip onlara uygulamalı dersler veriyor.
Bölgesinde çizdiği farklı kaymakam profiliyle dikkati çeken ve at da binen, öğrenci ve gençlerle yakından ilgilenen Genel, onları aktivitelere yönlendirip okçuluğu öğreterek bu branşın yaşatılmasını sağlamaya çalışıyor.
Genel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Osmanlı döneminde yoğun ilgi gören okçuluğun bir ata sporu olduğunu söyledi.
Adını taşıdığı Osmanlı sultanlarından Fatih Sultan Mehmed'in iyi bir okçu olduğunu belirten Genel, onun izinde ilerlemeye çalıştığını vurguladı.
Bu cihan padişahını gül koklarken gösteren resmi hatırlatan Genel, "Resme dikkatli bakılırsa Fatih Sultan Mehmed'in elinde gül var. Bir parmağında ise krem renkli, muhtemelen fil dişinden bir zihkir (Türk okçuluğunda kullanılan yay çekme yüzüğü) bulunuyor" dedi.
Fatih Sultan Mehmed'in babası İkinci Murad'ın da gelmiş geçmiş en büyük okçulardan olduğunu anlatan Genel, Osmanlı padişahlarının tamamında bu özelliğin görülebildiğine işaret etti.
İkinci Mahmud'un, dünya şampiyonu bir okçu olduğu bilgisini veren Genel, "Aslında Türkler, binlerce yıldır ok atıyor, at biniyor, at üzerinde ok atıyor ama bu, son 100-150 yılda unutulan bir spor. Birçok kültürel değerimizde ve sporumuzda olduğu gibi atlı okçuluk ve okçuluk, Osmanlı okçuluğu ve Türk okçuluğu, unutulan bir spor" ifadesini kullandı.
- Biga'daki son festivale 21 ülkeden katılımcılar geldi
Genel, okçulukla 2000'li yılların başlarından itibaren ilgilendiğini bildirdi.
O yıllarda Türkiye'de, Osmanlı tarzında ok atan kişi sayısının ancak iki elin parmakları kadar olduğuna işaret eden Genel, şöyle konuştu:
"Şimdi sayımız çoğaldı. Biga'da 'Okçuluk Festivali'nin 4'üncüsünü yaptık. Daha önce de Balıkesir'in Havran ilçesinde yapmıştık. Onu da sayarsak 5 eder. Biga'da son organizasyonumuzda, ülkemizden 30 kulüp vardı. Sınırlama getirdiğimiz yani '20 kişiden fazla gelmeyin' dediğimiz halde 400'ün üzerinde sporcu katıldı.
21 ülkeden katılım oldu. Moğolistan'ından Kore'sine, Çin'inden ABD'sine, Ukrayna'sına, Moldova'sına, İran'ına, Yunanistan'ına, Bulgaristan'ına kadar 21 ülkenin katılımı oldu. Rekor bir katılımdı. Çok şükür bu kültürümüz dünya çapında ünlenmeye başladı.
"
Okçulukta kullandıkları malzemelerin Biga'da üretildiğini söyleyen Genel, bu branşın altyapısını geliştirmek için büyük çaba harcadıklarını ifade etti.
Fatih Genel, okçuluğu yeniden Türkiye'nin gündemine getirmeye çalıştıklarına değinerek, "Türkiye'de bu sporu sevdirebilmek için illerde, ilçelerde düzenlenen seminerlere katılıyorum. Valiliklerden müftülüklere kadar bizi çeşitli kurum ve kuruluşlar, organizasyonlarına davet ediyor. Bu davetlere icabet ederek gençleri okçulukla ilgili bilgilendiriyor ve bu sporu öğretmeye çalışıyoruz. Seminerlerde bu spora gençlerin gösterdiği ilgiden çok memnunuz. Gençler hem bir faaliyet yapmış oluyor hem de geçmişe giderek ata sporunu öğreniyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Genel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Osmanlı döneminde yoğun ilgi gören okçuluğun bir ata sporu olduğunu söyledi.
Adını taşıdığı Osmanlı sultanlarından Fatih Sultan Mehmed'in iyi bir okçu olduğunu belirten Genel, onun izinde ilerlemeye çalıştığını vurguladı.
Bu cihan padişahını gül koklarken gösteren resmi hatırlatan Genel, "Resme dikkatli bakılırsa Fatih Sultan Mehmed'in elinde gül var. Bir parmağında ise krem renkli, muhtemelen fil dişinden bir zihkir (Türk okçuluğunda kullanılan yay çekme yüzüğü) bulunuyor" dedi.
Fatih Sultan Mehmed'in babası İkinci Murad'ın da gelmiş geçmiş en büyük okçulardan olduğunu anlatan Genel, Osmanlı padişahlarının tamamında bu özelliğin görülebildiğine işaret etti.
İkinci Mahmud'un, dünya şampiyonu bir okçu olduğu bilgisini veren Genel, "Aslında Türkler, binlerce yıldır ok atıyor, at biniyor, at üzerinde ok atıyor ama bu, son 100-150 yılda unutulan bir spor. Birçok kültürel değerimizde ve sporumuzda olduğu gibi atlı okçuluk ve okçuluk, Osmanlı okçuluğu ve Türk okçuluğu, unutulan bir spor" ifadesini kullandı.
- Biga'daki son festivale 21 ülkeden katılımcılar geldi
Genel, okçulukla 2000'li yılların başlarından itibaren ilgilendiğini bildirdi.
O yıllarda Türkiye'de, Osmanlı tarzında ok atan kişi sayısının ancak iki elin parmakları kadar olduğuna işaret eden Genel, şöyle konuştu:
"Şimdi sayımız çoğaldı. Biga'da 'Okçuluk Festivali'nin 4'üncüsünü yaptık. Daha önce de Balıkesir'in Havran ilçesinde yapmıştık. Onu da sayarsak 5 eder. Biga'da son organizasyonumuzda, ülkemizden 30 kulüp vardı. Sınırlama getirdiğimiz yani '20 kişiden fazla gelmeyin' dediğimiz halde 400'ün üzerinde sporcu katıldı.
21 ülkeden katılım oldu. Moğolistan'ından Kore'sine, Çin'inden ABD'sine, Ukrayna'sına, Moldova'sına, İran'ına, Yunanistan'ına, Bulgaristan'ına kadar 21 ülkenin katılımı oldu. Rekor bir katılımdı. Çok şükür bu kültürümüz dünya çapında ünlenmeye başladı.
"
Okçulukta kullandıkları malzemelerin Biga'da üretildiğini söyleyen Genel, bu branşın altyapısını geliştirmek için büyük çaba harcadıklarını ifade etti.
Fatih Genel, okçuluğu yeniden Türkiye'nin gündemine getirmeye çalıştıklarına değinerek, "Türkiye'de bu sporu sevdirebilmek için illerde, ilçelerde düzenlenen seminerlere katılıyorum. Valiliklerden müftülüklere kadar bizi çeşitli kurum ve kuruluşlar, organizasyonlarına davet ediyor. Bu davetlere icabet ederek gençleri okçulukla ilgili bilgilendiriyor ve bu sporu öğretmeye çalışıyoruz. Seminerlerde bu spora gençlerin gösterdiği ilgiden çok memnunuz. Gençler hem bir faaliyet yapmış oluyor hem de geçmişe giderek ata sporunu öğreniyor" değerlendirmesinde bulundu.