Memorial Hastanesi'nden İnme Uyarısı

Memorial Şişli Hastanesi İnme Rehabilitasyon ve Araştırma Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Yakup Krespi, diyabet, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve aşırı kilo gibi sorunların inmeye neden olduğunu belirterek, kalıcı sakatlıklara ve hayati tehlikeye yol açan bu hastalıktan korunmak için genç yaşlardan itibaren uygulanacak yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını bildirdi.

Memorial Hastanesi'nden yapılan açıklamada, Türkiye'de her yıl binde 2-3 kişinin inme sorunu ile karşı karşıya kaldığı ve yaş ilerledikçe, özellikle 60-65 yaşından itibaren inme sıklığının arttığı kaydedildi.

Batılı ülkelerde ve dünya genelinde birinci, Türkiye'de ise üçüncü sakatlık nedeni olarak bilinen bu rahatsızlığın, kalp hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunun anımsatıldığı açıklamada görüşlerine yer verilen Memorial Şişli Hastanesi İnme Rehabilitasyon ve Araştırma Ünitesi Başkanı Doç. Dr. Yakup Krespi, inmeden korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.

Diyabet, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve aşırı kilo gibi sorunların inmeye neden olduğunu belirten Krespi, kalıcı sakatlıklara ve hayati tehlikeye yol açan bu hastalıktan korunmak için genç yaşlardan itibaren uygulanacak yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını kaydetti.

Vücudun bir tarafında aniden meydana gelen güçsüzlük, uyuşma, karıncalanma, konuşma zorluğu, görme kaybı veya çift görme, bulantı, kusma, dengesizlik gibi şikayetlerin inmenin en önemli belirtileri olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Krespi, inme sırasında hastaların o güne kadar hiç deneyimlemedikleri şiddette bir baş ağrısı ile karşılaşabileceklerini kaydetti.

-"Sigara önemli bir risk faktörüdür"

Doç. Dr. Krespi, atardamarların erken yaşlanmasına bağlı olarak da inme ortaya çıkabileceğini ifade ederek, "İnmenin beş temel risk faktörü bulunuyor. Bu hastalık; diyabet, sigara, yüksek kolesterol, şişmanlık ve bel yağlanması ile birlikte ortaya çıkabilmektedir. Yaşlı hastalarda 'atrial fibrilasyon' denilen kalp ritim bozuklukları, genç hastalarda ise kalp kapakçığıyla ilgili sorunlar çok sık görülmektedir. Gençlerde hiçbir risk faktörü bulunmasa bile, sigaranın tek başına inmede önemli bir risk faktörü olduğu bilinmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

İnmede ilk saatlerin önemine işaret eden Krespi, şunları aktardı:

"İnme belirtilerinin görüldüğü hastaların yüzde 80'inde sorun bir damarın tıkanmasından kaynaklanmaktadır ve yüzde 20'lik bir grupta ise bir damarın çatlamasına bağlı olarak beyin kanamaları ortaya çıkmaktadır. Günümüzde beyin damar tıkanıklıklarının özel tedavileri bulunmaktadır. Bu tedavilerde sakatlık riskinin kalkmasında en etkili faktör zamandır. Damarın açılmasını sağlayacak ve yeniden beynin kan dolaşımını sürdürecek olan tedavilerin ilk 6 saatte başlatılması çok önemlidir. Bu süre içinde introvenöz yani damarsal tedavinin yanı sıra; anjiyografik yöntemle, tıkalı damara bir kateter ile ulaşılarak pıhtı damarın içinde eritilebilir veya damarın içinden çekip çıkarılabilir. Buna da 'endovasküler tedavi' adı verilmektedir. Bu iki tedavi bir hastada birlikte veya ayrı ayrı olarak uygulanabiliyor."

Krespi, inme geçiren bir hastaya, ilgili tüm birimleri bünyesinde barındıran donanımlı bir merkezde tedavi uygulanması, inme tedavisine birçok branşın bir araya gelerek karar vermesi ve hasta rehabilitasyonunun sağlanması gerektiği üzerinde dururken, inme merkezlerindeki organize tedavi ile hastanın erken dönemde ölüm ve sakatlık riskinin en aza indirilmesinin sağlandığı uyarısında bulundu.

Kaynak: AA