Chp İzmir Milletvekili Balbay, Bolu'da Açıklaması
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, "Hukuk hazretleri öldü maalesef. Biz yıllardır bunu söyledik. Demir parmaklıklar arkasından cezaevlerinin içindeki duruşma salonlarında bu yargılamalar yargılama değil. Bu, hukuk değil. En sonunda Meclis Başkanı 'Anayasa'nın 138. maddesi öldü' dedi" değerlendirmesinde bulundu.
Partisinin il başkanlığını ziyaret eden Balbay, düzenlediği basın toplantısında, Bolu'ya CHP Belediye Başkan adayı Mehtap Mısırlıoğlu'na destek için geldiğini, gördüğü ilgiden memnun olduğunu söyledi.
Balbay, aynı acıların bir daha yaşanmaması için çalışacağını ifade ederek, "Bizim, sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın bir daha böyle bir Türkiye'de yaşamaması için, hem Mecliste hem de halk içinde mücadelemi sürdürüyorum. Bazıları şunu söyledi: 'Balbay öteki partilerle uzlaşma mı arıyor?' Ben hiçbir partiyle uzlaşma aramıyorum. Toplumun her kesimiyle uzlaşma arıyorum. Bu toplum bizim, biz kimliğimizi koruyarak ne düşündüğümüzü ve ne istediğimizi, Türkiye'ye nasıl hizmet etmek istediğimizi söyleyerek toplumun her kesimine ulaşacağız" diye konuştu.
17 Aralık 2013'ten sonra yolsuzluk operasyonu başladığına dikkati çeken Balbay, operasyonların nereye uzanacağı ve sonucunun ne olacağının belli olmadığını savundu.
"Adam çalıyor, çırpıyor ama hizmet de ediyor birader. Bu, hiç ahlaki değil" diyen Balbay, "Biz hem çalışacağız hem de çaldırmayacağız. O anlamda halkımızın bu iktidarın yüzünü görmüş olduğunu düşünüyorum. Hepsi görür, ne kadarı görür, ne kadarı bu söylemlerle hareket eder? O, önümüzdeki dönemde görülecek bir şey. CHP'nin önümüzdeki dönemde Ankara'daki olumsuzlukları ve yolsuzlukları, devlet çarkı içinde olup bitenleri topluma anlatması yetmez. Biz şu kanat haklı, şu kanat haksız, şöyle yönetiyorlar, işin yarısı ama daha büyük bölüme şunu diyeceğiz. 'Artık Türkiye'yi biz yöneteceğiz" ifadesini kullandı.
"Hukuk hazretleri öldü maalesef.Biz yıllardır bunu söyledik" diyen Balbay, "Demir parmaklıklar arkasından cezaevlerinin içindeki duruşma salonlarında bu yargılamalar yargılama değil. Bu, hukuk değil. En sonunda Meclis Başkanı 'Anayasa'nın 138. maddesi öldü' dedi.
Ben demedim, Meclis Başkanı dedi.
Hakimler vicdanlarıyla karar vermeli. Demek ki o da ölmüş. yasama ve yürütmenin yargı kararlarına uyma zorunluluğu, o da ölmüş. Gerçekten geriye hukuk öyle bir şey ki. Her şeyin zemini o yüzden önümüzdeki dönemde ben bu acıları yaşamış bir kardeşiniz olarak. Geçmişte yaşananlara tabii ki sünger çekmeyeceğim ama hiçbir şeye de kinle bakmayacağım çünkü onun hiçbir yararı olmayacağını geçmişten de biliyoruz" şeklinde konuştu.
Balbay, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun girişimini önemsediğini anlatarak, "Hukukun herkese lazım olduğunu en sonunda Başbakan da gördü. Şimdi Türkiye'de Başbakan dahil, hiç kimsenin hukuk güvenliği yok. Bu, can güvenliği gibi bir şey. Kapınız sabaha karşı çalındığında ürpererek açıyorsanız, 'o ülkede demokrasi yarım' demektir. Ben 3 bin saat hakim karşısında kaldım. Bunun sonunda bana verdikleri cezanın delillerini bana göstermediler. Burada ilanen söylüyorum. Delilleri göstermediler. Hangi sinir sistemi buna ne kadar dayanır, bunun yorumunu size bırakıyorum. Böyle yaşadık" diye konuştu.
Balbay, Sayıştayın çok önemli raporlar yazdığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sayıştay, devleti denetler ve rapor yazar. Sayıştay yine rapor yazıyor. Ne raporu biliyor musunuz? 'Devleti denetleyemiyorum' diye rapor yazıyor. Birini denetlemek ona güvenmediğiniz anlamına gelmez. Denetleyeceksiniz ki hata, kusur olmasın. Teftiş kurulları kaldırıldı. Bütün bunlar kalktıktan sonra 'biz bu yolsuzluklar nerede yapıldı' diyoruz. Bu, neye benziyor, biliyor musunuz? 'Kevgirin neresi delik' diye hepimiz kontrol ediyoruz. Bu kevgirin neresi delik değil ki? Tablo maalesef bu. Ne olursa olsun onları da dinlemek gerekir. Onların da kendini anlatma hakkının olması gerekir. Ben bu ülkede hiç kimseye 'inlerine kadar gireceğim' demem ama Başbakan 'inlerine gireceğiz' diyor. Bu paylaşımdan paylamaya geçiştir. Seçimler öncesinde AK Parti telaştadır. Telaşında da haklıdır. Önümüzdeki dönem bence ne olursa olsun, Türk halkı 'yozlaşmanın bu kadarını da kabul etmeyecek' diye düşünüyorum."
Balbay ve partililer, açıklamanın ardından İzzet Baysal Caddesi'nde esnafı ziyaret etti.
Kaynak: AA
Balbay, aynı acıların bir daha yaşanmaması için çalışacağını ifade ederek, "Bizim, sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın bir daha böyle bir Türkiye'de yaşamaması için, hem Mecliste hem de halk içinde mücadelemi sürdürüyorum. Bazıları şunu söyledi: 'Balbay öteki partilerle uzlaşma mı arıyor?' Ben hiçbir partiyle uzlaşma aramıyorum. Toplumun her kesimiyle uzlaşma arıyorum. Bu toplum bizim, biz kimliğimizi koruyarak ne düşündüğümüzü ve ne istediğimizi, Türkiye'ye nasıl hizmet etmek istediğimizi söyleyerek toplumun her kesimine ulaşacağız" diye konuştu.
17 Aralık 2013'ten sonra yolsuzluk operasyonu başladığına dikkati çeken Balbay, operasyonların nereye uzanacağı ve sonucunun ne olacağının belli olmadığını savundu.
"Adam çalıyor, çırpıyor ama hizmet de ediyor birader. Bu, hiç ahlaki değil" diyen Balbay, "Biz hem çalışacağız hem de çaldırmayacağız. O anlamda halkımızın bu iktidarın yüzünü görmüş olduğunu düşünüyorum. Hepsi görür, ne kadarı görür, ne kadarı bu söylemlerle hareket eder? O, önümüzdeki dönemde görülecek bir şey. CHP'nin önümüzdeki dönemde Ankara'daki olumsuzlukları ve yolsuzlukları, devlet çarkı içinde olup bitenleri topluma anlatması yetmez. Biz şu kanat haklı, şu kanat haksız, şöyle yönetiyorlar, işin yarısı ama daha büyük bölüme şunu diyeceğiz. 'Artık Türkiye'yi biz yöneteceğiz" ifadesini kullandı.
"Hukuk hazretleri öldü maalesef.Biz yıllardır bunu söyledik" diyen Balbay, "Demir parmaklıklar arkasından cezaevlerinin içindeki duruşma salonlarında bu yargılamalar yargılama değil. Bu, hukuk değil. En sonunda Meclis Başkanı 'Anayasa'nın 138. maddesi öldü' dedi.
Ben demedim, Meclis Başkanı dedi.
Hakimler vicdanlarıyla karar vermeli. Demek ki o da ölmüş. yasama ve yürütmenin yargı kararlarına uyma zorunluluğu, o da ölmüş. Gerçekten geriye hukuk öyle bir şey ki. Her şeyin zemini o yüzden önümüzdeki dönemde ben bu acıları yaşamış bir kardeşiniz olarak. Geçmişte yaşananlara tabii ki sünger çekmeyeceğim ama hiçbir şeye de kinle bakmayacağım çünkü onun hiçbir yararı olmayacağını geçmişten de biliyoruz" şeklinde konuştu.
Balbay, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun girişimini önemsediğini anlatarak, "Hukukun herkese lazım olduğunu en sonunda Başbakan da gördü. Şimdi Türkiye'de Başbakan dahil, hiç kimsenin hukuk güvenliği yok. Bu, can güvenliği gibi bir şey. Kapınız sabaha karşı çalındığında ürpererek açıyorsanız, 'o ülkede demokrasi yarım' demektir. Ben 3 bin saat hakim karşısında kaldım. Bunun sonunda bana verdikleri cezanın delillerini bana göstermediler. Burada ilanen söylüyorum. Delilleri göstermediler. Hangi sinir sistemi buna ne kadar dayanır, bunun yorumunu size bırakıyorum. Böyle yaşadık" diye konuştu.
Balbay, Sayıştayın çok önemli raporlar yazdığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sayıştay, devleti denetler ve rapor yazar. Sayıştay yine rapor yazıyor. Ne raporu biliyor musunuz? 'Devleti denetleyemiyorum' diye rapor yazıyor. Birini denetlemek ona güvenmediğiniz anlamına gelmez. Denetleyeceksiniz ki hata, kusur olmasın. Teftiş kurulları kaldırıldı. Bütün bunlar kalktıktan sonra 'biz bu yolsuzluklar nerede yapıldı' diyoruz. Bu, neye benziyor, biliyor musunuz? 'Kevgirin neresi delik' diye hepimiz kontrol ediyoruz. Bu kevgirin neresi delik değil ki? Tablo maalesef bu. Ne olursa olsun onları da dinlemek gerekir. Onların da kendini anlatma hakkının olması gerekir. Ben bu ülkede hiç kimseye 'inlerine kadar gireceğim' demem ama Başbakan 'inlerine gireceğiz' diyor. Bu paylaşımdan paylamaya geçiştir. Seçimler öncesinde AK Parti telaştadır. Telaşında da haklıdır. Önümüzdeki dönem bence ne olursa olsun, Türk halkı 'yozlaşmanın bu kadarını da kabul etmeyecek' diye düşünüyorum."
Balbay ve partililer, açıklamanın ardından İzzet Baysal Caddesi'nde esnafı ziyaret etti.