Ortadoğu'daki Son Gelişmeler ve Türk Dış Politikası Paneli
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin, Arap baharının ilk Tunus'ta değil, Paris'te başladığını öne sürdü.
Şahin, Toplumsal Ekonomik Araştırmalar Merkezi tarafından Rixos Downtown Otel'de düzenlenen "Ortadoğu'daki Son Gelişmeler ve Türk Dış Politikası" konulu panelde yaptığı konuşmada, dış politika hakkında bilgi verdi.
Arap baharının 2011 yılının Ocak ayında kimsenin tahmin etmediği bir şekilde başladığını dile getiren Şahin, bunun ABD'nin projesi gibi algılandığını ifade etti.
Arap baharının kimsenin projesi değil, bir dip dalga olduğunu ifade eden Şahin, bu süreci her devletin kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığını savundu.
Batı ve Amerika karşıtı insanlarda Arap baharını batılı ülkelerin başlattığına yönelik düşüncenin hakim olduğunu dile getiren Şahin, kendisinin öyle düşünmediğini, bilakis Amerika'nın Arap baharında frene bastığını ve bu durumu yavaşlatarak kontrol etmek istediğini öne sürdü.
Ortadoğu'daki gelişmeler göz önünde bulundurulurken en çok dikkat edilmesi gereken konunun nüfus olduğuna işaret eden Şahin, şunları söyledi:
"Dünyanın en hızlı nüfus artış oranının olduğu bölgelerden biri, bölgede yüzde 2,5-3 oranında bir nüfus artışı var. Bu nüfusu ne yapmanız lazım. Siyasal ve ekonomik sistemin içine çekmeniz gerekiyor. Kuzey Avrupa ve Ortadoğu'daki genç nüfus Avrupa'ya göç etmiş. 2008 yılında hatırlayalım, Batı merkezli bir ekonomik kriz ortaya çıktı. Bununla hem göç engellendi hem de Avrupa yeni bir göç yasası çıkardı. Televizyonları gözünüzün önüne getirin, Paris sokaklarını yakıp yıktılar. Peki kimdi bunlar? Kuzey Afrika kökenli gençlerdi, Cezayir, Tunus, Mısır'dan gelen insanlardı. Aslında Arap Baharı ilk Tunus'ta başlamadı, Paris'te başladı.
"
-"Demokrasiyi isteyen tek ülke Türkiye"
Ortadoğu'daki nüfusun yüzde 50'sinin 35 yaşın altında olduğuna işaret eden Doç. Dr. Şahin, oradaki insanların siyasi ve ekonomik yenilenme istediğini, batı ülkelerindeki insanların haklarına sahip olmak istediklerini belirtti.
Türkiye'nin de 1950'li yıllardan bu yana demokratikleşme süreci içinde olduğunu dile getiren Şahin, batı bağlantısı olmasına rağmen bu sürecin yaklaşık 60 yıl devam ettiğini, batı bağlantısı olmayan ülkeler için bu sürecin daha zor geçeceğini anlattı.
Arap baharı başladığında Türkiye açısından bazı ekonomik fırsatlar sunduğunu ifade eden Şahin, Ortadoğu'da Türkiye'ye karşı müthiş bir hayranlık olduğunu, Türkiye'nin de Arap dünyası ile mutlaka ilişki kurması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin Ortadoğu ile ilişkilerini mutlaka sağlama alması ve yazılı yapmasını öneren Şahin, bölgede güven ortamının değişkenlik kazandığını söyledi.
Ortadoğu'daki ülkelerin demokratikleşme sürecine uzak olduklarını kaydeden Şahin, "Demokratikleşme perspektifinden bakarsanız Ortadoğu'da, Türkiye dışında bugün demokratikleşme isteyen, demokrasiyi destekleyen başka hiçbir ülke yok. Çünkü demokrasinin gelişmesi bütün monarşileri tehdide sokuyor" diye konuştu.
-Suriye'deki iç savaş
Şahin, Arap baharının şu anda Suriye'ye sıçradığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esed, bugün İslam ve Arap dünyasını zehirledi. Arap dünyası da İslam dünyası da bölünmüş durumda. Esed bunu gayet iyi biliyordu. Esed'in gitmesi çok zor, kalması imkansız. Niye gitmesi çok zor, çünkü Suriye'de Esed değil, azınlık koalisyonu yönetimde. Bu grup 'ilk defa bin yıldır bu gücü elde ettim, bunu bırakmamam lazım' diyor. Çünkü 'Bu yönetimi bırakırsam, kıyamete kadar Sunni coğrafya bana yönetim hakkı verir mi' diyor. Çünkü Ortadoğu'da diktatörler kendi rızasıyla gitmez, ya ölür ya da öldürülürler. Eğer bu azınlığa bağlı bir diktatörse o hiç gitmeyecektir, çünkü dünyaya yakacaktır gitmemek için."
Doç. Dr. Şahin, Suriye'de Beşar Esed'in yönetimde kalmasının imkansız olduğunu, çünkü her gün kendi insanının öldürdüğünü ifade etti.
TEAM Başkanı Ali Yılmaz da Antalya'nın sorunlarının çözülmesine katkı verecek ve üyelerin sosyal, kültürel, siyasi anlamda bilgilendirilmesini sağlayacak etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini kaydetti.
Panele Akdeniz Üniversitesi rektör yardımcıları Prof. Dr. Muharrem Kılıç ve Prof. Dr. Ömer Geçici, AK Parti İl Başkanı Mustafa Köse ile TEAM üyeleri katıldı.
Kaynak: AA
Arap baharının 2011 yılının Ocak ayında kimsenin tahmin etmediği bir şekilde başladığını dile getiren Şahin, bunun ABD'nin projesi gibi algılandığını ifade etti.
Arap baharının kimsenin projesi değil, bir dip dalga olduğunu ifade eden Şahin, bu süreci her devletin kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığını savundu.
Batı ve Amerika karşıtı insanlarda Arap baharını batılı ülkelerin başlattığına yönelik düşüncenin hakim olduğunu dile getiren Şahin, kendisinin öyle düşünmediğini, bilakis Amerika'nın Arap baharında frene bastığını ve bu durumu yavaşlatarak kontrol etmek istediğini öne sürdü.
Ortadoğu'daki gelişmeler göz önünde bulundurulurken en çok dikkat edilmesi gereken konunun nüfus olduğuna işaret eden Şahin, şunları söyledi:
"Dünyanın en hızlı nüfus artış oranının olduğu bölgelerden biri, bölgede yüzde 2,5-3 oranında bir nüfus artışı var. Bu nüfusu ne yapmanız lazım. Siyasal ve ekonomik sistemin içine çekmeniz gerekiyor. Kuzey Avrupa ve Ortadoğu'daki genç nüfus Avrupa'ya göç etmiş. 2008 yılında hatırlayalım, Batı merkezli bir ekonomik kriz ortaya çıktı. Bununla hem göç engellendi hem de Avrupa yeni bir göç yasası çıkardı. Televizyonları gözünüzün önüne getirin, Paris sokaklarını yakıp yıktılar. Peki kimdi bunlar? Kuzey Afrika kökenli gençlerdi, Cezayir, Tunus, Mısır'dan gelen insanlardı. Aslında Arap Baharı ilk Tunus'ta başlamadı, Paris'te başladı.
"
-"Demokrasiyi isteyen tek ülke Türkiye"
Ortadoğu'daki nüfusun yüzde 50'sinin 35 yaşın altında olduğuna işaret eden Doç. Dr. Şahin, oradaki insanların siyasi ve ekonomik yenilenme istediğini, batı ülkelerindeki insanların haklarına sahip olmak istediklerini belirtti.
Türkiye'nin de 1950'li yıllardan bu yana demokratikleşme süreci içinde olduğunu dile getiren Şahin, batı bağlantısı olmasına rağmen bu sürecin yaklaşık 60 yıl devam ettiğini, batı bağlantısı olmayan ülkeler için bu sürecin daha zor geçeceğini anlattı.
Arap baharı başladığında Türkiye açısından bazı ekonomik fırsatlar sunduğunu ifade eden Şahin, Ortadoğu'da Türkiye'ye karşı müthiş bir hayranlık olduğunu, Türkiye'nin de Arap dünyası ile mutlaka ilişki kurması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin Ortadoğu ile ilişkilerini mutlaka sağlama alması ve yazılı yapmasını öneren Şahin, bölgede güven ortamının değişkenlik kazandığını söyledi.
Ortadoğu'daki ülkelerin demokratikleşme sürecine uzak olduklarını kaydeden Şahin, "Demokratikleşme perspektifinden bakarsanız Ortadoğu'da, Türkiye dışında bugün demokratikleşme isteyen, demokrasiyi destekleyen başka hiçbir ülke yok. Çünkü demokrasinin gelişmesi bütün monarşileri tehdide sokuyor" diye konuştu.
-Suriye'deki iç savaş
Şahin, Arap baharının şu anda Suriye'ye sıçradığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esed, bugün İslam ve Arap dünyasını zehirledi. Arap dünyası da İslam dünyası da bölünmüş durumda. Esed bunu gayet iyi biliyordu. Esed'in gitmesi çok zor, kalması imkansız. Niye gitmesi çok zor, çünkü Suriye'de Esed değil, azınlık koalisyonu yönetimde. Bu grup 'ilk defa bin yıldır bu gücü elde ettim, bunu bırakmamam lazım' diyor. Çünkü 'Bu yönetimi bırakırsam, kıyamete kadar Sunni coğrafya bana yönetim hakkı verir mi' diyor. Çünkü Ortadoğu'da diktatörler kendi rızasıyla gitmez, ya ölür ya da öldürülürler. Eğer bu azınlığa bağlı bir diktatörse o hiç gitmeyecektir, çünkü dünyaya yakacaktır gitmemek için."
Doç. Dr. Şahin, Suriye'de Beşar Esed'in yönetimde kalmasının imkansız olduğunu, çünkü her gün kendi insanının öldürdüğünü ifade etti.
TEAM Başkanı Ali Yılmaz da Antalya'nın sorunlarının çözülmesine katkı verecek ve üyelerin sosyal, kültürel, siyasi anlamda bilgilendirilmesini sağlayacak etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini kaydetti.
Panele Akdeniz Üniversitesi rektör yardımcıları Prof. Dr. Muharrem Kılıç ve Prof. Dr. Ömer Geçici, AK Parti İl Başkanı Mustafa Köse ile TEAM üyeleri katıldı.