Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Zonguldak'ta Açıklaması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanlığının, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının yargılandığı bazı davalarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasına ilişkin "Bugün gelinen noktada bizim haklı olduğumuz çıktı ortaya. Getirsinler bu özel yetkili mahkemeleri Türk hukuk tarihinden tümüyle silelim, kaldıralım, yargılamaları yeniden başlatalım" dedi.
Kılıçdaroğlu, Bartın'da partisinin belediye başkan adayları tanıtım toplantısı öncesi Zonguldak'ın Devrek ilçesinde kendisini karşılayan partilileri selamladı.
Burada gazetecilere açıklama yapan Kılıçdaroğlu, TSK'nın suç duyurusuna ilişkin görüşünün sorulması üzerine, bu konuda yıllardır şikayet ettiklerini belirterek, delillerin çoğunun usulsüz olduğunu ve savunma hakkının kısıtlandığını defalarca dile getirdiklerini söyledi.
Hükümet yetkililerinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini "Ergenokoncu" olarak suçladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bugün gelinen noktada bizim haklı olduğumuz çıktı ortaya. Açık çek verdiğimizi ifade ettim. Getirsinler bu özel yetkili mahkemeleri Türk hukuk tarihinden tümüyle silelim, kaldıralım, yargılamaları yeniden başlatalım. Biz bu konuda açık çek veriyoruz. Çünkü adalet herkes için zorunlu bir unsurdur. Adaletin olmadığı bir dünya, dünya değildir. Adaleti sağlamamız lazım. Adalet, milletin ortak vicdanıdır. Bunu sağlamamız gerekiyor. Suç duyurusunda bulunulsun ya da bulunulmasın çok önemli değil. Siyasiler olarak düşünüp geriye baktığımızda bu davanın avukatlığını kim üstleniyordu acaba? Ben değil. Bu davanın avukatlığını üstlenen Recep Tayyip Erdoğan değil miydi? Şimdi 'bize kumpas kurdular, milli orduya kumpas kurdular' diyor. Sen bu ülkeyi yönetmiyor muydun?"
Kılıçdaroğlu, "11 yıldır bu ülkeyi başka bir Recep Tayyip Erdoğan mı yönetiyordu?" diyerek, "Babam olsa bile gidecek, mahkemede ifade verecek' diyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanına 'git ifade ver' dediler, tutuklandı. Şimdi yatıyor cezaevide. Bilal Erdoğan niye gitmiyor? Hukukta çifte standart olur mu? Birisini farklı, birisini farklı anne doğurdu ama bunlar anne, anneler farklı ama insan bunlar. Adalet herkes için geçerli değil mi? Benim oğluma gelince adalet dursun, onun oğluna gelince başına çöreklenelim, böyle anlayış olmaz" ifadesini kullandı.
- Hatay'da durdurulan tır
Hatay'da durdurulan tırla ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, defalarca hükümetin Suriye'nin iç işlerine karıştığını söylediklerini belirtti.
"Hükümet, Suriye'deki El-Kaide, El Nusra militanlarına silah gönderiyor. Bu, çok açık, net yargı kararlarıyla ortaya çıktı" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Adana'da sarin gazı bile yakalandı. Bu hem medyaya hem yargıya intikal etti. Yakalanan tır, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası meşruiyetini tartışma haline getirir. Bir devlet yasa dışı yollardan bir başka ülkenin iç işine müdahale edip taraftlardan birisine silah göndermez. Bu doğru değildir."
Milli İstihbarat Teşkilatının operasyonel görevi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Yasasında böyle bir yetki de yoktur. Hangi gerekçeyle aranmıyor? Devletin savcısı çalışamaz hale geliyor. Devletin hakimi çalışamaz hale geliyor. Devletin çivisi çıkmış. Savcı gidiyor, ihbar var, bu tırda silah var diye, vali, jandarmaya, polise emir veriyor, 'geri çekilin' diyor. Savcı nasıl arama yapacak? Böyle bir devlet olabilir mi, böyle bir anlayış olabilir mi" diye konuştu.
- "İçişleri Bakanı bir itirafta bulundu."
Kılıçdaroğlu, "İçişleri Bakanı bu konuda 'herkes işine baksın' diyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"İçişleri Bakanı bir itirafta bulundu. Dolaylı olarak tırda silah olduğunu kabul etti. Bu, ileride Türkiye'nin başına çok ciddi sorunlar açacak. Çünkü, diyecekler ki sizin bakanınız zaten itiraf etti. Herkes işine baksın. Savcının işi nedir? Savcının işi, yasadışı silah varsa bir yerde onları bulmak değil midir? Polisin görevi savcıya destek olmak değil midir? Ne zamandan beridir yürütme organı yargıya müdahale etmeye başladı ve bu da meşru görünmeye başlandı. Böyle bir kural var mı hukuk devletinde?"
Kendisini karşılayan madencilerle sohbet eden Kılıçdaroğlu'na, yazar İbrahim Tığ da kitaplarını hediye etti.
Kaynak: AA
Burada gazetecilere açıklama yapan Kılıçdaroğlu, TSK'nın suç duyurusuna ilişkin görüşünün sorulması üzerine, bu konuda yıllardır şikayet ettiklerini belirterek, delillerin çoğunun usulsüz olduğunu ve savunma hakkının kısıtlandığını defalarca dile getirdiklerini söyledi.
Hükümet yetkililerinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini "Ergenokoncu" olarak suçladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bugün gelinen noktada bizim haklı olduğumuz çıktı ortaya. Açık çek verdiğimizi ifade ettim. Getirsinler bu özel yetkili mahkemeleri Türk hukuk tarihinden tümüyle silelim, kaldıralım, yargılamaları yeniden başlatalım. Biz bu konuda açık çek veriyoruz. Çünkü adalet herkes için zorunlu bir unsurdur. Adaletin olmadığı bir dünya, dünya değildir. Adaleti sağlamamız lazım. Adalet, milletin ortak vicdanıdır. Bunu sağlamamız gerekiyor. Suç duyurusunda bulunulsun ya da bulunulmasın çok önemli değil. Siyasiler olarak düşünüp geriye baktığımızda bu davanın avukatlığını kim üstleniyordu acaba? Ben değil. Bu davanın avukatlığını üstlenen Recep Tayyip Erdoğan değil miydi? Şimdi 'bize kumpas kurdular, milli orduya kumpas kurdular' diyor. Sen bu ülkeyi yönetmiyor muydun?"
Kılıçdaroğlu, "11 yıldır bu ülkeyi başka bir Recep Tayyip Erdoğan mı yönetiyordu?" diyerek, "Babam olsa bile gidecek, mahkemede ifade verecek' diyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanına 'git ifade ver' dediler, tutuklandı. Şimdi yatıyor cezaevide. Bilal Erdoğan niye gitmiyor? Hukukta çifte standart olur mu? Birisini farklı, birisini farklı anne doğurdu ama bunlar anne, anneler farklı ama insan bunlar. Adalet herkes için geçerli değil mi? Benim oğluma gelince adalet dursun, onun oğluna gelince başına çöreklenelim, böyle anlayış olmaz" ifadesini kullandı.
- Hatay'da durdurulan tır
Hatay'da durdurulan tırla ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, defalarca hükümetin Suriye'nin iç işlerine karıştığını söylediklerini belirtti.
"Hükümet, Suriye'deki El-Kaide, El Nusra militanlarına silah gönderiyor. Bu, çok açık, net yargı kararlarıyla ortaya çıktı" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Adana'da sarin gazı bile yakalandı. Bu hem medyaya hem yargıya intikal etti. Yakalanan tır, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası meşruiyetini tartışma haline getirir. Bir devlet yasa dışı yollardan bir başka ülkenin iç işine müdahale edip taraftlardan birisine silah göndermez. Bu doğru değildir."
Milli İstihbarat Teşkilatının operasyonel görevi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Yasasında böyle bir yetki de yoktur. Hangi gerekçeyle aranmıyor? Devletin savcısı çalışamaz hale geliyor. Devletin hakimi çalışamaz hale geliyor. Devletin çivisi çıkmış. Savcı gidiyor, ihbar var, bu tırda silah var diye, vali, jandarmaya, polise emir veriyor, 'geri çekilin' diyor. Savcı nasıl arama yapacak? Böyle bir devlet olabilir mi, böyle bir anlayış olabilir mi" diye konuştu.
- "İçişleri Bakanı bir itirafta bulundu."
Kılıçdaroğlu, "İçişleri Bakanı bu konuda 'herkes işine baksın' diyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine de şunları söyledi:
"İçişleri Bakanı bir itirafta bulundu. Dolaylı olarak tırda silah olduğunu kabul etti. Bu, ileride Türkiye'nin başına çok ciddi sorunlar açacak. Çünkü, diyecekler ki sizin bakanınız zaten itiraf etti. Herkes işine baksın. Savcının işi nedir? Savcının işi, yasadışı silah varsa bir yerde onları bulmak değil midir? Polisin görevi savcıya destek olmak değil midir? Ne zamandan beridir yürütme organı yargıya müdahale etmeye başladı ve bu da meşru görünmeye başlandı. Böyle bir kural var mı hukuk devletinde?"
Kendisini karşılayan madencilerle sohbet eden Kılıçdaroğlu'na, yazar İbrahim Tığ da kitaplarını hediye etti.